"Benim durumum ile sizin durumunuz, ateþ yanýnca çekirgeler ve pervane böceklerinin ateþe atýlmaya baþladýðý bir adamýn durumuna benzer. Ýþte ben, ateþe düþmeyesiniz diye sizin kuþaklarýnýzdan tutuyorum. Siz ise, benim elimden kurtulmaya çalýþýyorsunuz..." (Müslim, Fezail 19. Buhari, Rikak 26. Tirmizi, Edeb 82)
Bu hadis-i þerifte Efendimiz, aleyhissalâtü vesselâm, kendi konumunu, insanlýða gönderiliþ misalini, beþeriyeti kurtarmak için çýrpýnýþýný müthiþ bir benzetmeyle, muhteþem bir üslupla bizlere ifade ediyor.
Isýnmak için veyahutta baþka bir maslahat için- bir adam ateþ yakar. Ateþ þiddetlidir.Ateþ acýdýr. Ateþ yakýcýdýr. Ancak ateþin etrafýndaki çekirgeler, pervane böcekleri bilgisizce, cahilce kendilerini ateþe atarlar. Ateþin tehlikesini, acýsýný önceden farkedemezler. Âdeta kördürler. Ateþin içine kendi kendini atacak kadar kör. Ancak ateþin içine düþüp cayýr, cayýr yanmaya baþlayýnca, ateþin þiddetini, acýsýný tadýnca körlüklerini farkederler. Ýþte o zaman çýðlýklar içinde baðýrmaya baþlarlar.. Ama nâfile. Onlarýn çýðlýklarý içlerindeki dumaný arttýrmaktan baþka bir iþe yaramaz.. Böylece acýlar içinde baðýra, baðýra kývranýp giderler.
Ýþte bir adam... Bu tehlikeyi önceden gören, ateþe doðru kendini atan insanlarý görünce onlarý kurtarmak için âdeta kendini yýrtan, çýrpýnan, didinen bir adam... Merhametinden dolayý geceleri kalkýp göz yaþý döken bir adam... Kendisini ateþe atan insanlarýn kuþaklarýndan tutuyor... Kimisini yolun kenarýnda tutuyor... Kimisini havada yakalýyor... Kimisini ateþe düþer düþmez kapýyor... Ama insanlar o kadar câhil, o kadar kör, o kadar gafletteler ki, kendilerini kuþaklarýndan tutan bu adamýn elinden kaçýp ateþe atýlmaya çalýþýyorlar!? Bu adam hangi birisini yakalasýn?.. Çekirgeler o kadar çok ki! Kendisini ateþe atmaya çalýþan o kadar çok cahil var ki, hangi birisine yetiþsin!.. Kollarýný açmýþ âdeta haykýrýyor!.. Durun, ey insanlar durun!... Ateþe doðru gidiyorsunuz durun!... Gözlerinizi açýn... Her gün, her saat, her dakika, her saniye hýzla ateþe doðru gidiyorsunuz... Öldüðünüz zaman bu ateþi kendi gözlerinizile göreceksiniz... Bu öyle bir ateþ ki, bir kývýlcýmý bütün dünyayý kül eden bir ateþ!.. Ýçine herkesin gireceði kesin olan, ancak muttakîlerin kurtulduðu bir ateþ...
Kehf suresinin baþýnda Kur'an'ýn indiriliþ gayesinin, peygamberlerin gönderiliþ amacýnýn, insanlarý çok þiddetli bir azaba karþý uyarmak olduðu bildirilir. Ýman edip sâlih amel iþleyen müminleri de büyük ödüllerle müjdelemek olduðu anlatýlýr. Baþta sevgili peygamberimiz (sav.) olmak üzere bütün peygamberler halklarýný cehennem azabýna karþý uyarmýþlardýr.. Bu þiddetli azaptan kendilerini koruyacaklarý yollarý göstermiþlerdir. Sevgili Peygamberimiz, sallallahu aleyhi vesellem, mîrac gecesi, cehennem ateþinin þiddetini kendi gözleriyle aynel yakîn gördükten sonra yeryüzüne inip bütün ümmete þu yüce çaðrýyý yapmýþtýr:
"Bir hurmanýn yarýsýyla dahi olsa, kendinizi cehennem azabýna karþý koruyun!... Onu da bulamayan kimse, güzel ve tatlý sözlerle..."
***
Yukarýdaki hadis-i þerifimizden çýkaracaðýmýz ibret ve dersleri þöyle sýralayabiliriz:
Öldükten sonra cehennem ateþi haktýr. Bütün dünya insanlýðýný bekleyen kesin netice budur. O halde, kendimizi bu þiddetli azaba karþý korumanýn yollarýný aramalýyýz.
Ýnsanlarýn içinde öyle câhil kimseler vardýr ki, onlarý bu ateþten kurtarmak isteyen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in uzattýðý eli geri tepecek kadar gâfil, bilgisiz ve anlayýþsýzdýrlar!.. O halde, cehalet, gaflet ve anlayýþsýzlýktan Allah'a sýðýnmalý, ama yine de peygamber metodunu uygulayarak böyle insanlarý kurtarmak için bütün gücümüzle çalýþmalýyýz.
Bu hadis-i þerifte kendisini ateþe atan insanlarý kurtarmak için Efendimiz aleyhissalâtu vesselam'ýn uzattýðý el, kuþaklarýndan tuttuðu el, Rasulullah'ýn sünnetidir.. Dünyadan ayrýlýrken "(Ümmetim) size iki þey býrakýyorum. O iki þeye sým sýký sarýlýrsanýz dalâlete düþmez (helak olmazsýnýz). Birincisi Allah'ýn kitabý, ikincisi de benim sünnetimdir" dediði Kuran ve Sünnettir. Rasulullah'ýn (aleyhissalâtu vesselâm) sünnetine sarýlan kimseler, dünyanýn fitnelerinden, âhiretin azabýndan kendilerini koruyan kimselerdir. Rasulullah'ýn sünnetine uymayan kimseler ise, hem dünyada hem de âhirette acý ve ýzdýrap çekeceklerdir. O halde, hayatýn bütün alanlarýnda sünnet-i seniyye-yi Ahmediyye'ye sýmsýký sarýlmalýyýz. Hayatýmýzda sünnete uymayan yönleri teker, teker tespit edip bu hatalarýmýzý düzeltmek için çare ve tedbirler almalýyýz. Birbirimizle yardýmlaþarak, ilmî konferanslar düzenleyerek, sünnet meclislerine katýlarak, hadis kitaplarý okuyarak sünneti hayatýmýzda canlandýrmalýyýz. Rasulullah'ýn yaptýðý bir iþi hayatýmýzda yapmak, terkettiði bir fiilden þiddetle kaçýnmak bir taraftan bize huzur ve mutluluk verdiði gibi, diðer taraftan yer yüzünde güç ve kuvvet, öbür taraftan da âhirette muhteþem güzelliklerle dolu cenneti kazandýracaktýr.
Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm'ýn son cümlesi içimizi yakmaktadýr:
"Ýþte ben, ateþe düþmeyesiniz diye kuþaklarýnýzdan tutuyorum. Siz ise, elimden kaçmaya çalýþýyorsunuz!..."
Anamýz babamýz sana fedâ olsun Yâ Rasûlellah!.. Tut elimizden!... Kuþaklarýmýzdan tut!.. Günümüzün fitneleri çok acý!... Kâküllerimizden tut!.. Tut ta, ateþin içine yuvarlanýp baðýrmayalým!.. Bizleri ateþin içinde görünce ince yüreðinin dayanamayacaðýný biliyoruz!.. Gözyaþlarý içinde Rabbine yalvaracaðýný biliyoruz, senin hadislerinden öðrendik... Tut elimizden ey rahmet Peygamberi!.. Tut ki, o güzel elleri öpelim!.. Gözyaþlarýmýzla büyüyen gülleri o ellerin içine dökelim... Güllerden tatlý Peygamber kokusuyla yüreklerimizde bir "Nübüvvet Fidaný" yeþertelim... Sâlih amel çiçekleriyle yeryüzü topraðýna kelime-i tevhîd'i yazalým...
Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:
“Gerçek zenginlik, mal çokluðu deðil, gönül tokluðudur.”
Buhârî, Rikak 15; Müslim, Zekât 130
Bir Dua
Bismillahirrahmanirrahim
“Rabbim! Beni, annemi, babamý, inanmýþ olarak evime girenleri, mü’min erkekleri ve mü’min kadýnlarý baðýþla, zalimleri ise daima helak et.”
Nûh Suresi 28
Hikmetli Söz
Kul gözleri gördüðü halde Allah'ýn kendisini âmâ olarak haþretmesinden korksun. Hikmetten anlayana manalý bir söz kafidir. Ma'nen saðýr olanlar zaten
Hakk'ý duyamaz.