Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 3033
Toplam 16465185
En Fazla 25928
Ortalama 2710
Üye Sayýsý 1194
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Evlilik ve Aile Kurumu 1

Ýslâm'da âile ocaðý, toplum binasýný oluþturan fert tuðlalarýnýn piþtiði ocak durumundadýr. Ocak ne kadar saðlam olursa tuðla da o kadar saðlam olur. Tuðla saðlam olursa bina da o derecede saðlam olur.

16/04/2012

Âile ocaðýnýn saðlamlýðý o insan tuðlalarýný piþiren erkek ile kadýnýn; hedeflerinin üstün, bilgilerinin saðlam, anlayýþlarýnýn sahih, amellerinin sâlih, ahlâklarýnýn fâzýl, niyetlerinin hâlis, kalplerinin küfür, þirk ve bidatlerden sâlim olmasýna baðlýdýr. Ýþte bu sebeplerden dolayý önce karýkoca olacak ve bu özelliklere sahip olan âile yuvasý kuracak olan erkek ve kýzýn saðlam yetiþmesi gerekir. Âile olacak erkekle kýzýn nihâî hedefleri Allah'ýn rýzasýný kazanmak ve bu rýza hedefine yönelen örnek Müslüman bir âileyi oluþturan bireylerin çok yönlü ve örnek müslüman olmalarýný saðlamaktýr. Bilgileri saðlam olursa anlayýþlarý da saðlam olur. Çünkü anlayýþýn kaynaðý ilimdir. Ýlim, lehinde ve aleyhinde olaný usûl ve fürû olarak Ýslâm'ý ehil ve müttakî âlim denetiminde bilmektir. Amelin sâlih, ahlâkýn fâzýl olmasý sâlih ve fâzýl olanlarla birliktelikle elde edilir. Niyetin hâlis olmasý Hakký bâtýla, bâkîyi fâniye, Allah'ýn rýzasýný nefsin rýzasýna tercih edip bu tercih üzerinde sabýr ve sebat etmekle elde edilir. Kalplerin sâlim olmasý, küfür, þirk ve bidatlerden kendilerini ilim, amel, zikir ve fikirle koruyan, iman, tevhid ve her konuda Sünneti izleyenlerin ortamýnda yaþayarak elde edilir.

A. MÜSLÜMAN BÝR AÝLENÝN TEMEL ÖZELLÝKLERÝ:

1. Ýslâmî Nikâh:

Ýslâmî nikâh, Allah adýna ve Allah'ýn ve Rasûlünün koyduðu esaslara göre; iki þâhidin huzurunda, velilerin de bilgileri dahilinde erkek ve kýzýn dünya ve âhirette devam etmek düþüncesiyle birbirleriyle rýza ile yaptýklarý akittir. Bu nikâhý bizzat Allah Teâlâ evlenecek kimselerin velilerine þöyle emretmiþtir:

"Aranýzdaki bekârlarý, kölelerinizden ve cariyelerinizden evlenmeye elveriþli olanlarý evlendirin. Eðer bunlar fakir iseler, Allah kendi lûtfu ile onlarý zenginleþtirir. Allah, (lûtfu) geniþ olan ve (her þeyi) bilendir."

2. Saðlam iman ve sâlih amel:

Saðlam iman, sahîh ilim ve irfanla; sâlih amel, sâlihlerle birlikte terbiye neticesinde imana uygun amelin yaþandýðý ortamla elde edilir.

Allah Teâlâ, evin idaresini verdiði erkeklere þu âyet-i kerîme ile kendinizi ve ehlinizi cehennemden ve cehenneme götürecek amellerden koruyun diye emretmiþtir:

"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakýtý insanlar ve taþlar olan ateþten koruyun. Onun baþýnda, acýmasýz, güçlü, Allah'ýn kendilerine buyurduðuna karþý gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardýr."

Hz. Peygamber (s.a.s.), sorumlularý ve onlarýn sorumluluklarýný þöyle belirtmiþtir:

"Hepiniz çobansýnýz ve hepiniz sürüsünden sorumludur. Devlet baþkaný da bir çobandýr ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanýdýr ve sürüsünden sorumludur. Kadýn kocasýnýn evinin çobanýdýr ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malýnýn çobanýdýr, o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansýnýz ve hepiniz sürüsünden sorumludur."

3. Anne-baba ve çocuklarýn, birbirleriyle karþýlýklý saygý ve sevgi prensiplerine uymada titizlik göstermeleri.

Anne ve baba çocuklarýna karþý þefkatle ve sevgiyle davranmalýdýrlar. Çocuklar ise hem sevgi hem saygýyla hareket etmelidirler. Çocuklar, baþkalarýna karþý takýndýklarý tavýrdan daha seviyelisine anne ve babalarýnýn daha lâyýk olduðu þuuru ile hareket etmelidirler.

4. Âilede kadýn-erkek arasýndaki iliþkilerde birbirleriyle karþýlýklý sevgi, saygý ve güzel geçim prensiplerine dayanmasý.

Bu prensipleri þu âyet ve hadisten çýkarmak mümkündür:

"Onlarla hoþça, güzelce geçinin. Þayet onlardan hoþlanmayacak olursanýz, olabilir ki bir þey sizin hoþunuza gitmez de Allah onda birçok hayýr takdir etmiþ bulunur."

"Mü'minlerin iman bakýmýndan en kâmili, ahlâkça onlarýn en güzel olanýdýr. Sizin hayýrlýlarýnýz da kadýnlarýna karþý ahlâkça hayýrlý olanýnýzdýr" buyurmuþtur. 

5. Âile içinde, eve giriþte ve çýkýþlarda belli baþlý þu âdâba uymalarý gerekir:

a) Eve girerken izinle yani zile basmak suretiyle girmek,

b) Eve girerken selam vermek. Delil: Nûr sûresi (24), 27-29.

c) Birbirlerinin hatýrlarýný sormak,

d) Çocuklarýn anne-babaya ait yatak odasýna izinsiz girmemek. Delil: Nûr sûresi (24), 58-60.

6. Ýçinde bulunduðu zamana ait müsbet ilim, görgü, edep ve tecrübelerden daimî geliþme içinde olmaya azamî itina göstermek. Buna dair âyet ve hadisler çoktur.

7. Âile fertlerinde Ýslâm'ýn ahlâk ve âdâbý görünmeli ve baþkalarýna örnekliðin sergilenmesine dikkat etmektir.

B. ÂÝLE MUTLULUÐUNUN GERÇEKLEÞMESÝ:

1. Karý-kocanýn ittifak kurup anlaþtýðý ve üzerinde birleþtiði, saygý duyduðu deðerleri olmalý, ikisini de bu deðerler baðlamalýdýr. Bu ölçüleri kâðýda metin halinde yazmak gerekir.

Karý-koca önce hedeflerinin Allah'ýn rýzasýný kazanmak olduðunu bilmeleri, buna inanmalarý ve buna göre hayatlarýný tanzim etmeleri gerekir. Bu rýza hedefine ermeleri için Ýslâm'ý, Hz. Peygamber'i izleyerek  yaþamak ve Müslüman olarak ölmek gerektiðini itikâden ve amelen kabullenmeleri gerekir. Çünkü Allah Teâlâ þöyle buyurmuþtur:

"Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraþýr þekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin. Hep birlikte Allah'ýn ipine (Ýslâm'a) sýmsýký yapýþýn; parçalanmayýn."

Hz. Peygamber'e itaat konusunda da Allah Teâlâ þöyle buyurmuþtur:

"Kim Peygamber'e itaat ederse kesin olarak Allah'a itaat etmiþ olur."

2. Her meseleyi Ýslâm'ca çözebilmeleri için bir Ýslâm âlimi edinmek ve her konuda bu âlime baþvurmak. Çünkü dünyevî ve uhrevî ilerlemenin baþý ilimde ilerlemektir.

3. Evi örnek bir ev haline getirmeye çalýþmalarý gerekir. Bunun için Hz. Peygamber'in evini örnek almak. Onlar, kocalarýna itaatkârdýlar, kanaatkârdýlar, bütün sýkýntýlara raðmen dünyayý deðil Peygamber'i tercih etmiþlerdi.

2. Evlenmeden önce erkek nasýl bir kadýn, kýz da nasýl bir koca istediðini bilmeli, bu þuur ve idraki kazanmalý, sonra bu anlayýþa göre aramalýdýr. Müslümana gereken þey, önce Müslüman bir âilenin özelliklerini bilmek ve ona göre yaþamaktýr.

3. Evlilik öncesi tanýþma ve tanýþma prensipleri bilinmeli ve ona göre tanýþma olmalý.

4. Âile kurumu sadece karý-koca deðil akrabalardan da oluþan ebede dönük bir  kurum olduðunu düþünerek akrabaya da bakmanýn önemli olduðunu kabullenmek, anne-baba rýzasýný gözetmek.

5. Erkek evliliðin devamýný teminde titizlik göstermeli, Allah'ýn bir emâneti, Peygamber'in veda haccýndaki son vasiyeti olduðu düþüncesiyle hareket etmelidir.

6. Karý-koca birbirlerine en azýndan baþkalarýna gösterdiði centilmenliði, iyiliði göstermeli, kendilerini daima karþýsýndakinin yerine koymaya çalýþmalýdýrlar.

Âilenin kurulmasý için evliliðin olmasý gerekir. Evliliðin olmasý da evlenecek olanlarýn birbirleriyle tanýþmalarý gerekir.

a. Evlilik Öncesi Tanýþma:

"Tanýþmadan önce tanýma olmalý, ileride sýkýntý olmamasý açýsýndan birbirlerinin mahiyetleri hakkýnda bilgi edinmek isteyenlere, doðru bilgi verilmelidir.

"Bilgi alacaðýmýz kaynaklarýn Allah Teâlâ'dan korkup sorumluluk hissi duyan kimse olmalarý gerekir.

"Kendi kýzýný almalarýný temin için baþka kýzlarý kötüleyen veya kendi oðluna alabilmek için o kýzý kötüleyen kimse ile istiþare edilmemelidir.

"Evlenilecek kimselerin, muharremattan (Ýslâm'ca yasaklanan kimseler)den olmamasýna, özellikle de rýda (süt emme)den doðan haramlýða dikkat etmelidirler.

"Bilgi kaynaklarý çok yönlü olmalýdýr. Ýþte bu bilgiler alýnýp veya elde edilip bu bilgiler ehliyle tahlil edildikten sonra tanýþma olmalýdýr.

b. Kýz-Erkek Birbirleriyle Tanýþýrken Þunlara Uyulmalýdýr:

"Mahremlerinden biriyle birlikte veya dedikoduya malzeme olmayacak þekilde görüþme saðlanmalýdýr.

"Yanýnda mahremi olmadan bir evde kalmalarý, konuþmalarý ve beraber gezmeleri caiz deðildir.

"Eðer beraber gezildiði takdirde "onun arkadaþý imiþ, onunla demek ki iliþkisi varmýþ" intibaýný verecekse ki verir, gezmeleri doðru deðildir.

"Görüþürken birbirlerine þu istekleri net bir þekilde ortaya konulmalýdýr:

Nihâî gayemiz: Allah Teâlâ'nýn rýzasýný kazanmaktýr.

Görevimiz: Ýslâm'ýn belirlediði iyi bir aile yuvasý kurmak ve Ýslâm'ýn istediði evladý yetiþtirmektir.

Hayat Boyu Prensiplerimiz:

1. Bütün iþlerimizi Ýslâm'ýn helallar ve haramlar dairesi içinde yürütmemiz gerekir.

2. Aramýzdaki çekiþmelerde hakem Ýslâmî hükümleri iyi bilen alimlerimizdir. Çünkü  ölçümüz Ýslâm'dýr.

3. Evimizi anlayýþ ve davranýþ olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)'in evine benzetme olmalýdýr.

4. Önce kendi evimizi örnek bir yuva haline getirmek sonra da akrabalarýmýza ve komþularýmýza Ýslâm'ýn müsaade ettiði ölçüde faydalý olmaktýr.

5. Her þeyden önce Allah Teâlâ'ya kul olduðumuzu bilip Allah'a kulluðu yapmaya çalýþmak sonra da aile olarak karýkoca arasýndaki haklara ve görevlere dikkat etmek gerekir.

6. Günlük, haftalýk, aylýk, ve senelik görevlerimizi ve iþlerimizi plânlý bir þekilde yapmamýz gerekir:

"Günlük: Ýbadetlere dikkat, ev düzen ve temizliði, yemek piþirilmesi, çocuk bakýmý ve kocaya karþý sýcak ilgi.

"Haftalýk: Akraba ziyareti, faydalý Ýslâmî ders ve sohbetlerde bulunma, komþularla Ýslâmî ve insânî ölçüler içerisinde ilgilenme ve umumî ev temizliði.

"Aylýk: Bir aylýk hayatýn muhasebesi, bir aylýk programýn gözden geçirilmesi ve tedavî gerekiyorsa tedâvîye yönelme.

"Senelik: Uygun bir yerde tatil yapmak, zaman, imkan ve plâna göre, uzak akraba ile imkan nisbetinde alaka kurulabilmelidir.

7. Evde aile reisi evin erkeðidir. Bunu Allah Teâlâ belirlemiþtir.

8. Müþterek iþlerde, gerekiyorsa özel iþlerde aile reisinin hanýmýyla müþavere etmesi evin reisliðine zarar getirmez, belki fayda getirebilir.

9. Evde, mümkün olursa hergün yarým veya bir saat da olsa plânlý bir þekilde karý-koca ders yapmalýdýrlar. Çünkü ailenin eðitimi toplumun eðitimi demektir.

10. Kýz, erkeðe hitâben "haným olarak sizden istediðim Ýslâm'ý yaþamama Ýslâmî bir þekilde yardýmcý olman ve helal bir rýzýk yedirmendir" der, erkek de kýza hitâben, "erkek olarak senden istediðim örnek þefkatli bir anne, evin mürebbisi, çocuklarý istikbale hazýrlayan, erkeðinin dünya ve âhiret  dostu ve mutlu bir arkadaþý olmandýr" der.

11. Mutlu bir aile için Ýslâm'ýn öðrenilebileceði küçük de olsa bir kütüphane, mutfak ihtiyaçlarýný karþýlayacak bir kiler, koca ile alaka kurabilecek bir telefon bulunmalýdýr.

12. Yabancýlarla görüþme kadýn bile olsa, telefonla bile olsa evin reisi erkekle anlaþma içinde hareket etmek ve birbirlerinin rýzalarýný gözetmek olmalýdýr.

13. Karý-koca birbirlerinden öncelikle isteyeceði þeyler olduðu gibi zamanla kazanacaðý ve geliþeceði þeyler olduðundan zamanla istemelidir, önce belli bir ölçüde insan olmak sonra kâmil bir insan olmaya yönelmek…  

c. Talip Olma Safhasýnda Nasýl Hareket Edilmelidir?

"Dinin, aklýn, örfün uygun ve güzel bulduðu, raporlarýn müsbet dediði bir kýzý isteyebilmek için önce baþkalarý tarafýndan talipli ise onlar aradan tamamen çekilinceye kadar beklemelidir. Kýz tarafý kesin olarak diðer tarafa veremeyeceðini bildirdikten sonra tâlip olunmalýdýr. Çünkü baþka talipli varken istemek haramdýr. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yasaklamasý vardýr. Þöyle buyurmuþtur:

"Bir erkek, mü'min kardeþinin istemekte olduðu (dünürlü olduðu) kadýný  o mü'min kardeþinin istemeyi terk edinceye kadar nikâh etmek için istemeye kalkmaz. 

"Tâlip olma safhasýnda eðer vermeye rýza gösterilmiþse birbirlerinden isteyecekleri þartlar net ortaya konulmalýdýr.

"Düðün için birbirlerinden yapacaklarý neler varsa iki taraftan birer kiþiyle birlikte tesbit edip aralarýnda çekiþmenin olmamasý için o iki kiþi daima Allah için hakemlik yapmalýdýrlar.

"Birbirlerini insafsýzca yolma hedefine yönelik hareketler iþi çýkmaza hatta bozulmaya götürebilir.

d. Mehir Nedir? Gayesi ve Miktarý Nedir?

"Mehir bir tazminat olup kadýna verilen deðerin ifadesindendir.

"Ayrýldýðýnda kendisini muhafaza edeceði elbisesi, hiç olmazsa ticaret yapabileceði miktarda olmasý arzu edilen altýn, gümüþ veya paradýr.

"Mehir, nikahta söz konusu edilmiþse, kadýn onu almadan kendisini teslim etmeyebilir.

"Kadýn isterse hepsini hemen alabilir, isterse birazýný sonra alabilir.

"Kadýn isterse hepsini veya bir kýsmýný baðýþlayabilir.

"Eðer kadýn mehrinin bir kýsmýný alamadan kocasý ölürse, kocasýnýn malýndan önce mehri ayrýlýr ve kadýna verilir, ayrýca da 6/1 e mirasçý olur.

"Mehrin miktarý, altüst sýnýrý yoktur. Erkeði sýkmayacak, daraltmayacak miktar olmalýdýr.

"Erkeðin mâlî gücü yerindeyse zenginliðine yaraþan miktar olmasý arzu edilendir. Bu da hem erkeðe hem de kýza layýk olan miktardýr.

"Eðer sýrf nikah olmuþ olup yalnýz baþýna bir odada bulunmamýþ yani halveti sahîha olmamýþsa, gerdeðe de girmemiþlerse ayrýlma olunca belirlenen mehrin yarýsýný kýza vermek gerekir.

"Eðer sadece halveti sahîha olmuþ olsa bile veya evlendikten sonra boþanma olursa kadýn mehrini tam alýr. Hemen alýnana mehri muaccel, sonra alýnana mehri müeccel denir.

"Nikahta mehir konuþulmamýþsa mehri misil söz konusudur. Mehri misil, kadýnýn, baba tarafýndan kendisine emsal olanlarýn  mehri ne kadarsa o kadardýr.

e. Evlenmede AnaBaba Rýzasý Þart mýdýr?

"Ýmamý Azam Ebu Hanife'ye göre, ne dul kadýný ne de bâkire kýzý birisine zorla nikah etmeye velinin hakký yoktur.

"Dul kadýnýn nikâhýnda onunla istiþâre edilmeli, açýkça rýzasý, onayý alýnmalýdýr.

"Bâkire kýzýn nikâhýnda onun sükût etmekle olsun iznini almak veli için en önemli bir görevdir.

"Âkýle, bâliða, reþîde bir kadýn, velisinin izni olmaksýzýn baþlý baþýna evlenebilir, haber vermek suretiyle.

"Ýmam Ebu Yusuf ve Ýmam Muhammed'e göre, böyle nikâh ancak velinin izniyle bitiþik olunca muteber olur.

"Ýmam Þafii, Ýmam Mâlik ve Ýmam Ahmed b. Hanbel'e göre, sadece kadýnýn "vardým" demesiyle akdolunan nikâh sahih deðildir. Onlar Rasûlullah'ýn,

Üç defa, "Hangi kadýn ki velilerinin izni olmadan evlenirse onun nikâhý bâtýldýr."  hadisine dayanmýþlardýr. Ýmamý Azam'ýn dayandýðý delillerin kuvvetine eriþememiþtir.

"Ýmam Þafii'ye göre, henüz bâliða olmayan kýz çocuklarýndan izin ve muvafakat alýnmaz. Onu babasýndan yoksa dedesinden baþkasý nikâhlayamaz.

"Ýmamý Azam'a göre, bâliða olmamýþ kýzý babasý birine nikâhlamýþ ise, kýz bâliða olunca ister nikâhý kabul eder isterse bozabilir.

NETÝCE:

a) Kýz akýllý, edepli, Ýslâm'ý yaþayan, istediði erkek de kendisinin Ýslâm'ý yaþamada dengi, Þer'î bir özrü de yoksa, babasý da vermiyorsa, tarafeyn olarak kýz ve erkek, ebeveyn olmaksýzýn kendi baþlarýna iki þâhidin huzurunda nikâh akdiyle evlenebilirler.

b) Ana-babasý akýllý, þuurlu, Ýslâmî derdi bulunan kimseler ise, kýzýn istediði erkek de ahlâken ve dinen dengi olmayýp fâsýk ise babasýnýn müdahelesi yerindedir. Kýzýn, babasýný reddetmesi doðru deðildir.

f. Ýslâmî Düðün Nasýl Yapýlýr?

"Düðün öncesi alýnmasý gereken eþyalarýn iki kiþinin de bulunduðu bir mecliste ne karar altýna alýnmýþsa alýnmalýdýr.

"Düðün, ailenin temel atma töreni durumunda olduðundan Ýslâmî helallar ve haramlar gözetilerek yapýlmalýdýr. Düðün, içkisiz, gayri meþru eðlencesiz düðün olmalýdýr.

"Düðün bir ilandýr, ilan Ýslâm'a uygun olmalýdýr.

"Düðün ziyafeti verme imkânýna sahip deðilse Müslümanlarýn o kimseye yardým elini uzatmalarý arzu edilen þeydir. Yoksa insan, gücü dýþýndaki ile mesul deðildir.

"Düðün demek ana-babayý ve karþý tarafý yolmak demek deðildir. Karþýlýklý Ýslâm'a uygun olarak rýza ile yapýlmalýdýr ki Allah Teâlâ da razý olsun.

"Düðün, eðer meþru deðilse, düðün davetine icabet caiz deðildir. Zira Hz. Peygamber: (s.a.s.), "Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse içki bulunan sofraya oturmasýn!"  buyurmuþtur.

"Düðün meþru ise, Hz. Peygamber'in "Kim davete icabet etmezse muhakkak Allah'a ve Rasûlü'ne isyan etmiþ olur"  yasaðýna maruz kalýr.

Düðündeki Çalgýlarýn Hükmü: "Hz. Peygamber (s.a.s.) defe, hamâsî þiirlerin söylenmesine müsaade etmiþtir. Þiirlerin manalarý þirk ve günahý içermemeli, günaha davet etmemelidir.

"Çalýnan aletlerin hükmü sebep olduðu þeyin hükmüne göredir. Sesler de böyledir. Seslerin hükmü:

1. Þehveti kamçýlarsa haram,

2. Zevk verirse mekruh,

3. Zevk vermezse mübah,

4. Mahmûdî sýfatlarý galeyana getirirse müstehabtýr.

"Söz ve ses birlikte olursa ses mahkum, söz hakim olmalýdýr. Sözler ise Þer'a muhalif olmamalý, þirk ve günahý içermemeli, günaha davet etmemelidir. Eðer ses hâkim söz mahkûm olursa sesin hükmü, yukarýdaki hükümlerden hangisinin hükmüne girerse o hükmü alýr. 

EÞLERÝN BÝRBÝRLERÝNE OLAN GÖREVLERÝ:

A. Erkeðin, Eþine Karþý Görevleri:

Allah Teâlâ þöyle buyurmuþtur:

"Erkeklerin kadýnlar üzerindeki haklarý gibi, kadýnlarýn da erkekler üzerinde belli haklarý vardýr. Ancak erkekler, kadýnlara göre bir derece üstünlüðe sahiptirler. Allah azîzdir, hakîmdir."

1. Güzel geçinmek:

Allah Teâlâ bu konuda þöyle buyurmaktadýr:

"Onlarla hoþça, güzelce geçinin. Þayet onlardan hoþlanmayacak olursanýz, olabilir ki bir þey sizin hoþunuza gitmez de Allah onda birçok hayýr takdir etmiþ bulunur."

Erkek kemal makamýndadýr, ona ancak kemal davranýþlar yakýþýr. Kadýnlarla iyi geçinmek hem Allah'ýn bir emri hem makamýn bir gereðidir. Âyeti kerîmede belirtilen hayýrlarý þunlar olabilir; ya o zevceler derecenin artmasýna sebep olur, ya onlardan sâlih evlad doðar, ya da herhangi bir vesile ile  aranýzda yeni bir muhabbet baþlar.

Ýnsan hata iþleyebilir. Kadýn da insan olduðuna göre o da hata iþlediði olur. Zaten evlenirken hata etmemek þartýyla evlenmemiþlerdi. Kadýn da erkek gibi farklý farklý huylarý vardýr. Ýþte bu konuda Rasûlullah Efendimiz þöyle buyurmuþtur:

"Hiçbir mü'min hiçbir mü'mineye buðzetmesin/kin tutmasýn! (Çünkü) onun bir huyunu beðenmezse baþka bir huyunu veya diðer bir huyunu beðenir."

Erkek, kadýna karþý bu anlayýþta olduðu gibi, kadýn da erkeði hususunda bu anlayýþta olmalýdýr. Erkek, kadýnýný baþka hanýmlarla kýyas etmemeli, kadýn da kocasýný baþka erkeklerle kýyas etmemelidir. Birbirlerine bakarken sadece hatalarýna deðil faydalý ve güzel yönlerine de bakmalýdýrlar.

Erkek, þu aþaðýdaki þartlara da uyarsa, sýkýntý varsa bile zamanla gider ve huzur gelir:

a) Sabýrlý ve anlayýþlý olmak, þefkat, merhamet, iyilik ve olgunluk içinde davranmak.

Ebû Mutî el-Belhî, Eyyûb b. Half'e, hanýmýnýn eza ve cefalarýndan þikayet yollu bahsetmiþ. O da þu karþýlýðý vermiþtir: "Bir kimse, hanýmýnýn eza ve cefalarýna sabýr ve tahammül edemezse, kendisinin derecesinin ondan üstün olduðunu da iddia edemez!."

Erkeðin makamý idareciliktir ve büyüktür. Makamý büyük olanýn sabrý da büyük olmasý gerekir. Makamý idareci olan erkeðin de hanýmýný idare etmesi gerekir. Hem büyük, küçüðe karþý þefkatli ve merhametli olmasý lâyýktýr. Hem iyilikle elde edilen güzel netice kötülükle ele edilememektedir. Ayrýca erkeðin, olgunluk içinde davranmasý ile hanýmýnýn gönlünü kazanmasý büyük ihtimaldir.

b) Yanýna varýnca selâm vermek:

Bu konuda Rasûli Ekrem Efendimiz þöyle buyurmuþlardýr: "Bir eve girdiðiniz zaman o ev ehline selâm veriniz, çýktýðýnýz zaman da ev ehline selâm ile veda ediniz!"

Rasûlullah (s.a.s.), Enes (r.a.)'e : "Evlatçýðým! Ehlinin yanýna girdiðin zaman selâm ver ki sana ve ehline bereket olsun!" buyurmuþtur.

Demek ki evdekilere, özellikle eþe selâm vermek, hem verene hem alana bereket sebebi olmaktadýr. Mü'minin, önce kendisine faydalý olmasý, feyiz ve bereket sebebine yönelmesi, sonra sorumlu olduðu en yakýný olan ailesine, eþine karþý hayýrlý olmasý, hayýr istemesi gerekir. Bu konuda þu âyet-i kerîme de ayrý bir delildir.

"Evlerinize girdiðiniz zaman Allah katýndan kutlu, feyizli ve bereketli bir iyi dilek temennisi olarak birbirinize selam verin.  Ýþte Allah size ayetlerini böylece açýklýyor.  Umulur ki düþünüp hikmetini anlarsýnýz."

Hz. Ömer (r.a.) þöyle demiþtir: "Gerçekten, þeytanýn dokuz zürriyeti vardýr, deyip her birinin musallat olduðu kimseleri ve haklarýnda gerekli olaný belirtmiþ, evlere musallat olan þeytan hakkýnda þu bilgiyi vermiþtir:

"Dâsim: Evlerin sâhibidir. Kiþi selâm vermeden, Allah'ýn ismini anmadan evine girdiðinde (o bunu fýrsat bilerek) onlarýn arasýna münakaþa sokuverir, hatta aralarýnda boþanma, ayrýlma ve dayak gibi hadiseler meydana gelir."

c) Hanýmýn hal ve hatýrýný sormalý, zamanla isteklerinin Þer'î olanlarýný yerine getireceðini  söz vermelidir.                                     

d) Kadýnýnýn tahammülü üstünde zorlamamalýdýr.

e) Yumuþak yoldan idare etmeye çalýþmalý, kadýn yanlýþlardan sakýnýp meþru dairede kendine düþeni yaptýðý müddetçe iyilik ve olgunlukla geçinmeli ve daha fazlasýný istememelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda þöyle buyurmuþtur:  "Gerçekten kadýn kaburga kemiði gibidir. Onu doðrultmaða kalkarsan kýrarsan. Hali üzere býrakýrsan kendisinden, eðrilik bulunduðu halde istifade edersin." 

Ebû Hureyre þöyle demiþ: Rasûlullah (s.a.s.):

"Hiçbir erkek mü'min hiçbir kadýn mü'mine (erkek, hanýmýna) kin tutmasýn! (Çünkü) onun bir huyunu beðenmezse baþka bir huyunu beðenir, yahud "baþkasýný   beðenir." buyurdu.

Evlilik, eþlerin karþýlýklý fedâkârlýðý ve birbirlerinin ihtiyaçlarýný gidermeleri temeli üzerine kurulur. Bu yüzden, eþler birbirlerinin temel ihtiyaçlarýnýn farkýnda olmalý ve onlarý yerine getirmek için elinden geleni yapmalýdýr. Evlilikte eþlerin ihtiyaçlarýný þu þekilde sýralayabiliriz:

1-Sevgi ve Güven: Eþler birbirlerinin sevgilisi, dostu, arkadaþý, sýrdaþý, yardýmcýsý ve destekçisi olmalýdýr. Eþlerin birbirlerini þartsýz kabul etmeleri  ve sevmeleri gerekir. Þartsýz benimseme, bir eþin sadece davranýþlarýndan dolayý deðil, bir eþ olduðu için sevildiði anlamýna gelir. Güven duygusu ise insan için en zaruri duygulardan birisidir. Kiþinin güven duymadýðý bir insana baðlanmasý mümkün deðildir. Ailede güven olmazsa bu, ailenin peþinen çökmüþ olduðu anlamýna gelir. Bu açýdan eþler arasýndaki güven son derece önemlidir.

2-Ýlgi ve Destek: Eþlerin birbirlerinin sýkýntýlarýyla, baþkalarý ile olan problemleriyle, yaptýklarý iþ ve faaliyetlerle ilgilenmeleri, zorluklarla baþa çýkmayý kolaylaþtýracaktýr. "Almak" için deðil, "vermek" için verilmesi ailenin baþ prensibi olmalýdýr.

3-Baþkalarýna Sevgi ve Güven Verme, Destek Olma: Baþkalarýna karþý verici davranýþlar, eþler arasýndaki iliþkide de verici olunarak dengelenmelidir. Baþkalarýna karþý aþýrý derecede verici olmak, baðýmlýlýðýn ve güven eksikliðinin bir iþaretidir. Yardýmseverliði önce evimizde, eþimiz ve çocuklarýmýza yapmalýyýz. Böyle olmadan dýþarý verici olmak doðru deðildir.

4-Cinsellik: Uygun bir çiftin iliþkisinde, cinsel ihtiyaçlarýn ifade edilmesine ve tatminine öncelik verilir. Çözülmemiþ gizli problemler varsa, bunlar çoðu zaman cinsel uyumu bozar ve cinsel hayata zarar verir. Cinsel sorunlarýn ortadan kaldýrýlmasý, büyük oranda bu sorunlarýn çözümüne baðlýdýr.

5-Çocuk Büyütme ve Sorumluluklarý Paylaþma: Eþler çocuk sahibi olacaklarý zaman, çocuðun sorumluluklarýný paylaþma þuurunda olmalýdýrlar. Kýsa bir zaman öncesine kadar çocuklarý büyütme ve yetiþtirme sorumluluðu sadece annelere yükleniyordu. Ancak günümüzde anne ve babanýn çocuk yetiþtirme sorumluluklarýný paylaþmalarý yaygýn ve gerekli bir uygulamadýr.

6-Direkt ve Açýk Ýletiþim: Ýletiþim, yani aile fertlerinin fikir ve duygu alýþveriþinde bulunmalarý, birbirlerini anlamalarý, problemlerini, üzüntü ve sevinçlerini birbirleriyle paylaþmalarý büyük önem taþýr. Suskunluk, saldýrganlýk, yönlendirme, içine kapanma, ihtiyaçlarýn ifade edilememesi gibi davranýþlar eþlerin mutluluðunu engeller. Eþlerin birbirlerinin ihtiyaçlarýný giderebilmesi için, direkt ve açýk bir iletiþim içinde olmalarý þarttýr.

7-Birlikte Sosyal Faaliyetlerde Bulunma: Eþler sosyal hayatý ne kadar paylaþýrlarsa aralarýndaki yakýnlýk, arkadaþlýk ve dostluðun derecesi o kadar yüksek olur.

8-Eþlerin Kendilerini Geliþtirmeleri: Eþler birbirlerine gerek eðitim ve kültür açýsýndan, gerekse meslekî ve sosyal yönden geliþmeleri ve ilerlemeleri için teþvikçi ve destekçi olmalýdýrlar.

9-Þahsî Serbestlik Hakký: Eþler birbirleri ile her türlü duygu, düþünce, sevinç ve üzüntülerini paylaþabilmelidirler. Ancak aralarýndaki sevgi, saygý ve güçlü baðlýlýk her birinin "kendisi" olarak kalmasýný engellememelidir. Birbirlerinin kopuk bir þekilde kendi hayatlarýný yaþamalarý ne kadar yanlýþsa, taraflardan birinin aþýrý baðýmlýlýðý yüzünden þahsiyetini kaybetmesi de ayný derecede yanlýþtýr.

Sorunlarýn Baþlýca Sebepleri

Ýnsan, kalbine uyan bir kalp aradýðý, bu zor hayatý bir arkadaþla paylaþmak istediði için Hz. Adem'den bu yana insanlýðýn ezici çoðunluðu evliliði tercih etmiþtir. Ancak "iki farklý insan" tarafýndan oluþturulan aile, bunun doðal sonucu olarak, çatýþma ve uyumsuzluk potansiyelini de her zaman taþýr.

Hepimiz çok büyük umutlarla bir yuva kurarýz. Bu yuvayý kurarken birçok hayalimiz vardýr. Büyük mutluluklar hedefleriz. Sýkýntý, stres ve üzüntünün olmadýðý bir hayat bekleriz.

Ne var ki evlendikten bir müddet sonra iki taraf da kendilerine þu sorularý sormaya baþlamýþlardýr: "Evlenmeden önce böyle deðildi. Peki þimdi ne oldu?", "Bir insan bu kadar deðiþebilir mi?" vs.

Aslýnda evlilikte ortaya çýkan sorunlar genellikle, problem olarak görülmeye baþlandýðý zamandan önce de vardýr. Ancak üzerinde durulmamýþtýr. Olayýn farklý bir boyutu daha vardýr. Ýki tarafta evlenmeden önce birbirlerinin hoþlarýna gitmeyen birtakým özelliklerini görürler. Fakat bütün bunlarýn evlendikten sonra deðiþeceði kanýsýndadýrlar. Evlendikten kýsa bir zaman sonra her iki taraf da bir baþkasýný deðiþtirmenin o kadar kolay olmadýðýný görürler.

Yeni evli çiftlerde yaygýn bir düþünce de yanlýþ insanla evlendiðidir. "Acaba yanlýþ bir evlilik mi yaptým?" Evlendikten bir süre sonra kendi kendine bu soruyu sormayan kimse neredeyse yok gibidir. Evlenen kiþi, özellikle ilk günlerin renkli ve neþeli gülücükleri geçtikten sonra evliliðini sorgulamaya baþlar. Çevrelerindeki evlileri düþünür; "Ne kadar da mutlular, nasýl da candan davranýyorlar birbirlerine". Sonra sorgulamaya devam eder; "Neden baþkalarýnýn yakaladýðý mutluluða ben bir türlü ulaþamýyorum? Neden kötü kader bir türlü peþimi býrakmýyor?"… Ve sonu gelmez bir sorgulama sürer gider.

Ailevî sorunlarýn meydana gelmesi ve sürmesindeki en önemli sebeplerden biri, eþlerin birbirini yanlýþ tanýmasý ve yanlýþ anlamasýdýr. Sorun olan ailelerde iki taraf da kendisini haklý ve kusursuz görür. Her zaman fedâkârlýk gösterenin kendisi olduðunu ama haksýzlýða uðradýðýný düþünür. Ýki taraf da olaylarý kendi açýsýndan deðerlendirir. Burada eþlerin yapmalarý gereken 'empati' kurmaktýr. Empati, kendimizi karþýmýzdakinin yerine koymaktýr. Olaylara onun durduðu yerden bakmayý denemek, eþimizi anlayabilmenin en kýsa ve en kesin yoludur. Belki onun konumundan farklý göründüðü için öyle davranmakta veya öyle algýlamaktadýr. Eþler birbirlerini suçlayýp, yargýlayýp, mahkum edip, infaz etmeden önce anlaþmazlýk konusu olan olaylara karþý pencereden bakmayý denemeli ve kendisini muhatabýnýn yerine koyabilmelidir.

 

Bu yazý 4473 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

02/10/2017 - 04:58 ANNE BABAYA  ÝHSANDA BULUNMAK

n

03/07/2017 - 03:56 EVLÝLÝKTE AÝLE ÝÇÝ SAÐLIKLI ÝLETÝÞÝM

n

19/04/2017 - 03:19 NESÝL EMNÝYETÝ

n

17/04/2017 - 03:46 ÇOCUKLARIMIZA Peygamberimizi sevdirmek 

n

07/11/2016 - 12:41 EVLÝLÝKTE GEÇÝMSÝZLÝÐÝN NEDENLERÝ

n

18/10/2016 - 02:12 EÞLER ARASINDAKÝ GÜZEL GEÇÝMÝN FORMÜLÜ

n

22/09/2016 - 11:13 DEVREDÝLEMEZ SORUMLULUK: ANNE BABA OLMAK

n

10/08/2016 - 01:08 AÝLENÝN TEMEL KURALLARI

n

14/06/2016 - 11:52 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

07/06/2016 - 03:26 AÞINDIRILAN DEÐERLERÝMÝZ: ÂÝLE MÜESSESESÝ

n

02/05/2016 - 12:28 EVLÝLÝK ÖNCESÝ VE NÝÞANLILIK

n

01/02/2016 - 11:27 EVLÝLÝK AKDÝ: NÝKÂH

n

19/01/2016 - 04:31 AÝlEDE Merhamet ve Merhametsizliðin Yansýmalarý

n

04/01/2016 - 11:53 EVLÝLÝK ANLAYIÞI VE EVLÝLÝÐÝN FAYDALARI

n

01/12/2015 - 03:19 GENÇ SAHABELER

n

20/11/2015 - 10:37 Kardeþ kýskançlýðý

n

08/08/2015 - 10:33 Çocuk Eðitiminde Anne ve Baba Nasýl Davranmalý

n

22/06/2015 - 03:09 Z E K Â T

n

19/06/2015 - 04:26 ORUÇ

n

08/06/2015 - 12:07 KUR’AN’A GÖRE HZ. PEYGAMBER’ÝN (s.a.s.) GÖNDERÝLDÝÐÝ TOPLUMDA AÝLE

n

16/12/2014 - 02:10 AÝLEDE ÇOCUÐA DÝN EÐÝTÝMÝ VERÝLMESÝ

n

24/10/2014 - 04:11 ANNE-BABANIN ÇOCUÐA YAKLAÞIMI

n

05/05/2014 - 12:46 ÝSLÂMA GÖRE ÇOCUK YETÝÞTÝRMEK

n

09/04/2014 - 12:29 ANNE-BABA-ÇOCUK ÜÇGENÝ

n

04/10/2013 - 05:33 Hz. Meryem: Mabede Adanmýþ  Bir Hayat

n

16/07/2013 - 12:58 TELEVÝZYON, BÝLGÝSAYAR VE ÝNTERNET KISKACINDA ÇOCUK

n

19/06/2013 - 03:03 Okul Öncesi Çocuklarýn Din Eðitiminde Peygamberî Metot

n

20/05/2013 - 04:03 KUR’AN ÞÝFADIR

n

28/01/2013 - 01:38 Ben seninle “Biz” olmak istiyorum

n

22/11/2012 - 10:25 Çocuk eðitiminde ailenin önemi

n

05/10/2012 - 02:43 Anne baba neyler, çocuðunu televizyon eðler

n

03/09/2012 - 04:04 Temelleri sarsýlmakta olan bir sýðýnak: Aile

n

13/07/2012 - 11:11 Oruç Tutanlar Nerede?

n

26/06/2012 - 04:07 Nezaket Dersi

n

05/06/2012 - 12:06 Evlilik ve Aile Kurumu -2-  

n

16/04/2012 - 12:10 Anne ve Babalara Üç Nasihat  

n

16/04/2012 - 12:05 Evlilik ve Aile Kurumu 1

n

02/04/2012 - 05:59 Ýslâm’da Anne hakký

n

05/09/2011 - 03:17 Kur’an-ý Kerim’den aile örnekleri

n

17/08/2011 - 01:29 Sünnet-i seniyye ve hadis-i þeriflerden kültürümüze yansýyan komþuluk öðretileri

n

13/07/2011 - 11:10 Ýletiþimin dili: Selam

n

20/06/2011 - 02:41 Adanmýþlýk Ruhu ve Gençlik

n

06/06/2011 - 02:19 Þahsiyet/kiþilik inþasý ve deðerler

n

11/04/2011 - 11:06 SEKAM: Aile S.O.S veriyor

n

28/02/2011 - 13:43 Hz Muhammed'in Aile Ýçindeki Örnek Davranýþý  

n

14/02/2011 - 13:01 Aile ve Geçimle Ýlgili Kulaklara Küpeler

n

17/01/2011 - 14:35 Toplumsal Duyarlýlýk ve Sorumluluk Anlayýþýnýn Ýslâmî Temelleri

n

06/01/2011 - 16:26 Unutulmaya yüz tutan deðerlerimizden SILA-ÝRAHÝM

n

06/01/2011 - 16:09 Evlilik ve Aile Hayatý Bir Ýbâdettir

n

02/12/2010 - 17:39 Toplumsal Çöküþte Kötü Ahlâkýn Rolü

n

25/03/2010 - 14:58 HZ. Peygamber'in Gençliðe verdiði önem

n

21/01/2010 - 09:58 Sünnet'te Nikah Mehir  Çeyiz ve Düðün

n

06/07/2009 - 14:55 Aile Ýliþkilerinde Hz. Peygamber’in Örnekliði

n

04/05/2009 - 14:12 Aile Sorumluluðu

n

09/04/2009 - 09:58 Aile Ýçi Ýletiþimde Altýn Kurallar

n

29/05/2008 - 21:37 Peygamberimizin Gençliði
 

Site Ýçi Arama

2 Cemâziye'l-Âhir 1446 |  03.12.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Þüphe yok ki Rabbinin yakalayýp helâk etmesi çok korkunçtur."

( Bürûc sûresi - 12)

Bir Hadis

Hz. Enes (radýyallâhu anh) anlatýyor:
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ýn yanýnda bir adam vardý.
Derken oradan birisi geçti. (Aleyhissalâtu vesselâm'ýn yanýndaki):

"Ey Allah'ýn Resulü! dedi, ben þu geçeni seviyorum."
"Pekiyi kendisine haber verdin mi?" diye
Aleyhissalâtu vesselâm sordu.
"Hayýr!" deyince, "Ona haber ver!" dedi.
Adam kalkýp, gidene yetiþti ve:
"Seni Allah için seviyorum!"dedi. Adam da:
"Kendisi adýna beni sevdiðin Zât da seni sevsin!"
diye mukabelede bulundu."


Müslim, Radâ 61

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur

“Allah’ým! Ciddi ve þaka yollu yaptýklarýmý, yanlýþlýkla ve bilerek iþlediðim günahlarýmý
affeyle! Bütün bu kusurlarýn bende bulunduðunu itiraf ederim.”

(Müslim, Zikir, 70)

Hikmetli Söz

Doðru yola gittin ise, eðer dediðin tuttun ise,

Bir hayýr da ettin ise, birine bindir az deðil.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com