Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 994
Toplam 15269210
En Fazla 20355
Ortalama 2609
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

BORÇ ve KARZ-I HASEN

Borç sorumluluðu, alacaklýya karþý vefa, borca sadakat ticâretin temel esaslarýndandýr.
04/07/2014

Borç hem karþýlýklý rýza beyanýna dayalý bir akid, hem de muâmelât fýkhýnda en güçlü ahidlerdendir.  Bu gerçeði unutmayýnýz. Her mü’min borcuna sadakat göstermeli ve onu vakti gelince en uygun þekilde ödemelidir. Borçlanýrken içten gelerek ödeme niyeti taþýmalýdýr. Bu Allah’ýn bir hükmü, Rasûlü’nün sîretidir.

Allah Rasûlü (s.a.s.) Vedâ Hutbesi’nde mü’minlere ve ashabýnýn þahsýnda bütün insanlýða sesleniyordu:

“Ashâbým!

Kimin yanýnda bir emânet, ödünç aldýðý mal varsa onu sâhibine versin! Borç mutlaka ödenmelidir. Kefâlet üstlenen kiþi üstlendiði kefaletten sorumludur.”

Borç sorumluluðu, alacaklýya karþý vefa, borca sadakat ticâretin temel esaslarýndandýr.

Her insan dünyaya zimmet sahibi olarak gelir. Ticarî alanda ihtisasý olmayan, yeterli hukukî bilgisi olmayan için izahý zor bir kelime olan “zimmet”, hayat boyu insan ile birliktedir. Kýsaca “sorumluluk üstlenebilme”, “yükümlü olabilme”, “lehinde veya aleyhinde hak sübutuna ehil olabilme” kabiliyeti olarak izah edebileceðimiz bu kabiliyet, insan için son derece önemlidir. Çünkü biz buna dayanarak mal varlýðýmýzdan daha çok borçlanabiliyor, mes’ûliyetler üstlenebiliyoruz. Karþýmýzdaki insanlar tarafýndan bize güven duyulabiliyor, cemiyet içindeki yerimizi alabiliyor ve hareket alanýmýzý geniþletebiliyoruz.

O zaman bu vasfa sahip olma gereðini yerine getirmek, borçlarýmýza vefa ve sadakat göstermek zorundayýz. Aksi hem þahsiyetimizi yaralar, hem de ticarî hayatýmýza tamiri zor hasarlar verir. Nitekim günümüzde bu hasarlarýn ne kadar arttýðýna, maddî- manevî kayýplarýn ciddî derecelerde yaþandýðýna þahit oluyoruz.

Bu noktada bir bilgi paylaþmanýn lüzumuna inanýyoruz:

Dilimizde borç kelimesi birkaç manada birden kullanýlýyor. Garp dillerinde de böyle olduðu için, onu takip ve taklit eden hukuk sistemlerinde de böyle olduðunu görüyoruz.

Bu yüzden bütün çeþitleri ile satýn alma, satma, kiralama, bedel karþýlýðý insan çalýþtýrma, rehin, kefâlet ve ödünç alma gibi ticâretle baðlantýlý bütün hükümler “Borçlar Hukuku” çerçevesinde incelenir ve deðerlendirilir olmuþtur.

Ýslâm Hukuku ise benzer yönleri olsa da her bir alaný kendi içinde deðerlendirmeyi ve farklýlýklarýný dile getirmeyi tercih etmiþtir.

Ýslâm hukukçularý her bir alanla ilgili bilgiyi kendi baþlýðý altýnda vermenin daha doðru olduðu kanaati ile hareket etmiþlerdir. Çünkü her bir borçlanma diðerinin ayný deðildir, Ýslâm Hukuk dilinde her birinin ayrý adý vardýr.

Bakýnýz Roma Hukukuna dayalý Garp Hukuku kaynaklý sistemde “borç” ve “borçlanma” olarak adlandýrýlan kelime yerine Ýslâm hukukunda kaç kelime vardýr ve bunlar neler ifade eder?

Borç” kelimesinin ihtiva ettiði manalar:

1 – Ýltizam, vecîbe manasý: Üstlenme, yerine getirme sorumluluðu demektir. Üstlenilen nakid olabileceði gibi iþ veya mal da olabilir.

2 – Taahhüd ve edâ manasý: Taraflardan birinin diðerine karþý yerine getirmek üzere anlaþtýðý ve hukuken yerine getirmeye mecbur olduðu þey demektir.

3 – Deyn manasý: Satýn alýnan bir malýn bedelini ödeme yükümlülüðünü ifade eder.

4 – Karz manasý: Ödünç alýnan paranýn yükümlülüðünü ifade eder.

Borç denilince halk arasýnda daha çok bu son iki mananýn her ikisi birden anlaþýlmaktadýr. Her ne kadar böyle olsa da Ýslâm hukukunda deyn ile karz arasýnda ciddî farklar vardýr. Borç esasen ödünç alýnan paranýn deðil, satýn alýnan bir malýn bedelini ödeme yükümlülüðünün, yani “deyn”kelimesinin karþýlýðýdýr. Bu iki ýstýlahýn ayný kelime ile adlandýrýlmasý dil ve hukuk açýsýndan bir eksikliktir.

Meselâ alýnan mal karþýlýðý üstlenilen borç, alacaklý talep etse de tespit edilen ödeme tarihinden önce ödenmek zorunda deðildir. Çünkü fiyat buna göre tespit edilmiþ, anlaþmalar bu tarih göz önünde tutularak yapýlmýþtýr. Vade de anlaþmanýn bir parçasýdýr. Hepsi birden ticâret çerçevesi içinde deðerlendirilir.

Karz ise bir insanýn diðer kardeþine elindeki parasýnýn kullanma hakkýný belli bir süre için devretmesidir. Onun ortaya çýkan nakit ihtiyacýný karþýlama, bir darlýðýný gidermedir. Bu da, ticâretten öte dostluk ve kardeþliðin gereði bir iyilik, bir ihsandýr. Bunun için de “karz-ý hasen” olarak adlandýrýlmýþ ve teþvik edilmiþtir.

Kâinatýn Efendisi’nin (s.a.s.) þu müjdesi bunun bir misalidir:

“Kim, maddi zorluk içinde olan bir mü’minin elinden tutar maddi zorluðunu giderir, iþini kolaylaþtýrýrsa, Allah da onun dünya ve âhirette iþini kolaylaþtýrýr.”[1]

Bir iyilik, bir ihsan olma sebebiyle karz, zaman açýsýndan baðlayýcý deðildir. Karz-ý hasende bulunan insanýn ödünç verdiði parayý üzerinde konuþulan vakitten önce istemesi, borçlu olan insaný dara, sýkýntýya sokabilir, zorlayabilir. Ýyilik yapan insan iyiliði ve hayrý kemale erdirmeyi de düþünmelidir. Ancak kendisi dara düþmüþse, ihtiyaç duymayacaðýný zannederken bir ihtiyacý ortaya çýkmýþsa kendisine herhangi bir borcu olmayan insanýn kapýsýný çalýp ondan ödünç para isteyeceðine, parasýný ödünç verdiði insanýn kapýsýný çalmasý daha uygundur ve o kimse bu hakka sahiptir.

Ödünç para alan insanlarýn önceden bu hukuku bilmeleri, birbirlerini gözetmeleri, günü gelince yine yardýmlaþmalarý, paranýn bir anda teminin çok kolay olmadýðýnýn farkýna vararak hareket etmeleri, iyiliði gönül kýrgýnlýðýna çevirmemeleri gerekir.

Ne yazýk ki bunun aksine sýk sýk þahid olduðumuz, kardeþlerimizin birbirlerini rencide ettiðini gördüðümüz için böyle bir ikaza ihtiyaç duyduk.

Tekrar vurgulayalým: Deyn zaman açýsýndan baðlayýcýdýr, borçlunun günü gelmeden vermeme hakký vardýr, karz baðlayýcý deðildir, alacaklý ihtiyaç duyduðu an uygun bir üslupla ve uygun bir þekilde parasýný isteme hakkýna sahiptir.

Þer’-i Þerifin bu hükmü bilinmelidir ki, dostlar birbirini kýrmasýn, incitmesin.

Acý hakikat bize iþlerin tersine döndüðünü gösteriyor. Vakti geldiði halde deyn ödenmiyor, ödeme için ayak sürünüyor, geçen günlere yeni günler, yeni aylar eklemek ve bunun için bahaneler bulmak marifet sayýlýyor, bu durum ticâretin vazgeçilmezleri veya kabullenilmiþleri olarak ticâretin içindeki yerini alýyor.

Karz-ý hasende bulunan insan da, býrakýn ihtiyacý olunca vaktinden önce alma hakkýný kullanmayý, “bir gün gelir belki ödenir” duygusu ile günleri aylarý sayýyor. Vaad edilen vakit gelmeden isteyen ise neredeyse hain ilan ediliyor.

Böyle olunca da kimse kimseye karz-ý hasende bulunmak, dolayýsýyla yardýmcý olmak istemiyor, bu durumu da; “iyi iken kötü olmayalým” diye izah ediyor.

Muhtaç ve sýkýntý içinde olan insanýn borcunu ödeyememesi, bu durumda ne yapmasý ve kendisine nasýl muamele edilmesi gerektiði ayrýca incelenmesi gereken bir husustur. Ancak ödeme imkâný varken borcu ödememek, karþýdaki insanýn içinde bulunduðu durumu, onun da borçlarý olabileceðini ve alacaklýlarýnýn yol gözlediðini düþünmeden vakit kazanmaya çalýþmak, iþi sürüncemede býrakmak doðru deðildir, yapan kiþiye vebal kazandýrýr; ticârete de zarar verir. Allah Rasûlü’nün (s.a.s.); “Mal varlýðý olan insanýn borcunu ödemeyip sündürmesi bir zulümdür,[2] ikazýný unutmayýnýz.

Mü’minlerin Emiri Ömeru’l-Fâruk’tan (r.a.) bize ulaþan bir hatýra unutulmamasý, sohbet meclislerinde paylaþýlmasý, ibret için müzakere edilmesi gereken bir hatýradýr. Hatýra son günlerine aittir.

Ömer (r.a.) hançerle yaralanmýþtýr. Geri dönüþü olmayan bir yolculuða çýktýðýný anlayýnca kýzý Hafsa Vâlidemiz’i ve oðlu Abdullah’ý (r.a.) yanýna çaðýrtmýþtýr. Onlara; “-Bütün babalar çocuklarýna miras býrakýyor, ben ise sizlere býrakamýyorum. Üstelik borçlarým da var. Ben ölünce bu evimi satýn, parasýyla borçlarýmý ödeyin. Evin parasý borçlarý ödemeye yetmezse Adiyy Oðullarýndan yardým isteyin. Rabbimin huzuruna boynumda borç taþýyarak varmak istemiyorum!” demiþtir.

Adiyy Oðullarý Hz. Ömer’in sülalesidir. Evin parasýnýn borçlarýna yetmeyeceðini tahmin ettiði için onlardan yardým istenmesini istemiþtir. 

Hz. Ömer’in vefatýndan sonra bu evi satýlmýþ, parasý borçlarýna verilmiþtir.[3]O günden sonra da evin adý “Dâru Kadâi’d-Deyn” (Borç Ödeme Evi) olarak kalmýþtýr. Hatta bazý rivayetlerde “Dâru Kadâi Deyni Ömer” (Ömer’in Borcunu Ödeme Evi) olarak zikredilir.

Daha sonra hem bu isim uzun geldiði, hem de insanlar tarafýndan evin borç karþýlýðý satýlýþý maruf hale geldiði için kýsaltýlarak “Dâru’l-Kadâ” olarak dillerde ve kaynaklarda zikredilmeye baþlamýþ, tarihe de böyle geçmiþtir.

Nitekim hem Sahih-i Buhârî, hem de Müslim’de yer alan ve Efendimiz’den hutbede iken yaðmur yaðmasý için duâ talep edildiðini dile getirilen hadiste adý böyle geçer. Hadisi sonraki günlerde, yeni nesillere rivayet eden Enes Ýbn Mâlik bu talepte bulunan kiþinin “Dâru’l-Kadâ” tarafýna düþen kapýdan mescide girdiðini anlatýr.[4]

“Dâru’l-Kadâ”, kýble istikametine dönünce mescidin sað tarafýnda yani mescidin batý istikametinde, bu gün “Bâbu’r-Rahme” olarak anýlan kapýnýn önlerindedir.[5]

Ömeru’l-Faruk’un son anlarýndan bize ulaþan bu haber, her mü’minin yüreðini titretmelidir. Onda birçok ibret levhasý vardýr. Biz, en lüzumlu olduklarýna inandýklarýmýzdan üçünü dile getirelim. Onlar diðerlerine ýþýk tutacaktýr:

1 – Hz. Ömer, on yýlý geçkin halifelik yapmýþtýr. Onun devri zaferlerin ve fetihlerin birbirini takip ettiði yýllardýr. Medîne’ye o günlere kadar hayal bile edilemeyen ganimetler yaðmýþ, peþ peþe hazineler gelmiþtir. Bu ganimetlerin taksimi günlerce sürmüþtür.

Borç içinde ölen bu aziz insan, bu hazinelerin çoðu elinden gelip geçen, yani onlarý mü’minlere daðýtan halifedir. Sadece bunun bile insana çok þey anlatmaya yeteceðini zannediyorum.

Dünyalýða iltifat etmemiþ, her ölen insan gibi dünya metaýný yanýnda götürmemiþ, geride unutulmayan bir ad, adý dile geldikçe duâ eden gönüller ve kendisine imrenen insanlar býrakmýþtýr. 

2 - Borcun ihmale uðramamasý için tedbir, vakit kaybetmeden ödenmesi için vasiyet.

Böylece hayatta kalanlara güzel örneklik, hayata göz yumarken duyulmak istenen iç rahatlýðý, gönül huzuru.

3 - Borca sadakat. Borç sorumluluðu taþýyarak Rabbin huzuruna varmama, diðer bir ifadeyle de Rabbin huzuruna kul hakký taþýmadan varma þuuru.

Ýslâm’ýn emri budur. Bizim de bu çerçevede vurgulamak istediðimiz hakikat de budur…

Bir þeyi yaþayarak söylemek þüphesiz çok daha tesirlidir. Hz Ömer’in yaptýðý sözlerden çok daha tesirlidir.

Karz ise deynden daha güçlü bir borç çeþididir. Bu hakikati de unutmayalým…

 

Dipnot

 


(1)- Sahih-i Müslim, Zikir (4/ 2074).

(2)- Hadis, müttefekun aleyh bir hadistir. Bak: Sahih-i Buharî, Havale (10/ 105), Ýstikraz (10/ 246), Sahih-i Müslim, Müsâkât (3/ 1197 H. No: 1564).

(3)- Vefâü’l-Vefâ Bi Ahbâri Dâri’l-Mustafa, Semhûdî (2/ 221-223, Büyûtu’s-Sahabe Havle’l-Mescidi’n-Nebeviyyi’þ-Þerif (s. 136-137). 

(4)- Bak: Sahih-i Buhârî, Ýstiskâ (6/ 24), Sahih-i Müslim (2/ 614 H. No: 897).

(5)- “Dâru’l-Kadâ” bu tarihten yüzyýlý geçkin bir süre daha ayakta kalmýþtýr. Hicrî 138 tarihinde Medine’ye vali olan Ziyad Ýbn Ubeydillah tarafýndan yýkýlarak arsasý Mescid-i Nebî’nin avlusuna katýlmýþtýr. (Vefâü’l-Vefâ 2/ 222, 223).

 

Bu yazý 3276 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

15 Sevvâl 1445 |  24.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

"Gerçek þu ki,
Rablerinden gayb ile (görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince;

Onlar için bir maðfiret (baðýþlanma) ve büyük bir
ecir vardýr."


( Mülk Suresi - 12)

Bir Hadis

Ubâde b. Sâmit (ra),

Peygamber (sav)’in þöyle buyurduðunu anlatmaktadýr:

“Gece uyanýp da; «Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ þerîke lehu, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli þey’in kadîr. Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm» diyen ve ardýndan da ‘Allahým beni baðýþla!’ diyen ya da baþka türlü dua edenin duasýna icabet edilir.”

Buhârî, Teheccüd, 1154; Ýbn Mâce, 3878

Bir Dua

“Allah’ým! Beni baðýþla, bana hidayet nasip eyle, bana rýzýk ver, beni afiyette daim eyle ve bana merhamet et.”

(Müslim, Zikir ve Duâ, 35)

Hikmetli Söz

Sevgi dostlara saygýlý olmakla güçlenir.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com