ALLAH RAZI OLSUN” NE DEMEK? |
Kelimeler ve ıstılahlar hayatla iç içedir. Hayatı yönlendirip şekillendirir. Bir insanın kullandığı kelimelerden onun seviyesini, kültürünü, bilgisini, niyetlerini vs. anlayabilirsiniz. Bu ümmetin öncüleri ve şerefli ecdadımız Kuran ve hadisten aldığı ışıkla hayata büyük değer veren derin anlamlı ibarleri günlük konuşmalarımıza yerleştirmişlerdir. Radıyallahu anhum. İşte bunlardan bir tanesi de “Allah (senden, ondan, sizden) razı olsun” ibaresidir. İmam Buhari’nin Kitabu’r-Riqaq, bab 51 de rivayet ettiği bir hadis-i şerifi okurken bu ibarenin derin anlamı karşısında sarsıldım!.. Ancak bu kadar derin anlamlı, kapsamlı ve seviyeli bir ibareyi günlük hayatta çok basit, küçük ve önemsiz yerlerde kullandığımızı görünce de bir o kadar üzüldüm. Yüksek seviyeli kelime ve kavramların içi boşaltılarak büyük bir yozlaşmanın içine sürüklendiğimiz günümüz toplumunda böyle derin anlamlı bir ibarenin tahrif edilmesine ve yozlaşmasına gönlüm razı olmadığı için bu makeleyi kaleme aldım. |
28/04/2009 - 17:06 |
Şimdi bu ibarenin derin anlamına geçmeden önce bir kaç hadis-i şerif zikredeceğim. İlk bakışta, bu hadislerin konumuzla bir alakası olmadığı sanılabilir. Ancak biraz sabredip makalenin sonuna geldiğinizde aralarında büyük bir alakanın olduğunu göreceksiniz:
“Kıyamet günü, cehennem halkı içinden en hafif azab çekecek olan kimse, ayaklarının altına ateşten iki kor konulan, (bu iki korun şiddetli hararetinden dolayı) beyni (fokur, fokur) kaynayan bir adamdır. Bu adam, kendisinden daha şiddetli azab gören hiç kimsenin olmadığını zanneder. Halbu ki o, en hafif azab gören kimsedir ”1 Eğer en hafifi bu ise, yâ Rabb!, daha fazlasına can dayanır mı?! Ölüm de olmayacağına göre insan bu acıların altında ne yapar?! Arş-ı Azîmin Rabbı Azîm Allah!.. Sana sığınırız!. Bu adam kâh yerde sürüklenerek, kâh yürüyerek, kâh yüzünü ateş yalayarak cehennemden çıkar. Geriye dönüp cehenneme bakarak şöyle seslenir: Bu adam ileride bir ağaç görür. Allahtan o ağacın gölgesinde oturmayı ister. “Bu isteğin yerine getirilirse başka bir şey istermisin?” sorusuna “Başka hiç bir şey istemem” cevabını verir. Daha sonra Allah –Azze ve Celle- ona: Bu adam cennetin yanına geldiğinde içerdekilerin sevinç ve neşe dolu seslerini duyunca “Cennete en son giren benim. Benden önce giren girmiş, herkes yerini kapmış, alacağını almış. O halde bana hiç bir yer kalmamıştır” duygusuna kapılır. Geri döner. Allah Teala’ya: Sevincinden ne diyeceğini şaşıran, neredeyse aklını yitirecek olan bu zat, ne dediğini bilmeyerek: Rasûl-i Ekrem (sav.) bunu anlatırken, arka dişleri görünecek kadar, tebessüm edip güldü ve “işte bu cennetteki en düşük makamıdır” dedi3. Ebu Hureyra – Allah ondan razı olsun- Nebiyy-i Muhterem Efendimizin şöyle dediğini rivayet etti: “Cennete giren herkese, eğer kötü olsaydı (iman edip itaat etmeseydi), cehennemdeki (gideceği) yeri gösterilir. Teşekkür ve şükranı artsın diye... Cehenneme giren herkese, eğer iyi olsaydı ( iman edip itaat etseydi), cennetteki (kazanacağı) yeri gösterilir. Hüsranı ( acı, ızdırap ve pişmanliğı artsın diye.. .”4 Cennetin içindeki muhteşem nimetler insan hayalinin ulaşamayacağı kadar derin ve güzeldir. Ancak biz İmam Buhari ve Müslim’in Ebu Said el-Hudri den rivayet ettiği şu hadisi şerifle konumuzu toparlayalım: 8- Rasulullah (sav.) buyudular ki: Allah, Azze ve Celle, cennnet halkına: Allah Teala: Onlar: Bunun üzerine Allah Teala şu cevabı verir. Demek ki, Allah’ın Rızası, cennetin içindeki bütün nimetlerden daha değerli. Daha büyük. Daha güzel. Allahın hoşnutluğu, cennetin içindeki bütün güzelliklerin en yükseği!.. Aklın ve hayalin ulaşamayacağı nimetlerin daha yücesi. Tıpkı tövbe suresi 72. ayet-i kerimenin bildirdiği gibi: “Allah, iman eden mümün erkek ve kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetleri vaad etmiştir. Adn cennetlerindeki muhteşem köşkleri de.... (Ancak) Allah’ın rızası daha büyüktür... İşte o, muazzam bir kazanç ve ödüldür10.” O halde, karşısındaki kimseye “Allah senden razı olsun” diyen bir kimse, cennetteki hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği, hiç bir insanın hayaline bile gelemeyen muhteşem güzelliklerden daha büyük bir şeyi; Allah’ın Rızasını ve hoşnutluğunu muhatabı için temenni ediyor demektir. Cennet nimetlerinin en büyüğünü karşısındaki muhataba diliyor demektir. O nedenledir ki, dinde derin anlayış sahibi selef-i salihin uleması, cennetin en yüksek makamlarını ifade eden “Radıyallahu anh” (Allah ondan razı olsun) ibaresine en layık neslin Rasulullah’ın (sav.) mektebinde yetişen sahabe nesli olduğuna karar verdiler. Çünkü onlar bu ümmetin öncüleri ve en hayırlılarıdırlar. Onlar Rasulullah’ı (sav.) gördüler. Dini kalplerinin derinliklerinde yaşadılar ve yaşattılar. Allah onlardan razı olsun. Bu kadar derin anlamlı bir kelimeyi, gereksiz yerlerde, hak etmeyen insanlara kullanmak, hele samimi olmayan bir kalp ile söylemek, ibareyi değil her şeyden önce ibareyi kullanan kimsenin seviyesini düşürür. “Allah razı olsun” derken ne dediğimizi, neyi temenni ettiğimizi, kime dediğimizi bilerek kullanmak dileğiyle... HASAN FEHMİ ÇİÇEK 26. 11. 2007- MELBOURNE 1 Buhari, Enbiya 1. Müslim, İman 362-364 2 Bkz. Müslim, İman 310 3 Bkz. Buhari, Tevhid 38. Müslim, İman 310, Cennet 9. Tirmizi, Cennet 18 4 Buhari, Rikak 51 Hadis no: 6569 5 Müslim, Cennet 22. 6 Mülim, Cennet 18. Buhari, Bedül Halk 8, Enbiya 1. 7 Buhari, Rikak 51 8 Müslim, Cennet 5 9 Buhari, Rikak 51, Tevhid 38. Müslim, Cennet 9. 10 Tevbe: 72 |