Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ý Kerim’de biz kullarýndan ýsrarla salih ameller yap- mamýzý istemektedir. Bunu, Kur’an-ý Kerim’de “salih amel” kavramýnýn 93 defa geçmesinden anlýyoruz. “Salih amel” kavramýnýn geçtiði ayetlerin çoðunda Rabbimiz (c.c.) “iman edip” ifadelerinden sonra “salih amel iþleyenler” þeklinde bir sýralama yapmakta; rýzasýna, kurtuluþa, cennete kavuþacaklarýn iman ettikten sonra salih amel yapanlar olduðunu farklý sure ve ayetlerde tekrar tekrar vurgulamaktadýr. Mesela þu ayet buna bir örnektir: “Allah, iman edip salih ameller iþleyenler hakkýnda, ‘Onlar için bir baðýþlama ve büyük bir mükâfat vardýr’ diye vaatte bulunmuþtur.” (Maide, 5/9.)
Sürekli salih amel iþlemek konusunda bizlere düþen görev Allah Teala’nýn beyan buyurduðu ve Rasulünün de (s.a.s.) Kur’an’ýn tatbikatý olan sünnetindeki salih amelleri öðrenip ömür boyu bunlarý yaþamak olmalýdýr. Þimdi bu baðlamda ilk olarak çok büyük bir salih amel olan “anne ve babaya ihsanda bulunmak” üzerinde duralým.
Önce salih amelin ne kadar kýymetli olduðunu beyan eden ayetlerden birisini okuyalým: “Mümin olarak, erkek veya kadýn, her kim salih ameller iþlerse, iþte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksýzlýða uðratýlmazlar.” (Nisa, 4/124.)
Bir “salih amel” olarak anne babaya ihsanda bulunmak
Allah Teala Kur’an-ý Kerim’de kimlere ihsanda bulunmamýz gerektiðini beyan ederken ilk sýrada anne babaya yer verir: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir þeyi ortak koþmayýn. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakýn komþuya, uzak komþuya, yanýnýzdaki arkadaþa, yolcuya, elinizin altýndakilere iyilik edin. Þüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36.)
Þu ayette de infakta bulunulacak kiþiler arasýnda anne baba ilk sýrada zikredilmiþtir: “Sana Allah yolunda ne harcayacaklarýný soruyorlar. De ki: Hayýr olarak ne harcarsanýz o, anne-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmýþlar içindir. Hayýr olarak ne yaparsanýz, gerçekten Allah onu hakkýyla bilir.” (Bakara, 2/215.)
Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ý Hakim’inde anne babaya ihsanda (yani iyilikte) bulunmanýn önemini þöyle beyan buyurmaktadýr: “Biz, insana anne babasýna iyi davranmayý emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnýnda taþýdý ve ne zahmetle doðurdu! Onun (anne karnýnda) taþýnmasý ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydýr. Nihayet olgunluk çaðýna gelip kýrk yaþýna varýnca þöyle der: “Bana ve anne babama verdiðin nimetlere þükretmemi, senin razý olacaðýn salih amel iþlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Þüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardaným.” (Ahkâf, 46/15.)
Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ý Kerim’de anne babaya teþekkür mahiyetinde ihsanda bulunulmasýný ve onlara itaatin sýnýrlarýný þöyle beyan etmiþtir: “Ýnsana da, anne babasýna iyi davranmasýný emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düþerek karnýnda taþýmýþtýr. Onun sütten kesilmesi de iki yýl içinde olur. (Ýþte onun için) insana þöyle emrettik: ‘Bana ve anne babana þükret. Dönüþ banadýr.’ ‘Eðer, hakkýnda hiçbir bilgi sahibi olmadýðýn bir þeyi bana ortak koþman için seninle uðraþýrlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüþünüz ancak banadýr. Ben de size yapmakta olduðunuz þeyleri haber vereceðim.” (Lokman, 31/14-15.)
Þu ayette de anne babaya itaatin sýnýrlarýna deðinilmiþtir: “Biz, insana, ana-babasýna iyilik etmesini emrettik. Þayet onlar seni, hakkýnda hiçbir bilgin olmayan þeyi bana ortak koþman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüþünüz ancak bana olacaktýr ve ben yapmakta olduklarýnýzý size haber vereceðim.” (Ankebut, 29/8.)
Allah Teala, Kur’an-ý Kerim’inde anne babaya özellikle yaþlýlýk çaðlarýnda nasýl ihsanda bulunmamýz gerektiðiyle ilgili þöyle buyurmuþtur: “Rabbin, kendisinden baþkasýna asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanýzý kesin olarak emretti. Eðer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanýnda ihtiyarlýk çaðýna ulaþýrsa, sakýn onlara ‘öf!’ bile deme; onlarý azarlama; onlara tatlý ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadýný indir ve de ki: ‘Rabbim! Týpký beni küçükken koruyup yetiþtirdikleri gibi sen de onlara acý.” (Ýsra, 17/2324.)
Rabbimiz (c.c.) bizlere, anne babalarýmýz için nasýl dua edebileceðimizi Ýbrahim suresinin 41. ayetinde öðretmiþtir:
“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anne-babamý ve inananlarý baðýþla.”
Anne babaya ihsanda bulunmakla ilgili hadis-i þerifler de vardýr. Onlardan biri þudur:
Ebu Hüreyre (r.a.) þöyle dedi: Bir adam Rasulüllah (s.a.s.)’a gelerek: “Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir?” diye sordu.
Rasulüllah (s.a.s.): “Annen!” buyurdu.
Adam: “Ondan sonra kimdir?” diye sordu.
Rasulüllah: “Annen!” buyurdu.
Adam tekrar: “Ondan sonra kim gelir?” diye sordu.
Rasulüllah: “Annen!” buyurdu.
Adam tekrar: “Sonra kim gelir?” diye sordu.
Rasul-i Ekrem: “Baban!” cevabýný verdi. (Buhari, Edeb 2; Müslim, Birr 1.)
Þu hadis-i þeriften öðrendiðimize göre meþru iþlerde anne babaya itaat etmek ve onlara iyilik yapmak Allah Teala’nýn en çok sevdiði salih ameller arasýndadýr:
Ebu Abdurrahman Abdullah Ýbni Mes'ud (r.a.) þöyle dedi:
Peygamber aleyhisselam: “Allah’ýn en çok beðendiði amel hangisidir?” diye sordum.
“Vaktinde kýlýnan namazdýr.” diye cevap verdi.
“Sonra hangi ibadet gelir?” dedim. “Ana ve babaya iyilik ve itaat etmek.” buyurdu.
“Daha sonra hangisi gelir?” diye sordum.
“Allah yolunda cihat etmek” buyurdu. (Buhari, Mevakit 5, Cihad 1, Edeb 1, Tevhid 48; Müslim, Ýman 137139.)
Rabbbimiz (c.c.) katýnda anne baba hakkýnýn ne kadar yüksek olduðunu þu hadis-i þeriften de iyice anlýyoruz:
Ebu Hüreyre (r.a.) anlatýyor: “Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam bir gün:
‘Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün.’ dedi.
‘Kimin burnu sürtülsün ey Allah’ýn Rasulü?’ diye sorulunca þu açýklamada bulundu:
‘Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaþlýlýðýna ulaþtýðý hâlde cennete giremeyenin.” (Müslim, Birr, 9.)
Merhum Ýbrahim Canan bu hadis-i þerifle ilgili þöyle bir açýklamada bulunmuþtur:
Hadiste Hz. Peygamber (aleyhissalatü vesselam) anne ve babaya iyi muamelenin ehemmiyetini dile getirmiþ olmaktadýr. Anne ve babasý veya ikisinden biri evladýnýn saðlýðýnda ihtiyarladýklarý takdirde, bu evlada, cennetin yolu onlar sayesinde son derece kolaylaþmýþ olmaktadýr. Zira onlara gereken alâkayý, hizmeti gösterip onlarý memnun kýlmak zor bir iþ deðildir. Bu kadarýný yapamayarak kendini helak eden kimseler, burunlarý sürtülmeye layýktýrlar. (Ýbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý, 2/483.)
Prof. Dr. Selçuk ÇIKLA / Diyanet Aylýk Dergi
|