“Helal’ler bellidir. Haram’lar bellidir. Bu ikisinin arasýnda çoðu insanýn bilmediði þüpheli þeyler vardýr. Kim bu þüpheli þeylerden sakýnýrsa, dinini ve ýrz (þeref)ini korumuþ olur. Her kim de bu þüpheli þeylerin içine dalarsa, sýnýrlarýn kenarýnda ot otlatan çoban gibidir. Sýnýrlarý aþma tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Dikkat edin! Her kralýn bir sýnýrý (yasaklarý) vardýr. Dikkat edin! Allah’ýn yeryüzündeki yasaklarý, HARAM’larýdýr. Dikkat edin! Cesette bir et parçasý vardýr. Eðer o et parçasý düzgün olursa, bütün bir ceset düzgün olur. Eðer o et parçasý bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin! O et parçasý “Kalb”tir . ( Buhari, Ýman 39. Hadis no: 52)
...........................
5- Þüpheli þeyler, haram veya helal olduðu açýkça belli olmayan þeylerdir. Bu nedenle insanlarýn çoðu bunlarý bilmez. Efendimiz’in ‘‘Ýnsanlarýn çoðu bunlarý bilmez’’ ibaresinden bazý insanlarýn bunlarý bilebileceðini anlýyoruz. Ancak bunlarýn sayýsý oldukça azdýr. Sayýlarý çok az olan bu insanlar mezheb imamlarý gibi ‘‘Müctehid”lerdir.
Bir þeyin ‘‘þüpheli’’ olduðunu gösteren kriterler nelerdir? Bu soruya bazý alimlerimiz þu cevabý vermiþtir: 1- Delillerin (rivayetlerin) görünüþte bir birleriyle çeliþiyormuþ gibi gözüktüðü meseleler. 2- Alimlerin ihtilaf ettiði meseleler 3- Fýkýh kitaplarýmýzda ‘‘mekruh’’ hükmünü alan konular 4- Yine fýkýh kitaplarýmýzda ‘‘Mubah’’ diye tarif edilen þeyler.
6-Haramlardan sakýnmak, avam (normal,vasýfsýz) insanlarýn iþidir. Þüpheli þeylerden sakýnmak ise “Havas (çok kaliteli, elit, seçkin)” insanlarýn iþidir. Diðer bir ifadeyle avam sadece haramlardan sakýnýr. Havas ise, haramlarýn yanýnda þüpheli, mekruh ve mubah þeylerden de sakýnýr.
7-Kim (haramlarýn yanýnda) þüpheli þeylerden de sakýnýrsa dinini ve þerefini korumuþ olur. Din, insanýn en deðerli, en önemli meselesidir. Dünya ve ahiret kurtuluþunun yoludur. Þüpheli þeylerden sakýnan kimseler, dinlerini muhafaza edip koruduklarý gibi onur ve þereflerini de koruyup muhafaza etmiþ olurlar. Çünkü þüpheli þeylerden sakýnmayan bir kimse, insanlarýn dilinden kurtulamaz. Ýnsanlarýn kendi aleyhinde konuþmasýndan emin olamaz. Ýnsanlar, bir kimsenin aleyhinde konuþmaya baþladýðý zaman, o kimsenin onur, þeref ve izzeti yara alýr. Elbette ki seçkin insanlarýn nezdinde… O nedenledir ki dini meselelere dikkat etmek, onur ve þerefi korumak, son derece önemlidir.
8- Þüpheli þeyleri yapanlar, sýnýrlarýn kenarýnda ot otlatan çoban gibidir. Sýnýrý aþma tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Hz. Peygamber (sav) beyân ve belâgatýn zirvesiydi. Her insanýn anlayacaðý dille konuþurdu. Cahiliyye döneminde birisinin koyunu diðerinin tarlasýna geçtiði zaman kabile savaþlarý çýkardý. Koyunlarýný sýnýrlarýn kenarýnda otlatan bir çoban her an büyük bir tehlikeyle karþý karþýya kalýrdý. Ýþte sevgili Peygamberimiz þüpheli þeyleri yapanlarý kendisini büyük tehlikelere atan çobana benzeterek müthiþ bir misal vermiþtir.
Buhari Þârihlerinden Ýbnü’l Münir, Hocasý el-Kubarî’nin þöyle dediðini nakleder: “Mekruh, kul ile haram arasýnda bir köprüdür. Eðer kul mekruhlarý çok yaparsa, haramlarý yapmaya baþlar. Mubah ta, kul ile mekruh arasýnda bir köprüdür. Mubahlarý çok yapan bir kul mekruhlarý da yapmaya baþlar.
9- Haramlar, Kur’an ve sünnet’te yapýlmasý yasak edilen þeyleri yapmak veyahut ta Kuran ve sünnette yapýlmasý emredilen þeyleri terk etmektir.
10- ‘‘Elâ’’ harf’i- edatý, tenbih etmek, dikkat çekmek, ve devamýnda söylenecek sözün çok önemli olduðunu göstermek için kullanýlýr. ‘‘Dikkat edin! Ýyi anlayýn ! Ýyi dinleyin! Ýhmal etmeyin. Önem verin’’ anlamlarýna gelir. Söz söyleme sanatýnda büyük bir yeri vardýr. Bazen dikkat çekmek için de kullanýlýr. O halde bu harften sonra beyan edilecek þeyi çok iyi anlamak, çok iyi tahlil etmek, sebep ve sonuçlarýný iyi irdelemek, çok iyi uygulamak gerekir.