"Git, bu duvarýn arkasýnda gördüðün ve yakinen inanarak "Lâ ilâhe illallah" diyen herkesi cennetle müjdele!.."

Ancak, ya bilgi eksikliðinden, ya anlayýþ (fýkh)'ýnýn kýtlýðýndan, ya cehâletinden ya da art niyetinden dolayý islâmî nasslarý tahrip edip çarptýran bazý kimseler bu ve buna benzer diðer rivayetlere dayanarak Allah'a inanan yahudi ve hýrýstiyanlarýn da cennete gireceðine hükmetmiþlerdir. Eðer "yahudi"lerden kasýtlarý Hz. Mûsâ aleyhisselam'ýn orijinal þeriatine inanýp tasdik eden ve gücü nisbetinde uygulamaya çalýþan, ancak Hz. Ýsa aleyhisselam'ýn nübüvvetine ulaþamadan ölen ( veya ulaþþa da Ýsa aleyhisselam'ýn mesajlarý kendisine ulaþamayan) kimseler ise; "hýrýstiyanlar" ibaresinden de kasýtlarý ayný þekilde Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselam'ýn nübüvvetinden önce Hz. Ýsa aleyhisselam'ýn orijinal mesajlarýna inanan kimseler ise; o zaman söyleyecek hiç bir sözümüz yoktur. Zaten on dört asýr boyunca da hiç bir islam âliminin söyleyecek sözü olmamýþtýr. Ancak, "yahudi ve hýrýstiyanlar" dan kasýtlarý, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (asv.)'ýn nübüvvetinden sonra kendilerini yahudi (jews) ve hýrýstýyan (chýrýstýan) olarak isimlendiren ve Hz. Muhammed (asv.)'a inanmayan kimseleri kastediyorlar iseler, bunlar ne büyük bir gaflet, cehâlet ve hýyânet'in içinde olduklarýný bilmem farkedebiliyorlar mý?!...

Gaflet: Çünkü, böyle bir þeyi on dört asýr boyunca bu ümmetin içinden söyleyebilecek deðil bir âlim, aydýn, yazar, deðil bir imanlý, ihlaslý mümin, sýradan bir müslüman bile olmamýþtýr. Oryantalist, münâfýk ve dönmelerden baþka....

Cehâlet: Çünkü, Ýslâmî nass'lardan böyle bir hüküm çýkarmak ancak cehaletin eseridir.

Hýyânet: Çünkü böyle bir hüküm; insanlýk tarihi boyunca bütün peygamberlerin orijinal mesajlarýnýn hakikatini bize öðreten, insanlýðý karanlýklardan, zulüm ve cehâletten ilâhî nûra ve adâlete çýkaran, uygulayan insanlarý ölüm öncesi ve ölüm ötesi hayatta mutluluk, huzur ve saadete ulaþtýran, Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselam'ýn getirdiði akide, þeriat ve vahy'i bozup protestanlaþtýrmaya götüren bir hükümdür. Nitekim böyle bir hükmün tesiriyle "Madem ki hýrýstýyanlar da cennete girecek, o halde ben de hýrýstýyan olayým. Hýrýstýyan olmam da hiç bir sakýnca yok. Hz. Muhammed'in þeriatine de gerek kalmadý" diyerek hýrýstýyanlaþan insanlarý duyuyoruz. Yerin ve göklerin yaratýcýsý Yüce Allah'ýn, bütün dünya insanlýðýnýn kurtuluþu için gönderdiði son peygamber Muhammed aleyhissalatü vesselam'ýn þeriatini ve dinini (vahy'i) bozup tahrif etmenin, son kurtuluþ ipini de yahudileþtirip hýrýstiyanlaþtýrmanýn, böylece kitlelerin hem dünyada hem de ahirette felakete sürüklemenin ne büyük bir ihanet olduðunu kalemler yazmaktan âciz kalýr!...

Öte yandan böyle bir hüküm hem akl'a hem de nakkl'e aykýrýdýr:

Akl'a aykýrýdýr. Çünkü, "Lâ ilâhe illallah" diyerek tek bir yaratýcýnýn olduðunu, O Yaratýcýnýn kemal sýfatlara sahip olup noksan sýfatlardan münezzeh olduðunu kabul eden bir kimse, kendisini yaþatan, öldüren, ona rýzýk veren, kainatý yöneten, idare eden mutlak güç ve otorite sahibi O Yüce Yaratýcýya kayýtsýz þartsýz itaat etmeli, O'nun emir ve yasaklarýna uymalýdýr. O'nun emir ve yasaklarýndan sadece bire tanesini bile kabul etmeyip reddetmesi O Yüce Yaratýcýyý kabul emeyip reddetmek demektir. Durum böyleyken Hz. Muhammed aleyhissalâtü vesselâm'ýn nübüvvetini, ona indirilen vahyi (Kuraný ve þeriati) kabul etmeyip reddeden bir kimse Allah'ýn kaç emrini, kaç yasaðýný, kaç haberini reddetmiþtir acaba? Saymaya kalksanýz bitirebilirmisiniz? Elçiyi reddetmenin elçiyi göndereni reddetmek olduðunu anlamayan bir akýl var mýdýr? Reddettikleri emir ve hükümler kadar Allah'a þirk koþup Allah'tan baþka ilah tanýdýklarýný söylemeye gerek var mý? Muhammed aleyhisselam'ý kabul etmeden Lâ ilahe illallah" demenin mümkün olmadýðýný, deseler bile kuru bir laftan ve yalandan öteye gitmeyeceðini bilmeyen var mý? "La ilahe illallah" sözü, "Muhammedün Rasulullah" demeyi vâcip kýlar. "Muhammedün Rasulullah" ta "La ilahe illallah"ý tanýmlar.

Nakl'e aykýrýdýr: Çünkü, gerek kur'an-ý kerîm'de gerekse sahih rivayetlerde Hz. Muhammed (sav.)'in peygamberliðini kýsmen veya tamamen kabul etmeyen yahudi ve hýrýstiyanlarýn kâfir olup cehenneme gideceðine dair haberler gayet açýk ve çoktur. Bunlardan birkaç tanesi þöyledir:

• Hiç þüphesiz ki, Ehl-i Kitap'tan (yahudi ve hýrýstýyanlardan) ve müþriklerden (inkar eden) kâfirler (Allah'ýn gönderdiði vahyin her hangi bir tanesini kabul etmeyenler) iþte onlar cehennem ateþinin içinde ebedi kalacaklardýr. Onlar mahlukatýn en þerlileridir.
• Muhakkak ki, "Allah Meryem oðlu Mesih'tir" diyenler andolsun ki kafir olmuþtur.
• "Meryem oðlu Mesih (Ýsa) Allah'ýn kendisidir" diyenler, andolsun ki kafirdirler. Halbuki (bizzat) Mesih þöyle demiþti: "Ey Ýsrail oðullarý! Benim de Rabbým sizin de Rabbýnýz olan Allah'a kulluk edin. Zira kim Allah'a eþ koþarsa hiç þüphesiz ki Allah ona cenneti haram kýlar. Onun varacaðý yer ateþtir. Zalimlerin hiç bir yardýmcýlarý da yoktur.
• "Allah üçün (üç ilahýn) üçüncüsüdür" diyenler, andolsunki, kafir olmuþtur. Halbuki tek bir ilahtan baþka hiç bir ilah yoktur. Eðer bu sözden vazgeçmezlerseler o kafirlere pek acýklý bir azap dokunacaktýr.
• Ebu Hureyra (r), Hz. Fahr-i Cihan'ýn (asv.) þöyle dediðini rivayet etmiþtir: "Muhammed'in canýný (kudret) elinde tutan (Allah)a yemin ederim ki, bu yahudi ve hýrýstiyanlardan her hangi bir kimse beni duyup ta sonra benimle birlikte gönderilen(her þey)e iman etmeden ölürse, kesinlikle cehennem ashabýndan olur" (Müslim, Ýman 116). Rasulullah'ýn sözüne yemin ederek baþlamasý, söyleyeceði sözlerin son derece önemli olduðuna iþaret eder. Ayrýca bu hadis-i þerifimiz konuyu hiç bir tevil ve yoruma gerek kalmadan gayet açýk ve net bir þekilde ifade eden kesin bir delildir. Ancak kalbinde maraz bulunan art niyetli kimseler gökten bir kitap inse dahi, veyahut peygamber dirilip hakikati söylese bile onlar yine de kendi bildiklerini okuyup "Bu apaçýk bir sihirdir" derler.
• Muhtelif rivayetlerdeki "Kim Lâ ilâhe illallah derse cennete girer" ibaresini "Muhammedün Rasulullah" demeye gerek yoktur. Dolayýsýyla, kim "Lâ ilahe illallah" derse, ister yahudi olsun ister hýrýstiyan, cennete girer" þeklinde anlayanlar, þer'i ilimlerdeki cehaletlerinin derinliðini ýspatlayan kimselerdir. Zira, gerek sahabeler, gerek tabiûn nesli, gerek halef ve selef ulemasý, gerekse ondört asýr boyunca gelen ehli sünnet velcemaat alimleri bu rivayetlerdeki "Lâ ilahe illallah" sözünün "Muhammed'ün Rasulullah" kýsmýný da içine aldýðýný, þehadetin birinci kýsmýnýn ikinci ve diðer kýsýmlarýný da içine alan özet bir sembol olduðunu, bu nedenle Rasulullah (sav.)'in bu rivayetlerde özet (ihtisar) olarak konuþtuðunu, diðer bazý rivayetlerde ise ihtisarý tafsil ederek þehadetin ikinci kýsmýný (hatta diðer kýsýmlarýný da zikrettiðini delilleriyle ýspatlamýþlardýr. Ýþte bunlardan bir kaç tanesi:
  • Ýmam Buhari, Abdullah bin Abbas'ýn tercümaný ve yetiþtirdiði güzide talebelerden Ebu Cemre Nasr bin Ýmran'ýn þöyle dediðini rivayet eder: Ýbn-i Abbas (rhuma) ile birlikte oturuyordum. Beni kendi oturduðu halýnýn üzerine oturttu ve "Yanýmda kal da senin için malýmdan bir pay ayýrayým" dedi. Böylece yanýnda iki ay kaldým. Daha sonra Ýbn-i Abbas (rhuma) þöyle dedi: "Abdul-Kays heyeti, Hz. Peygamber'in (sav.) yanýna geldiðinde Allah Rasulü (sav.) onlara:
• Bu kavim kimdir? (veya bu heyet kimdir?) diye sordu. Onlar
• Rabia, dediler. Rasulullah (sav.):
• Kavme Merhaba (Hoþ geldiniz). (Sizin için) ne bir zillet, ne de bir piþmanlýk (vardýr), dedi. Onlar:
• Ya Rasûlellah! Biz sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bizimle sizin aranýzda bu kafir Mudar kabilesi var. O nedenle bize kesin (net ) bir iþ emret, ki onu geride býraktýklarýmýza haber verelim ve onu yaptýðýmýzda cennete girelim", dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav.) onlara dört þeyi emretti, dört þeyi de yasakladý. Onlara "Sadece (tek) Allah'a iman etmeyi" emretti. Arkasýndan "Sadece (tek) Allah'a iman etmenin ne demek olduðunu biliyormusunuz?" diye sordu. Onlar:
• Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. Rasulullah (sav.) þu cevabý verdi:
• "Sadece Allah'a iman etmek" Allah'tan baþka ilah olmadýðýna, Muhammed'in Allah'ýn Rasulü olduðuna þehadet etmek, namazý ikame etmek, zekatý vermek, ramazan orucunu tutmak ve ganimetlerden beþte birini (Allah yoluna) vermektir, dedi. (Buhari, Ýman 40. Hadis no: 53)

Görüldüðü gibi Rasulullah (sav.) sadece Allah'a iman etmenin ne demek olduðunu açýklamýþ tek Allah'a iman etmenin Allah'tan baþka ilah olmadýðýna ve Hz. Muhammed'in Allah'ýn elçisi olduðuna þehadet emekle birlikte namaz kýlmak, zekat vermek ve oruç tutmayý da içine aldýðýný bildirmiþtir. Bu nedenledir ki Hz. Ebu Bekir (r), zekat vermeyenlerle savaþmýþtýr. Bu kadar açýk delillere raðmen baþka delillere gerek yok ama biz yine de Beþerin Efendinsinin sözeleriyle gönüllerimizi ferahlatmaya devam edelim:

• Þeksiz (þüphesiz) bir þekilde Allah'tan baþka ilah olmadýðýna benim de Allah'ýn Rasülü olduðuma þehadet ederek Allah'a kavuþup ta cennetten mahrum olan hiç bir kul yoktur. (Müslim, Ýman 45)
• Allah'tan baþka ilah olmadýðýna ve Muhammed'in Allah'ýn kulu ve elçisi olduðuna kalbinin derinliklerinden þehadet eden hiç bir kul yoktur ki Allah ona cehennem ateþini haram etmiþ olmasýn (Buhari, Ýlim 49. Muslim, Ýman 53)

Görüldüðü gibi nasslar çok açýktýr. "La ilahe illah" ile "Muhammed'ün Rasulullah" yan yana zikredilmiþtir. Ancak Hz. Peygamber'in (Sav.) sözlerini, sahabelerin görüþlerini, tâbiûn, etbâuttâbiûn alimlerini , dört mezhep imamýnýn, on dört asýr boyunca ilmi ile amel eden, ihlasýyla ümmetin takdirini kazanmýþ salih alimlerin yolunu býrakýp ta "Bizim heva ve hevesimize tabi olun" diyen fasýklara "Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize" deriz. Biz Muhammed aleyhissselam'ýn yoluna tabiyiz. Sahabelerin hepsini derinden severiz. Tâbiûn ve etbâuttâbiûn âlimlerine hürmet ederiz. Daha sonraki dönemlerde gelen dinde derin anlayýþ sahibi, sözleriyle fiilleri çeliþmeyen, ihlaslý alimlerin, hele Rasulullah'ýn sünnetini dünyanýn dört bir tarafýnda yaþatmak için ömürlerini çürüten hadis râvilerinin ayaklarýnýn hem altýný hem üstünü öperiz.

Rasulullah'ýn bi'setinden sonra dünyaya gelip te Rasulullah'ýn dâveti kendisine ulaþtýðý halde Hz. Muhammed aleyhisselam'ý kabul etmeyip ona tabi olmayan yahudi ve hýrýstýiyanlarýn cennete gireceiðine dair bir kuran ayeti getirin!?.. Bir tane hadis getirin!?.. Bir sahabe sözü getirin!?.. Tabiun ve etbauttabýun alimlerinden bir tane delil getirin!?..

Eðer Hz. Muhammed'in bi'setinden sonraki yahudi ve hýrýstiyanlar da cennete gerecek olsaydý Hz. Muhammed'in nübüvvetine ne gerek vardý? Söylediðniz sözün Hz.Muhammed (asv)'ýn getirdiði dini toptan inkara götüren aðýr bir söz olduðunun farkýndamýsýnýz?

Amacýmýz insanlarý cehenneme doldurmak deðildir. Zaten öyle bir yetki ve salahiyetimiz de yoktur. Bilakis, hiç bir insanýn oraya girmemesi için uðraþýyoruz. Ancak cennetin de sahibi cehennemin de sahibi Yüce Yaratýcý dünya ve ahiret saadetini Hz. Muahmmed( as)'ýn yoluna tabi olmaya baðlamýþtýr. Zira onun yolu, Allah'ýn yoludur. Onun yolu, Ýsa'nýn yoludur. Onun yolu Musa'nýn yoludur. Onun yolu Hz. Ýbrahimin yoludur. Onun yolu bütün peygamberlerin yoludur.Ona tabi olan biz müslümanlar Allah'a ve Allah'ýn gönderdiði bütün peygamberlere iman ederiz.

Öte yandan Hz. Muhammed (asv.)'ýn getirdiði ölçüleri inceleyin, onun insanlýðý bataklýklardan çýkarýp yüce deðerlere götüren hayat tarzýný inceleyin... Yerin ve göklerin Yaratýcýsýnýn "Hiç þüphesiz ki sen muazzam bir ahlak üzerinesin" diyerek övdüðü o peygamberin siretini inceleyin... Ýnceleyin de, böyle bir insana "Anamýz babamýz sana feda olsun Ya Rasulellah!" diyerek itaat etmekten baþka hiç bir yolun olmadýðýný görün!...

Melbourne'da bir kiliseye davet edilmiþtim. Bir Müslüman bir de hýrýstýyan konuþmacý vardý. Hýrýstiyan profösör konuþmasýna "Bismillairrehim" diyerek baþladý. Müteaddid defalar "La ilahe illallah" dedi. Sorular kýsmýnda gencin bir tanesinin "Siz hem "La ilahe illallah" diyorsunuz, hem de Hz. Ýsa'yý, Hz. Meryem'i ilah olarak görüyorsunuz. Üç tane ilahtan bahsediyorsunuz. Bu bir çeliþki deðil midir" sorusuna hýrýstiyan profösör þu cevabý verdi: "Bu bir sýrdýr. Geleneklerimizde böyle yazýyor. Böyle inanmaktan baþka bir þey diyemem!?". "Yahudi ve Hýrýstiyanlar da cennete girecek" diyerek böyle profösörlerin sayýsýný arttýrmaya mý çalýþýyorsunuz? Tevhidin duru ve temiz mesajýný þirk ve küfürle bulandýrmaya mý çalýþýyorsunuz? Tevrat ve incili tahrif ettikleri gibi Kuran'ý da tahrif etmelerini mi istiyorsunuz?

Ýnsanlýk ailesinde kardeþlerimiz olan yahudi ve hýrýstiyanlara tavsiyemiz; kalbinizin derinliklerinden fýþkýran bir sesle, o kalbi çalýþtýran Yaratýcýnýn emrine uyarak "Lâ ilahe Ýllallah Muahmmed'ün Rasulullah" deyin. Böylece dünyada da kurtulun ahirette de....  

HASAN FEHMI CICEK - MELBOURNE

Müslim, Îmân 52

El-Beyyine: 6

Maide:17

Maide: 72

Maide: 73