Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araştırmaları   |  İlmi YAZILAR   |  Aile Eğitim Yazıları   |  Çocuk Eğitimi Yazıları   |  Yazarlar  |  İletişim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatı (s.a.v)

İnsanı Tanımak (Radyo)

Tv Programları

Seminer ve Konferans

Kısa Dersler

Özel Konular

Fıkhi Konular

Aile Eğitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Girişi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eğitimcilere ÖZEL
Gazze Duası
Gençlerle İletişim (Günışığı- Reşitpaşa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 930
Toplam 17380554
En Fazla 25928
Ortalama 2757
Üye Sayısı 172833
Bugün Üye Olan 22
Online Ziyaretci
 
 

ZİKİR: KALPLERİ DİRİLTEN İKSİR

"İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi?" (Hadid, 57/16.)
29/08/2019

Müslümanlar hicret ile Mekke’de yaşadıkları zulümden kurtulup selamete ermişler ve Medine’de, hayatlarını özgürce sürdürme, inançlarını rahatça yaşama imkânına kavuşmuşlardı. Zaman içinde bu şehre uyum sağlayarak görece bir refah hâli yaşamaya başladılar. Bazı rivayetlerde belirtildiğine göre bu dönemde Müslümanların bazısında bir bıkkınlık hâli baş göstermişti. (İbn Atıyye, el-Muharraru’l-Veciz, V, 264.) Kur’an, bazı konularda mümine yaraşır bir duyarlılık içinde davranmama durumuna karşı ashabın şahsında bütün müminlere şöyle bir çağrıda bulunmaktadır: “İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir.” (Hadid, 57/16.)

Mümin, dinî hayatında tecrübe ettiği duygusal yoğunluğun azalmasıyla, rehavet ve bıkkınlık gibi duygularla baş başa kalabilir. Ayet, bu türden zafiyetlere karşı kalbî tutumlarını gözden geçirme konusunda müminleri uyarmaktadır. Çünkü ömür sermayesi hızla tükenmekte, hayat yolculuğu kaçınılmaz bir sona doğru süratle ilerlemektedir. Bu yolculuğun telafisi imkânsız sonuçları söz konusudur. Söz konusu gerçeği idrak etmenin kalpte uyandırdığı ürperti, “zikir” ve “inen hak” sayesinde gerçekleşecektir. “Allah'ı zikir” ve “inen hak” ifadelerinin her ikisi ile de Kur’an kastedilmiş olabilir. Çünkü Kur’an, her iki özelliği de cemetmektedir. Yapılan atıf, onu şereflendirmekte, Allah tarafından indirilişinin, hak oluşunun faydasını bildirmekte ve bu iki özelliğin farklılığına işaret etmektedir. Bazı âlimler buradan hareketle, Kur’an’ı çok okumaya önem vermekten ziyade, kalpte etki uyandıracak, hayatta iz bırakacak şekilde özenle okumaya önem vermek gerektiğini vurgulamışlardır. Diğer bir yaklaşıma göre “Allah’ı zikir” ile mutlak anlamda Allah’ı zikretmek, “inen hak” ile de Kur’an kastedilmiştir. Ayette “zikir”, “inen hakk”a takdim edilmiştir; çünkü kalplerin saygı ile ürpermesi ancak Allah’ı zikirle gerçekleşir. Kur’an sayesinde de kalpler ürperir; ancak bu, Kur’an’ın Allah’ın zikrini içermesinden dolayıdır. (Razi, Mefatihu’l-Ğayb, XXIX, 461.)

Kur’an’ın, kalbî tutumları gözden geçirmeye yönelik bu uyarısı, mümini bir sorgulama yapmaya sevk etmektedir. Ayet, bu özelliği ile Müslümanların manevi hayatını derinden etkilemiş bir ayettir. Bir defasında Halife Hz. Ebubekir’in huzurunda bu ayet okunmuş ve orada bulunan Yemâme ehlinden bir heyet ayeti dinleyince hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Abdullah b. Ömer, bu ayeti okuduğunda ağlar ve “Evet ya Rabbi, evet ya Rabbi” diye mukabele ederdi. Rivayet edilir ki; geçmiş zamanda bir çete başı, kötülük işlemek için şehirde yürürken yolun yanındaki evden yükselen bu ayeti işitir. Ayetten o kadar etkilenir ki ağzından “Geldi ya Rabbi, geldi ya Rabbi” sözleri dökülüverir. Hemen yapacağı işten vazgeçip orayı terk eder. Allah’a tövbe eder ve sonraki hayatını, ilim ve ibadetle meşgul olarak geçirir. Bu zat, sözleri ve yaşama tarzı ile Müslüman nesiller üzerinde derin etkiler bırakan ilk dönemin büyük mutasavvıflarından Fudayl b. Iyad’dır. (ö. 187/803) (Kurtubi, el-Cami li Ahkami’l-Kur’an, XVII, 251.)

Müminler, kitap ehlinden ibret alarak kalp katılığına sevk edecek bir hayat tarzının müptelası olmaktan sakınmalıdır. Zira Allah kelamı, ilk başlarda onları şehvetlerinin esiri olmaktan koruyordu. Onu dinlediklerinde kalplerinde bir ürperti hissederler, Allah’a olan itaatleri artardı. Zaman bakımından peygamberden uzaklaştıkça vahyin aydınlığından da uzaklaşmaya başladılar. Ömürleri uzun olunca emelleri de çoğaldı.

Dünyanın geçici menfaatlerine var güçleriyle sarıldılar. Allah’ın emir ve yasaklarını terk edip sonra da; “Allah bizi affedecek” diye kendilerini avuttular. (A’raf, 7/169.) Yaşadıkları hayat tarzına yavaş yavaş alışıp âdeta onun bağımlısı hâline geldiler. Allah’ın Kitabı'nın etkisi de kalplerinde yok olmaya başladı. Artık ilahi kelamdan duydukları ürpertiyi duymaz hâle gelmişlerdi. İşte bu uzun süren gafletin ardından, kalpleri katılaştı. Çünkü şerlerin başı olarak görülen kalp katılığı, Allah’a karşı uzun süren gafletin sonunda ortaya çıkmaktadır. (Alusi, Ruhu’l-Meani, XIV, 181.) Kitap ehli, kalpleri katılaştığında arzularını gerçekleştirebilmek için Allah’ın kitabını keyfî olarak yorumlamaya, onu tahrif etmeye başladılar. Kalp katılığının onları kitabı tahrife sevk ettiği Kur’an’da şöyle ifade edilir: “Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat'ın) önemli bir bölümünü de unuttular…” (Maide, 5/13.) Sonraki aşamada kitaba ihtiyaç hissetmemeleri, onları, kitabın içindeki hakikatleri reddetmeye kadar götürdü. Kitabı arkalarına atıp terk ettiklerinde kalplerindeki katılık, artık onları öğüt kabul etmez hâle getirmişti. Ne bir tehdit, ne bir vaat! Hiçbir şey onların kalplerini yumuşatmaya yetmiyordu. Bu arada, onları bir arada tutacak kitabı da tahrif edince her biri kendi heva ve hevesinin peşinden gitti. Yolları ayrıldı, birlikleri dağıldı, aralarında kin ve düşmanlık tohumları yeşerdi. Bu kin ve düşmanlık, onları uzun süren şiddetli savaşlara sürükledi. (Maide, 5/64.)

Mümin, kendisini Allah’tan uzaklaştıran kalp katılığına saplanmış bir hayat tarzından kurtulup O’nu zikretmeye yöneldiğinde, kalbini ıslah etme yoluna da girmiş olur. Nefse ağır gelen bu yürüyüşte ümitsizliğe düşmek her zaman mümkündür. Bu yüzden, sonrasında gelen; “Bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü canlandırıyor…” (Hadid, 57/17.) ayeti, bu ümitsizlik duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Yani Allah, ölümünden sonra bahar mevsiminde yeryüzünü diriltmeye muktedir olduğu gibi, katılaştıktan sonra kalpleri yumuşatmaya da muktedirdir. Ölü ve kurak topraklar yağmurla diriliyorsa, kasvetinden dolayı âdeta ölüme mahkûm olmuş kalpler de zikir ve Kur’an ile dirilir. Yeter ki kul O’na yönelsin. O takdirde zikir, kalpleri dirilten bir iksir olur. 

 

Dr. Abdülkadir ERKUT DİYANET AYLIK DERGİ

 

Bu yazı 2578 defa okunmuştur...

Yorum Ekle

Yazdır

YORUM LİSTESİ

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 İMAN VE SAMİMİYET

n

08/08/2022 - 10:21 İSLAM’IN ASLİ KAYNAKLARINI DOĞRU ANLAMANIN YÖNTEMİ ÜZERİNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGİ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALİH VE BAKİ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENİN ÇALDIĞI İNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHİDDEN HİDAYETE  NEBEVİ RİSALET

n

12/01/2021 - 11:25 İŞTE TOPLUMUMUZUN HÂLİ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HİCRET YOLCULUĞU

n

06/10/2020 - 11:27 ŞEHİTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI İTİBARIYLA İSTİĞFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLİK NEREYE GİDİYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ŞİMDİ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMİLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESİNİ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ŞEHR-İ RAMAZAN VE SORUMLULUK BİLİNCİ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLİMİZE ŞÜKREDEBİLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUĞUN EN GÜZEL KIVAMI: İHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUŞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMİNDE İLİM / Prof. Dr. Şakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HİCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZİKİR: KALPLERİ DİRİLTEN İKSİR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELİŞ BİLİNCİNİ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVİ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 İnancı kuşanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kılmak ve Takva Sahibi İmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEİZMİ VE ATEİZMİ BESLEYEN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR İBADETSİZLİ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN İLK KIBLESİ MESCİD-İ AKSA VE MÜBAREK ŞEHİR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFİS İLE MÜCADELE CİHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DİNÎ TEBLİĞDE DİL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’İ GÜNÜMÜZ İNSANINA DOĞRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 İNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DİN AŞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DİN GÜVENLİĞİ BAĞLAMINDA DİNİN DOĞRU ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Başından Serçe Geçen Bir Çocuktur  İSMAİL

n

12/07/2017 - 10:42 İNSANLIĞA KARŞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FİTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBİ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENİYETİ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEĞİŞEN MAHREMİYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DİNLERİ KİMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADİS İLMİ”NİN İSLÂMÎ İLİMLER ARASINDAKİ YERİ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERİNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRİKAYA DÜŞENLER GİBİ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BİR GÜVEN ABİDESİ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadın Başka Bir Versiyonu: İFTİRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMİ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz İslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VİCDANIMIZIN "Selfie"SİNİ ÇEKEBİLİR MİYİZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boş Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kişilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaşamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an İkliminde İyiliklerle Dinamik Bir Hayat İnşası

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’İN MESAJINI DOĞRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoğunlaşmış İbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLİME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huşu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alnı Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALİ (Ö: 40/660)’NİN KUR’AN-I KERİM ANLAYIŞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NİN PEYGAMBER SEVGİSİ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ı İlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 İlim, Marifet ve Hikmet İlişkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccın Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasında Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-İ FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVİH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Şeytanın Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeşlik ve Dostluğa Açılan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaşan Sinsi Düşman: Şeytan

n

12/06/2015 - 03:38 İnsanın Temel Bir Zaafı

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERİN BİR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuşanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Şiddet Karşısında rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADİSLERİN DOĞRU ANLAŞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKİP EDİLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanın Varlıkla İmtihanı

n

23/12/2014 - 04:12 İslami Bakışla Varlık ve Servet Algımız

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHİY İLİŞKİSİ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabır-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunması Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 İslam’ın Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan İklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETİ TATİL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’İN ADÂLET ANLAYIŞI

n

09/04/2014 - 02:07 BİR YÖNETİCİ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ın Korumasını Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazı

n

10/02/2014 - 02:47 Değerini Bilemediğimiz İki Eşsiz Nimet: Sağlık ve Boş Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site İçi Arama

23 Muharrem 1447 |  19.07.2025

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Yetimlere mallarını verin, temizi verip murdarı almayın, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü böyle yapmanız gerçekten büyük bir günahtır."

( Nisa Suresi - 2)

Bir Hadis

Enes (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, içine su katılmış süt getirildi. O sırada Peygamber aleyhisselâm’ın sağında bir bedevî, solunda da Ebû Bekir radıyallahu anh oturuyordu. Sütten içtikten sonra onu bedevîye verdi ve:

"Herkes sağındakine versin!" buyurdu.



Buhârî, Eşribe 14, 18; Müslim, Eşribe 124. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Eşribe 19; Tirmizî, Eşribe 19; İbni Mâce, Eşribe 22

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle, kalbimi hatalardan beyaz elbiseleri kirlerden temizlediğin gibi temizle, benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arası kadar uzaklaştır.”

(Buhârî, Deavât, 38, 43–45)

Hikmetli Söz

Deme şu niçin şöyle,
Yerindedir o öyle,
Bak sonunda sabreyle

Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...




Canlı yayın

İslam Ansiklopedisi

  Tasarım : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com