Farz olduðu zaman zor gelmemesi için çocuklarýna önceden abdest ve namazý öðretmeleri ve namaza alýþtýrmalarý anne-babalara emredilmiþtir. Ergenlik öncesinde zaman zaman namaz kýlmasý saðlanarak çocuðun namazýn ciddiyetini kavramasý saðlanmalýdýr. Hatta ergenliðe yakýn dönemde 5 vakit namazý kýlmayý bir vazife bilerek baþlamasý da önemlidir. Aksi takdirde ergenliðe girer girmez bir çocuðun devamlý surette hiç ara vermeden 5 vakit namazý kýlmasý ve buna devam etmesi zor olacaktýr. Ergenlik öncesi alýþtýrýlmayan ve bu ciddiyeti kavrayarak hayata geçirmeyen çocuk ergenlikte 5 vakit namazdan bunalacak ve sýkýlacaktýr. Bunun yanýnda onlara namazda okuyacak kadar Kur'an öðretmek de gerekmektedir. Bunlarý saðlamak için küçük yaþlarda baþlayan tedrici ve aþamalý eðitim þarttýr.
Peygamberimiz: "Yedi yaþýnda çocuklarýnýza namaz kýlmayý öðretiniz. On yaþýna bastýklarýnda da kýlmazlarsa dövünüz" (1) buyurmaktadýr.
Bu ifadede yedi yaþ öncesine dair bir ima söz konusu olmadýðý için çocuðun 0-7 yaþ arasýnda namazla ilgisi ve namaz eðitimi yok mu sayýlacaktýr? Hayýr, bunu söylemek son derece yanlýþtýr. Hz. Peygamber'in namaz eðitimi ve namazla ilgili beyanlarý genel çerçevede incelendiðinde görülecektir ki; burada göze çarpmayan ama gerçekte var olan bir tedrici-aþamalý eðitim söz konusudur. Müslüman bir aile içinde çocuk, namaz kýlanlarýn olduðu bir ortamda yedi yaþýna kadar namaz kýlanlarý görecek, namaz kýlanlarý taklit edecek, namazý soracak, hatta namaz kýlanlarýn tepesine çýkacak ve oynayacaktýr. 7-10 dönemi ise çocuk için yavaþ ama biraz daha ciddi bir geçiþ dönemi olacak ve namaz öðretimi planlý olarak yapýlarak bu dönem alýþtýrýlma dönemi olarak deðerlendirilecektir. Çocuk, 10 yaþýndan itibaren ise namaz kýlmaya zorlanacaktýr. 10 yaþ dönemi ergenlik veya büluð çaðý olarak algýlanabilir. Ergenlik çaðýna girince de çocuk zaten dinen bir mükellef ve yetiþkin sayýlacaðý için namaz kýlmaya zorlanmalýdýr. Ancak bu zorlamayý tamamen baský ile deðil de namaz kýlmayý alýþkanlýk haline getirme süreci olarak algýlamalýyýz.
Çocuðun henüz çok küçük olduðu yaþlarda, hiçbir dua ve Kur'an ayeti bilmezken sadece davranýþ olarak yaptýðý namaz kýlma þekillerini sempati ve teþvikle karþýlamalý, ancak 6-7 yaþlarýndan sonra abdest alarak baþladýðý herhangi bir namazý sonuna kadar tamamlamasý öðretilmelidir. Yine de bu yaþlarda beþ vakit namazý muntazam olarak kýlmasý beklenemez. 6-7 yaþýndan itibaren çocuðun abdestsiz namaz kýlmasý, dört rekatlýk bir namazýn birinci ikinci rekatlarýnda namazý býrakmasý hoþ karþýlanmamalýdýr(2). Peygamber efendimizin 7 yaþ tabirini kullanmasýndaki hikmet de bundan dolayýdýr.
Acaba peygamber efendimiz niçin namaz kýlmaya zorlama dönemi olarak 10 yaþ üzerinde ýsrar etmiþ bu yaþý kullanmýþtýr?
Yapýlan araþtýrmalarýn gösterdiðine göre 10 yaþ, çocuðun düzenli, huzurlu dönemi olup dengeli ve uyumlu tavýr sergilediði çaðdýr. Bedensel açýdan olduðu gibi ruhsal açýdan da olgunlaþan on yaþ çocuðu yetiþkinlerle olan iliþkilerinde eriþkin olma yolunda baþarýlý bir adaydýr (3).
7-10 arasýnda geçen üç yýllýk süreç çocuðu namaz disiplinine alýþtýrmak için yeterince uzun bir süredir ki bu dönem iyi deðerlendirilir ölçülü bir eðitim verilebilirse namaz alýþkanlýk haline getirilebilir. Bu süreç içerisinde abdest alma, namaz kýlma, abdesti ve namazý bozan durumlar gibi temel bilgiler çocuða öðretilmelidir.
Çocuklarý namaza alýþtýrýrken bazý kolaylýklar saðlanabilir. Ýbn Abbas'ýn çocuklara tek secde ile de olsa namaz kýlmaya alýþtýrmaya tavsiye etmesi, Hz. Hüseyin'in çocuklara namazý cem ederek, yani öðle ile ikindiyi, akþamla yatsý namazýný bir arada kýldýrmasý birer örnek olabilir (4) .
Namaz kýlýnan evde yetiþen bir çocuk zaten þöyle veya böyle namaz kýlmanýn keyfiyeti hakkýnda bilgi sahibi olacaktýr. Bu dönemde çocuðun bazý yanlýþlar yapmasý mümkündür ki bu durumda kesinlikle çocuða kýzýlmamalý, sert tepkiler verilmemelidir. Peygamberimizin davranýþý bu konuda bize örnek olmalýdýr. Peygamberimiz, namaz kýlarken torunlarý Hasan ve Hüseyin (r.a.) onun sýrtýna çýksalar bile ses çýkarmayýp onlarý beklemek için secdeyi uzatmasý onlara kýzmamasý bizim için güzel bir örnektir.
Bazen evde cemaatle namaz kýlýnmalý, çocuk isterse onun da katýlmasýna imkan verilmelidir. Ancak özellikle 2- 6 yaþ arasýnda namaz kýlmaya zorlanmamalý, kýlmaz ise namaz kýlmadýðý için ayýplama veya yerme ifadeleri hiç bir þekilde kullanýlmamalýdýr. Çocuk bu durumda kendi baþýna býrakýlmamalý eðer namaza iþtirak etmediyse nedeni tespit edilmeye çalýþýlmalýdýr. Acaba çocuk, namaz sure ve dualarýný bilmediði için mi kýlmak istemiyor, yoksa daha farklý nedenlerden dolayý bu ibadetten soðumasý mý söz konusu? Bunlar iyice tespit edilmelidir ki çözüm yollarý üretilebilsin.
Hz. Peygamberin namaz ibadetinde namazýn sýhhatine halel getirmeyecek durumlarda gösterdiði müsamaha ve kolaylaþtýrýcý davranýþýndan mutlaka haberdar olmalý, namaz eðitimi verirken bu anlayýþ doðrultusunda hareket etmeliyiz. Peygamber efendimiz namaz kýldýrýrken aðlayan çocuk sesi duysa kýsa sure okuyarak namazý bitirir, annenin sýkýntý çekmesini çocuðun aðlamasýný önlemeye çalýþýrdý(5). Bunun yanýnda sofra serili ise önce yemeðin yenmesini tavsiye etmesi de bu hususta örnek olarak verilebilir. Bundan dolayý çocuk (kendisine namaz farz olmayan) namaz ve yemek arasýnda sýkýntýya sokacak derecede bir tercih yapma zorunda býrakýlmamalýdýr.
Mesela hafta sonu ailece gezmeye gidildi, eve yorgun bir þekilde dönüldü. O kadar ki evin 7-8 yaþlarýndaki çocuðu yemeðini bile doðru düzgün yiyemeden olduðu yerde uyuyakaldý. Bu durumda babanýn namaz kýlmasý için çocuðu kaldýrmasý ve zorlamasýnýn bir faydasý olmayacaktýr. Bilakis bu tutum istenmeyen sonuçlar ve ters tepki doðurabilecektir. Yapýlmasý gereken, çocuða mümkünse namaz kýlýp kýlmayacaðýný sormak, kýlamayacak durumdaysa "Ama bir daha býrakmak olmaz" diyerek onun namazý unutmadan ama zorlamadan nefret ettirmeden bilinçlenmesini saðlamaktýr. Zaten o yaþta çocuða farz olmadýðý için böyle kritik dönemlerde çocuða aþýrý baský yapýlmamalýdýr. Ama çocuk 10-12 yaþlarýnda ise biraz daha fazla ýsrarcý olmalý, veya çocuk biraz uyuduktan sonra kaldýrýlarak namaz kýlmasý saðlanmalýdýr.
Model ve örnek olma prensibine baðlý olarak abdest alma ve namaz kýlma gibi ibadetler çocuklarýn gördüðü ortamlarda yapýlmalýdýr. Evin büyükleri abdestlerini alýrken çocuðun kendisini görmesini saðlamalý, bilhassa namazlarý çocuðun göreceði yerlerde kýlmalý, hatta çok küçük de olsa "Sen de benimle namaz kýlmak ister misin?" diyerek onu namaza teþvik ederek beraber namaz kýlmasý saðlanmalýdýr. Özellikle anne ve babanýn cemaatle namaz kýlmasý bu noktada önemlidir. Cemaatle kýlýnan bir namazda anne babanýn yanýnda çocuk tek baþýna aktivite dýþýnda kalmak istemeyecek o da mutlaka namaza iþtirak edecektir. Ýþte bu noktada çocuðun yapacaðý yaramazlýklarý müsamaha ile karþýlamak son derece önemlidir. Çocuk namaz kýlarken üstümüze çýkmýþsa indirmeye çalýþmamalý, ona kýzmamalý, azarlamamalýdýr. Ailece yapýlan bu ibadet çocuðun dünyasýnda yetiþkin bir birey olsa da hiç unutulmayacak, oyun havasýnda, o cemaat namazýndan elde ettiði zevk bir gün kendisini tekrar o ibadeti yapmaya sevk edecektir.
Çocuklar camiye alýþtýrýlmalý, zaman zaman camiye götürülmeli ancak bunu yaparken çocuðun hoþuna gidecek bir takým ödüller de verilmelidir. Her camiye gidiþte çocuða para ve benzeri hediyeler vererek, tamamen para karþýlýðý ibadet yapma psikolojisini oluþturmamaya dikkat etmek gerekir. Bunun için de çocuðun sevdiði þeyleri alýrken veya yaparken namaz saatlerine denk düþürerek camiye götürmelidir. Dönüþte park ve benzeri çocuðun zevk alacaðý yerlere gidilmelidir. Böylece çocuk gündelik hayatýn zevkleriyle ibadeti bütünleþtirecektir (6).
Bütün bunlarýn yanýnda çocuk zaman zaman küçük yaþlardan itibaren camiye götürülmeli cami ortamý, ibadet havasý teneffüs ettirilmelidir. 4-5 yaþlarýndan önce çocuk yerinde durmayý, oturmayý bilmediði için cemaat namazlarýna götürülmemelidir. Çocuk 4-5 yaþlarýna geldiðinde artýk bazý þeyleri algýlayabilecek duruma geldiði için cemaat namazlarýna götürülmesi daha uygundur. Nitekim Hz. Peygamber zamanýnda çocuklar büyükleriyle beraber Cuma ve bayram namazlarý gibi namazlara giderlerdi (7).
Camide çocuklara kýzýlmamasý, çocuklarýn azarlanmamasý, camiden kovulmamasý, onlara cami cemaatinin iyi ve güler yüzle davranmasý önemlidir. Çocuk herhangi bir þekilde babasý veya bir büyüðü ile camiye gitmek istemezse niye gitmek istemediði tespit edilmeli "Onlara kýzan biri mi var yoksa bir baþka olumsuz neden mi?" söz konusu bu durum tespit edilerek çok geç olmadan çözüm yollarý aranmalýdýr.
Çocuklarý namaza alýþtýrmak için tedrici-aþamalý eðitimin bir örneði olarak þöyle bir yol takip edilebilir: Okul öncesi dönemde çocuk zaman zaman anne baba ile beraber namaz kýlmalý, okul dönemine baþlayýnca doðru þekilde abdest almayý öðrenmiþ olmasý temin edilmelidir. Okul döneminde ise çocuk aþamalý olarak her sýnýfta bir vakit namaz kýldýrýlarak her sene bir vakit artýrýlmak suretiyle namaza alýþtýrýlabilir. 1. sýnýfta günde bir defa namaz kýlmaya 2. sýnýfta iki vakit, 3. sýnýfta üç vakit olmak üzere çocuk zamanla aþamalý olarak beþ vakit namaz kýlmaya alýþtýrýlmýþ olacaktýr.
Yaptýklarý iyi davranýþlarýn büyükler tarafýndan onaylamasý çocuklar için önemlidir. Bu sebeple çocuklar, ibadetleri yerine getirdiklerinde mükafatlandýrýlmalý, bu konuda ihmalkar davrandýklarýnda ise uyarýlýp aksaklýklarýn giderilmesi saðlanmalýdýr.
1- Ebu Davud, Salat, 26.
2-Ayhan, Halis, Din Eðitimi ve Öðretimi, s. 169-169
3- Yavuzer, Haluk, Çocuk Psikolojisi, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay, Ýstanbul 1982, s. 45.
4- Özyýlmaz, Ömer, Çocukluk ve Gençlik Çaðýnda Ýslami Eðitim ve Psikolojik Temelleri, Pýnar Yayýnlarý, Ýstanbul 2003, s. 155.
5- Bkz. Müslim, Salat, 191-192.
6-Ayhan, Halis, Din Eðitimi ve Öðretimi, Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Vakfý (ÝFAV), Ýstanbul 1997, s. 169-170.
7- Buhari, Ýdeyn 16; Cenaiz, 56.