Þimdi bu ibarenin derin anlamýna geçmeden önce bir kaç hadis-i þerif zikredeceðim. Ýlk bakýþta, bu hadislerin konumuzla bir alakasý olmadýðý sanýlabilir. Ancak biraz sabredip makalenin sonuna geldiðinizde aralarýnda büyük bir alakanýn olduðunu göreceksiniz:
- Numan bin Beþir –Allah ondan razý olsun- Hz. Fahr-i Cihan’ýn –Aleyhi ekmelü’t-Tahaya vetteslim- þöyle dediðini rivayet etti:
“Kýyamet günü, cehennem halký içinden en hafif azab çekecek olan kimse, ayaklarýnýn altýna ateþten iki kor konulan, (bu iki korun þiddetli hararetinden dolayý) beyni (fokur, fokur) kaynayan bir adamdýr. Bu adam, kendisinden daha þiddetli azab gören hiç kimsenin olmadýðýný zanneder. Halbu ki o, en hafif azab gören kimsedir ”1
Eðer en hafifi bu ise, yâ Rabb!, daha fazlasýna can dayanýr mý?! Ölüm de olmayacaðýna göre insan bu acýlarýn altýnda ne yapar?! Arþ-ý Azîmin Rabbý Azîm Allah!.. Sana sýðýnýrýz!.
- Bir kývýlcýmý bütün dünyayý kül etmeye yeten cehennemden en son çýkacak olan kimseyi Efendimiz (sav.) –manen- þöyle tarif eder:
Bu adam kâh yerde sürüklenerek, kâh yürüyerek, kâh yüzünü ateþ yalayarak cehennemden çýkar. Geriye dönüp cehenneme bakarak þöyle seslenir:
- Beni senden kurtaran Allah yücelerin en yücesidir. Andolsun ki Allah gelmiþ geçmiþ hiç kimseye vermediði en büyük niðmeti bana vermiþtir2 .
Bu adam ileride bir aðaç görür. Allahtan o aðacýn gölgesinde oturmayý ister. “Bu isteðin yerine getirilirse baþka bir þey istermisin?” sorusuna “Baþka hiç bir þey istemem” cevabýný verir. Daha sonra Allah –Azze ve Celle- ona:
Bu adam cennetin yanýna geldiðinde içerdekilerin sevinç ve neþe dolu seslerini duyunca “Cennete en son giren benim. Benden önce giren girmiþ, herkes yerini kapmýþ, alacaðýný almýþ. O halde bana hiç bir yer kalmamýþtýr” duygusuna kapýlýr. Geri döner. Allah Teala’ya:
- Cennet dolmuþ, der. Allah Teala (tekrar)
- Git cennetime gir , der. Bu adam tekrar cennetin kapýsýna koþar, yine ayný düþüncelere kapýlýp üçüncü defa geri döndüðünde Allah Teala ona þöyle der.
- Gir Cennete! (Orada) dünya ve dünya gibi on tane yurt seni (bekliyor)!..
Sevincinden ne diyeceðini þaþýran, neredeyse aklýný yitirecek olan bu zat, ne dediðini bilmeyerek:
- Sen (kainatýn Hâkimi) Kralý olduðun halde benimle alay mý ediyorsun?!..
Rasûl-i Ekrem (sav.) bunu anlatýrken, arka diþleri görünecek kadar, tebessüm edip güldü ve “iþte bu cennetteki en düþük makamýdýr” dedi3.
Ebu Hureyra – Allah ondan razý olsun- Nebiyy-i Muhterem Efendimizin þöyle dediðini rivayet etti:
“Cennete giren herkese, eðer kötü olsaydý (iman edip itaat etmeseydi), cehennemdeki (gideceði) yeri gösterilir. Teþekkür ve þükraný artsýn diye... Cehenneme giren herkese, eðer iyi olsaydý ( iman edip itaat etseydi), cennetteki (kazanacaðý) yeri gösterilir. Hüsraný ( acý, ýzdýrap ve piþmanliðý artsýn diye.. .”4
- “Cennet halký cennete girdiði zaman bir münadi þöyle nida eder (anons yapar): Sizin için cennette hayat vardýr, artýk asla ölmeyeceksiniz! Sizin için cennette saðlýk (afiyet) vardýr, artýk asla hastalanmayacaksýnýz! Sizin için cennette gençlik vardýr, artýk asla ihtiyarlamayacaksýnýz! Sizin için cennette mutlululuk vardýr, artýk asla üzülmeyeceksiniz!..”5
- “Cennet halký cennette yeyip içerler. Ancak büyük ve küçük tuvalet ihtiyaçlarý olmaz. Sümkürmezler. Onlarýn yemekleri mis kokusu gibi bir geðerti ile dýþarý atýlýr. Nefes alýp verdikleri gibi Allahý tesbih ve tekbir etmeleri (zikretmeleri) onlara ilham edilir”6 . Cennet yiyecek ve içecekleri o kadar tatlý, temiz ve lezzetli ki tuvalete atacak hiç bir pisliði yok! Geðertisi bile misk kokusu gibi tatlý!.. Rabbým, lutf-u kereminle bize de ikram et!..
- “Cennet kýzlarýndan bir kýz, dünyaya þöyle bir bakacak olsa, (güzelliðinden) yer ile gök arasý nur ile dolardý”7. Bir baþka rivayet: “(Onun güzelliði) güneþin ýþýðýný söndürürdü”.
- Sehl bin Sad (r) anlatýyor: Ben Rasulullah (sav.)’ in bir meclisine katýlmýþtým. Cennetin vasýflarýný anlatýyordu. Bitirene kadar dinledim. En sonunda þöyle dedi: “Cennette hiç bir gözün görmediði, hiç bir kulaðýn iþitmediði, hiç bir beþerin (aklýna) hayaline gelmeyen þeyler ( güzellikler) vardýr”8.
Cennetin içindeki muhteþem nimetler insan hayalinin ulaþamayacaðý kadar derin ve güzeldir. Ancak biz Ýmam Buhari ve Müslim’in Ebu Said el-Hudri den rivayet ettiði þu hadisi þerifle konumuzu toparlayalým:
8- Rasulullah (sav.) buyudular ki: Allah, Azze ve Celle, cennnet halkýna:
- Ey cennet halký !, diye seslenir. Onlar:
- Emret ey Rabbimiz, emret! Bütün güzellikler hayýr ve mutluluklar senin elindedir emret!, diye karþýlýk verirler. Allah Teala onlara:
- Râzý mýsýnýz? (Mutlu musunuz? Hosnut musunuz? Memnun musunuz?), der. Onlar:
- Nasýl mutlu olmayalým ey Rabbimiz! Andolsun ki Sen, mahlukatýndan hiç kimseye vermediðin güzellikleri bize verdin!..
Allah Teala:
- Bunlardan daha güzelini (daha deðerlisini) size vermemi istermisiniz?
Onlar:
- Bunlardan daha güzeli ne olabilir ki?
Bunun üzerine Allah Teala þu cevabý verir.
- Sizin üzerinize Rýzâmý (hoþnutluðumu) indiriyorum. Artýk bundan sonra size hiç kýzmayacaðým ..9
Demek ki, Allah’ýn Rýzasý, cennetin içindeki bütün nimetlerden daha deðerli. Daha büyük. Daha güzel. Allahýn hoþnutluðu, cennetin içindeki bütün güzelliklerin en yükseði!.. Aklýn ve hayalin ulaþamayacaðý nimetlerin daha yücesi. Týpký tövbe suresi 72. ayet-i kerimenin bildirdiði gibi: “Allah, iman eden mümün erkek ve kadýnlara, altlarýndan ýrmaklar akan, içinde ebedi kalacaklarý cennetleri vaad etmiþtir. Adn cennetlerindeki muhteþem köþkleri de.... (Ancak) Allah’ýn rýzasý daha büyüktür... Ýþte o, muazzam bir kazanç ve ödüldür10.”
O halde, karþýsýndaki kimseye “Allah senden razý olsun” diyen bir kimse, cennetteki hiç bir gözün görmediði, hiç bir kulaðýn iþitmediði, hiç bir insanýn hayaline bile gelemeyen muhteþem güzelliklerden daha büyük bir þeyi; Allah’ýn Rýzasýný ve hoþnutluðunu muhatabý için temenni ediyor demektir. Cennet nimetlerinin en büyüðünü karþýsýndaki muhataba diliyor demektir.
O nedenledir ki, dinde derin anlayýþ sahibi selef-i salihin ulemasý, cennetin en yüksek makamlarýný ifade eden “Radýyallahu anh” (Allah ondan razý olsun) ibaresine en layýk neslin Rasulullah’ýn (sav.) mektebinde yetiþen sahabe nesli olduðuna karar verdiler. Çünkü onlar bu ümmetin öncüleri ve en hayýrlýlarýdýrlar. Onlar Rasulullah’ý (sav.) gördüler. Dini kalplerinin derinliklerinde yaþadýlar ve yaþattýlar. Allah onlardan razý olsun.
Bu kadar derin anlamlý bir kelimeyi, gereksiz yerlerde, hak etmeyen insanlara kullanmak, hele samimi olmayan bir kalp ile söylemek, ibareyi deðil her þeyden önce ibareyi kullanan kimsenin seviyesini düþürür.
“Allah razý olsun” derken ne dediðimizi, neyi temenni ettiðimizi, kime dediðimizi bilerek kullanmak dileðiyle...
HASAN FEHMÝ ÇÝÇEK
26. 11. 2007- MELBOURNE
1 Buhari, Enbiya 1. Müslim, Ýman 362-364
2 Bkz. Müslim, Ýman 310
3 Bkz. Buhari, Tevhid 38. Müslim, Ýman 310, Cennet 9. Tirmizi, Cennet 18
4 Buhari, Rikak 51 Hadis no: 6569
5 Müslim, Cennet 22.
6 Mülim, Cennet 18. Buhari, Bedül Halk 8, Enbiya 1.
7 Buhari, Rikak 51
8 Müslim, Cennet 5
9 Buhari, Rikak 51, Tevhid 38. Müslim, Cennet 9.
10 Tevbe: 72