Hadd’lerin uygulanmasý bir memleket için kýrk gün yaðmurun yaðmasýndan daha hayýrlýdýr. Ekonomik, sosyal, psikolojik bir çok faydalarý olan hadd’lerin tespiti, þartlarý, uygulanmasý gibi yönleri Ýslam hukukçularýna býrakarak biz meselenin ahiretteki boyutunu izah etmeye çalýþacaðýz. Gaybî meselelerde akýl yürütmek (þahsi görüþlere müracaat etmek) safsatadan öteye geçmeyeceðine göre, biz beþerin Efendisi’nden gelen haberlere (nakil) müracaat etmekle iftihar duyacaðýz. Hiç þüphesiz ki “Tevfik” Allah’tandýr.
* * *
Ebû Hureyra (r)’tan rivayet edildiðine göre Nebiyy-i Muhterem (sav.) þöyle buyurdu: “Bilmiyorum, hadd’ler bu cezalarý çekenler için keffâret olur mu? Olmaz mý?”. Bazý islam alimleri bu hadise dayanarak yukarýdaki sorulara olumlu veya olumsuz bir cevap vermemiþler ve çekimser kalmýþlardýr. Ancak Kadý Iyaz’ýn bildirdiðine göre ulemanýn ekseriyeti Ýmam Buhari’nin ‘Ubade bin Samit (r)’tan rivayet ettiði aþaðýdaki hadis’i delil getirerek hadd’lerin (dünyadaki cezâlarýn) günahlara keffâret olacaðýný, sahibinin günahýný temizleyeceðini böylece ahirette tekrar cezalandýrýlmaya gerek kalmayacaðýný söylemiþlerdir:
Bedir savaþýna katýlan ve Akabe beyatýnda bulunan ‘Ubade bin Sâmit (r), Rasulullah (sav)’in yanýnda bulunan bir gurup sahabeye þöyle dediðini rivayet etti:
“Allah’a hiç bir þeyi ortak koþmamak, hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek, evlatlarýnýzý öldürmemek, elleriniz ve ayaklarýnýz arasýndan iftira getirmemek, ma’ruf (iyilik)te isyan etmemek üzere bana bey’at edin (söz verin)... Her kim, bu bey’at’a baðlý kalý(p sözünü tuta)rsa, onun ödülü Allah üzerinedir (mükafaatýný Allah verecektir). Her kim de bu saydýklarýmdan bir suç iþler ve dünyada cezalandýrýlýrsa, bu ceza onun için keffâret olur. Kim bu saydýklarýmdan bir suç iþler, sonra da Allah o suçu gizler ( mahkemeye intikal etmez ve cezasýný dünyada çekmez) ise, onun durumu Allah’a aittir. Dilerse onu affeder, dilerse cezalandýrýr”
Her iki hadis te sahihtir. Ebu Hureyra (r) hadisini, el-Hâkim en-Neysâbûrî “el-Müstedrek”inde rivayet etmiþ ve senedi Buhari ve Müslim’in þartlarýna uyan sahih bir senettir. Ancak Kadý Iyaz, ‘Ubade hadisinin daha kuvvetli ve saðlam olduðunu, böylece her ikisinin arasýný uzlaþtýrmak için Ebû Hureyra hadisinin Ubeyde hadisinden daha önce meydana geldiðini, Allah Teâlâ’nýn Efendimize meselenin hakikatini bildirmeden önce vuku bulduðunu, daha sonra Allah Teâlâ meselenin hakikatini Efendimize bildirince Ubade hadisinin rivayet edildiðini (böylece Ubade hadisinin Ebu Hurayra hadisini neshettiðini) söyler.
Ancak Ýbn-i Hacer el-Askalânî þöyle der “Kadý Iyaz ve onun görüþünde olanlar ‘Ubade Hadisi, Rasulullah (sav.)’in Akabe gecesi Ensar ile Mekke-Mina’da ilk bey’at ettiði sýrada gerçekleþmiþtir’ diyorlar. Ebû Hureyra (r) ise bu hadiseden yedi yýl sonra Hayber’in Fethedildiði sene Müslüman oldu. O halde, Ebu Hureyra hadisi daha önce nasýl meydana gelmiþ olabilir?
Bazýlarý bu soruya þöyle cevap verdiler: “Muhtemelen, Ebû Hureyra (r), bu hadis-i þerif’i, bizzat kendisi Rasulullah (sav.) den duymadý. Bilakis bu hadis-i þerifi daha önceleri (Akabe beyatýndan da önce) Rasulullah (sav.) den iþiten baþka bir sahabeden nakletti. Daha sonra da Ebû ‘Ubeyde hadisini (hadd’lerin keffâret olacaðýný) duyamamýþ olabilir”
Ibn-i Hacer der ki: “Bu bir zorlamadýr. Çünkü Ebu Hureyra (r) yukarýdaki rivayetinde “Sema’(iþitme) sýygasýný kullanmýþtýr. Ayrýca, Akabe beyatýndan önce Hadd’ler henüz daha inmemiþti. Kanaatime göre hakikat þudur:
Ebû Hureyra hadisi sahihtir ve Ubade hadisinden önce vuku bulmuþ, ancak Akabe gecesinden önce vârît olmamýþtýr. Çünkü Ubade hadisinde zikredilen beyat (sözleþme) Akabe gecesi yapýlan sözleþme deðildir. Akabe gecesi yapýlan sözleþme Ibn-i Ýshak ve diðer siyer alimlerinin bildirdiði ve Rasulullah (sav.)’in Ensar’dan sahabelere söylediði þu sözleþmedir:
“Kadýnlarýnýzý ve çocuklarýnýzý koruduðunuz gibi beni de korumanýz üzere sizinle beyat ediyorum”. Böylece onlar da Efendimize beyat ettiler
Ýmam Buhari, Ubade bin Sâmit’in þöyle dediðini rivayet eder: “Biz Rasulullah (sav.)’e zorlukta ve kolaylýkta, hoþlandýðýmýz ve hoþlanmadýðýmýz þeylerde iþitip itaat etmek üzere beyat ettik”.
Ýmam Taberani ve Ahmet bin Hanbel’in müsnedinde konuyu biraz daha açýklayan ve Þam’da Muaviye’nin huzurunda Ubade bin Samit (r) ile Ebu Hureyra (r) arasýnda eçen bir kýssa vardýr. Ubade (r), Ebu Hureyra’ya (r) dedi ki “Ey Ebu Hureyra, hiç þüphesiz ki, biz Rasulullah (sav) ile zorlukta ve kolaylýkta iþitip itaat etmek, iyiliði emredip kötülüðü yasaklamak, kýnayanýn kýnamasýndan korkmadan Hakk’ý söylemek, Rasulullah (sav.) bizim yanýmýza Yesribe geldiði zaman O’na yardým etmek ve kendimizi, hanýmlarýmýzý ve çocuklarýmýzý koruduðumuz gibi O’nu da korumak ve bunlarýn karþýlýðý olarak bizlere cennet verileceiði üzerine beyat ederken sen bizimle beraber deðildin. Bizim Rasulullah (sav) ile sözleþtiðimiz beyat iþte budur.
Bu rivayet apaçýk bir þekilde bize gösteriyor ki, Akabe gecesi Ubade bin Samitin yukarýdaki ilk hadiste hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek, adam öldürmemek vb. Þeyler üzerine yapýlan beyat deðildir.
Ayrýca Ýmam Buharî’nin Kitabu’l-Ahkâm’da zikrettiði rivayetlere göre sahabeler Rasulullah (sav.) ile baþka bey’atler de yapmýþlardýr. Ýþte bu diðer beyatlerden birisi de Ubade bin Sâmit’in de katýldýðý hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek vs. Üzerine anlaþtýðý ilk hadiste bildirilen beyattir. Bu beyat’in Mekke’nin Fethinden ve “Ey Peygamber! Sana mümin hanýmlar geldiði zaman onlarla, Allah’a hiç bir þeyi þirk koþmamak, hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek, evlatlarýný öldürmemek, elleri ve ayaklarý arasýndan bir iftira getirmemek üzere onlarla beyat et” ayetinin nüzûlünden sonra –ki bu ayetin Hudeybiye kýssasýndan sonra nâzil olduðu hakkýnda hiç bir ihtilaf yoktur- gerçekleþtiðini gösteren delillerden bir tanesi Ýmam Buhari’nin Kitabu’l-Hudûd’ta Ubade (r)’ýn bu hadisten sonra “Rasulullah (sav.) Mümtehine suresindeki ayet-i kerimeyi okudu” dediði rivayettir. Yine Buharî’nin kitabu’t-Tefsir’de Ubade’nin bu hadisini Mümtehine 12 ayeti kerimesinin tefsirinde zikrettiði rivayette “Kadýnlar ayetini okudu” ibaresi vardýr.
Ýmam Müslim’in Ma’mer ve Zühri yoluyla gelen rivayeti “Böylec bize kadýnlar ayetini okudu ve “Allah’a hiç bir þeyi ortak koþmasýnlar ...” dedi” þeklindedir.
Nesâî’nin Hâris bin Fudayl ve Zührî yoluyla gelen rivayeti: “Rasulullah (sav.) ded ki “Kadýnlarýn bana bey’at ettiði þeyler üzerine benimle beyat etmeyecekmisiniz!? Allah’a hiç bir þeyi ortak koþmayýn...”
Taberi’nin bu hadisin senedinin diðer bir koldan Zühri yoluyla geldiði rivayeti: “Mekke’nin fethi günü Rasulullah (sav.) ile kadýnlarýn beat ettiði þeyþler üzer
Ne beyat ettik.
Ýmam Müslim’in, Ebu’l-Eþ’as ve Ubade bin Samit yoluyla gelen rivayeti: “Rasulullah (sav.) kadýnlar üzerine aldýðý beyat gibi bizim üzerimize de beyat aldý.
Bütün bu açýk deiller göstriyor ki Ubade bin Samitin zþkrettiði ilk hadiseteki Mümtehine suresinideki bu ayetin nüzülünün arkasýndan, Mekke’nin fethinden sonra gerçekþeþmiþstir. Bu da Ebu hureyra’nýn Müslüman olmasýndan bir müddet sonradýr. Bu görüþü kuvvetlendiren baþka deliller de vardýr:
- Ibnü Ebi Hayseme “Tarih”inde, Amr bin Þuayb’ýn babasý ve dedesi yoluyla Rasulullah (sav.)’in “Sizinle Allah’a hiç bir þeyi denk tutmamak.... üzere beyat ediyorum dediðini rivayet etmmiþ ve Ubade hadýsindeki benzer þeyler zikretmiþtir. Bu snedin jravilerinin hepsi “Sika”dýr. O halde Abdullah bin Amr ubade hadisindeki buy beyata katýlanardan birisi olduðuna jgöre, Ubade hadisinde belirtilen bu beyatle Ubade’nin Akabe gecesi beyatin farklý beyatler olduðu açýköa oraya çýkmýþ olur. Çünkü Abdullah bin Amr Ensardan deðildir ve onun Müslüman olduðu tarýh Ebu Hurerya’nýn müslüman olduðu tarihe yakýndýr. Buna göre iki beyat söz konusudur. Birisi hicretten önce Akabe gecesi Ensar’ýn Efendiniz (asv= ile yaptýðý beyat, diðeri de Mekkenin Fethinden sjonra yapýlan ve hem Abdullah bin Amr’ýn hem de Ubade bin Samit’in katýldýðý beyat.
- Taberani Cerir (r)’ýn “Biz Rasulullah (sav.) ile kadýnlarýn beyat ettiði þeyler üzerine beyat ettik” dediðini rivayet eder ve Ubade hadisinde belirtilen þeyleri zikreder. Cerir’in Müsliman joluþu da Ebu Hureyra’dan sonradýr.
Karýþýklýlýðýn çýkýþ noktasý ve ubade hadisinin yanlýþ anlaþýlmasýnýn sebebi þudur: ubade bin Samit her iki beyate de birden katýlmýþtýr. Ubade Akabe beyatine katýlmasýyla iftihar eder ve bunu müteaddid defalar hadis anlatýrken zikrederdi. Ancak Mekkenin fethinden sonra kadýnlarýn beyatýine benzeer bir beyat te erkeklerin arasýnda yapýlýnca Ubade bin Samit buý beyate de katýlmýþtýr. Böylecce iþin hakikatini bilmeyenler Ubadenin “hýrsýzlýk jyapmamak, hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek üzere yaptýðý beyatin Akabe geesi yapýlan beyat olduðu vehmine kapýlmýþlardýr.
Ancak burada þöyle bir itiraz gelebilir: “Ýmam Buhari kitabu Menakibýl-Ensar’da, Ensar heyetinin Rasulullah (sav.) ile Mekke de Akabe beyatine katýlmasý babý altýnda ubade bin Samitin þöyle dediðini rivayet eder: “Ben Rasulullah (sav)’e beyat eden heeyetin arasýndaydým” Ve Ubade þöyle dedi: “Rasulullah (sav)’e hiç bir þeyið Allah’a denk tutmamak, hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek, Allah’ýn haram kýldýðý birisini öldürmemek ve isyan etmememk, bunlarýn karþýlýðýnda cenneti kazanmak üzere beyat ettik” Bu hadisin zahiri iki farklý beyatin yapýlmadýðýný ubade hadsinde zikredilen bu sözleþmenin Akabe gecesi yapýlan sözleþme ile ayný sözleþme olduðunu gösterir?”
Ibnü Hace bu itiraza þöyle cevap verir: Ubade bin Samitin “Ben Rasulullah (sav.)’e beyat eden heyetin arasýndaydým” sözü Akabe gecesi yapýlan Rasulullahý koruma ve ona yardým etme beyatine iþaret eder. Daha sonraký kýsýmlar ise Mekkenin fethinden sonraki beytat için söylemmiþitir.Zatgen “Ve Ubade þöyle dedi” cümlesiyle atýfta bulunulmasý hadisin iki kýsmýnýn farklý olduðunu gösterirþ. Buna gösre hadisin “Ben Rasulullah beyat eden heyetijn arasýndaydým” kýsmý Akabe beyatine “Ve Ubade þöyle dedi” diye baþlayan diðer kýsmý da Mekkenin fethinden sonraki beyate de4lalet ederr.
BöyleceEbu Hureyra hadisi ile Ubade hadiis asrasýnda hiçl bir çeliþkinni olmadýðý ortaya çýkmýþ oldu. Buna göare hadd’lerin günahlara keffaret olduðunu açýkça söyleyebiliriz. Ayrýca bu görüþü destekleyen baþka deliller de vardýr.
- Hz. Ali (r) tan rivayetle Rasulullah (sav.) buyurdu ki “Kim bir günah iþler, arkasýndan onun cezasýný dünyada çeker ise, Allah teala kulunu ahirette tekrar cezalandýrmaktan Yücedir” (Ýmam Tirmizi, Hakim “sahih” dedi. Ayný hadisi Ýmam Taberani hasen bir sentle Ebu Temime el-Huceymi’den rivayet etti.
- Ahmet bin Hanbel hasen bir sent ile Huzeyme bir Sabit’ten rivayet etti. Kim bir suç iþler de ona had cezasý uygulanýrsa bu ceza onun için keffaret olur.
- Taberaný Ibn-i Omer’den rivayetle “Bir günah üzerine cezalandýrýlan hiç bir kul yok ki. Allah teala o cezayý iþlediði o günaha keffaret yapmýþ olmasýn”.
|