"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun.
Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış
ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir.
Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır.
Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır.
Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah bulanların ta kendileridir."
( Mücadele Suresi - 22)
Bir Hadis
Abdullah b. Büsr (R.A.)'tan rivayet edilmiştir:
"Bir adam, Resûlullah'a (s.a.v.):
'Ey Allahın Rasûlü! İslamın nafile ibadetleri bana ağır geldi.
(Onların yerine) bana devamlı yapabileceğim bir şeyi bildir ki ona sarılayım.' dedi.
Bunun üzerine
Rasûlullah (S. A. V.):
Dilini devamlı Allah'ı zikretmek (anmak) sûretiyle ıslak tutmaya çalış. buyurdu."
Kütüb-ü Sidde
Bir Dua
“Allah’ım! Senden düzgün bir yaşantı, temiz bir ölüm ve rezil rüsva olmadan Sana
dönebilmeyi istiyorum.”