Ancak bilinen bir usul dýþýnda yapýldýðýnda, Kur'an'dan uzak ya da hiç olmayacak anlamlar çýkarmaya denir. Tabii ki her te'vil'in gayr-ý meþru olduðunu söylemek mümkün deðildir. Çünkü bütün kutsal metinler gibi Kur'an da zamana karþý dayanýklýlýðýný korumak için genelde sembolik bir dil kullanýr. Birden fazla anlama gelebilecek söz dizimleri çoktur ve bunlara benzeþenler (Müteþabih) denir. Bir ifadenin, yalýn açýk ve kesin bir anlamý varsa bu da "Muhkem" olarak kabul edilir. Genellikle ontoloji, bilgi yaratýlýþ, fenomenler dünyasý, imanýn maddi ve tabii çevrenin objeler dünyasýnda doðrulanmasý, tarih, öte dünya (Ahiret) hayatý vb. konularda ifadelerin simgesel olduklarý görülür. Ama toplumsal davranýþlarýn düzenlenmesi, gündelik hayat, hukuki teamüller, kýsaca emirler ve yasaklar açýk ifadeler þeklinde yer alýrlar. Buna raðmen hukuki görüþ ayrýlýklarý olan içtihatlar çoðunlukla deðilse bile, zaman zaman bu açýk ifadeleri de kapsar.
Kur'an-ý Kerim, kendini vahyedilmiþ bir kitap olarak tanýmlar, her Müslüman da bunun böyle olduðuna inanýr. Onun her cümlesi bir ayet, yani bir kanýt, bir belge ve bir göndermedir. Kur'an'ýn varlýk dünyasýndaki somut karþýlýðý doðrudan tabiattýr. Tabiatta da sayýsýz objeler, fenomenler vardýr ve her biri, üst birleþtirici ilkeye göndermedir. Þu halde "Kur'an'a vahyedilmiþ tabiat", "tabiat'a da yaratýlmýþ kitap" denilmesi yerindedir ve her ikisinin menþei ontoloji, kozmoloji ve epistemolojinin var edici kaynaðý ve gücü Allah'týr.
Yine de ne Kur'an ayetlerinde ne de tabiatýn objeler dünyasýnda Hakikat bize kendini hemen olduðu gibi, yani çýplak þekliyle ele vermez. Eðer öyle olsaydý ne Kur'an'ý yorumlamaya gerek vardý ne de bilimsel çalýþmaya. Tabiat üzerindeki araþtýrmalarýmýz artýp çoðaldýkça bilgilerimiz geniþler. Tefsir de kutsal metin üzerinde benzer bir çabanýn sürdürülmesidir.
Bütün bunlar gösteriyor ki, Kur'an-ý Kerim'i her durumda ve her dönemde tefsir etmek gereklidir. Nitekim Ýslam'ýn ilk dönemlerinden beri baþlayan bu çaba bu gün de sürmekte, bu arada yüzlerce tefsir bilgi dünyamýzdaki yerlerini almaktadýr. Burada temel sorun þudur:
Tefsir'i kim yapabilir ?
Hýristiyan geleneðinde Ýnciller'i tefsir etme yetkisi korunmuþ ve kutsal din otoritelerine aittir. Ýlk ve son sözü onlar söyler ve söyledikleri din adýna baðlayýcýdýr. Ýslam geleneðinde ise, belli bir bilgi ve usul formasyonuna sahip herkes tefsir yapabilir.Herkesin tefsiri kendi özel görüþü, yorumu ve anlayabildiði þeydir. Dolayýsýyla hiç kimsenin tefsiri mutlak doðru, tartýþýlmaz hakikat ya da kesin bilgi ifade etmez. Ýkinci bir husus, tefsir yapma hakký herkese tanýnýr, hiçbir siyasi otorite bu hakký sýnýrlayamaz, bireylerin elinden alamaz. Hakikat Allah'ýn katýndadýr. Bir tefsir veya dini yorumun isabetli olup olmadýðýna müslüman toplum karar verir; bunu da gördüðü ilginin derecesiyle ölçmek mümkündür. Sünni bakýþ açýsýndan ümmetin örfü icmadýr, bu, ümmetin batýl üzerinde ittifak etmeyeceði anlamýna gelir. Eðer bir tefsir kötü yazýlmýþsa kýsa zamanda ilgisizlikten nisyana terk edilir. Þu halde bir tefsirin dine uygun olup olmadýðýna yine siyasi veya resmi dini kurumlar karar veremez.
Son zamanlarda Türkiye'de çeþitli tefsir çalýþmalarý yapýlýyor. Bunun sevindirici bir geliþme olduðunu belirtmek lazým. Bu arada Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn öncülüðünde bir tefsir de yazýldý. Söz konusu tefsir, yazanlarýn adýyla sýnýrlý olduðu sürece diðer tefsirler hükmündedir, ne kadar isabet ettiði veya etmediði diðerleriyle ilgili kullanýlan kriterlerle ölçülür. Nitekim, bu tefsire imza atanlar kuþkusuz deðerli insanlardýr.
Fakat "resmi bir devlet kurumu"nun tefsiri olarak sunuluyorsa, burada durmak lazým. Ben bu takdimin Ýslam'ýn hakikat görüþüne ve tefsir geleneðine uygun olmadýðýný düþünüyorum. Çünkü Kur'an tefsiri resmi kurumlarca yapýlamaz; bunun sonucu "resmi din görüþü" çýkar ve bu görüþ siyasal iktidarlarýn manipülasyonundan uzakta kalamaz. Bana göre tefsir iþi daima bireysel ve sivil olmak durumundadýr. Gerçi resmi ve kurumsal bir tefsirin her hangi bir etki veya baðlayýcýlýk özelliklerini taþýyacaðý beklentisi içinde olmamak lazým; öyle de olsa, meþru geleneðe aykýrý olarak resmi ve kurumsal tefsirin sakýncalar teþkil ettiðini belirtmek lazým. Biz, iyisi mi, söz konusu tefsiri, altýna imza atanlarýn deðerli çabalarý olarak görelim ve istifade etmeye çalýþalým.