Dinimize göre aile; anne, baba ve varsa çocuklardan oluþan kutsal bir yuvadýr. Birbirlerine sevgi ve saygý baðlarýyla baðlý olan; ayný inanç, ayný düþünce ve ayný duygularý paylaþan; kendilerine düþen görevleri yerine getiren bireylerden oluþan aileler, huzurlu olurlar. Kur’an-ý Kerim’de; “Allah sizlere kendinizden eþler, eþlerinizden de oðullar ve torunlar var eder.” (Nahl, 16/72.) buyrulur.
Ýslam dini aileye büyük önem vermiþtir. Çünkü aile, hem kiþinin huzur bulduðu bir ortam, hem neslin devamý için bir vesile, hem de kiþiyi dince günah sayýlan çeþitli kötülüklerden koruyan bir kurumdur. Kur’an-ý Kerim’de; “Ýçinizden kendileriyle huzura kavuþacaðýnýz eþler yaratýp aranýzda sevgi ve rahmet var etmesi Allah’ýn varlýðýnýn belgelerindendir. Bunda düþünen insanlar için dersler vardýr.” (Rum, 30/21.) buyrulur.
Toplumun özü ve temeli ailedir. Uygarlýkta ileri gitmiþ ne kadar millet varsa, aile ocaðýnda iyi eðitim görmüþ bireylerden meydana gelmiþtir. Çünkü milletler, birçok ailenin birleþmesinden meydana gelmektedir. Dinimiz, ailelere, aile kurumuna ve aile bireyleri arasýndaki iliþki ve baðlara büyük önem vermektedir. Aile, evlilik ve nikâh baðýyla kurulur. Peygamberimiz bir hadisinde; “Nikâh benim sünnetimdir. Evleniniz, ben diðer ümmetlere karþý sizin çokluðunuzla öðünürüm.” (Ýbn Mace, Nikâh, 1.) buyurmuþtur.
Ailenin düzenli, huzurlu ve mutlu olmasý, aile bireylerinin birbirlerine karþý sevgi, saygý, yardýmlaþma ve dayanýþma bilinci içinde olmalarýna baðlanmýþtýr. Aslýnda milletin bütün bireyleri, birbirleriyle sevgi, saygý ve yardýmlaþma ihtiyacýndadýrlar. Ýnsan, yaradýlýþý gereði bir baþkasýna muhtaçtýr. Üzüldüðümüz veya sevindiðimiz zaman, bu duygularýmýzý paylaþacak dostlar ararýz. Bunlarýn baþýnda da aile üyeleri gelir.
Anne ve babalar, kendileri ve çocuklarý için çalýþýrlar. Aile üyelerinin ihtiyaçlarýný helal yoldan çalýþarak temin ederler; çocuklarýnýn geleceði için çok büyük maddi ve manevi fedakârlýklar gösterirler. Çocuklarýna millî ve manevi deðerleri tanýtýrlar. Onlarýn güzel ahlâklý olmalarý için çaba harcarlar.
Anne ve babasýný seven çocuklar, içten gelen bir sevgi ve saygý duygusuyla onlara baðlanýrlar. Aile içinde düzen ve huzurun saðlanmasýna yardýmcý olurlar. Kendilerinden yaþ ve tecrübede daha büyük olan aile bireylerine saygýda, küçük olanlara ise sevgide kusur etmemeye çalýþýrlar.
Aile bireyleri kendi aralarýnda, yardýmlaþma ve dayanýþma içinde olurlar. Herkes, ailenin sevinci ile sevinir, üzüntüsüyle üzülür. Aile bireyleri kendilerine düþen görevleri aksatmadan yerine getirirler. Anne ve babasýna eziyet etmezler. Akrabalarýný, dostlarýný ve komþularýný sever, sayar ve yardýmlarýna koþarlar.
Aile, her insanýn doðup büyüdüðü kutsal bir ortamdýr. Hepimizin kaldýðý bir yer vardýr. Ýnsanlarýn kaldýklarý yerlere ev deriz. Ancak aile bireylerinin yaþadýklarý yerlere yuva denir. Aile yuvalarýna, aile ocaðý da denilmektedir. Aile yuvasý ve aile ocaðý gibi deyimler, rahatlýk ve güven duygusu veren, içinde sýcaklýðýný hissettiðimiz yerler anlamýnda kullanýlmaktadýr. O hâlde, içinde yaþadýðýmýz binalarýn maddi yapýsýna ev derken, içinde yaþadýðýmýz manevi ortama da aile yuvasý veya aile ocaðý diyoruz.
Hepimiz aile yuvamýzýn þeref ve haysiyetini zedeleyecek söz ve davranýþlardan kaçýnmalýyýz. Büyüklerimize saygý göstermeli, küçüklerimize her konuda yardýmcý olurken, þefkat ve merhametimizi onlardan esirgememeliyiz. Elimizden geldiðince aile bütçesine katkýda bulunmalýyýz. Ev iþlerinde ve dýþarý iþlerinde birbirimize yardýmcý olmalýyýz. Bunlarýn karþýlýðýnda hiçbir ücret beklememeliyiz. Çünkü aile iþlerinin ücreti sevgi ve ilgidir.
Aile bireyleri, ara sýra, birbirlerine hediye alarak sürpriz yapmalýdýrlar. Bu olay hepimizi çok heyecanlandýrýr. Aile içindeki neþemiz bir kat daha artar. Bu mutluluðu hep birlikte paylaþýrýz. Bayram, kandil ve önemli günler hediye, almak için en uygun zamanlardýr. Çünkü hediye sevgi sembolüdür. Sevgili Peygamberimiz de bazen, aile bireylerine hediye vererek onlarý sevindirirdi. Hediyeleþme konusunda da ümmetini teþvik ederdi. O, aile içerisinde en büyük hediyenin sevgi olduðunu belirtmiþtir.
Çocuk eðitiminde ailenin önemi
Aile eðitimi, ailenin çeþitli ihtiyaçlarýný karþýlamaya yönelik eðitim sürecidir. Aile eðitimi, aile kurumunun devamýný, bireylerin saðlýklý geliþimini, toplumun uyumlu ve sorumlu üyesi olmalarýný saðlamak amacýyla yapýlan her tür ve seviyedeki eðitimi kapsar.
Ýnsan eðitiminde özellikle de çocuk ve gençlerin eðitiminde en önemli kurum ailedir. Ailenin; biyolojik, ekonomik, sevgi, koruyuculuk, toplumsallaþtýrma, eðitim ve boþ zamanlarý deðerlendirme gibi iþlevleri vardýr.
Ýnsanýn ihtiyaçlarý þöyle sýralanmaktadýr:
1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme, uyuma gibi.
2. Güvenlik ihtiyacý: Kiþinin kendini emniyette hissetmesi; can, mal ve namus korkusunun olmamasý.
3. Yakýnlýk ihtiyacý: Kiþinin kendisini (aile, akraba, hemþeri, millet, din vb.) bir gruba ait olduðunu hissetmesi; diðer insanlara yakýn olma, sevme, sevilme ihtiyacý.
4. Saygýnlýk ihtiyacý: Kiþinin içinde bulunduðu toplulukta varlýðýnýn onaylanmasý, ona saygý duyulmasý ihtiyacýdýr.
5. Bilme, tanýma ihtiyacý: Kiþinin öðrenmeye karþý duyduðu ihtiyaçtýr.
6. Estetik ihtiyaç: Ýnsanýn iyi ve güzel þeylere karþý duyduðu ilgi ihtiyacýdýr.
7. Kendini gerçekleþtirme: Kiþinin doðuþtan getirdiði potansiyelleri gerçekleþtirmeye duyduðu ihtiyaçtýr. Kiþi bu potansiyellerini ortaya koyamazsa, kendini engellenmiþ ve huzursuz hisseder.
Bu ihtiyaçlardan ilk dördü hayatta kalma ihtiyacýdýr; kiþi varlýðýný sürdürebilmek için bunlara sahip olmalýdýr. Ancak bu ihtiyaçlarýn önemli bir özelliði yoksun olunduklarýnda insanýn davranýþlarýný belirlemeleridir. Diðer zamanlarda neredeyse farkýna bile varýlmazlar.
Son üçü ise geliþim ihtiyaçlarýdýr. Yani, kiþinin hayatta kalmasýna deðil, geliþmesine yararlar. Bu yüzden, doyurulmadýkça ortaya çýkmazlar ve doyuruldukça kiþinin davranýþlarýný yönlendirmeye baþlarlar. Ýnsanlar, tüm ihtiyaçlarýný en iyi þekilde bir ailede karþýlar.
Aile, çocuðun doðuþtan getirdiði güzel duygularýn uyandýrýlmasý ve doðru, güzel, iyi davranýþlarýn kazandýrýlmasý yoluyla deðerler eðitimi görevini yerine getirir. Aile bu görevlerini informal bir ortamda yerine getirir. Eðitimin mekâný her yerdir (okul, aile, toplum), fakat bütün eðitimin temeli ailededir.
Çocuðun anne babadan aldýðý iki þey vardýr: Sevgi ve eðitim. Sevgi; kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duygularý içerir. Eðitim ise öðretilen her þeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasaklarý, kurallarý, inançlarý, deðer yargýlarýný, görgü kurallarýný ve insanýn sosyalleþmesi için gerekli olan tüm toplumsal deðerleri kapsar.
Çocuk, inançlarý ve sosyal hayata uyum saðlayacak ahlaki davranýþlarý küçük yaþlarda öðrenir ve öðrenmeler kolay sökülüp atýlamayacak kadar derin bir þekilde yerleþir. Günlük hayatta “huy” dediðimiz karakter vasýflarýnýn pek çoðunun temeli çocuklukta aile vasýtasýyla atýlýr. Çocuk sadece insanlarla deðil, yüce varlýk (Yaratýcý) ve eþya ile olan iliþkilerinin esasýný da burada öðrenir. Cömertlik, cimrilik, temizlik, düzenlilik, daðýnýklýk, çekingenlik ve sosyallik, merhamet, kýskançlýk, paylaþma, fedakârlýk, kin tutma, doðruluk, yalancýlýk gibi deðer ve alýþkanlýklarýn kazanýlmasý hep çocukluktaki eðitime baðlýdýr.
Eðitimin en iyi gerçekleþtirileceði yer ailedir. Ýnsanlar, temel inanç ve deðerlerini yeni nesillere aile aracýlýðý ile aktarýr. Birey, ilk dinî ve ahlaki bilgi ve tutumlarý ailesinden öðrenir. Çocuðun eðitimi her þeyden önce temel ruhi ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasýna baðlýdýr. Bunlar sevgi, disiplin ve özgürlüktür. Bu üç ihtiyaç, birbiriyle sýký sýkýya baðlantýlýdýr ve birlikte karþýlanýr. Bebeklikte sevgi ihtiyacý yoðundur, ileri yaþlarda ise sevgi ihtiyacýnýn yanýnda özgürlüðü saðlama ve disiplin verme gereði de ortaya çýkar.
Çocuk için ailenin önemi, sadece onun maddi ihtiyaçlarýný karþýlamaktan kaynaklanmamaktadýr. Çocuðun maddî ihtiyaçlarý þu veya bu þekilde karþýlanabilir. Ancak aile içinde saðlanan sevgi ve güven ortamýný baþka yerlerde saðlamak oldukça zordur. Çocuk için özellikle anne sevgisi çok önemlidir. Anne sevgisinden mahrum kalan çocuk, diðer ihtiyaçlarý giderilse bile, dokunma ve sevme ihtiyacý doyurulamadýðý için, psikolojik açýdan tutarsýz davranýþlar gösterebilir. Yetiþtirme yurtlarýnda yapýlan araþtýrmalar bu durumu açýkça göstermektedir. Çocuk sevgiyi ailede öðrenmektedir. Nitekim Sovyetler Birliði’nde Stalin döneminde aileyi ortadan kaldýrma giriþimleri istenilen sonuçlar doðurmamýþ, tekrar ailenin güçlendirilmesine dönülmüþtür. Türkiye’de tüm sorunlarýna raðmen, aile kurumunun çok güçlü olduðu söylenebilir.
Ailenin önemi, insanýn hayatýnýn ve eðitiminin dayandýðý temel kurum oluþundan ileri gelmektedir. Birey ve toplum arasýndaki olumlu iliþkiler aile aracýlýðýyla kurulabildiðinden, aile temel toplumsal bir kurumdur. Toplumlar, temel deðerlerini aile aracýlýðý ile yeni kuþaklara aktarýrlar. Ýçinde bulunduðumuz kültürel atmosfer bize, kiþiliðimizin geliþmesi, ahlaki karakterimizin olgunlaþmasý imkânýný saðlar.
Ailenin yani anne babanýn çocuðun eðitiminde bazý görevleri vardýr. Bu görevlerinin baþýnda çocuðun maddi ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasýndan sonra onun sosyalleþmesi gelmektedir. Sosyalleþme, toplum içinde yaþayabilmek demektir. Bunun için toplumun deðerleri ve kurallarý bilinmelidir. Toplumda insanlar arasýndaki iliþkileri düzenleyen hukukî düzenlemelerin yanýnda deðerler de önemli bir yer tutar. O hâlde aile, çocuðuna deðerleri öðretmelidir.
Eðitim denince daha çok çocuklar akla gelir. Eðitim genellikle onlarý ilgilendirir. Çocuðun eðitiminde en önemli kurum ailedir. Bunun yanýnda, yaþanýlan çevre, arkadaþ iliþkileri, okul hayatý ve kitle iletiþim araçlarý çocuðun eðitiminde rol oynamaktadýr. Eðer çocuk, iyi davranýþlara yönlendirilmezse kötü davranýþlara yönelebileceðinden çocuðun yetiþmesiyle ilgilenenlere önemli görevler düþmektedir.
|