“Ben kendimi bildim bileli anne babamý dindar tanýrým. (Ýslâmýn ilk ortaya çýktýðý Mekke dönemlerinde Rasûlullah’ýn (sav.) bize uðramadýðý hiç bir gün olmazdý. Ya sabah, ya da akþam Allah Rasûlü (sav.) mutlaka bizi ziyarete gelirdi. Daha sonra, Ebû Bekir (r), evinin avlusuna bir mescit inþâ etmeye karar verdi. Böylece, bu mescitte devamlý namaz kýlar, kuran okurdu. Etraftan gelip geçen müþrik kadýnlar ve onlarýn çocuklarý, Ebû Bekir’i farkedip hayretler içinde ona bakarlardý. Ebû Bekir gözü yaþlý bir adamdý. Kuran okuduðu zaman kednini tutamayýp aðlardý. Bu durum Kureyþin liderlerini tedirgin etmeye baþladý”. (Buhari, Salat 86 Hadis no: 476)
Hz. Âiþe vâlidemizin babasý Hz. Ebû Bekir de dindardý annesi Ümm-ü Rumman da. Allah onlarýn her ikisinden de râzý olsun. Hz. Âiþe vâlidemiz daha küçük bir çocukken, anne babasýnýn dindarlýðý onun dikkatini çekmiþ, yýllar sonra bunu bze “Ben kendimi bildim bileli anne-babamý dindar tanýrým” ifadeleriyle aktarmýþ... O halde biz de, anne-babalar olarak, küçük çoçuklarýmýzýn yanýnda Ýslâmý yaþayarak, onlarýn küçük,tâze, ama berrak, duru ve saf beyinlerine Ýslâmiyeti canlý misalleriyle yerleþtirmeliyiz. Zîrâ onlarýn beyinlerinde kalan canlý misaller, yýllar boyu onlarýn hayatlarýný aydýnlatacaktýr.
Hz. Peygamber (sav.), Hz. Ebû Bekiri ne çok sevmiþ!... Mekke dömeminde her gün onu ziyarete gitmiþ!.. O halde bizler de, deðerli insanlarý çok sevmeli ve onlarý sýk, sýk ziyarete gitmeliyiz. Müslümanlar arasýnda kuvvvetli bir dostluk baðlarý kurmalýyýz.
Hz. Ebû Bekir (r), içinde yaþadýðý cahiliyye topmumunun gönlüne verdiði sýkýntý ve ýzdýraplarý evinin avlusuna bir mescit inþâ ederek gidermeye çalýþmýþ. O halde, bizler de evimizin bir köþesini mescit yaparak, câhillerin kýrdýðý gönül dünyamýzý namaz ve kur’an tilavetiyle tâmir etmeliyiz.
Müþrik kadýnlar namaz kýlarken kuran okuyup aðlayan Ebû Bekiri görünce ondan etkilenmiþler. Hatta bu durum müþrik liderleri derinden derine ürkütmeye baþlamýþ. O halde, Ýslâmý gönülden yaþayarak yapýlan teblið en etkili metottur.
Hz. Ebû Bekir (r), kuran okuyunca kendini tutamazdý. Gözlerinden þýrýl, þýrýl yaþlar boþanýrdý. Zâten Efendimizin vefatýndan önceki günlerde, namaza çýkamayacak kadar aðýrlaþan Allah Rasûlü (sav.), kendisini bekleyen sahabelere, “Söyleyin Ebû Bekir’e, namazý o kýldýrsýn!” haberini gönderince Hz. Âiþe vâlidemiz “Ya Rasûlellah! Ebû Bekir gözü yaþlý bir kimsedir. Sizin yokluðunuza dayanamayýp çok aðlar ve namazý kýldýramaz. Baþka birisini tayin edin?” dememiþ miydi? Demek ki Kur’anýn derin anlamlarýný kavrayan bir yüreðe sahipti. Zâten vahyin nazil olduðu yürek, ince, nâzik, hassas, þuurlu ve merhamet dolu bir kalp haline gelmez mi?!. O halde, bizler de vahyi yüreðimizin derinliklerine indirerek ölü kalplerimizi diriltmeli, böylece gözlerimizden akan sýcak yaþlarla yeryüzü topraðýný sulamalýyýz...
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ýndýr. Dilediðini yaratýr. Dilediðine diþiler armaðan eder, dilediðine de erkek armaðan eder.
( Þura Suresi - 49)
Bir Hadis
Allah Rasulü (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:
“Þefaatim, ümmetimden büyük günah iþleyenler içindir” buyurmuþtur.
(Ebu Davud, “Sün net”, 23; Tir mi zi, “Ký ya met”, 11)
Bir Dua
"Allah’ým! Sevgini, seni seven kimsenin sevgisini ve sevgine ulaþtýracak ameli istiyorum. Allah’ým! Sevgini, bana canýmdan, ailemden ve soðuk sudan daha sevimli eyle.”
(Tirmizi, Deavât 74)
Hikmetli Söz
"Bilmiþ ol ki¸ insanlarla iyi geçinmezsen onlar sana düþman kesilirler. Anan¸ baban bile olsa senden hoþlanmazlar. Akrabandan olmayan bir cemaatle iyi geçinirsen sana ana baba olurlar.
Denemedikçe kimsenin dostluðuna güvenme. Alçak ve hasis olan kimseyle dost olma. Sefihler düþüp kalkma. Hoþ geçin. Sabýrlý ve tahammüllü ol. Güzel ahlaklý¸ geniþ yürekli¸ derya gönüllü ol. Elbisen temiz¸ ve yeni olsun. Binek atýn iyi olsun. Güzel kokular kullan…Yemek yedirmekte çok cömert ol¸ herkesi doyur. Bil ki bahîl ve cimri kimse asla baþa geçip efendi olamaz.” Halkýn ahvalini araþtýrýp öðrenen adamlarýn olsun. Bir fitne ve fesat duydun mu onu ýslaha koþ. Bir yerde salaha yüz tutmuþ iyi iþler duydun mu onlarý da arttýr. Seni ziyaret edenleri de, etmiyenleride sen ziyaret et. Sana ister iyilik yapsýnlar ister kötülük, sen herkese daima iyilik yap. Her vakitte iyilikte bulun. Affet, bazý þeylere gözyum. Sana eziyet veren þeyi terket, hakký yerine getirmeðe çalýþ. Arkadaþlarýndan hastalananlarý kendin ziyaret et. Göremediklerinin ahvalini soruþtur. Sana gelmeyenlerle sen alakadar ol…
(Ebu Hanife, M. Ebu Zehra s.177 Osman Keskinoðlu Ankara 1972)