Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2352
Toplam 15256097
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

KURÂNIN BUGÜNE SESLENÝÞÝ

“Câhiliyye: özel olarak Arablarýn Ýslâm’dan önceki dinî ve sosyal hayat telakkilerini, genel olarak da kiþilerin ve toplularýn günah ve isyanlarýný ifâde eden bir terim.
14/03/2013

 

Câhiliyye kelimesi, þekil bakýmýndan ism-i mensub veya yapma (mec’ul) mastardýr. Ýsm-i mensub olarak cahile aid, cahile özgü, cahilce gibi mânâlara gelen cahilî ve bunun müennesi olan câhiliye, sýfat tamlamalarý içinde kullanýlýr. Ancak Ýslâm’dan önceki dönemi ifâde etmek üzere Kur’ân ve hadislerde, diðer Ýslâm literatüründe yaygýn olarak kullanýldýðý þekliyle câhiliye, cahil kelimesine- iyyet ekinin ilavesiyle elde edilen yapma bir mastardýr. Bu durumda tek baþýna veya isim tamlamasý içinde kullanýlabilir.

Ýslâmî dönemde ortaya çýkmýþ bir terim olan câhiliyye, gerek Kur’ân-ý Kerim’de, gerekse hadislerde Arablarýn, Ýslâm’dan önceki inanç, tutum ve davranýþlarýný Ýslâmî devirdekinden ayýrt etmek için kullanýlmýþtýr. Bu sebeble genellikle Arablarýn Ýslâm’dan önceki dönemine câhiliyye veya câhiliyye çaðý (asru’l-câhiliyye) denilir.”1

Ansiklopedilerde bu bilgiler verilmekte cahiliyye kavramý için, fakat þu ayet-i kerimenin anlamýna baktýðýmýzda bütün zamaný ve mekâný kuþatýcý bir anlam gündeme gelmektedir…

Þöyle buyurur yegâne Rabbimiz ve kendisinden baþka hak ilâh olmayan Allah Teâlâ:

“Onlar, hâlâ câhiliyyenin hükmünü mü arýyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’dan daha güzel olan kimdir?”2

Onlar, yani Âlemlerin Rabbi Allah’ýn hükümlerini istemeyenler, onlarý reddedenler, sosyal hayatýn dýþýna çýkaranlar ve egemen olduklarý ülkelerinde Allah’ýn hükümleriyle hükmedilmeyi, hükmetmeyi yasaklayanlar, buna tevessül edenleri, terörist, anarþist, bölücü, mürteci, radikal, fanatik kabul edip cezalandýrýlanlar… Evet onlar, Ýslâm hükümlerinin yerine câhiliyye hükümleriyle hükmedenler, en güzelini býrakýp, en çirkinine sarýlanlar, en hayýrlýsýný terk edip, en þerlisiyle amel edenler!..

Allah’ýn hükümlerini kabul etmeyip, onlarýn yerine hevâlarýný ilâhlaþtýran insanlarýn koyduðu hükümlerle hükmetmenin adý câhiliyyedir!.. Ýslâm’dan önceki, Ýslâm’ýn olmadýðý devire isim olduðu gibi, Ýslâm’ýn devre dýþý býrakýldýðý, hükümlerinin yasaklandý, onun yerine þirk ve küfür hükümlerinin geçerli kabul edildiði devirler de câhiliyye devirleridir… Hangi çaðda ve hangi ülkede olursa olsun Ýslâm’ýn yerine taðutî düzen egemense, oradaki hayat, bir câhiliyye hayatýdýr.. Böyle bir ülke ve böyle bir toplum, ister modern, ister posmodern olsun, isterse çaðýn teknolojisinin zirvesinde bulunsun, deðil mi ki, hayat nizamý Ýslâm’ý egemen düzen kabul etmiyor, Onun yerine herhangi bir taðutî ideolojiyi düzen olarak benimsiyor, o düzen câhiliyye düzeni, yaþadýklarý çað câhiliyye çaðýdýr…

Bugün yeryüzündeki taðutî egemenlikler apaçýk þunu beyan etmektedirler:

Yirminci asýr, bir câhiliyye asrý olarak yaþandý ve bitti. Yirmibirinci asýr, bir câhiliyye asrý olarak baþladý ve böylece devam etmektedir… Çünkü, câhiliyye= Ýslâmsýzlýk!

Ýslâmsýz bir ülke ve bir toplum, câhiliyye ülkesi ve câhiliyye toplumudur… Bunun Ýslâm’dan öncesi olmasý ile Ýslâm’ýn varlýðýna raðmen Ýslâm’ýn kabul edilmeyiþi ve Onun yerine taðutî bir düzenin hakim olmasý arasýnda hiçbir fark yoktur… Ýslâm öncesi, Ýslâm olmadýðý için küfür ve þirk egemen oluþuyla, Ýslâm’ýn varlýðýnýn kabul edilmeyip, Ýslâm’ýn mahkum edilerek, onun yerine þirk ve küfrünün egemen kýlýnýþý arasýnda bir fark var mýdýr? Her iki durumda da Ýslâm, toplumsal hayattan dýþlanmýþ ve taðut egemen olmuþtur…

Çaðdaþ Câhiliyye anlayýþý ile eski câhiliyye anlayýþý aynýdýr… Reddleri ve kabulleri örtüþen iki anlayýþ, birbirinin týpkýsýnýn aynýsýdýr… Zaman ve mekân deðiþimi, nahiyeti deðiþtirmez… Ýçindekilerin ayný oluþu, ambalajýn deðiþmesiyle deðiþmez!..

Yirminci asýr, “asru’l-câhiliyye” olarak gelip geçti… Yirmibirinci asrýn ilk yýllarý da ayný câhiliyyenin bir devamý olarak yol almaktadýr… Ýnsanlýk âlemi içinde, sayýlarýnýn Rabbimiz Allah tarafýndan bilinen muvahhid mü’min müslümanlarý tenzih ederek diyoruz ki, yeryüzündeki insanlar, Ýslâmsýzlýk, olan câhiliyyetlerine yeni þekiller vererek, yeni çürük umutlarla, bilinmez hedefe doðru yol almaktadýrlar… Yalnýz ve yalnýz zann üzere hareket etmekte, serap olan bir hayalî hedefin peþine takýlmýþ, toz- pembe anlayýþlarla sürüklendikleri kargaþaya, yeni bunalýmlar ekleyerek devam etmektedirler… Gerek ferd, gerekse toplum olarak bu kargaþadan, bu bunalýmdan çýkýþ yollarý bulma peþinde koþtururken, her bulduklarý yol onlarý yeni çýkmazlara sokmakta, yeni bunalýmlar oluþturmaktadýr… Çünkü hevâlarýný ilâhlaþtýrdýklarý ve vahye sýrt çevirdikleri için nefsî arzularýna göre çýkýþ yolu diye gördükleri yollar, onlarý aldatmakta ve çetin sýkýntýlar gündeme getirmektedir… Vahiyden uzaklaþanlar, özbenliklerinden uzaklaþtýlar, vahiyden kaçanlar, fýtratlarýndan kaçarlar…

Rabbimiz Allah Teâlâ, dünün cahiliyye toplumuna buyurduðu, bugünün cahiliyye toplumu için de geçerli,  yarýnki cahiliyye toplumu için de!

“Þu hâlde siz, nereye kaçýp gidiyorsunuz?”3

Vahiyden mi kaçýyorsunuz? Kur’ân’dan mý kaçýyorsunuz? Dosdoðru yoldan mý uzaklaþmak istiyorsunuz? Siz, kurtuluþ yolunu aramýyor musunuz? Peki, nasýl oluyor da kurtuluþ yolundan uzaklaþýyorsunuz?

“O (Kur’ân), âlemler için yalnýzca, bir zikirdir.

Sizden dosdoðru bir gün (istikamet) tutturmak dileyenler için.”4

Cahiliyye toplumunun insanlarý, Allah’ý inkâr etmiyor ve yegâne yaratýcý olarak kabul ediyorlar… Onlar, yalnýzca kendisine ibadet etmeleri için yaratan Allah Teâlâ, onlara nasihat olsun diye Kur’ân-ý Kerim’i inzâl buyurmuþtur… Onlara, kurtuluþ yolunu göstermek en büyük düþmanlarý olan dünyada izzet üzere yaþamak konusunda onlarý irþâd etmek üzere vahyi kendilerine Rasulü Muhammed (s.a.s.) vasýtasýyla ulaþtýrmýþtýr…

“Þu hâlde siz, nereye kaçýp gidiyorsunuz?

Vahiyden kaçtýkça en sýkýntýlý hâllere düþer, en çýkmaz sokaklara dalarlar…

 “Ýþte bunlar, hidayete karþýlýk sapýklýðý satýn almýþlardýr, fakat bu alýþ-veriþleri bir yarar saðlamamýþ, hidayeti de bulamamýþlardýr.

Bunlarýn örneði, ateþ yakan adamýn örneðine benzer, (ki onun ateþi) çevresini aydýnlattýðý zaman, Allah, onlarýn aydýnlýðýný giderir ve görmez bir þekilde karanlýklar içinde býrakýverir.

Saðýrdýrlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayý dönmezler.

Ya da (bunlar) karanlýklar, gök gürültüsü ve þimþek(ler)le yüklü, gökten þiddetli bir yaðmur fýrtýnasýna tutulmuþ gibidirler ki, yýldýrýmlarýn saldýðý dehþetle, ölüm korkusundan parmaklarýyla kulaklarýný týkarlar. Oysa Allah, kâfirleri çepeçevre kuþatýcýdýr.

Çakan þimþek neredeyse gözlerini kapýverecek, önlerine her aydýnlattýðýnda (biraz) yürürler, üzerine karanlýk basýverince de kalakalýrlar. Allah dileseydi, iþitmelerini de, görmelerini de gideriverirdi. Þübhesiz Allah, her þeye güç yetirendir.”5

 

Vahye sýrt çeviren cahiliyye insanlarýn içine düþtükleri çýkmazlarýn hâlini böyle beyan buyuran Rabbimiz Allah, kendilerini dosdoðru çýkar bir yola, hak yoluna, kurtuluþ yoluna davet ediyor ki, insanlar bunun için yaratýlmýþlardýr:

“Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin ki sakýnasýnýz.

O, sizin için yeryüzünü bir döþek gökyüzünü bir binâ kýldý. Ve gökten yaðmur indirerek bununla sizin için (çeþitli) ürünlerden rýzýk çýkardý. Öyleyse (bütün bunlarý) bile bile eþler (Allah’a þirk) koþmayýn.”6

Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, insan kullarýný düþünmeye davet ediyor!.. Kendi yaratýlýþlarýný, yerin ve göðün yaratýlýþýný düþünsünler!..  Eþyanýn yaratýlýþý üzerinde tefekkür edip, onu yaratan kudreti idrak ederek, yaratana iman etsinler!.. Katýksýz iman edenler, onun gereði olan emredilen ibadetleri de yerine getirirler…

1-ÝNSANIN YARATILIÞI

“Ey insanlar, sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eþini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadýn türetip yayan Rabbinizden korkup sakýnýn.”7

“Ýnsan bir baksýn, hangi þeyden yaratýldý?

Dökülüp atýlan bir sudan yaratýldý.

(Bu su,) bel kemiði ile kaburgalar arasýnda (ki organlar)dan çýkar.”8

“Andolsun, Biz insaný, süzme bir çamurdan yarattýk.

Sonra onu, bir su damlasý olarak savunmasý saðlam bir karar yerine yerleþtirdik.

Sonra o su damlasýný bir alak (embriyon) olarak yarattýk. Ardýndan o alak’ý (hücre topluluðu) bir çiðnem et parçasý olarak yarattýk. Daha sonra o çiðnem et parçasýný kemik olarak yarattýk. Böylece kemiklere de et giydirdik. Sonra bir baþka yaratýlýþla onu inþâ ettik. Yaratýcýlarýn en güzeli olan Allah, ne yücedir.”9

“O’dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak’tan (embriyo) yarattý. Sonra sizi bir bebek olarak çýkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çaðýnýza eriþmeniz, sonra da yaþlanmanýz için size (belli bir ömür vermektedir). Sizden kiminin daha önce hayatýna son verilmektedir. Adý konulmuþ bir ecele eriþmeniz ve belki aklýnýzý kullanmanýz için (Allah, sizi böyle yaþatýr).

Dirilten ve öldüren O’dur. Bir iþin olmasýna hükmetti mi, ona yalnýzca: ‘Ol, der o da hemen oluverir.”10

“Ki, O, yarattýðý her þeyi güzel yapan ve insanlarý yaratmaya bir çamurdan baþlayandýr.

Sonra onun soyunu bir özden (sülâle’den) basbayaðý bir sudan yapmýþtýr.

Sonra onu düzeltip bir biçime soktu ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az þükrediyorsunuz?”11

“Ey insanlar, eðer diriliþten yana bir kuþku içindeyseniz, gerçek þu ki, Biz sizi topraktan yarattýk, sonra bir damla sudan sonra bir alak’tan (embriyo), sonra yaratýlýþ biçimi belli belirsiz bir çiðnem et parçasýndan, size (kudretimizi) açýkça göstermek için. Dilediðimizi, adý konulmuþ bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çýkarýyoruz, sonra da erginlik çaðýna eriþmeniz için  (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatýna son verilmekte, Kiminiz de, bildikten sonra hiçbir þey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aþaðý ucuna (yaþlýlýða) geri çevrilmektedir.”12

2-KÂÝNATIN YARATILIÞI

“O inkâr edenler görmüyorlar mý ki, (baþlangýçta) göklerle yer, birbiriyle bitiþik iken, Biz onlarý ayýrdýk ve her canlý þeyi sudan yarattýk. Yine de onlar inanmayacaklar mý?

Yeryüzünde onlarý sarsmasýn diye, sabit daðlar yarattýk ve doru gidebilsinler diye geniþ yollar açtýk.

Gökyüzünü korunmuþ bir tavan kýldýk. Onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.

Geceyi, gündüzü, güneþi ve ayý yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.”13

 “Allah, gökleri, yeri ve ikisi arasýnda olanlarý altý günde yarattý, sonra Arþ’a istiva etti. Sizin, O’nun dýþýnda bir yardýmcýnýz ve þefaatçiniz yoktur. Yine de öðüt alýp düþünmeyecek misiniz?

Gökten yere her iþi O, evirip düzene koyar. Sonra (iþler,) sizin saymakta olduðunuz bin yýl süreli bir günde yine O’na yükselir.

Ýþte gaybý da, müþahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan olaný esirgeyen O’dur.

Ki O, yarattýðý her þeyi en güzel yapan ve insaný yaratmaya bir çamurdan baþlayandýr.”14

“De ki: ‘Gerçekten siz mi yeri iki günde yarataný inkâr ediyor ve O’na birtakým eþler kýlýyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.

Orda (yerde) onun üstünde sarsýlmaz daðlar var etti, onda bereketler yarattý ve isteyip arayanlar için eþit olmak, üzere ordaki rýzýklarý dört günde takdir etti.

Sonra, duman hâlinde olan göðe yöneldi. Böylece ona ve yere dedi ki: ‘Ýsteyerek ve istemeyerek gelin.’ Ýkisi de: ‘Ýsteyerek (itaat ederek) geldik’ dediler.

Böylece onlarý iki gün içinde yedi gök olarak tamamladý ve her bir göðe emrini vahyetti. Biz, dünya göðünü de kandillerle süsleyip donattýk ve bir koruma (altýna aldýk). Ýþte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ýn takdiridir.”15

“Andolsun, Biz gökleri, yeri ve ikisi arasýnda bulunanlarý altý günde yarattýk. Bize hiçbir yorgunluk dokunmadý.”16

“Göklerde ve yerde olanlarýn tümü Allah’ý tesbih etmiþtir. O, üstün ve güçlü (Azîz) olandýr, hüküm ve hikmet sahibidir.

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, her þeye güç yetirendir.

O, Evvel’dir, Ahir’dir, Zâhir’dir, Bâtýn’dýr. O, her þeyi bilendir.

Gökleri ve yeri altý günde yaratan, sonra Arþ’a istivâ eden O’dur. Yere gireni, ondan çýkaný, gökten ineni ve ona çýkaný bilir. Her nerede iseniz, O, sizinle beraberdir. Allah, yaptýklarýnýzý görendir.

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. (Sonunda bütün) iþler Allah’a döndürülür.

Geceyi gündüze baðlayýp katar, gündüzü de geceye baðlayýp katar. O, göðüslerin özünde (saklý) olaný bilendir.”17

“Allah, yedi göðü ve yerden de onlarýn benzerini yarattý. Emir, bunlarýn arasýnda durmadan iner. Sizin, gerçekten Allah’ýn her þeye güç yetirdiðini ve gerçekten Allah’ýn ilmiyle her þeyi kuþattýðýný bilmeniz, öðrenmeniz için.”18

“Gerçekten sizin Rabbiniz, altý günde gökleri ve yeri yaratan, sonra Arþ’a istivâ eden Allah’dýr. Gündüzü durmaksýnýz kendisini kovalayan geceyle örten, güneþe, aya ve yýldýzlara kendi buyruðuyla baþ eðdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnýzca) O’nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.”19

Dünün câhiliyye halký ile bugünün câhiliyye halký, gerek insanýn yaratýlmasý ve gerekse kâinatýn yaratýlmasý konusunda Allah’ýn varlýðýný, gücünü, kudretini, yaratmasýný asla inkâr etmiyor, aksine tasdik ederek isbat etmeye çalýþýyorlar… Yaratma konusunda, Allah’ý kabul edenler, “EMÝR” konusu gelince hem inkâr eder, hemde düþman olurlar… Yaratmayý, Allah’a hâs kýlanlar, “EMÝR” konusunda ya þirk koþar ya da kâfir oluyorlar… Yaratma ile emir konularýný birbirinden ayýrýp, yaratmayý Allah’a hâs kýlarken, emiri, yani yeryüzündeki insanlara egemen olup onlarý idare etmeyi insanlara hâs kýlmakta ve böylece ya þirk ya da küfür gündeme gelmektedir… Hâlbuki Âlemlerin Rabbi Allah, apaçýk beyan buyurmuþtur:

“Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnýzca) O’nundur!”

Câhiliyye yurdunun sâkinleri, göklerin ve yerin yaratýcýsý, yalnýz ve yalnýz Allah olduðunu hiç þübhe etmeden inanýp tasdik etmektedirler… Þu ayet-i kerimeler, bu gerçeðin beyanýdýr:

“Andolsun, onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattý?’ diye soracak olsan, tartýþmasýz: ‘Allah’ diyecekler. De ki: ‘Hamd Allah’ýndýr.’ Hayýr, onlarýn çoðu bilmezler.”20

“Andolsun, onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattý?’ diye soracak olsan, elbette: ‘Allah’ diyecekler. De ki: ‘Gördünüz mü haber verin, Allah’dan baþka taptýklarýnýz, eðer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararýný kaldýrabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup önleyebilecekler mi?’ De ki: ‘Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler.”21

“Andolsun, onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattý? diye soracak olsan, tartýþmasýz: ‘Onlarý, üstün ve güçlü (Aziz) olan, bilen (Allah) yarattý’ diyecekler.”22

Allah’ý, yegane yaratýcý kabul edenler, emir konusunda Allah’a þirk koþmadan inanmazlar:

“Onlarýn pek çoðu, Allah’a ortak (þirk) koþmadan inanmazlar.”23

Âlemlerin yaratýcýsý Allah Azze ve Celle, âlemlerdeki her varlýðýn ferdine ve türlerine hayatlarýný ona göre düzenlemelerini emrettiði hükümler beyan buyurmuþtur… Bu varlýklarýn bazýlarý tamamen “Ýlâhî Ýrâde’” ye baðlý olarak hareket ederken ve tam teslim olurken, bazýlarý “Ýlâhî Hikmet” gereði imtihan hâlinde olduklarý için kendi irâdelerini de kullanýma hakkýna sahibdirler…

“Görmüyor musun ki, gerçekten Allah, geceyi gündüze baðlayýp katar, gündüzü de geceye baðlayýp katar. Güneþ ile ay’ý emre âmâde kýlmýþtýr. her biri, adý konulmuþ bir süreye kadar akýp gider. Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr.”24

“Gökleri ve yeri hak olarak yarattý. Geceyi gündüzün üstüne sarýp örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarýp örtüyor. Güneþe ve aya boyun eðdirdi. Her biri adý konulmuþ bir ecele (süreye) kadar akýp gitmektedir. Haberin olsun, üstün ve güçlü olan, baðýþlayan O’dur.

Sizi tek bir nefisten yarattý, sonra ondan kendi eþini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi, annelerinizin karýnlarýnda, üç karanlýk içinde, bir yaratýlýþtan sonra (bir baþka) yaratýlýþa (dönüþtürüp) yaratmaktadýr. Ýþte Rabbiniz olan Allah budur, Mülk O’nundur. O’ndan baþka ilâh yoktur. Buna raðmen nasýl çevriliyorsunuz?”25

Ýnsan, yalnýzca Allah’a ibadet etmek için yaratýlan sorumlu ve irâdeli bir varlýktýr… Ýrâdesinde serbest býrakýlan insan, kendisini yaratan Rabbi Allah’ýn fýtrî hükümlerine gayr-i irâdî tabi olmakta ve bu konuda mecburî bir itaat gündeme gelmektedir… Sorumlu olduðu itaat ise irâdesine baðlýdýr… Ýþte, insanýn itaat etmekte veya isyanda bulunmakta serbest býrakýldýðý konu budur… Bu konuda imtihan olunmakta ve irâdesinin iþlemesi yönünde ya azab görmekte ya da mükâfaat!.. Dünkü cahiliyyenin de, bu günkü cahiliyyeninde reddedip inkâra kalkýþtýðý nokta iþte burasýdýr… Allah’ýn, kendilerine itaat etmelerini emrettiði þeriatýndan emirlere itaat veya isyan noktasý!..

Þöyle buyurdu Allah Teâlâ:

“Sonra seni de bu emirden bir þeriat üzerine kýldýk. Öyleyse sen, ona uy ve bilmeyenlerin hevâ (istek ve tutku)larýna uyma.

Çünkü onlar, Allah’dan (gelecek) hiçbir þeyi senden savamazlar. Þübhesiz zalimler, birbirlerinin velîsidirler. Allah ise, muttakîlerin velîsidir.

Bu (Kur’ân), insanlar için basiret (nûruyla Allah’a yönelten ayet)lerdir. Kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir.

Yoksa kötülüklere batýp yara alanlar, kendilerini, imam edip Salih amellerde bulunanlar gibi kýlacaðýmýzý mý sandýlar? Hayatlarý ve ölümleri bir mi (olacak)? Ne kötü hüküm veriyorlar.

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattý. Öyle ki, her nefis kazandýklarýyla karþýlýk görsün. Onlara zulmedilmez.”26

Allah Teâlâ, insan kullarýna, kendilerine tarafýndan vahyedilenlere itaat etmelerini emretmektedir… Bu emir, bütün zamanlarý ve bütün mekânlarý kuþatýcýdýr… Bu emre tabi olanlar, iman edip itaat edenler, yaratýlýþ gayelerine uygun davranmýþ ve dünyada izzet üzere yaþayarak, ahirette ebedî cennetlik olmuþlardýr…

Dünkü cahiliyyeden kurtulan muvahhid mü’minler, o gün kendilerine Rableri Allah’ýn emrettiklerine uymuþ, vahye tabi olmuþ ve böylece kurtuluþa ermiþlerdi… Bugünkü mü’min Müslümanlar da, selefleri gibi salih davranýr, kendilerine vahyedilen hükümlere imanlarýnda hiçbir þübheye düþmeden itaat edecek olurlarsa, elbette deðiþmeyen “Sünnetullah” onlar içinde tecelli edecek ve onlar da dünya ve ahiret saadetine ulaþýp kurtulanlardan olacaklar!

Cahiliyyeye aid bütün iþleri ve hükümleri ayak altýna alýp, Allah’dan gelen vahye uyup Rabbi Allah’ýn hükümlerini yücelten, hayatý ona göre tanzim eden mü’min Müslümanlar, Rableri Allah’a razý olmuþ, Rableri Allah da onlardan razý olmuþtur… Ýþte gerçek kurtuluþ ve iþte gerçek mutluluk…

Yegâne Rabbimiz ve Ýlâhýmýz Allah Teâlâ buyurur ki:

“Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan baþka ilâh yoktur. Ve müþriklerden yüz çevir.”27

“Sana Rabbinden vahyedilene uy. Þübhesiz Allah, yaptýklarýnýzdan haberdardýr.

Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.”28

“Rabbinizden size indirilene uyun, O’ndan baþka velîlere uymayýn. Ne az öðüt alýyorsunuz.”29

“Bu (Kur’ân), indirdiðimiz mübarek bir kitabdýr. Þu hâlde ona uyun ve korkup sakýnýn. Umulur ki esirgenirsiniz.”30

Dini ve hayatý, yani hayat programýný ve hayatýn bütününü Allah’a has kýlmak, Allah için olmak ve ömrün sonuna kadar böyle yaþayýp böyle ölmek, cahiliyyeden tamamen kurtulmuþ, arýnmýþ, tertemiz olmuþ, kadýn olsun, erkek olsun muvahhid mü’minlerin olmazsa olmazý, vazgeçilmezidir… Çünkü yegâne Rableri ve Ýlâhlarý Allah Azze ve Celle böyle buyurmuþtur:

“De ki: ‘ Ben, dini yalnýzca O’na hâlis kýlarak Allah’a ibadet etmekle emrolundum.

Ve ben, Müslümanlarýn ilki olmakla da emrolundum.”31

“De ki: ‘Þübhesiz benim namazým, ibadetlerim, hayatým ve ölümüm, Âlemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr.

O’nun hiçbir ortaðý yoktur. Ben, böyle emrolundum ve ben, müslüman olanlarýn ilkiyim.

De ki: ‘O, her þeyin Rabbi iken, ben Allah’dan baþka Rabb mý arayayým?”32

“Ey iman edenler, Allah’dan nasýl korkup sakýnmak gerekiyorsa, öylece korkup sakýnýn ve siz, ancak Müslüman olmaktan baþka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin.”33

Bunun gerçekleþmesi için de ancak hükmün tamamýný Allah’a has kýlmak ve Allah’ýn hükümleriyle hükmederek hayatýn bütününü kuþatarak yaþamak gerekir… Çünkü:

“Hüküm, yalnýzca Allah’ýndýr. O, kendisinden baþkasýna kulluk etmemenizi emretmiþtir. Dosdoðru olan din iþte budur, ancak insanlarýn çoðu bilmezler.”34

“Hüküm, yalnýzca Allah’ýndýr. Ben, O’nca tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnýzca O’na tevekkül etsinler.”35

Hayat düstûrumuz ve hayat kitabýmýz böyle sesleniyor kendisine iman eden muvahhid mü’minlere!..

 

Dipnot

1- Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi, Ýst. 1993, C. 7, Sh. 17. Mustafa Feyda’nýn kaleminden.

Ayrýca bkz. Ýslâm Ansiklopedisi, Eskiþehir, 1997, C. 3. Sh. 11. (M.E.B. Yayýnlarý)

Þâmil Ýslâm Ansiklopedisi, Ýst. 1990, C. 1, Sh. 269.

Raðýb el-Isfahânî, Müfredât, çev. Prof. Dr. Abdulbaki Güneþ. Dr. Mehmet Yolcu. Ýst. 2010, Sh. 249-250 (C-H-L)

Seyyid Þerif Cürcânî, Arabça-Türkçe Terimler Sözlüðü-Kitabu’t-Ta’rifât, çev. Arif Erkan, Ýst. 1947, Sh. 82.

2- Mâide, 5/50.

3- Tekvir, 81/26.

4- Tekvir, 81/ 27-28.

5- Bakara, 2/ 16-20.

6- Bakara, 2/ 21-22.

7- Nisa, 4/1.

8- Tarýk, 86/5-7.

9- Mü’minun, 23/12-14.

10- Mü’min, 40/67-68.

11- Secde, 32/ 7-9.

12- Hacc, 22/5.

13- Enbiye, 21/ 30-33.

14- Secde, 32/ 4-7.

15- Fussilet, 41/ 9-12.

16- Kaf, 50/ 38.

17- Hadid, 57/ 1-6.

18- Talak, 65/ 12.

19- A’râf, 7/54.

20- Lokman, 31/25.

21- Zümer, 39/ 38.

22- Zuhruf, 43/9.

23- Yusuf, 12/106.

24- Lokman, 31/29. Fatýr, 35/13.

25- Zümer, 39/ 5-6.

26- Casiye, 45/ 18- 22.

27- En’âm, 6/106.

28- Ahzab, 33/ 2-3.

29- A’râf, 7/ 3.

30- En’âm, 6/ 155.

31- Zümer, 39/ 11-12.

32- En’âm, 6/ 162- 164.

33- Âl-i Ýmrân, 3/ 102.

 

Bu yazý 3769 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

06/10/2020 - 01:41 DÝNÎ HAYATIN ÜÇ BOYUTU: DAVRANIÞ, DUYGU VE BÝLGÝ 

n

23/04/2020 - 04:57 DOÐRUNUN YARDIMCISI ALLAH’TIR / Dr. Abdülkadir ERKUT 

n

23/04/2020 - 03:55 RAMAZANDA TAKVA EÐÝTÝMÝ / Dr. Ekrem KELEÞ 

n

30/03/2020 - 10:58 DÜNYA, ÝMTÝHAN DÜNYASIDIR / Nurcan SOLAK 

n

03/02/2020 - 10:48 PEYGAMBER EFENDÝMÝZE SALAT Ü SELAMIN MANASI  / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

14/10/2019 - 11:50 ÝNSANLIÐA ÖRNEK VE ÖNDER TOPLUM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

16/09/2019 - 10:34 BARIÞ DÝNÝ ÝSLAM / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

17/12/2018 - 01:23 ALLAH DOSTLARI KÝMLERDÝR?

n

19/11/2018 - 10:32 Kur'an'ýn ýþýðýnda insanlýða model gençler

n

17/10/2018 - 03:33 Kur'an ile Dirilmek

n

10/04/2018 - 01:33 DÜNYA HAYATINDA  ALLAH’IN TARAFINDA OLMAK

n

30/03/2018 - 12:04 DÜNYA VE AHÝRET MUTLULUÐUNUN YOLU: AMEL-Ý SALÝH

n

30/03/2018 - 11:39 RABBÝMÝZÝN BÝZLERE KUTSAL EMANETLERÝ: TOPRAK, SU, HAVA

n

30/03/2018 - 11:31 KUR’AN’DA MUSÝBET KAVRAMI  ÜZERÝNE PSÝKO-SOSYOLOJÝK  DEÐERLENDÝRMELER

n

29/03/2018 - 01:10 ÝSLAM MEDENÝYETÝNÝN BAÞKENTLERÝ: MEKKE, MEDÝNE, KUDÜS

n

03/01/2018 - 11:26 TAKLÝDÝ ÝMANDAN TAHKÝKÝ ÝMANA; GELÝN KUTSAL KÝTABIMIZI DOÐRU OKUYALIM

n

10/11/2017 - 01:44 TAKLÝDÝ ÝMANDAN TAHKÝKÝ ÝMANA: GELÝN RABBÝMÝZÝ DOÐRU TANIYALIM

n

02/10/2017 - 04:12 YARATILIÞ GAYEMÝZ: ÝBADET/ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:43 ÝBADETLERÝN  BÝRLÝÐÝMÝZE KATKISI

n

03/07/2017 - 04:09 AHD ve MÝSAK SORUMLULUKTUR

n

13/06/2017 - 12:10 MANEVÝ BAKIM AYI: RAMAZAN

n

18/04/2017 - 09:24 ÝLAHÎ RÝSALET ELÇÝLERÝNÝN MÝSYONU: ÝNSANLIÐI ÇATIÞTIRMAK DEÐÝL BARIÞTIRMAKTIR

n

28/03/2017 - 03:11 TEFEKKÜR

n

20/03/2017 - 01:07 ÝSLAM’IN HEDEFÝNDE ÝNSAN VARDIR

n

17/02/2017 - 11:41 KUR’AN-I KERÝM’DE MÜNAFIKLARIN ÖZELLÝKLERÝ

n

29/12/2016 - 10:57 Kur’an’la Ýliþkilerimizde Týkanýklýk Var

n

19/12/2016 - 03:08 Kur’an’la Ýliþkilerimizde Týkanýklýk Var

n

07/11/2016 - 12:31   KUR’AN’DA VELÂYET KAVRAMI

n

18/10/2016 - 04:51 YÜREKLER ve YÖNELÝÞLER

n

21/09/2016 - 03:28 ÝSLAM'IN ÝSTEDÝÐÝ DÜZEYE ULAÞMAK

n

14/06/2016 - 11:19 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

10/06/2016 - 10:09 GÜNLÜK HAYATIMIZDA KUR’AN

n

07/06/2016 - 02:46 Ýnsan Dünyaya Emanet

n

02/05/2016 - 12:32 KUR’AN AÇISINDAN MESCÝD GERÇEÐÝ

n

18/01/2016 - 02:22 EÐER BÝLMÝYORSANIZ

n

01/12/2015 - 03:35 KUR’AN’A GÖRE SAHABE GERÇEÐÝ

n

20/11/2015 - 01:28 TAKVA

n

09/10/2015 - 02:44 Zaman, Ýnsan ve ziyan

n

07/09/2015 - 03:47 KUR’AN EÐÝTÝMÝ

n

08/08/2015 - 10:46 KOMÞULUKTA KUR’ANÝ ÖLÇÜ

n

06/07/2015 - 12:38 AZIKLARIN EN HAYIRLISI  VE EN SONSUZ OLANI

n

11/05/2015 - 02:51 HEPÝNÝZ ÂDEM’DENSÝNÝZ Âdem ise Topraktan

n

27/04/2015 - 12:27 Kur’an’ý, Tabiatý ve Tarihi Anlamak

n

23/12/2014 - 03:22 Þükür-Þâkir

n

27/10/2014 - 03:11 KURÂN KARÞISINDAKÝ DURUÞUMUZ

n

24/10/2014 - 03:42 KURÂNIN METÝNLEÞME TARÝHÝ

n

04/07/2014 - 04:28 Haram Lokma ve Toplumsal Kaos

n

30/06/2014 - 06:05 Oruç Kalkandýr

n

05/05/2014 - 01:01 21. YÜZYILDA KUR’AN’I HAYATA TAÞIMAK

n

09/04/2014 - 03:17 Küfür-Kâfir

n

09/04/2014 - 12:49 HALKIN KUR’AN ANLAYIÞI

n

21/03/2014 - 05:05 Sorumluyu Baþka Yerde Aramak

n

21/03/2014 - 03:35 Samimiyet: Hakikati, Fazileti ve Afetleri

n

10/02/2014 - 02:22 Her Dem Ýmtihan

n

04/10/2013 - 05:10 Kur’an’da Öfke Kontrolü

n

22/07/2013 - 03:37 Kimlik inþasýnda Kur’an öðretimi ve öðreniminin önemi

n

19/06/2013 - 04:10 Günümüz Gençliði

n

18/06/2013 - 03:35 Kur'an ve Sünnete Göre Kavmiyetçilik

n

15/05/2013 - 11:32 Þeytanýn kardeþleri kimlerdir?

n

14/03/2013 - 01:30 KUR’AN’DA KARDEÞLÝK

n

14/03/2013 - 11:10 KURÂNIN BUGÜNE SESLENÝÞÝ

n

28/01/2013 - 01:55 KUR’ÂN’IN HAYATA MÜDAHALESÝ

n

28/01/2013 - 01:51 KURANI OKUMA VE ANLAMA SORUMLULUÐU

n

28/12/2012 - 11:53 KUR’AN KENDÝNÝ NASIL TANITIYOR?

n

27/12/2012 - 04:19 KUR‘AN‘IN ANLAM DÜNYASI ÝLE BULUÞMAK

n

22/11/2012 - 11:38 Buhranlarýmýz günahlarýmýzdandýr

n

05/10/2012 - 02:30 Kur’an-ý Kerim’de hak kavramý

n

03/09/2012 - 04:28 Þeytanýn kardeþleri kimlerdir?

n

03/09/2012 - 02:28 Kur’an karþýsýnda nebevi duruþ

n

13/07/2012 - 11:07 Aðýr emanet

n

13/07/2012 - 10:59 Kur’an’ý öðrenmeyi/ öðretmeyi öðrenme üzerine

n

27/06/2012 - 11:06 Kur’an’a koþun

n

26/06/2012 - 04:04 Kendi dilinden Kur’an

n

25/04/2012 - 04:13 Hayata kulluk mührünü vurmak

n

02/04/2012 - 03:41 Ya Rabbi! Müminlere kin beslemekten bizleri koru!

n

12/03/2012 - 02:06 Duanýn Önemi

n

12/03/2012 - 01:28 Kur'an-ý Kerim'de söz

n

05/03/2012 - 01:41 Müminler ancak kardeþtir

n

23/01/2012 - 12:31 Dua Kavramýnýn Anlamý

n

16/01/2012 - 01:48 Dinin þiarý:Ezan

n

03/01/2012 - 01:29 Kur’an’da Tevbe Kavramý

n

12/10/2011 - 02:01 Allah’a Gerektiði Gibi Ýnanmak

n

12/10/2011 - 01:58 Kur’an’ýnTevhid Felsefesi

n

11/07/2011 - 03:04 Kur'an'ý sen de oku,anla ve yaþa!

n

06/06/2011 - 02:34 Kur’an’ýn deðerleri ve onlarýn sýra düzeni

n

14/02/2011 - 16:28 Sahabenin Kur'an'ý öðrenme ve öðretme gayretleri

n

17/01/2011 - 14:37 Kur’an’ýn Öngördüðü Model Mü'min

n

02/12/2010 - 17:03 Kur’an ve Hikmet Peygamberi

n

02/12/2010 - 16:10 Son Elçi ve Son Mesaj HZ.Muhammed ve Kur'an-ý Kerim

n

15/10/2010 - 18:42 Kur’an hayatýmýzýn neresinde?

n

10/08/2010 - 14:58 Düþünmek Kur'anýn Emri

n

28/04/2010 - 11:55 Ýlk muhatabýnýn dilinden Kur’an

n

21/01/2010 - 10:31 Kur’an’ýn Iþýðýnda Sorumluluk Duygusu ve Davranýþ Bilinci   

n

20/01/2010 - 10:54 Allah’a Tevekkül… AMA NASIL?

n

06/07/2009 - 15:11 Günlük Hayatýmýzda Kuran

n

06/07/2009 - 15:07 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:45 Kuran'i Kerimi Okuyanlar

n

04/05/2009 - 14:35 Kur'anla Baðlantý Ýçinde Olmak

n

21/03/2009 - 10:19 Kur'an'ý Nasýl Okuyalým ?

n

19/03/2009 - 15:17 Ashabýn Kur'ân'ý Ezberleme ve Yazmadaki Gayretleri
 

Site Ýçi Arama

11 Sevvâl 1445 |  20.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ýþte budur Rabbiniz olan Allah. Ondan baþka hiçbir ilah yoktur. O her þeyin yaratýcýsýdýr. Öyle ise artýk O'na kulluk (ibâdet) edin. Ve O her þeyin üzerinde vekildir.


( En’âm sûresi - 102)

Bir Hadis

Ebû Üseyd Mâlik Ýbni Rebîa es-Sâidî (ra) þöyle dedi:
Bir gün biz;
Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda otururken Selemeoðullarý kabilesinden bir adam çýkageldi ve:
- Yâ Resûlallah! Anamla babam öldükten sonra onlara yapabileceðim bir iyilik var mý? diye sordu.
Resûl-i Ekrem þöyle buyurdu:
– “Evet, onlara dua eder günahlarýnýn baðýþlanmasýný dilersin; vasiyetlerini yerine getirirsin; akrabasýný koruyup gözetirsin; dostlarýna da ikramda bulunursun.”


Ebû Dâvûd, Edeb 120

Bir Dua

Allah’ým! Bana verdiðin rýzýk konusunda beni kanaat sahibi yap ve o rýzkýmý bereketli
kýl. Zayi olan her nimetin daha hayýrlýsýný bana ihsan eyle.”

(Hâkim, Deavât, No:1878)

Hikmetli Söz

Ýyilik yapanla kötülük yapaný bir tutma. Ýyilik edeni duadan unutma. Ýyiliði unutup kusuru saklayan dost deðil, düþmandýr.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com