Bu hadisi þerif camide cemaat ile namaz kýlmanýn ne muazzam bir fazilet olduðuna, camiye gelmemek ile de ne büyük nimetler kaçýrýldýðýna delalet eden hadislerdendir
Namaz maddî ve manevî tenizliktir. Kelime-i Þahadet getirerek Allah'ýn Zatýnda, sýfatlarýnda ve fiillerinde her türlü þirki reddedip Hz. Muhammed(s.a.s)'in nübüvvetini tasdik etmekle Müslümanlýðýný bütün dünyaya ilan eden bir þahsýn ilk yapacaðý iþ, namazlarýný ikame etmek (yani zahir ve batýn þartlarýna uygun olarak ölünceye kadar kýlmak)tir. Zira sevgili Peygamberimiz(s.a.s)'e en faziletli ve en deðerli amel nedir? diye sorulmuþ O da ilk önce "Vaktinde kýlýnan namazdýr" demiþ sonra “Ana babaya iyi davranmayý ve Allah yolunda cihat etmeyi zikretmiþtir.” Ýbni Ömer (Radýyallahü Anhüma), Rasulullah (s.a.s)'in þöyle dediðini rivayet etmiþtir: "Ýslam beþ þey üzerine bina edilmiþtir: 1. Allah'tan baþka ilah olmadýðýna ve Hz. Muhammed'in Allah'ýn elçisi olduðuna þehadet etmek. 2. Namazý ikame etmek. 3. Zekât vermek. 4. Kâbe'yi hac etmek. 5. Ramazan orucunu tutmak". Halk arasýnda "Ýslam'ýn beþ þartý" diye meþhur olan bu hadisi þerif'te, görüldüðü gibi, Ýslam'ýn üzerine bina edildiði temeller anlatýlýrken 'Kelimei Þahadet'ten hemen sonra namaz zikredilmiþtir. Namaz'ýn dinin temelleri arasýnda zikredilmesi onun ehemmiyetini ve fazîletini gösteren açýk bir delildir. Namazýn farziyeti kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Kur'an-ý Kerim'de namazýn fazîletine ve önemine delalet eden birçok ayet vardýr. Bunlardan bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz: "Hiç þüphesiz ki namaz, müminler üzerine, vakti belirlenmiþ bir farz olmuþtur" (Nisa: 103) "Namazý ikame edin, Zekâtý verin, rükû edenlerle birlikte rükû edin" (Bakara: 43) "Namazý kýlýn" (Bakara: 110, Nisa:77, Nisa:103, Enam:72, Yunus:87, Hac:78, Nur:56, Rum:31 Mücadele:13, Müzzemmil:20) Ebu Hureyre (r.a.) Peygam- ber (s.a.s)'i þöyle söylerken iþitmiþtim dedi: "Ne dersiniz? Sizden birisi evinin önünde (gürül gürül) akan bir ýrmakta günde beþ defa yýkansa, üzerinde hiçbir kir kalýr mý? Ashab: "Hayýr, hiçbir kir kalmaz" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü(s.a.s): Beþ vakit namazda ayný þekildedir. Allah beþ vakit namaz ile hatalarý yok eder, buyurdular. Namazý sünnete uygun olarak kýlan bir kimse maddî ve manevî birçok faydalar ve nimetler kazanýr. Abdest alarak günde beþ defa ellerini, ayaklarýný yýkayan, aðzýný ve diðer uzuvlarýný temizleyen bir kimsenin vücudu insan saðlýðýný tehdit eden pisliklerden, kirlerden ve mikroplardan arýnmýþ olur. Ayný zamanda manevî âlem ile baðlantý kurarak Allah'tan almýþ olduðu ilâhî güç ve imanla ruhunu ve içyapýsýný kuvvetlendirip insaný felakete götüren bozuk duygulardan, gurur, kibir, haset, gýybet, þehvet, yalan ve günah gibi manevî kirlerden korumuþ olur. Namaz, maddî ve manevî bir temizliktir. Ýþte bu nedendendir ki Nebiyyi Muhterem Efendimiz günde beþ vakit þartlarýna göre namaz kýlan bir kimseyi evinin önünde gürül gürül akan bir nehirde günde beþ defa yýkanan bir insana benzetmiþtir. Ankebut Suresi'nin 45. Ayeti Kerimesi'nde Yüce Rabbimiz "Hiç þüphesiz ki namaz, insaný günahlardan ve kötülüklerden nehyeder (uzaklaþtýrýr)" buyurmaktadýr. Beþ vakit namazý camide cemaatle huþu içinde kýlan bir kimse günah iþleyemez, hýrsýzlýk yapamaz, faiz yiyemez, ticarette sahtekârlýk yapamaz, hiç kimseye zulmedemez, görevini kötüye kullanamaz. Çünkü o, bu kötülüklerin hesabýný kýyamet günü Alemlerin Rabbi'ne çok þiddetli bir þekilde vereceðini iyi bilir. O halde temiz toplum ve temiz çevrenin temeli camide namaz kýlmakla atýlýr. Allah ve Resulü'nün emir ve yasaklarýna göre çalýþmayan bir sistemin çarklarý arasýnda iç dünyalarý tahrip edilen insanýmýzý ancak namaz ve manevî hastaneler olan camiler diriltebilir. Namazda büyük bir sýr, muazzam bir güç yatmaktadýr. Eðer böyle olmasaydý mutlak güzelliðin sahibi ona bu kadar deðer verip dinin direði yapar mýydý? Ýbnü Haldun Mukaddimesinde, insanýn, ruhani (manevi, psikolojik) ve beþeri (cismani) olmak üzere iki kutuplu bir dünyanýn mücadele merkezi olduðunu söyler. Eðer insan ruhani yönünü kuvvetlendirir ise onun beþeri (cismani) yönü zayýflar. Beþeri yönünü kuvvetlendirir ise ruhani yönü zayýflar. Ýþte namaz baþta olmak üzere, Ýslam'ýn diðer ibadetleri, ilahi emir ve yasaklar, itaat ve zikirler insanýn bu ruhani (meleki) yönünü kuvvetlendirmeye yöneliktir. Ruhani yönü kuvvetlenip beþeri (cismanî, þeytanî) yönü zayýflayan bir insanýn artýk sözlerine ve fiillerine "Hakk" hâkim olmuþtur. Böylece bu insan hayatýn hangi alanýnda olursa olsun yüce ve ulvî ameller sergileyip söz ve davranýþlarýyla etrafýný devamlý aydýnlatacaktýr. Hatta ruhanî yönünü yukarýda belirtilen yollar ile çok daha fazla kuvvetlendirir ise, fiziðin ötesine geçme imkânýna bile sahiptir. Mescide Doðru Atýlan Adýmlar Ebu Hureyre (r.a.), Allah Rasulü (s.a.s)'in þöyle dediðini rivayet etti: "Bir kimsenin camide cemaat ile namaz kýlmasý evinde veya iþ yerinde tek baþýna kýlmasýndan yirmi yedi derece daha üstündür. Bu þu þekilde olur: O kimse güzel bir abdest alýr, sonrada sadece namaz kýlmak gayesiyle mescide çýkarsa (mescide doðru attýðý) her adýmla Allah katýnda bir derece yükselir. Daha önce iþlediði bir günahý da ondan dökülür. Mescitte namaz kýldýðýnda ise, namaz kýldýðý yerde abdestini bozmadan ve eziyet vermeden kaldýðý müddetçe, melekler ona dua ederler ve þöyle derler: “Allah'ým bu kula merhamet et, Allah'ým bu kula maðfiret et, Allah'ým bu kulun tevbesini kabul et.” Bu hadisi þerif camide cemaat ile namaz kýlmanýn ne muazzam bir fazilet olduðuna, camiye gelmemek ile de ne büyük nimetler kaçýrýldýðýna delalet eden hadislerdendir. Allah Resulü(s.a.s), beþ vakit farz namazý ömrünün sonuna kadar camide cemaat ile kýlmýþtýr. Onun Raþit halifeleri, sahabeler, tabiin ve bu ümmetin ileri gelen ulemasý, fukaha'sý, suleha'sý da namazlarý camide kýlmýþlardýr. Resulullah(s.a.s), mescide gelecek bineði olmayan ve evde namaz kýlmak için ruhsat isteyen kör bir adama "Ezan sesini duyuyor musun?" diye sormuþ, adamýnda "evet" cevabýný vermesi üzerine "O halde çaðrýya icabet edip mescide koþ" demiþtir. Yine Rahmet Peygamberi (s.a.s), "Benliðimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki." diye yeminle baþlayarak "Namaz kýlmak için mescide gelmeyen insanlarýn gidip evlerini üzerlerine yakmayý çok istedim!" demiþtir. Dünyanýn en nazik, en kibar, en merhametli, en fazla kalbi sevgi ile dolu insaný sevgili Peygamberimizin(en güzel selamlar onun üzerine olsun) camiye gelemeyen kimseler hakkýnda söylediði bu ifadeler karþýsýnda birazcýk tefekkür edersen, kalbinde patlayan toplarýn bütün hücrelerini sarstýðýný ve tüylerini diken diken ettiðini göreceksin. Göreceksin de, ezan okunduðu zaman cemaatle namaz kýlmanýn ne demek olduðunu anlayýp camiye koþacaksýn. "Eðer (insanlar) sabah ve yatsý namazlarýný (camide cemaat ile) kýlmanýn (deðerini) bilselerdi, yerde sürünerek de olsa, (camiye) gelirlerdi "hadisi þerifi'nin sýrrýný keþfederek, çölde serap gören bir adamýn suya koþtuðu gibi camiye doðru koþacaksýn. Zira uyarý ve müjde dolu ilahi çaðrý Kur'an-ý Kerim'de kâinatýn yaratýcýsý bizlere þöyle sesleniyor: "Ýman eden kullarýma söyle! hiçbir dostluðun ve hiçbir alýþveriþin (geçerli) olmadýðý bir gün (kýyamet günü) gelmeden önce, namazlarýný ikame etsinler (ayaða kaldýrýp canlandýrsýnlar) ve kendilerine verdiðimiz rýzýklardan (Allah yolunda) infak etsinler".
Ey Ademoðullarý, her mescid yanýnda ziynetlerinizi takýnýn. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
( A'râf Sûresi - 31)
Bir Hadis
Ebû Saîd el-Hudrî (ra) þöyle dedi:
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere oturmuþ biz de onun etrafýna oturmuþtuk.
Hz.Resûlullah þöyle buyurdu:
“Benden sonra size dünya nimetlerinin ve zînetlerinin açýlmasýndan ve onlara gönlünüzü kaptýrmanýzdan korkuyorum.”
Buhârî, Zekât 47, Cihâd 37; Müslim, Zekât 121-123
Bir Dua
“Allah’ým! Faydasýz ilimden, huþû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul
edilmeyen duadan sana sýðýnýrým.”