Özlediðimiz ve hasret kaldýðýmýz 'camii merkezli' bir hayatý yeniden kaldýðýmýz yerden, ama bu sefer çok daha güzel, çok daha doðru ve çok daha dolu bir þekilde inþâ ve ihyâ etmeliyiz..
Müslümanlarýn yaþadýðý bir toplumda câmiler hayatýn tam merkezinde olmalýdýr. Çünkü câmi olmadan hiçbir þey olmaz! Olsa da hayrý ve 'bereketi olmaz.
Hz. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Medine'ye 'hicret' ettiðinde ilk inþâ ettiðini yapý 'mescid' idi. Sonra medrese ve sonra da çarþý-pazardý. Toplum bu üçü arasýnda ceryan eder. Sosyal hayat bu üçü arasýnda kurulmuþtur.
Câmiler maddi ve mânevi olarak ihyâ edilmeden bir toplum inþâ edilemez. Câmiler maddi ve mânevi olarak inþâ edilmeden bir toplum düzeltilemez.
Artýk, özlediðimiz câmilerimizin ve 'namazlarýmýzýn' hakkýný verme zamanýdýr. Çünkü bir toplumda namazlar 'düzelmeden' toplum düzelmez ve namazlar 'ayaða' kaldýrýlmadan toplum ayaða kalkamaz.
Artýk, özlediðimiz câmilerimizde 'sohbetlerin', özellikle tefsir, hadis ve siyer derslerinin baþlama zamanýdýr.
Artýk, ne yapýp edip 'gençlerimizi' câmiye ve namaza alýþtýrma, sevdirme ve 'kucaklaþma' zamanýdýr. Gençlik çok önemlidir ve mâalesef baþkalarý bunu bizden çok daha iyi bilmektedir.
Bugün gençler üzerinde 'þer' anlayýþlar bizden çok daha iyi çalýþýyor ve ne acý ki bizden daha iyi sonuç alýyorlar.
Gençliðini kaybeden toplumlar, 'geleceðini' de kaybeder. Bunu batýlýlar çok iyi planlýyorlar ve bu konuda uzun yýllardýr büyük çalýþmalar yapýyorlar. Çoðumuz ne garip ki bunun farkýnda bile deðil..
Artýk, 'esnafýmýzýn' tüm vakit namazlarýný câmide cemaatle kýlmaya ikna etme, câmilerdeki sohbetlere katýlmaya teþvik etme ve 'bütünleþme' zamanýdýr.
Artýk, hocalarýmýzýn ve âlimlerimizin eskisinden daha çok, kendilerini 'geliþtirme', olumluya doðru 'deðiþtirme' zamanýdýr.
Artýk 'hocalarýmýz' eskisinden daha çok beþ vakit namazýn beþini de câmiler de cemâatle ve ön saflarda kýlmalýlar!
Câmiler de mutlaka 'ders' yapmalýlar. Toplumun arasýnda olup, insanlarla tamamen kaynaþýp 'mütevâzi' ve 'muttaki' bir hayat yaþamalýlar.
Artýk hocalarýmýz, eskisinden daha gayretli, daha samimi, daha çalýþkan, daha 'doðrucu' ve daha 'cesaretli' olmalýlar.
Artýk hocalarýmýz, eskisinden daha çok, Allah'tan celle celaluhu baþka kimseden korkmadan, 'doðruyu' ve 'hakikati' söyleme konusunda kimseden çekinmeden, gerçeði eðip bükmeden, bir þey söylerken "insanlar ne der" diye düþünmeden, bir de siyasilerin gözünün içine bakmadan, 'hakikati' olduðu gibi aktaran bir anlayýþ ve 'özgüven' içinde olmalýlar! (Büyük Ýmam Ebu Hanife'yi hatýrlayalým).
Artýk hocalarýmýz, Allah'ýn celle celaluhu dinini eskisinden daha güzel bir þekilde anlamalý, aktarmalý ve âdeta toplumun 'öznesi' olmalýlar.
Çünkü onlar, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in 'varisidirler'.
Bir Peygamber sallallahu aleyhi vesellem vârisi, dini O'nun gibi yaþamalý, O'nun gibi anlatmalý ama asla dinden geçinmemeliler. Çünkü din hiç bir zaman 'geçim' kaynaðý olmamýþtýr ve olmamalýdýr da..
Hem dinden geçinen hiçbir zaman 'özgür' olamaz, dini olduðu gibi de aktaramaz..
Þu acý bir gerçektir ki
Müslümanlarýn yaþadýðý bir toplumda 'bozulma' mâalesef önce hocalardan baþlamýþtýr, bununla birlikte 'düzelme' de önce hocalardan baþlayacaktýr. Çünkü hocalar 'düzeldiðinde' toplum da bir süre sonra 'köklü' düzelmeler meydana gelecektir..
Hocalarýmýz önce, anlayýþlarýnýn, bakýþ açýsýnýn ve yaþantýsýnýn ne kadar Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem efendimize benzediðini dikkat etmeleri gerekir.
Ve ondan sonra da, O'nun sallallahu aleyhi vesellem 'sünnetlerini' hayatýna ne kadar aktardýðýna bakmalarý gerekir.
Olumlu anlamda geliþen, deðiþen, yetiþen, anlayan, yaþayan ve anlatan ilim ehli toplumu da tâ 'derinden' etkileyip deðiþtirecektir Allah'ýn celle celaluhu izniyle..
Gelecek günlerin bu günlerden daha güzel olmasý için, yarýn bu günden daha çok çalýþmalýyýz!
"Ýnsana çalýþtýðýndan baþkasý yoktur". Ýstikrarlý ve istikâmet üzere olan tüm çalýþmalar sonuca ulaþýr Allah'ýn celle celaluhu izniyle..
Selâm ile
Abdülhamit Kahraman
03 Zilkade 1441
24 Haziran 2020