Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4242
Toplam 16410478
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
RASÛLULLAH (SAV.) ADINA KONUÞMAK
05/01/2009 - 23:21
 
Fehmi Çiçek
Ýmam Buhârî ve Muslim, Ebu Bekre Nufey' bin el- Hâris (r)'tan naklen Hz. Fahr-i Cihan Efendimiz (asv)'ýn þöyle dediðini rivayet ettiler:
 

عَنْ أَبِي بَكْرَةَ t قَالَ قَالَ النَّبِيُّ e أَلاَ أُنَبِّئُكُمْ بِأَكْبَرِ الْكَبَائِرِ؟ –ثَلاَثًا- قُلْنَا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ "اَلإِْشْرَاكُ بِاللَّهِ وَعُقُوقُ الْوَالِدَيْنِ" وَجَلَسَ وَكَانَ مُتَّكِئًا فَقَالَ "أَلاَ وَقَوْلُ الزُّورِ، وَشَهَادَةُ الزُّورِ" قَالَ فَمَا زَالَ يُكَرِّرُهَا حَتَّى قُلْنَا لَيْتَهُ سَكَتَ 

  • Size büyük günahlarýn en büyüðünü haber vereyim mi? Size büyük günahlarýn en büyüðünü haber vereyim mi? Size büyük günahlarýn en büyüðünü haber vereyim mi?!..

Dikkat edelim. Rasûlullah (sav.) sadece "Size büyük günahlarý haber vereyim mi?" deseydi bile, bu bizim için büyük bir haber ve büyük bir uyarý olurdu. Çünkü büyük günahlar insaný dünyada da ahirette de uçuruma sürükleyen büyük felaketlerdir. Ancak Sevgili Peygamberimiz (sav.) bize "Büyük günahlarýn en büyüðü" uyarýsýný yapýyor.. Hem de bunu üç defa tekrarlýyor.. Beyinlerimiz sarsýlsýn diye... Söyleyeceði þeyi zihnimize kazýyalým diye... Sahabeler büyük bir haþyet , korku ve þuur içinde:

  • Buyur Ya Rasûlellah!, diyebildiler. Allah Rasûlü (sav.) buyurdu:
  • Allah'a þirk koþmak! Anne – babaya kötü davranmak! (Allah Rasûlü (sav.) yaslanýyordu. Doðruldu ve:) Dikkat edin! Kavlü'z-Zûr (Birisinin söylemediði veya yapmadýðý bir þeyi "söyledi" veya "yaptý" demek. Veyahut söylediði ve yaptýðý bir þeyi "söylemedi" veya "yapmadý" þeklinde rivayet etmek. Kýsacasý birisi adýna yalan uydurmak) ve Þehâdetü'z-Zûr (yalan yere þahitkik etmek)tir, dedi. Rasûlullah (sav.) bu iki kelimeyi o kadar tekrarladý ki biz (sahabeler):
  • Ne olaydý da sussa!, diye temenni ettik.

 Görüldüðü gibi Beþerin Efendisi (asv) sýradan bir insanýn bile yapmadýðý veya söylemediði bir þeyi ona isnat ederek "yaptý" veya "söyledi" demeyi büyük günahlarýn en büyüðü olarak ilan etmiþtir. Bu ayný zamanda Ýslam þeriatinin insanlarýn onur ve þerefine ne büyük bir önem verdiðini gösterir.

Peki sýradan bir insana isnad edilen yalan böyle aðýr bir suç ise, ya vahyi bize öðreten Beþerin Efendisi'ne isnad edilerek O'nun yapmadýðý bir þeyi "yaptý" demek, söylemediði bir þeyi "söyledi" diye aktarmak nasýl bir suçtur?!.. Bir Müslümanýn Rasûlullah (sav.) adýna konuþurken titremesi gerekir. Ama maalesef avamdan bir çok insanýn yanýsýra, okur yazarlarýn, üniversite öðrencilerinin -hatta öðretmenlerinin bile- Rasûlullah (sav.) adýna konuþurken hiç tetkik etmeden, ne dediðini bilmeden, çok rahat bir þekilde "Rasûlullah þöyle demiþ" veya "þöyle yapmýþ" diyerek Allah Rasûlü'ne (sav.) söz, fiil, kýssa ve hikaye izafe ettiklerini görüyoruz! Halbuki Rasûlullah (sav.) adýna konuþmanýn büyük bir aðýrlýðý vardýr. Bu aðýrlýðý hissseden nice sahabe Rasûlullah (sav.) den kesin olarak bütün detay ve incelikleriyle emin olmadýklarý hiç bir hadisi rivayet etmemiþlerdir.

Ýþte onlardan birisi Hz. Peygamber'in (sav.) bacanaðý Zübeyr bin el-Avvam (ra)'týr. Hz. Peygamberin halasý onun annesidir. Hz. Peygamberin hanýmý hz. Hatice onun halasýdýr. Bir gün oðlu Abdullah bin Zübeyr (r) babasýna þöyle der:

  • Muhakkkak ki ben, falan ve falanýn Allah Rasulünden hadis rivayet ettikleri gibi senin de Allah Rasülü'nden (sav.) hadis rivayet ettiðini iþitmiyorum?! (Abdullah bin Mesut, Enes bin Malik, Ebû Hureyra (rhum) gibi sen neden Allah Rasulü'nden hadis rivayet etmiyorsun?). Zübeyr bin el-Avvam bu soruya þu cevabý verdi:
  • Bir hakikat var ki, ben, Rasûlullah'ýn (sav.) yanýndan ayrýlmadým. Ancak ben, onu þöyle söylerken iþittim:
  • Kim bana bir yalan isnat ederse, cehennemdeki yerine hazýrlansýn .

Ýbn-i Hacer el-Askalânî bu hadisi þerifi açýklarken "Hadisi þerifimizde belirtilen yalan, bilerek veya bilmeyerek bir þeyi olduðunun dýþýnda haber vermektir" der. Nitekim Ýmam Buhari'nin Selemetübnü'l -Ekva' (R) tan rivayet ettiði bir baþka hadisi þerifte Rasûlullah (sav.):

  • Kim benim adýma söylemediðim bir þeyi söylerse cehennemdeki yerine hazýrlansýn , buyurmuþtur.

Demekki bir þeyi olduðunun dýþýnda haber vermek "Kim bana bir yalan isnad ederse" hadisi þerifinde belirtilen "yalan"ýn içine girmektedir. Sahabeler bu mütevatir hadis-i þerifi öyle bir anladýlar ki Rasûlullah'ýn söylediði veya yaptýðý bir þeyi tam olarak, olduðu gibi ( ne bir fazlasý, ne de bir eksiði olmadan) aktarmak için son derece titiz davrandýlar. Ýbn-i Ömer (r) onlardan birisidir."Ýslam beþ þey üzerine bina edilmiþtir" hadis-i þerifini tabiun'dan talebelerine öðretirken hadisi þerifi talebesinden tekrarlamasýný istemiþ, talebesi oruçla hacc'ýn sýralanýþýný deðiþtirince hemen onu durdurarak "Hayýr, Hayýr! Orucu en son söyle. Ben O'nun aðzýndan böyle iþittim!.." buyurmuþtur.

Yukarýdaki mütevatir hadisin tesiriyle sahabeler ve ondan sonraki "sika" râviler Allah Rasulü'nün (sav.) sözlerini ve fiillerini olduðu gibi bir sonraki nesle aktarmak için a'zamî gayret gösterdiler. Kesin olarak bilmedikleri bir þeyi asla rivayet etmediler. Tereddüt ettikleri noktalarý açýk bir þekilde beyan ettiler. Hadis rivayetinde onlarýn son derece hassas ve titiz davrandýklarýný gösteren onlarca misalden sadece bir tanesini aktaralým:

Ýmam Müslim, Ebû Hureyra (r)'tan naklen Allah Rasûlü (sav.)'in þöyle dediðini rivayet etmiþtir:

  • Müslüman (veya mümin) kul abdest alýp ta yüzünü yýkadýðý zaman, yüzüyle iþlediði günahlar suyla birlikte (veyahutta suyun son damlasýyla birlikte) yüzünden çýkar (g ider)

Hadis-i þerifimizde parantez içindeki noktalar râvinin tereddüt ettiði noktalardýr. Acaba Rasûlullah (sav.) "müslüman kul" mu dedi? Yoksa "mümin kul" mu dedi? Bu noktada râvi süpheye düþmüþtür. "Müslüman kul" demesi ihtimali daha fazla olmasýna raðmen yine de ufak bir tereddüt duyduðu için "Mümin kul" demesi ihtimalini de zikretmiþtir. Aslýnda "Müslüman kul" veya "Mümin kul" ibaresi hadisin genel manasýný asla deðiþtirmemektedir. Ancak râvi "Nasýl olsa "mümin kul" da "müslüman kul" da ayný manayý vermektedir. O halde "müslüman kul" diye rivayet etsem bir þey olmaz" dememiþ, bilakis son derece hassas davranarak "Rasûlullah (sav) ya "Mümin kul" deyip te ben onu "Müslüman kul" þeklinde rivayet edersem Allah Rasûlü'ne yalan isnat etmiþ olurum" korkusu, hassasiyeti ve þuuru ile tereddüt ettiði noktayý açýkça belirtmiþtir. Bu hassasiyet bize açýk bir þekilde gösteriyor ki hadis-i þerifimizin geri kalan kýsýmlarý þeksiz (þüphesiz) bir þekilde Allah Rasûlü'ne dayanmaktadýr. Allah bu hassasiyeti gösteren bütün râvilerden râzý olsun.

Diðer konularda olduðu gibi, hadis rivayetinde de sahabelerin gösterdiði hassâsiyetin derinliðini anlayamayan günümüzdeki bazý kafalar sahabe dönemindeki ölçüleri ters anlayarak Hz. Ebu Hureyra ve Hz. Enes (Rhuma) gibi sahabeleri "çok hadis rivayet etmiþler" diyerek eleþtirmiþlerdir. Halbuki bu sahabeler yukarýdaki mütevatir hadisin tesirinden dolayý Abdullah bin Zübeyr ve Hz. Ömer gibi az hadis rivayet eden sahabelere oranla çok hadis rivayet etmiþlerdir. Yoksa Allah Rasûlü'nden (sav.) duyduklarý bütün sözlere ve fiillere oranla son derece az hadis rivâyet etmiþlerdir. Ýþte bunlarýn delilleri:

  • Ebu Zeyd Amr bin Ahtab el-Ensarî (r) rivayet ediyor: "Rasûlullah (sav.) bize sabah namazýný kýldýrdý. Arkasýndan minbere çýktý ve öðle namazýna kadar bize hutbe verdi. Minberden indi, öðle namazýný kýldýrdý. Sonra tekrar minbere çýktý ve ikindi namazýna kadar hutbe verdi. Minberden indi, ikindi namazýný kýldýrdý ve tekrar minbere çýktý ve akþam namazýna kadar hutbe verdi. Bize (dünya tarihindeki) olanlarý ve olmaya devam edenleri haber verdi. En bilginimiz en fazla ezberleyenimizdir.

Hadis literatüründe üç kelimelik veya bir cümlelik çok hadis vardýr. Efendimiz (asv)'ýn yirmi üç senelik nübüvveti boyunca sabahtan akþama kadar süren sadece bu konuþmasýný dinleyen keskin hafýzalý bir sahabenin bu konuþmada duyduðu her þeyi rivayet etmeye kalksa kaç hadis oluþacaðýný tahmin edebiliyormusunuz?

Gelin Efendimize on yýl hizmet eden ve "Müksirûn" (çok hadis rivâyet eden sahabeler)den biri olarak bilinen(?) Enes bin Malik'i (r) dinleyelim:

  • Ýmam Buhârî, Ebu Ma'mer el-Basrî'den, o da Abdul Vâris b. Saîd'ten, o da Abdul Aziz b. Suheyb'ten rivayetle Hz. Enes bin Mâlik (R)'ýn þöyle dediðini aktardý:

Hiç þüphesiz ki, size çok hadis rivayet etmekten beni alýkoyan þey Allah Rasûlü'nün þu sözüdür:

"Kim benim üzerime bilerek bir yalan atarsa cehennemdeki yerine hazýrlansýn" (Buhari, Ýlim 38. Hadis no: 108)

  • Ýmam Ahmed bin Hanbel, Hürmüz'ün kölesi Attab'ýn þöyle dediðini rivâyet etmiþtir: Ben, Enes bin Mâlik'i (r) þöyle söylerken iþittim: "Eðer hata etmekten korkmasaydým, Rasûlullah'ýn (sav.) söylediði çok þeyi sana rivâyet ederdim"

Bu rivâyetler açýk bir þekilde bize gösteriyor ki Enes bin Malik Rasûlulalh (Sav.)'tan bir çok hadis duymuþ, ancak bunlarýn içinden kesin olarak emin olduðu, hata etmediði hadisleri bize aktarmýþtýr. Radýyallahu anhu ve anhum ecmeîn.

Biz tekrar Rasûlullah adýna konuþmanýn aðýr sorumluluðuna gelelim. Ýmâmu'l-Haremeyn el-Cüveynî'nin babasý Þeyh Ebu Muhammed Rasûlullah (sav.) adýna bilerek yalan konuþan kimsenin kâfir olduðuna hükmetmniþtir. Ýbnül Münîr de onu desteklemiþtir. Cumhur ise bu hükmü "Yaptýðý iþi helal görme" þartýna baðlamýþtýr. Aksi takdirde kâfir deðil mürtekeb-i kebira olur demiþtir. Efendimiz (asv)'ýn "Cehennemdeki yerine hazýrlansýn" sözü o kimsenin cehennemde çok uzun kalacaðýný gösterir. Hatta bu cümlenin zâhiri cehennemden hiç çýkmayacaðýna iþaret eder. Çünkü Rasûlullah (sav.) o kimse için cehennemden baþka bir yer tayin etmemiþtir. Ancak ne var ki kat'î deliller cehennemde ebedî kalmanýn kâfirlere has olduðunu söyler. (Bkz. Fethul-Bari 1/244)

Ýmam Buhari Ebu Hureyra (r) rivayetle Rasûlullah (sav.)'in þöyle dediðini nakleder:

"Ýsmim ile isimlenin. Künyem ile künyelenmeyin. Kim beni rüyasýnda görmüþ ise muhakkak beni görmüþtür. Çünkü þeytan benim sûretime giremez. Kim bilerek bana yalan isnad ederse, cehennemdeki yerine hazýrlansýn" (Buhari, ilim 38. Hds no:110)

Ýmam Buhârî'nin bu hadis-i þerifi "Rasûlullah adýna yalan konuþmak" babý altýnda zikretmesinin amacý Rasûlullah adýna yalan konuþmanýn rüyayý da içine aldýðýný göstermek içindir. Buna göre rüyasýnda Rasûlullah'ý (Sav.) görmediði halde "gördüm" diye rivâyet etmek veya rüyasýnda Rasûlullah'ýn söylemediði, yapmadýðý bir þeyi aktarmak veya rüyasýnda görmediði bir þeyi Rasûlullah'a isnat etmek mütevatir hadis-i þerifimizde belirtilen cezanýn içine girer.

Yine Ýmam Buhârî, Hz. Ali'nin (R) þöyle dediðini rivayet eder: Nebiyy-i Muhterem (sav.) buyurdular ki:

"Benim adýma yalan konuþmayýn! Çünkü kim benim adýma yalan konuþursa cehenneme girer" (Buhari, Ýlim 38, Hds no: 106)

Buradaki "yalan" mutlaktýr. Ýster sözlü ister fiili her türlü yalaný içine alýr. Rasûlullah (sav.) adýna yapýlan yalanýn her çeþidi bu yasaðýn içine girer. Bu nedenle hadisimizin orijinal metnindeki "alâ" harf-i cerr'ini "aleyhimde" þeklinde anlamak mümkün deðildir. Zira, câhillerden bir grup iyilikleri teþvik etmek kötülüklerden de sakýndýrmak için Rasûlullah adýna bir çok hadis uydurmuþlar ve "Biz bunlarý Rasûlullah'ýn aleyhinde uydurmadýk. Bilakis Onun þeriatini desteklemek için O'nun lehinde uydurduk" demiþlerdir. Cehâletin derinliðini farkedebiliyormusunuz? Rasûlullah'ýn (sav.) söylemediði bir þeyi "söyledi" diye uydurmak Allah adýna yalan uydurmaktýr. Çünkü Rasûlullah'ýn (sav.) sözleri vahiydir (gayr-ý metluv). Ya þer'î bir hükmün ispâtý, ya da nehy'idir. Allah'a iftira atan ve Allah adýna yalan uydurandan daha zâlim kim vardýr!?

Öte yandan her þeye cevaz veren "Keramiye" fýrkasý, kuranda veya sünnette var olan bir þeyi desteklemek için Allah Rasulü'ne (sav.) yalan uydurmaya cevaz vermiþlerdir. Delil olarak ta yukardaki mütevatir hadisi þerifteki "ala" harf-i cerr'ini ileri sürerek Arapçadaki cehâletlerini göstermiþlerdir. Onlardan diðer bir kýsmý da, görüþlerini desteklemek için Bezzar'ýn müsnedindeki Ýbn-i Mesud (R)' tan gelen "Ýnsanlarý dalâlete düþürmek için kim bana yalan uydurursa..." ilavesine sarýlmýþlardýr. Bu rivâyetin Allah Rasûlü'ne ulaþýp ulaþmadýðýnda ihtilaf vardýr. Dârakutnî ve el-Hâkim gibi otoriter muhaddisler bu rivâyetin Allah Rasûlü'ne ulaþmadýðýna (irsâl'ine) hükmetmiþlerdir. Ayný hadisi Ýmam Dârimî Ya'la bin Mürra'dan zayýf bir senetle rivayet etmiþtir. Bu hadisin Rasûlullah (sav.) den geldiði sâbit olsa bile "Ýnsanlarý dalalete düþürmek için..." ibaresindeki "lam" harf-i cerri maksat bildiren "lam" deðildir. Bilakis sayrûret (oluþum) bildiren "lam"dýr. Buna göre hadisin anlamý "Kim bana bir yalan uydurup ta insanlarý dalâlete düþürürse..." þeklindedir. Týpký kur'an-ý kerim'deki "Ýnsanlarý dalâlete düþürmek için Allah'a iftira eden (yalan uyduran) kimseden daha zâlim kim vardýr?" ayet-i kerimesinde olduðu gibi... Bu ayeti kerimedeki "lam" harf-i cerr'ini maksat bildiren "lam" olarak alýp "insanlarý dalâlete düþürmek maksadý yoksa Allah'a iftira atýlabilir" hükmünü çýkarmak ancak câhillerin iþidir. Halbuki bu ayeti kerimedeki "lam" –týpký yukarýdaki hadiste olduðu gibi- sayrûret bildiren "lam"dýr. Buna göre ayetin anlamý "Allah'a yalan iftira atýp ta insanlarý dalâlete düþürenden daha zâlim kim vardýr" þeklindedir.

Buhari, Þehâdât 10, Edeb 6, Ýsti'zân 35, Ýstiâbe 1. Müslim, Îmân 143. Tirmizi, Þehâdât 3, Birr 4

Buhari, Ýlim 38. Hadis no: 107

Buhari, Ýlim 38 Hadis no:109

El-Kifâye fî Ýlmi'id-Dirâye, Hatîb el-Baðdâdî 210

Müslim, Tahâret 32. Tirmizi, Tahâret 2

Muslim, Fiten 25


Bu Makale 5121 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

04/12/2014 - 11:56 HADÝSLERÝN YAZILMASI VE KORUNMASI

©

04/12/2013 - 13:45 RASULULLAH (S.A.S.)’IN SEVGÝSÝ

©

12/02/2013 - 16:28 KALBÝ OLANLAR ÝÇÝN

©

25/04/2012 - 15:18 HELAL’LER VE HARAM’LAR 3

©

03/04/2012 - 12:52 HELAL’LER VE HARAM’LAR 2

©

08/03/2012 - 14:37 HELAL’LER VE HARAM’LAR 1

©

22/06/2010 - 12:53 Mescide Doðru Atýlan Adýmlar

©

16/04/2010 - 12:04 GÖZÜ YAÞLI EBÛ BEKÝR (R)

©

22/03/2010 - 16:59 RASÛLULLAH (SAV.) GÖZLERÝYLE ÖN TARAFI GÖRDÜÐÜ GÝBÝ ARKA TARAFLARI DA GÖRÜRMÜYDÜ?

©

18/02/2010 - 12:26 HADD’LER ÂHÝRETTEKÝ CEZÂLARI DÜÞÜRÜR MÜ?

©

21/01/2010 - 16:06 Hz. Enes (R) Anlatýyor

©

23/11/2009 - 16:11 KERAHET VAKTÝNDE TAHÝYYETÜ’L MESCÝT NAMAZI

©

23/10/2009 - 10:17 RAVZADAK Ý SÜTÛN

©

24/09/2009 - 11:19 NUBUVVET

©

22/08/2009 - 10:36 NAMAZ VAKÝTLERÝ

©

24/07/2009 - 12:21 CE HÂLETÝN YAYILMASI

©

25/06/2009 - 11:31 CEHENNEMÝN ÞÝKAYETTE BULUNMASI

©

28/04/2009 - 17:06 ALLAH RAZI OLSUN” NE DEMEK?

©

07/04/2009 - 16:57 O’nun Sevgisi

©

09/03/2009 - 16:32 K ÝM "LÂ ÝLÂHE ÝLLALLAH" DERSE...

©

05/01/2009 - 23:21 RASÛLULLAH (SAV.) ADINA KONUÞMAK
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

"Kötü sözlerin, hayasýzlýðýn mü'minler arasýnda yayýlmasýndan sevinç duyanlar için, dünyada da âhirette de acýklý bir azâb vardýr.."

( Nûr sûresi - 19)

Bir Hadis

Ýbnu Abbâs (radýyallâhu anhümâ) anlatýyor:

"Hastayý ziyaret ederken az oturmak ve
az gürültü yapmak sünnettendir."


Buhârî, Ýlm 39, Cihad 176 Cizye 6;

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Günahlarýmýzý, yaptýðýmýz haksýzlýklarý, saçmalýklarýmýzý, bilerek ve ciddi olarak yaptýklarýmýzý baðýþla, bunlarýn hepsi bizde mevcuttur.”

(Hâkim, Deavât, No:1916)

Hikmetli Söz

Daðlar nice yüksek ise,yol anýn üstünden geçer.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com