Mutlu olamayan insan ise içiyle barýþýk olmayan ve beklentileri çok yüksek olandýr. Beklentilerin yüksek olmasýnýn sebebi ise menfaatlerin kabarýk olmasýdýr. Herkezin içinde bir menfaat putu vardýr. Aslýda bizim davranýþlarýmýzý çoðu kez bu menfaat putu belirler. Bu putumuzu yenebildiðimiz nispette hakiki imana ulaþabiliriz.
Ailede mutluluk, bireylerin birbirini tanýmasýyla baþlar. Anlamasýyla þekillenir ve vucut bulur, saygý göstermesiyle ve onu düþünmesiyle yükselir. Ancak manevi ve imani doygunlukla zirveye ulaþýr.
Ailede eþlerin birbirine saygýlý olmasý, önce bireylerin kendisine saygý duymasýyla geliþir. Eþler birbirlerin öz þahsiyetine deðer verdiði nisbette birbirine saygý duyarlar ve anlarlar. Ailedeki huzursuzluklarýn bir çoðu karþý tarafý anlayamama ve anlamlandýramamaktan gelir. Hadiselere sadece kendi baktýðýmýz pencereden bakarsak yanýlýrýz.
Bizim insanýmýzýn bir çoðunda eþine yeterince deðer verememe hali vardýr.
Bunun birkaç sebebi vardýr;
1. Ýçinde büyüdüðümüz ailede gördüðümüz davranýþ modelini sorgulamadan alýrýz. Çünkü bu kolayýmýza gelir. Bize herhangi bir zorluðu yoktur!
2. Eþimize deðer verirsem kendisini çok önemli görür yanýlgýsý!
3. Çevremizdeki inanlarýn davranýþlarýný kendimize farkýnda olmadan modelleme yanýlgýsý!
Bu saydýklarýmýzýn hiçbiri doðru davranýþ modelleri deðildir.
Çünkü kalbi deðil nefsi bakýþtýr.
Evlenmeden önce birbirine son derece nazik ve hoþgörülü ve sevgi dolu olan insanlar, evlenince nedense bir süre sonra deðiþebilmektedir. Sanki evlenince birçok davranýþ modeli ortadan kalkýyormuþ gibi. Halbiki aslolan saygýyý ve sevgiyi yýpratmamaktýr. Çünkü saygýnýn zedelenmesi, zamanla sevgiyide incitmektedir. Sevginin incinmesi, kiþileri birbirine baðlayan ve içinde binlerce kýlcal damarýn olduðu manevi kablonun yara almasý demektir.
Ancak yýpranmýþ sevgilerinde, yinede birçok þeyde olduðu gibi tamiride mümkündür. Yeterki bu konuda doðru ve kararlý adýmlar atýlsýn. Sorunu çözmeyi istemek çözmenin yarýsýdýr.
Unutmayýlým ki kendisiyle evlendiðimiz eþimizle üç baðla birbirimize baðlýyýz.
Birincisi, O önce bir insandýr. Ona önce insanca davranmalýyýz. Diðer insanlara nasýl davranýyorsak eþimizede öyle davranalýyýz.
Ýkincisi, eþimiz bizim din kardeþimizdir ve herhangi bir din kardeþimize yapacaðýmýz davranýþ olgunluðu eþimiz içinde geçerlidir. Çevremizdeki insanlarla olan iletiþim dilimiz eþimiz içinde geçerli olmalýdýr.
Üçüncüsü, O sonuçta bizim eþimiz yani hayat arkadaþýmýz, ahiret yoldaþýmýzdýr.
Biz eþimizle evlenirken, ahirettede onunla beraber olmayý düþünerek ve isteyerek evlendik. Yarýn Rahman’ýn huzurunda mahçup olabilecek þekilde birbirimize davranmamamýz gerekir. Allah (cc) hanýmlarý bize birer emanet olarak vermiþtir. Bunun þuurunda olarak yaþamalýyýz. Ancak eþlerimizde bunu fýrsat bilip bizleri incitici davranýþlardan uzak durarak uyum içersinde yaþamasýný bilmelidirler.
Evli çiftler kendilerine þu soruyu sormalýdýrlar;
-Ben eþimle evli olmasaydým ona nasýl davranýrdým?
-Peki evlenince ne deðiþiyor ki ona karþý tavýrlarým deðiþiyor?
Eþlerin birbirlerine yakýn olmasý birbirlerini yakmasýný gerektirmiyor!
Aksine, birbirine yakýn olmak anlaþmayý ve kaynaþmayý gerektiriyor.
Evlilikte, ortaya konulan ve tüketilen sevgi bitmez.
Ancak üretilmeyen ve üstü örtülen sevgi azalýr.
Tabiiki zayýflayan herþey yeterince beslenince tekrar eski halini alýr ve güçlenir.
Ailelerde sevgiyi ve saygýyý diri tutmalýyýz. Aslýnda bu bizimde diri kalmamýz anlamýna gelecektir.
Aileler bizim kulluk göstergemizdir. Kumaþýmýzýn ortaya çýktýðý yerlerdir.
Unutmayalým ki, iyi nesiller iyi ailelerde yetiþir…
Ne mutlu Allah’(cc)ý merkez alarak yaþayanlara...
Ne mutlu Allah’(cc)ý herþeyin üstünde tutanlara...
[email protected]