Ýçinde yaþadýðýmýz þu asýrda, birçok aile yuvalarý samimiyet ve muhabbetle kurulduðu hâlde, çok geçmeden eþler arasýnda geçimsizlikler, yaþanan sorunlar ve huzursuzluklar baþ göstermede, yuvada sevgi ve muhabbet baðlarýný gevþeterek, birbirlerine düþman olmakta, ayrýlmak için mahkeme kapýlarýný aþýndýrmaktadýrlar.
Niçin evlenen bazý fertler mutsuz oluyor veyahut çabucak boþanýyorlar? Bunun sebebini kýsaca izah edelim. Günümüzde birçok kimseler, mâneviyattan ziyade, daha çok maddileþmiþ, dinî duygulara, Ýslâmî esaslara önem vermeyip, dinî, ahlâkî, bilgi ve terbiyeden uzaklaþmýþ olduklarýndan, birçok aile yuvalarýnda kadýn ve erkeði birbirine baðlayan etkenler genellikle gelir, menfaat, servet ve makam gibi geçici þeyler oluyor. Kalbinde Allah korkusu, âhiret kaygýsý olmayan kadýn ve erkek, derhal ayrýlmayý düþünüyor.
Eþler arasýnda anlaþmazlýk ve geçimsizlik tüm ailenin, dolayýsýyla çocuðun mutsuz olmasýna neden olur. Ekonomik ve cinsel problemler, iletiþim bozukluðu, aile içi þiddet, geçimsizlik ve eþler arasý sosyo-kültürel farklýlýklar gibi sebeplerden dolayý eþlerin birbirinden ayrýlabilyor.
Ýþte maddî baðlarla örülen yuvalar, er geç daðýlmaya maruz kalýyor. Hâlbuki aile yuvasý, sevgi ve saygý baðlarýyla örülür. Bu baðýn devamý ise, aile yuvasýnýn iki kutbu ve bu kutsal müesseseyi destekleyen iki direk olan karý koca arasýnda, bu yuvayý ebediyen yaþatmak kastý ve bunun tek dayanaðý olan çiftler arasýnda derin sevgi ve saygý ile Allah'ýn, Peygamber'in emirlerine hakkýyla riayet ederek ömür sürmek ve yuvanýn mutluluðunu bozan þeylerden sakýnarak hareket etmeleri ile mümkündür.
Aile yuvasýnýn temelini oluþturan karý-kocadýr. Ýslâm dinî barýþ, esenlik, mutluluk dini olduðundan fertlerin, ailelerin, cemiyetlerin mutlu, huzurlu olmasýnýn yolunu göstermiþ ve bu huzurun korunmasýný belirtmiþtir.
Bir hadis-i þerifte þöyle buyrulmuþtur:
“Sizin en hayýrlýnýz ailesine iyi davranandýr.”1
Yine bir hadis-i þerifte:
“Yumuþaklýk ev halkýna hayýr ve menfaat saðlar.2
Bu hadislerde aile içerisinde iyi geçinmenin önemi belirtilmektedir. Bu konuda þöyle bir hikâye anlatýlýr:
Evin Beyi, akþam vakti iþinden dönünce, evi periþan halde bulmuþtu: Kirli tabaklar sofradan kaldýrýlmamýþtý, yerler kirliydi, yataklar darmadaðýnýktý, pijamalar, çoraplar oraya buraya atýlmýþ haldeydi. Üstelik akþam yemeði de hazýr deðildi. Vaziyete bakýp öfkeden deliye dönen adam, epeyce arandýktan sonra, hanýmýný balkonda bir sandalyeye oturmuþ, kitap okur halde buldu. Öfke ve endiþe karýþýmý bir sesle: “Bugün sana ne oldu?” diye sordu. Kadýn umursamaz bir edayla baþýný çevirip: “Hiç kocacýðým” dedi. “Her akþam bana, ‘bütün gün evde ne yaptýn sanki?’ diye sorardýn ya. Bugün de bir þey yapmadým iþte. Evde neler yaptýðýmý görmeni istedim.”
Ev içerisinde de yumuþak olmalý; sert, kaba olmamalý. Ufak tefek þeylerden dolayý baðýrýp çaðýrmamalý. Sakin, yumuþak bir þekilde davranarak problemleri çözmeli. Önemli olan sorun çýkarmak deðil, sorunu en iyi þekilde çözmek olduðunu bilmelidir. Tabii ki, þeytan Müslümanlarýn düþmaný olduðuna göre, karý-kocayý birbirine kýþkýrtarak sorun varmýþ gibi kavga çýkartmaya çalýþýr. Böylece evdeki huzurun bozulmasýný saðlar ve yuvanýn yýkýlmasý, aile fertlerinin periþan olmasýný ister. Bu da onun en büyük arzularýndan biridir.
Rasûlullah (s.a.s.) bunu bildirmektedir:
“Ýblis tahtýný su üzerine kurar. Sonra bölük bölük askerlerini gönderir. Askerlerinin derece ve makamca kendine en yakýný, fitnesi en büyük olanýdýr. Yardýmcýlarýnýn biri gelir de: ‘Þöyle þöyle iþler yaptým’ der. Ýblis ona: ‘Senin yaptýðýn çok önemli bir þey deðil’ der. Sonra onlardan bir diðeri gelir ve o: ‘Karý ile kocanýn arasýný iyice ayýrýncaya (boþanýncaya) kadar peþini býrakmadým’ der. Bu ifade üzerine Ýblis o yardýmcýsýný kendisine yaklaþtýrýr ve sen ne güzel bir iþ yapmýþsýn!’ diyerek onu takdir eder (ödüllendirir).”3
Görüldüðü gibi þeytanýn en büyük gayelerinden biri; karý-koca arasýnda geçimsizliðin çýkmasý, mutsuz olmalarýný saðlamasý ve sonuçta birbirinden ayrýlmasýdýr. Böylece aile yuvasýný yýkarak ailenin periþan olmasýna sebep olmaktýr. Eþler þeytanýn bu tuzaðýna düþmemeye çok dikkat etmelidir. Þeytanýn karý-kocayý birbirlerine karþý kýþkýrttýðýný unutmamalý. O, aile bireylerini, en ufak þeylerden dolayý öfkelendirip karþýlýklý münakaþalara sürüklemektedir. Burada dikkat edilecek en önemli husus öfkelenmemeye çalýþmaktýr. Bunun için de empati yapmak gerekir. Empatinin anlamý, kendimizi karþýmýzdakinin yerine koymaktýr.
Mutlu bir evlilik hayatý yaþamak isteyenler, bu hususta bilgi sahibi olmalýdýrlar. Örneðin bir kadýn evlilik hayatýnda mutlu olmak istiyorsa, kocasýný mutlu etme yollarýný bilmelidir. Erkek de böyledir. Evlilik hayatýnda mutlu olmasý, hanýmýný mutlu kýlmasýna baðlýdýr. Hanýmýný rahat ettirdiði sürece kendisi de rahat olur, huzur içinde yaþarlar.
Eþler birbirlerini suçlamadan önce mutlaka anlaþmazlýk konusu olan þeye bir de karþý pencereden bakmayý denemeli ve kendisini muhatabýnýn yerine koyabilmelidir. Bu sayede aralarýnýn açýlmasýna, huzursuzluk çýkmasýna mani olmuþ olurlar. Eþler aralarýnda mutluluða engel olacak her þeyden sakýnmalýdýr. Mutlu bir aile yuvasýný oluþturmaya gayret etmelidirler.
Genellikle evlilikte yaþanan sorunlar, geçimsizliðe sebep olan haller, þunlardýr:
1- Yanlýþ eþ seçimi
2- Huylarýn uyuþmamasý
3- Eþlerin birbirini anlamamasý
4- Eþine ve eþinin yakýnlarýna saygýsýzlýk ve eleþtiriler
5- Bencillik
6- Sinir ve öfke
7- Güvensizlik
8- Dedikodu
9- Ýnanç ve görüþ ayrýlýðý
10- Ýnatçýlýk
11- Ýnanç ve amel zayýflýðý
12- Koca baskýsý
13- Kaynana baskýsý
14- Geçim sýkýntýsý
15- Kötü alýþkanlýklar (içki, kumar, zinâ vs.)
16- Haline râzý olmamak (kanaatsizlik)
17- Katý ve kaba davranmak
18- Eþini baþkalarýnýn yanýnda rencide etmek
19- Aþýrý yaþ farký
20- Ön yargýlý olmak
19- Aþýrý kýskançlýklar, kompleksler
20- Psikolojik problemler
20- Þiddet
21- Aldatma
22- Eþlerin birbirine yeteri kadar zaman ayýramamasý
23- Eþler arasýndaki cinsel sorunlar
23- Sevgi, saygý, sabýr, sadakat ve sorumluluk bilincinin olmamasý.
Sonuç olarak þunu diyebiliriz; Yukarýda belirtilen bu hususlara dikkat edildiðinde; evlilikte geçimsizliðin, huzursuzluðun ve mutsuzluluðun yerini, huzur ve mutluluðun almasý zor olmaz.
Dipnot
Tirmizî, Radâ 11
Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 71
Müslim, Kitabu Sýfati’l-Kýyâme ve’l-Cenne ve’n-nâr 65
Süleyman GÜLEK / Vuslat Dergisi
|