"Televizyonsuz ev" ifadesini yeni gençler anlayamaz, algýlayamaz. Çünkü onlarýn hayatlarýnda televizyon hep vardý. Yetiþkinler ise bir nostalji olarak hatýrlar, o eski siyah beyaz, tek kanallý günleri. Þimdi o içimizden biri, bütün ailelerin âdeta vazgeçilmez bir üyesi. Bu nedenle aile ve eðitim danýþmaný Dr. Rogge: "Televizyon aileye girmiþ yeni bir üye gibi görülmelidir. Ýnsanlardan beklentileri olan talepkâr bir üye, yoksa insaný ezer geçer" diyor. Gerçekten bu tespit bir abartýmýdýr, yoksa hakikatin ta kendisi mi?
Bugünlerde, internet servis saðlayýcýsý bir þirketin bütün kanallarý bir araya toplamýþ sistemin reklamý var tüm ekranlarda. Bu reklamda, bir baba çocukluk günlerini anýmsar görüntüler eþliðinde, ailece televizyon izlerken her seferinde baba çocuktan bir þeyler ister, þunu getir, bunu götür. Tabii ki çocuk, hiçbir þeyi rahat seyredemez. Þimdi baba olan, geçmiþ-teki bu sahneleri hatýrlar hüzünle ve benim çocuðum bu duruma düþmeyecek; bu sistem sayesinde istediði filmi, diziyi, yarýþmayý istediði zaman seyredebilecek, hiçbir þey kaçýrmayacak, diye mutluluðunu dile getirir. Böyle baba herkesin baþýna(!) Tamam da bu durumda çocuklarýmýz hayatý kaçýrmýyor mu?
Ýlginçtir, çalýþma masamda bu yazýyý tasarlarken, bizim hattaki elektrikler kesildi. Sokakta bir gürültü… Evde curcuna Çocuklar, yaa niye gitti, ne zaman gelir bu elektrik? Þu yarýþma vardý, þu dizi vardý, diye söylenip duruyorlar. Çok baðýmlý hâle gelmiþ çocuklarýmýz. Nerdeyse mum ýþýðýnda televizyon seyredecekler (!) Meðer havalar biraz yumuþadý ya, çatýdan bir buz kütlesi elektrik tellerine düþmüþ ve hatlar kesilmiþ. Hepimiz bir odadayýz. Herkes bir þeyler konuþuyor, eskilerden yenilerden, derslerden okullardan konuþuyoruz. Çocuklar önce, ne zaman gelir, üff tamda sýrasýydý, diye üzülürken, sonra da, iyi ki de gitmiþ sohbet ediyoruz, birlikte eðleniyoruz,diye âdeta seviniyorlar.
Çocuklara dikkat edin, sokaklara dikkat edin oyun/oynama bitiyor sanki. Þehirdeki parklar, bahçeler artýyor ama çocuklar azalýyor. Çocuklarýmýz ya evde bitmek bilmeyen sýnavlara çalýþýyor, televizyon baþýnda vakit geçiriyor. Parklar yaþlýlara emanet artýk.
Hatýrlýyorum da sýnýf öðretmenimiz, ta seksenlerde, "Çocuklar televizyondan uzak durun, baðýmlý olmayýn, derslerinize çalýþýn. Televizyon aslýnda tembelizyon." derdi. Merak ediyorum, þimdi öðretmenimiz bu kadar çok kanallý, bilgisayarlý, cep telefonlu bugünler için ne derdi. O zaman ne vardý ki: Hafta da bir yerli film, kovboy filmi, Kara Þimþek, Uçan Kaz, Þirinler.Ya þimdi her daim yerli yabancý filmler, diziler ve daha neler neler.
Televizyon günümüz insanýnýn gününü gündemini iþgal eden en güçlü teknoloji ürünlerinden biri. Yadsýyamayacaðýmýz bir þeyler vermiþtir insana/insanlýða; iletiþim, kültürel aktarým, düþünce zenginliði, eðlence… Ancak birçok insani, ahlaki özelliklerimizi ve güzelliklerimizi götürmüþtür/götürmektedir; aile içi ilgi iletiþim, sohbet muhabbet, kitap okuma, farklý ve faydalý hobiler, komþuluk, akrabalýk, gezmeler, ziyaretler…
Sanýrým bu ve farklý nedenlerle Ýsmet Özel,"Teknoloji benden aldýklarýný bana geriversin, ben teknolojinin bana bütün verdiklerini gerivermeye hazýrým." der.
Kitle iletiþim araçlarý, ya da bilumum teknoloji ürünleri için bunlarý söylerken belki "teknolojiye karþý" birisi gibi algýlanabilirim. Ama asýl meramým teknolojinin verdikleri olduðu gibi aldýklarýnýn da bilgi ve bilincinde olmak. Teknolojiye karþý olmak deðil, teknolojinin yanlýþ kullanýmýna karþý durmak.
Belki bu satýrlarý okurken bazýlarýmýz, çoktan televizyonun pabucu dama atýldý, artýk, internet, cep telefonu var diyebilir. Aynýlarýný hatta daha fazlasýný onlar için de düþünebiliriz.
Bize düþen televizyon ile iliþkimizi tekrar gözden geçirip, onun elinde mahkûm olmak yerine, hakim olmak için çözümler üretmek. Yoksa"Televizyon insandan beklentileri olan talepkâr bir üye, dikkat edilmezse insaný ezer geçer" diyen Dr. Rogge, korkarým hiçbir zaman haklýlýðýný kaybetmeyecektir.
Mustafa Balaban [email protected]
|