Ýmam Buhârî, hocasý el-Mekkî b. Ýbrahim’den, o da hocasý Yezid b. Ebî Ubeyd’ten rivayet ediyor: Yezid b. Ebî Ubeyd diyor ki:
“Ben devamlý, sahabe Seleme b. El-Ekva’ (r) ile birlikte Mescid-i Nebevî’ye gelirdim. Seleme (r), Mushafýn bulunduðu sütûn’un yanýnda namaz kýlardý. Bir gün ben ona “Ey Ebâ Müslim! Seni hep bu sütûnun yanýnda namaz kýlarken görüyorum (Bunun sebebi nedir)?” diye sordum. Bana þu cevabý verdi:
“Çünkü ben, Hz. Peygamber (asv.)’ý, hep bu sütûnun yanýnda namaz kýlarken görüdüm”
(Buhârî, Salât 95. Hadis no: 502)
***
Bu hadis, Buhârî’nin “Sülâsiyyât”ýndandýr. Yani Buhârî ile Hz. Peygamber (sav.) arasýnda sadece üç kiþi vardýr. Birincisi: Hocasý el-Mekkî b. Ýbrahim. Ýkincisi: onun hocasý Yezid b. Ebi Ubeyd. Üçüncüsü de çok hýzlý koþtuðu söylenen meþhur sahabi Selemetübnü’l-Ekva’ (r). Bunlarýn her birisi son derece deðerli zevât-ý muhteremlerdir. Allah, Hz. Peygamberin hadislerini bir sonraki nesile güvenli bir þekilde aktaran bütün râvilerden râzý olsun. O nedenledir ki, Buhârînin “Sülâsiyyât”tan olan hadislerinin ayrý bir ehemmiyeti ve kýymeti vardýr.
Sahabeler Hz. Peygamber’in (sav.) sünnetine son derece baðlýydýlar. O’nun kavlî (sözlü) sünnetlerine baðlý olduklarý gibi fiilî (uygulamalý) sünnnetlerine de büyük bir önem verirlerdi. Hz. Abdullah b. Ömer’in bu konudaki þiddetli tutumu, Rasûlullah’ýn (sav.) vefatýndan sonra O’nun gittiði yollardan gitmesi, altýnda oturduðu aðaçlarýn altýnda oturup onlarý sulamasý, Hz. Peygamber’in (sav.) sefer esnasýnda durup namaz kýldýðý yerleri teker teker tespit edip oralarda namaz kýlmasý pek meþhurdur. Ýþte burada da Seleme b. El-Ekva’ (r), Hz. Peygamber’in mescitte nerede namaz kýldýðý dikkatini çekmiþ ve Efendimizin vefatýndan sonra o da hep orada namaz kýlmýþtýr. Bu onlarýn Efendimize karþý derin saygý ve sevgilerini gösterir. Zaten seven, sevdiðinin her þeyine deðer vermez mi? O nedenle, sevgili Peygamberimiz (asv.)’ýn Ravza-ý Mutahhara’nýn orta tarafýnda bulunan bu sütûnun yanýnda namaz kýlmasýný, O’nun vefatýndan sonra sahabeler canlandýrmýþlardýr.
Acaba bu sütûnda özel bir anlam mý vardý? Efendimizin devamlý orada namaz kýlmasýnýn sebeb-i hikmeti neydi? Yoksa o sütûnun kenarýnda, sahabe döneminde toplanan Kuran-ý Kerimin bir sandýðýn içine konulmasýndan dolayý mý oraya þeref ve deðer veriliyordu? Allahu A’lem, bilemiyoruz. Ancak Ýbn-ü Hacer el-Askalânî’den öðrendiðimize göre Hz. Âiþe vâlidemiz “Þâyet insanlar bu sütûnun deðerini bilseydi, orada namaz kýlmak için kura çekerlerdi” dediðini ve bunun sýrrýný Ýbnü’z-Zübeyr’e bildirdiðini, böylece Ýbnü’z-Zübeyr’in orada çok namaz kýlmaya baþladýðýný öðreniyoruz. Ýbnü Neccâr’ýn “Medine Tarihi” adlý eserinde “Muhacirlerin devamlý bu sütünun etrafýnda toplandýklarý” haberi vardýr. Ayný haber ondan daha önce, Muhammed b. El-Hasen’in “Ahbâru’l-Medine” adlý eserinde de yer almaktadýr (Bkz. Fethu’l-Bârî, Ýbnü Hacer el-Askalânî, 1/688).
Rasûlullah (sav.) ile ilgili her þeye büyük bir önem veren sahabe, tabiûn ve ondan sonra gelen bütün alimlerden Allah râzý olsun.
HASAN FEHMÝ ÇÝÇEK
03 AÐUSTOS 2008 – 1 ÞABAN 1429 MELBOURNE |