Okula baþlayacak olan yavrularýmýzla birlikte siz anne babalar da yeni bir serüvene adým atýyorsunuz. Çocuklarýnýzýn en büyük destekçileri sizlersiniz. Belki ilk çocuðunuz ile bu serüveni deneyimleyeceksiniz belki de dördüncü çocuðunuzla bambaþka bir hikâye yaþayacaksýnýz. Her ne kadar çocuklar bu dönemde daha fazla etkileniyor gibi gözükse de, evden ilk ayrýlýþ olan bu dönem anne ve babalarý da çocuklar kadar etkilemektedir. Üstelik anne ve babalarýn tepkileri direkt olarak çocuklarýn duygu durumlarýna tesir edebilmektedir. Okul kapýlarýnda, sýnýflarýn önlerinde hatta bazen evlerinden çýkarken duygusallaþan anneler ile karþýlaþmak oldukça mümkün. Hâl böyle olunca, çocuklar okulun kaygýlanacak bir yer olduðunu düþünmekte ve okula karþý tepki geliþtirebilmektedirler. O hâlde öncelikle ‘ebeveynler olarak kendimizi bu sürece nasýl hazýrlamalýyýz?’ sorusuna cevap bulup ‘sonrasýnda çocuklarýmýz için daha fazla neler yapabiliriz?’ buna bakalým.
Anne ve babalar olarak, okulu çocuklara çok fazla sevdirme çabasý içerisine girmemek gerekir. Bu çocuklarda ters algý yaratabilir veyahut çocuklar evde istenmedikleri düþüncesine kapýlabilirler. Týpký fazla koruyuculuðun iyi olmadýðý gibi burada da olmasý gerekenden fazla tepkiler istenmeyen sonuçlara sebep olabilirler. Hele ki evde yeni bir kardeþ var ise fazlaca verilen “okul sevgisi” yaklaþýmý “evde istenmiyor muyum?” algýsýna yol açabilmektedir.
Ayný þekilde okul ile ilgili çocuklarda endiþe oluþturmak da durumu zorlaþtýrabilmektedir. “Kocaman adamsýn neden aðlýyorsun?”, “Öðretmenine seni þikâyet edeceðim” gibi söylemler de çocukta okul fobisine sebep olabilir ve öðretmenine karþý güvenini sarsabilir. Bu sebeple daima tutarlý ve kararlý olmalýsýnýz.
Aile içi iletiþim hemen her konuda olduðu gibi bu süreçte de oldukça önemlidir. Çocuklar ile monolog yerine diyalog kurulmalý ve yeri geldiðinde onlara fikirleri sorulmalýdýr. Fikirlerine deðer verdiðinizi hissettirmelisiniz ki bir sonraki diyaloðunuzda baðlarýnýz daha kuvvetli olabilsin. Çocuklarýnýz ile iletiþim içerisindeyken, “böyle yaparsan annesiz kalacaksýn” gibi söylemlerde bulunuyorsanýz, çocuklar kendilerini okula býrakýp gideceðiniz fikrine kapýlabilirler. Bu sebeple onlar ile doðru iletiþim kurma yollarýný bulmalýsýnýz.
Çocuklarýnýzýn yaþýyor olduðu sýkýntýlarý içinize atmamalý, geç olmadan önce eþinizle istiþarede bulunup sonrasýnda ise öðretmeni veya okuldaki yetkili kiþiler ile görüþmelisiniz. Anne ve babalar iþbiliði içinde olmalýdýrlar. Anneler çocuklarýný okula gitme konusunda ikna etme çabasýnda iken, babalar “bir gün gitmesin birþey olmaz“ diyerek otoriteyi sarsmamalý ve okula gitmeme gibi bir ihtimalinin olduðunu çocuða hissettirmemelidirler.
Eðer herhangi bir sebeple okula gitmemesine karar verildi ise, “bugün dinlen” gibi söylemlerden ziyade, “öðretmeninden izin aldým bir günlük okula gitmemen için izin verdi” diye telkinde bulunabilirsiniz. Böylelikle okula gitmenin zorunlu olduðunu ancak izin alýnarak gidilemeyecek bir yer olduðunu da kabullenmiþ olacaktýr.
Ancak siz, “bugün karnýn aðrýyor, iyi deðilsin gitme” gibi söylemlerde bulunursanýz, bir zaman sonra çocuklar bu durumu kullanmaya baþlayabilirler.
Peki, anne ve babalar olarak kendimizi hazýrladýk, birçok geliþim kitabý okuduk ancak o gün gelip çattý. Kapýda gözleri aðlamaktan kýpkýrmýzý olan, iç çeken yavrulara nasýl yaklaþacaðýz? Öncelikle bilmelisiniz ki kararlý ve soðukkanlý olmalýsýnýz. Soðukkanlý olmak sizi kötü bir anne yapmaz. Aksine atacaðýnýz adýmlardan emin bir þekilde bu yolda ilerler iseniz saðlýklý bir sonuca ulaþýrsýnýz.
Peki, çocuklar…
Öncelikle, evde annesinin dizinin dibinde oturan çocuklarýmýzýn, kuralsýz ve sýnýrsýz bir ortamdan daha katý sayýlabilinecek bir ortama geçiþ yaptýðýný unutmamak gerekir.
Çocuklara okulu anlatmak hatta mümkün ise önceden gidip gezdirmek faydalý olacaktýr. Ancak okulu anlatýrken daha somut anlatmalýsýnýz. Ayný zamanda okulun hep oyun oynanan, eðlenceli bir yer olduðunu söyleyerek çocuklarý yanýltmamak gerekmektedir. Açýk ve net bir þekilde çocuklara durum özetlenmelidir.
Okul alýþveriþlerini birlikte yapmak, çantasýný beraber hazýrlamak da okula karþý olan ilgilerini arttýrabilmektedir.
Bu dönemde çocuklarýn ihtiyacý olan en önemli þey güvendir. Kendini ifade edebilen, ebeveynleri ile iyi bir iletiþim içinde olan, özgüveni yüksek çocuklar bu dönemi daha rahat atlatabilmektedirler. Ancak kaygýlý anne ve babalarýn çocuklarý bu süreci daha zor geçirmektedirler. Çünkü anne ve babalarýnýn kaygýlandýklarýný hisseden çocuklar için bu yeni durum daha itici bir hâle
gelmektedir. Daha kolay bir þekilde bu dönemi atlatabilmeleri için, çocuklarýnýza kendi baþlarýna yetebildiklerini gösterin. Bunu söylemlerle deðil küçük sorumluluklar ile birlikte baþarabilirsiniz. Örneðini markete gittiðinizde alýþveriþ yapmasýna izin verin hatta cüzdan taþýsýn ve para verip almayý kendi baþýna yapmaya çabalasýn. Bu kendine olan güvenini arttýracaktýr. Okulda bir
problem ile karþýlaþabilme olasýlýðýna karþý zorlandýðý zaman kime gitmesi gerektiðini, sýkýntýsýný nasýl anlatmasý gerektiðini örneklendirerek öðretebilirsiniz. Böylelikle öðretmeni ile daha rahat iletiþime geçebilecek ve sorunlarýný çözebilecektir.
Yine önemli konulardan biri de özbakým becerilerini kazanmalarýdýr. Çocuklar okulda kendi baþlarýna tuvalete gidecekleri ve temizlik ihtiyaçlarýný giderecekleri için önceden bu duruma alýþmalarýný saðlamak gerekmektedir. Okul zamaný gelmeden önce özbakým becerilerini kuvvetlendirme adýna tuvalet alýþkanlýðýný oturtmalý, kýyafetini deðiþtirmesini, çantasýný taþýmasýný oyunlar
ile kazandýrmalýsýnýz. Geceleri yatmadan önce veya sabahlarý kalktýklarýnda psikosomatik yakýnmalarý olabilir ve bu kendini karýn aðrýsý, mide bulantýsý, baþ aðrýsý ile gösterebilir. Bu gibi durumlardan endiþelenmemeli ve kaygý azaldýkça þikâyetlerinin azalýp azalmadýðýna dikkat edilmelidir.
Sabahlarý okula gitme vaktini bir kaos hâline çevirmemeli, hatta eðlenceli bir þekle getirmelisiniz. Örneðin sabahlarý haþlanmýþ yumurtalarý boyayabilir, müzikler eþliðinde öperek çocuklarýnýzý uyandýrabilirsiniz. Bu durum hem onlarý mutlu edecek hem de Endiþelerini azaltacaktýr. Okuldan gelen çocuðunuza gününün nasýl geçtiðini sorun ve onu dikkatli bir biçimde dinleyin. Size problemlerinden bahseder ise onlarý çözmek yerine çözüm yollarýný gösterin. Okuldan geldiðinde aðlýyor ise, sakinleþmesine yardýmcý olun ve asla onu aðladýðý için tenkit etmeyin. Unutmayýn ki yaþadýðý kaygý sebebi ile aðlamaktadýr.Her türlü yolu denedim ancak çocuðum bir türlü okula alýþmýyor. Her sabah kargaþa yaþýyoruz, okulun kapýsýndan içeri giremiyoruz diyorsanýz ve bu süreç iki haftayý geçmiþ ise okul fobisi geliþmiþ olabilir. Bu durumda psikolojik destek alarak süreci kolaylaþtýrabilirsiniz.
Okul fobisi korkulacak bir durum deðildir ve yaygýn olarak görülmektedir. Ýlaç ile tedaviyi gerektirmemektedir. Terapi sürecinde kurulan uzman ve ebeveyn iþbirliði ile daha saðlýklý bir sonuca ulaþýlacaktýr.
Son olarak unutmamalýsýnýz ki, hayattaki geçiþ dönemleri daima sancýlý olmaktadýr ancak el ele verirseniz bu virajý çocuðunuz ile saðlýklý bir þekilde atlatabileceksiniz. En önemli olan hareket noktanýz ise çocuklarýnýza gösterdiðiniz sevginiz olacaktýr.
Esra Nur GENÇAL / Diyanet Aile
|