Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4233
Toplam 16410469
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
RASÛLULLAH (SAV.) GÖZLERÝYLE ÖN TARAFI GÖRDÜÐÜ GÝBÝ ARKA TARAFLARI DA GÖRÜRMÜYDÜ?
22/03/2010 - 16:59
 
Fehmi Çiçek
Hiç þüphesiz ki Hz. Fahr-i Kâinât Efendimiz (asv.) bir beþer idi. Bizim gibi yemek yer, uyur, yorulur, dinlenirdi. Ama asla bizim gibi sýradan bir insan deðildi. Birtakým olaðanüstü (Hâriku’l-Âde) yetenekleri vardý. Herþeyden önce kendisine kâinatýn Yaratýcýsýndan vahiy gelir, cebrâil’i görürdü. Cebrâil’i gören gözler elbette ki sýradan bir insanýn gözleri gibi olmazdý. Nitekim sevgili Peygamberimiz (sav.) Ýmam Tirmizî’nin rivayet ettiði bir hadis-i þerifte:

عَنْ أَبِي ذَرّ رضي الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: إِنِّي أَرَى مَا لاَ تَرَوْنَ أَطَّتِ السَّمَاءُ وَحُقَّ لَهَا أَنْ تَئِطَّ مَا فِيهَا مَوْضِعُ أَرْبَعِ أَصَابِعَ إِلاَّ وَمَلَكٌ وَاضِعٌ جَبْهَتَهُ سَاجِدًا لِلَّهِ وَاللَّهِ لَوْ تَعْلَمُونَ مَا أَعْلَمُ لَضَحِكْتُمْ قَلِيلاً وَلَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا وَمَا تَلَذَّذْتُمْ بِالنِّسَاءِ عَلَى الْفُرُشِ وَلَخَرَجْتُمْ إِلَى الصُّعُدَاتِ تَجْأَرُونَ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى 

“Hiç þüphesiz ki ben sizin görmediðniz þeyleri görüyorum..... Sema çatýrdadý. Çatýrdamakta da haklý. Çünkü semada dört parmak miktarý boþ hiç bir yer yoktur ki, oraya bir melek alnýný koyup Allah’a secde etmiþ olmasýn! Allah’a yemin ederim ki, eðer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, çok aðlar, az güler, yataklarda kadýnlarýnýzdan lezzet almaz, yüksek tepelere çýkar Allah’a iltica ederdiniz...”

Ýnsan gözünün bir görme sýnýrý (limiti) vardýr. Çok uzaðý, çok yakýný, perde arkasýný ve karanlýðý göremez. Mantýk; “Eðer bir sýnrlama (tahdîd) varsa, mutlaka bir sýnýrlayýcý vardýr” der. Ýþte insan gözünün ma’hûd sýnýrlarýný belirleyen yaratýcý, yarattýðý diðer varlýklarýn görme sýnýrýný da belirlemiþtir. Meselâ, sýradan bir insana yüzseksen derecelik bir alan görme yeteneðini veren Allah Teâlâ, atlara üçyüzaltmýþ derecelik bir açýyla arka taraflarý da görme yeteneði vermiþtir. Bazý hayvanlar ancak ýþýkta görürken yarasalar ýþýkta deðil karanlýkta görürler. Bütün bunlar alýcýlarý çalýþan insanlara bir mesaj verir: “Hiç þüphesiz ki, Allah her þeye kâdirdir. Sebepler, sonuçlar Allah’ýn elindedir. O dilediði gibi kâinatý yönetir. Mutlak güç, kudret, hikmet sahibidir. Sýfatlarýyla birlikte fiileri ve eserleri de mükemmel, kusursuz ve muhteþemdir”.

Ýþte kainatýn yaratýcýsý, en sevdiði insana bir takým olaðanüstü yetenekler vermiþtir. Bunlardan bir tanesi de arka taraflarý görme yeteneðidir. Ýmam Buhârî, Ebû Hureyra (R)’ýn þöyle dediðini rivayet etmiþtir:

(Bir gün Rasûlullah (sav.) bizlere namaz kýldýrdýktan sonra bizim namazdaki kusur ve eksikliklerimize dikkat çekmek için bir konuþma yaptý ve þunlarý söyledi):

هل ترون قبلتي ههنا فوالله ما يخفى علي خشوعكم ولا ركوعكم وإني لأراكم من وراء ظهري

“(Ben size namaz kýldýrýrken) benim yüzümün sadece önümü gördüðünü mü sanýyorsunuz? Allah’a yemin ederim ki, sizin ne huþû’unuz , ne de rukû’unuz bana gizli kalmaz. Hiç þüphesiz ki ben, arka tarafýmdan sizleri görmekteyim!”

Bu hadisi þerif, Ebû Hureyra (r), El-A’rac, Ebû’z-Zinâd, Ýmam Mâlik, Abdullah b. Yusuf yoluyla Ýmam Buhâri’ye ulaþmýþtýr. Yine ayný hadisin konumuzla ilgili yönü bir baþka rivayette Enes b. Mâlik (R), Hilâl b. Ali, Füleyh b. Süleyman ve Yahya b. Salih yoluyla Ýmam Buharî’ye gelmiþtir.

Ebû Hureyra (r), El-A’rac, Ebu’z-Zinâd, Mâlik b. Enes ve Kuteybe b. Said yoluyla Ýmam Müslim’e ulaþmýþtýr.

Ebu Hureyra, El-A’rac ve Ebu’z-Zinâd yoluyla Ýmam Mâlik’e ulaþmýþtýr

Ebu Hureyra, El-A’rac, Ebu’z-Zinâd, Mâlik, Ahmed b. Ebi Bekr ve Ömer b. Said b. Sinan yoluyla Ýbn-i Hibban’a ulaþmýþtýr.

Yine ayný hadis Ebu Hureyra (r), Ebû Said el-Makberi, oðlu Said, Velid b. Ýbn-i Kesir, Ebu Usame, Ahmed b. Abdi’l-Humeyd, Muhammed b. Yakup el-Asam, Ebû Abdullah el-Curcâni ve Süleyman b. Ýbrahim yoluyla Ýsmail b. Muhammed el-Esbahânî’ye ulaþmýþtýr.

 

Bu hadsin anlamý üzerinde “Rasulullah’ýn (sav.) arka tarafta olanlarý bilmesi, ya kendisine indirilen vahiy ile, ya da ilham yoluyla olur”, “Sað ve sol tarafýndan arka tarafa biraz bakmasýyla arka taraflarý görmüþtür” gibi farklý yorumlar yapýlsa da bu yorumlarýn hiç bir saðlam temeli yoktur. Çünkü birinci yorumda arkada olanlarý vahiy yoluyla bilmesi murad edilseydi Rasulullah (sav.) özellikle vurgulayarak “Sizi arka tarafýmdan görüyorum” ibaresini kullanmazdý. Ýkinci yorumun ise, apaçýk bir zorlama olduðu gayet bellidir.

Her kim ne yorumu yaparsa yapsýn, hakikat Ýbn-i Hacer el-Askalânî’nin de belirttiði gibi- bu hadisin zâhiri anlamýdýr. Rasulullah’ýn (sav.) arka tarafý görmesi, Rasulullah’a özel gerçek bir “görme”dir. Hâriku’l-Âde’dir. Bu nedenledir ki Ýmam Buhari bu hadisi þerifi “Alâmâtü’n-Nübüvve (Peygamberliðin delilleri)” babýnda da zikretmiþtir. Ayný görüþü Ýmam Ahmed b. Hanbel de paylaþmýþtýr. Ayrýca, bu gerçek görme þeklinin havâriku’l-Âde yoluyla nesne ile karþý karþýya gelmeye gerek kalmadan göz görmesi þeklinde olmasý da imkansýz deðildir. Çünkü ehl-i sünnet akidesine göre “görme”nin gerçekleþmesi için göz gibi özel bir uzuv’a, veya nesne ile karþý karþýya gelmeye, veyahutta “yakýnlýk” gibi þartlara aklen ihtiyaç yoktur. Rüyalar bunun en güzel ispatýdýr. Ýþte bu nedenledir ki ehli sünnet alimleri, bidat ehli fasýk fýrkalarýn aksine ahirette Allah Teala’yý görmenin mümkin olduðuna hükmetmiþlerdir.

Ýbn-i Hacer el-Askalânî’nin bu görüþlerini Ýmam Müslim’in

إني والله لأبصر من ورائي كما أبصر من بين يدي

“Muhakkak ki ben, ön tarafýmdan gördüðüm gibi arka tarafýmdan da görüyorum” rivayeti desteklemektedir. Aslýnda bu görüþü destekleyen Ýmam Buhari’nin Rikâk 38’de zikrettiði son derece önemli bir hadis-i þerif vardýr:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رضي الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: إِنَّ اللَّهَ تَعاَلَي قَالَ مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ وَمَا تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أَحَبَّ إِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ فَإِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ وَيَدَهُ الَّتِي يَبْطِشُ بِهَا وَرِجْلَهُ الَّتِي يَمْشِي بِهَا وَلَئِنْ سَأَلَنِي لأُعْطِيَنَّهُ وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي لأُعِيذَنَّهُ .

“Kim benim bir veli kuluma düþmanlýk ederse, ona harp ilan ederim. Bana yaklaþma yollarý içerisinde kuluma farz kýldýðým þeylerden daha fazla sevdiðim hiç bir þey yoktur. Kulum, onu sevinceye kadar bana yaklaþmaya devam eder. Ben onu sevdiðim zaman, onun iþiten kulaðý, gören gözü, çalýþan eli, yürüyen ayaðý olurum. Benden istediði zaman ona veririm. (Sýkýntýlara karþý) benden korunma talep ettiði zaman, onu korurum”

Bu hadisi kudsi’de Allah Teala, haramlardan þiddetle kaçýp farzlarý yerine getiren, þeriatý garrayý Ahmediye’yi ince ayrýntýlarýyla birlikte yaþayan, sünneti seniyye’ye sýmsýký baðlý olan, nâfile ibadetlerle Allah’ýn sevgisini kazanýp “veli”lik makamýna ulaþan, kalbini rezil duygulardan temizleyip yüce, asil ve samimi duygularla süsleyen bütün müslümanlara; “Bugün size olan nimetimi tamamladým” ayeti celilesinde ifadesini bulan “en mükemmel” ölçülere ve en þerefli peygambere tâbi olmanýn bir mükafatý olarak, göz, kulak, el ve ayaðýn kapasitesini artýrma müjdesini vermiþtir.

Ýmam Nevevi, “Muhakkak ki ben, ön tarafýmdan gördüðüm gibi arka tarafýmdan da görüyorum” hadis-i þerifini açýklarken þöyle der: “Bu hadisi þerifin anlamý þöyledir; Allah Teala, Rasulullah (sav.) için, kafasýnda arka tarafý göremyi saðlayan bir idrak yaratmýþtýr. Rasûlullah (sav.)’in elinde bundn baþka daha bir çok havâriku’l-Âde gerçekleþmiþtir. Ne akýl, ne de þeriat bu olaðanüstü halleri reddetmez. Bilakis þeriat bu haberlerin zahirini öyle desteklemiþtir ki bunlara inanmak vacip hale gelmiþtir. Kadý Iyaz, Ahmed b. Hanbel’in ve cumhur-u ulemanýn þöyle dediðini nakleder: “Bu hadis-i þerifteki “görme” hakikaten “göz görüþü”dür.

Ýmam Alûsî, “Onlar gayb’e inanýrlar ayeti kerimesini tefsir ederken “Bir kul, mekruh ve haramlardan kaçýnýp farzlar, sünnetler ve nafilelerle Allah’ýn sevgisini kazanýrsa, artýk gayb (görünmeyen âlem) onun için þuhûd ( görünen âlem’e dönüþür” der.

Ayrýca Ýslam tarihi bu haberleri tasdik eden delillerle doludur. Bütün bu haberler bir müslümana ne büyük bir müjde, ne muazzam bir kuvvet, ne yüce bir deðer verir! Þeriatý Garra yý Ahmediye, Allah Teala’nýn adem oðluna verdiði en büyük hediyedir. Bizi böyle yüce deðerlerle yüce âlemlere davet eden Kainatýn Yaratýcýsýný her türlü noksan sýfatlardan tenzih eder mahlukatý adedince, Arþ’ýnýn aðýrlýðýnca, kelimelerinin sayýsýnca Hamd ile Tesbih ederiz.

Aslýnda “(Ben size namaz kýldýrýrken) benim yüzümün sadece önümü gördüðünü mü sanýyorsunuz? Allah’a yemin ederim ki, sizin ne huþû’unuz , ne de rukû’unuz bana gizli kalmaz. Hiç þüphesiz ki ben, arka tarafýmdan sizleri görmekteyim!” hadis-i þerifinin bize vermek istediði baþka mesajlar da vardýr. Bunlarý þöyle sýralayabiliriz:

  • Bu hadisi þerifte namazý güzel kýlma, rukû’ ve secdelerini tam yapma, huþû’ ve büyük bir saygý içinde namaz kýlma emri vardýr. Namazýn önemi, fazileti ve deðeri vurgulanmaktadýr.
  • Ýmamýn, cemaatin kýldýðý namaza dikkat etmesi gerekir. Namazýn kýlýnýþýnda bir eksiklik veya sünnete uymayan bir taraf gördüðü zaman imam cemaati uyarmalý, doðru ve mükemmel bir namazýn nasýl kýlýnacaðýný cemaate anlatmalýdýr.
  • Allah’ýn kudreti, gücü ve azameti vurgulanmaktadýr. Allah Teala istediði neticeyi istediði sebebe baðlayabilir. Kemal sýfatlarla muttasýf olup her türlü noksanlýktan münezzehtir.
  • Hz. Peygamberin nübüvvetinin ispatý, þanýnýn büyüklüðü vurgulanmýþtýr. Ancak günümüzün kýsýr beyinleri yunan felsefesinden etkilenerek bu tür haberleri ya kýsmen ya da tamamen reddetmektedir! Sahih hadisi reddetmenin ne demek olduðunu bilmeden! Gerekçeleri de: Bu haberler, Rasulullah’ý beþer olmaktan çýkarýp olaðanüstü bir varlýk haline getirebilir?! Hýrýstýyanlarýn Hz. Ýsa’yý ilahlaþtýrdýklarý gibi Hz. Peygamberi de –haþa- ilahlaþtýrmaya götürebilir?! Onlara cevabýmýz: Bu sizin bulanýk kafanýza göredir. On dört asýr boyunca bu haberlerle yetiþen bu ümmetin içinden Rasulullah’ý ilah gibi gören tek bir fert bile çýkmamýþtýr. Onun bir beþer olduðunu avam havas herkes tasdik etmiþtir. Bilakis bu haberler Rasulullah’a olan derin saygý ve sevgilerini arttýrmýþ, gönüllerinde huþû’ fidanlarý dikmiþtir. Avamdan bir fert bile, bu havâriku’l-Âde (olaðanüstü haller)in, Allah’ýn izni ve dilemesiyle gerçekleþtiðini, O’nun izni olmadan bir zerrenin bile hareket edemeyeceðini anlamýþtýr. Peki, bunu anlamayan günümüzdeki yazarlara, prof. Doç ünvanlý þahýslara ne demeli?

 

H. Fehmi Çiçek  06.06.2008. Melbourne

Kehf: 110  

Tirmiz î, Zühd 9. Ayrýca Bkz. Ýbn-i Mâce, Zühd 19

Buhârî, Salât 40. Hadis no: 418

Buhârî, Salât 40. Hadis no: 419

Müslim, Salât 108

Bkz. Muvatta 1/167, Kitabu Kasrý’s-Salah Fi’s-Sefer 23, Hadis no: 399

Bkz. Sahîh-i Ýbn-i Hibban 14/250. Hadis no: 6337 Müessesetü’r-Risale, Beyrut

Bkz. Delâilu’n-Nübüvve 1/71. Hadis no. 55. Dâru Tiybe, Riyad

Bkz. Fethul Bari 1/613

Müslim, Salât 108

Müslim, Salât 108

Bkz. Nevevi þerhi 2/124. Hadis no:425

Bakara:3

Buhârî, Salât 40. Hadis no: 418  


Bu Makale 5022 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

04/12/2014 - 11:56 HADÝSLERÝN YAZILMASI VE KORUNMASI

©

04/12/2013 - 13:45 RASULULLAH (S.A.S.)’IN SEVGÝSÝ

©

12/02/2013 - 16:28 KALBÝ OLANLAR ÝÇÝN

©

25/04/2012 - 15:18 HELAL’LER VE HARAM’LAR 3

©

03/04/2012 - 12:52 HELAL’LER VE HARAM’LAR 2

©

08/03/2012 - 14:37 HELAL’LER VE HARAM’LAR 1

©

22/06/2010 - 12:53 Mescide Doðru Atýlan Adýmlar

©

16/04/2010 - 12:04 GÖZÜ YAÞLI EBÛ BEKÝR (R)

©

22/03/2010 - 16:59 RASÛLULLAH (SAV.) GÖZLERÝYLE ÖN TARAFI GÖRDÜÐÜ GÝBÝ ARKA TARAFLARI DA GÖRÜRMÜYDÜ?

©

18/02/2010 - 12:26 HADD’LER ÂHÝRETTEKÝ CEZÂLARI DÜÞÜRÜR MÜ?

©

21/01/2010 - 16:06 Hz. Enes (R) Anlatýyor

©

23/11/2009 - 16:11 KERAHET VAKTÝNDE TAHÝYYETÜ’L MESCÝT NAMAZI

©

23/10/2009 - 10:17 RAVZADAK Ý SÜTÛN

©

24/09/2009 - 11:19 NUBUVVET

©

22/08/2009 - 10:36 NAMAZ VAKÝTLERÝ

©

24/07/2009 - 12:21 CE HÂLETÝN YAYILMASI

©

25/06/2009 - 11:31 CEHENNEMÝN ÞÝKAYETTE BULUNMASI

©

28/04/2009 - 17:06 ALLAH RAZI OLSUN” NE DEMEK?

©

07/04/2009 - 16:57 O’nun Sevgisi

©

09/03/2009 - 16:32 K ÝM "LÂ ÝLÂHE ÝLLALLAH" DERSE...

©

05/01/2009 - 23:21 RASÛLULLAH (SAV.) ADINA KONUÞMAK
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Bir de (savaþa katýlabilecekleri bir bineðe) bindirmen için sana her geliþlerinde "Sizi bindirecek bir þey bulamýyorum" dediðin ve infak edecek bir þey bulamayýp hüzünlerinden dolayý gözlerinden yaþlar boþana boþana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur.

( Tevbe sûresi - 92)

Bir Hadis

Said el-Hudri (r.a.) anlatýyor:

Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Ýki haslet vardýr ki bir mü'minde asla beraber bulunmazlar:

Cimrilik ve kötü ahlak."

(Tirmizi, Birr 41)

Bir Dua

“Allah’ým! Senden düzgün bir yaþantý, temiz bir ölüm ve rezil rüsva olmadan Sana dönebilmeyi istiyorum.”

(Ýbn Ebu Þeybe, Duâ, I)

Hikmetli Söz

Hicret, bir vazgeçiþtir, batýldan uzaklaþmadýr, ileriye doðru atýlmýþ bir adýmdýr.

Hicret karanlýktan aydýnlýða, zülümattan nura kaçýþtýr.

Hicret Allah (c.c.) koþmaktýr.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com