Bu nasýl âyet!? Bu nasýl sûre!? Sarstý yüreðimi bir kere daha, derinden derine... Ýþte bak, doðuyor yeni bir gün, yeni bir umut, yeni bir hayat seninle. Gel dinle Kuran’ý, dinle Yaratýcýnýn sözünü, haydi gel dinle...
Kâf.
Ve’l-Kuran’il-Mecîd
“Þerefli Kuran’a yemin olsun ki...”
diye baþlýyor sûre.
Kâf, bir harf. Bir sýr. Bir þifre. Bilmem ne anlama gelir, ne mana verir, hikmeti ne? Hakikat: Dar geliyor bu kýsýr beynime.
Bir uyarýcý, bir “Münzîr”, bir Peygamber, getirince perde arkasýndan muazzam bir haber,
Kýyâmet ötesinde diriliþ var, hesap var, sonra cezâ, veya zafer.
Anlayýþýný kör eden kâfirler:
“Öldüðümüz zaman mý? Toprak olunca mý? Yok, yok! Bu çok zor” der.
Ýþte bu körlük var ya, cehâletten de beter!
Görmüyorlar mý onlar, küçücük tohumlar, kocaman kayalarý nasýl da delip geçer?
Yoktan yaratan güç, elbetteki yeniden vâr eder. Ýþte öylece, çürümüþ kemikler yeniden toplanýr, yeniden dirilir, yeniden biter.
Bugün ne eken, yarýn onu biçer...
Yeniden diriliþi inkar edenler. Suçlular. Zâlimler. Elbette mahkemeye gelmek istemezler. Hesap vermeyi reddederler. Ama onlar istediði kadar istemesinler. Kralýn askerleri tutup onlarý, yüce divana getirirler.
Nereye kaçacaksýn Ey Âdemoðlu! Nereye gideceksin? Azrail’in ulaþamadýðý bir yer mi var? Bir mekân mý? Can boðaza dayandýðýnda ne yapacaksýn sen? Kim kurtarýr seni? Kim yardým eder sana? Haydi söyle! O halde, nedir bu gururun, nedir bu inadýn böyle! Her istediðini yapýp, sonra baþý boþ býrakýlacaðýný mý sandýn sen öyle? Görmez misin, her þey sana hizmet ediyor, yerde ve gökte? Sen, sýrf, O’na kulluk yapasýn diye...
Bu sûre, daha neler söyler, neler! Ýnsanýn yüreðini, kökünden sarsýp, kökünden deler... Hele yok mu þu âyet, iþte þu âyet! Çok dokundu bana, aðlattý beni, titretti, sarstý:
“Ýnne Fî Zâlika Lezikrâ...”
“Ýþte bu (anlatýla)nlarda, ( muazzam) bir öðüt ( ibret, hikmet, mesaj) var!”
Ama kimin için?
“Limen Kâne Lehû Kalbün”
“ Kalbi olanlar için”
Yürek taþýyanlar için...
Duygulu olanlar için...
Hisseden, etkilenen, ince, hassas, duyarlý bir kalbe sahip olanlar için...
Ey Âdemoðlu!
Anlarsan bu hakikatleri, binersen bu gemiye. Bulursun cevaplarýný: Neden, nasýl, niçin, ve niye? Kurtarýrsýn kendini bütün felâketlerden, alýrsýn semâdan büyük bir hediye! Karþýlarsýn Azrail’i, sevgilisine kavuþan âþýk gibi, gülümseye gülümseye... Teslim edersin ruhunu, “Rabbim Allah’týr” diye, diye...