ŞİMDİ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman
Elhamdülillah, Câmilerimiz beş vakit cemaate nihâyet açıldı. Şimdi câmilerimizi her yönüyle doldurma, şenlendirme ve 'güzelleştirme' zamanıdır.
25/06/2020


Özlediğimiz ve hasret kaldığımız 'camii merkezli' bir hayatı yeniden kaldığımız yerden, ama bu sefer çok daha güzel, çok daha doğru ve çok daha dolu bir şekilde inşâ ve ihyâ etmeliyiz..


 


Müslümanların yaşadığı bir toplumda câmiler hayatın tam merkezinde olmalıdır. Çünkü câmi olmadan hiçbir şey olmaz! Olsa da hayrı ve 'bereketi olmaz.


 


Hz. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Medine'ye 'hicret' ettiğinde ilk inşâ ettiğini yapı 'mescid' idi. Sonra medrese ve sonra da çarşı-pazardı. Toplum bu üçü arasında ceryan eder. Sosyal hayat bu üçü arasında kurulmuştur.


 


Câmiler maddi ve mânevi olarak ihyâ edilmeden bir toplum inşâ edilemez. Câmiler maddi ve mânevi olarak inşâ edilmeden bir toplum düzeltilemez. 


 


Artık, özlediğimiz câmilerimizin ve 'namazlarımızın' hakkını verme zamanıdır. Çünkü bir toplumda namazlar 'düzelmeden' toplum düzelmez ve namazlar 'ayağa' kaldırılmadan toplum ayağa kalkamaz.


 


Artık, özlediğimiz câmilerimizde 'sohbetlerin', özellikle tefsir, hadis ve siyer derslerinin başlama zamanıdır.


 


Artık, ne yapıp edip 'gençlerimizi' câmiye ve namaza alıştırma, sevdirme ve 'kucaklaşma' zamanıdır. Gençlik çok önemlidir ve mâalesef başkaları bunu bizden çok daha iyi bilmektedir. 


 


Bugün gençler üzerinde 'şer' anlayışlar bizden çok daha iyi çalışıyor ve ne acı ki bizden daha iyi sonuç alıyorlar.


 


Gençliğini kaybeden toplumlar, 'geleceğini' de kaybeder. Bunu batılılar çok iyi planlıyorlar ve bu konuda uzun yıllardır büyük çalışmalar yapıyorlar. Çoğumuz ne garip ki bunun farkında bile değil..


 


Artık, 'esnafımızın' tüm vakit namazlarını câmide cemaatle kılmaya ikna etme, câmilerdeki sohbetlere katılmaya teşvik etme ve 'bütünleşme' zamanıdır.


 


Artık, hocalarımızın ve âlimlerimizin eskisinden daha çok, kendilerini 'geliştirme', olumluya doğru 'değiştirme' zamanıdır.


 


Artık 'hocalarımız' eskisinden daha çok beş vakit namazın beşini de câmiler de cemâatle ve ön saflarda kılmalılar! 


 


Câmiler de mutlaka 'ders' yapmalılar. Toplumun arasında olup, insanlarla tamamen kaynaşıp 'mütevâzi' ve 'muttaki' bir hayat yaşamalılar.


 


Artık hocalarımız, eskisinden daha gayretli, daha samimi, daha çalışkan, daha 'doğrucu' ve daha 'cesaretli' olmalılar.


 


Artık hocalarımız, eskisinden daha çok, Allah'tan celle celaluhu başka kimseden korkmadan, 'doğruyu' ve 'hakikati' söyleme konusunda kimseden çekinmeden, gerçeği eğip bükmeden, bir şey söylerken "insanlar ne der" diye düşünmeden, bir de siyasilerin gözünün içine bakmadan, 'hakikati' olduğu gibi aktaran bir anlayış ve 'özgüven' içinde olmalılar! (Büyük İmam Ebu Hanife'yi hatırlayalım).


 


Artık hocalarımız, Allah'ın celle celaluhu dinini eskisinden daha güzel bir şekilde anlamalı, aktarmalı ve âdeta toplumun 'öznesi' olmalılar. 


 


Çünkü onlar, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in 'varisidirler'. 


 


Bir Peygamber sallallahu aleyhi vesellem vârisi, dini O'nun gibi yaşamalı, O'nun gibi anlatmalı ama asla dinden geçinmemeliler. Çünkü din hiç bir zaman 'geçim' kaynağı olmamıştır ve olmamalıdır da..


 


Hem dinden geçinen hiçbir zaman 'özgür' olamaz, dini olduğu gibi de aktaramaz..


 


Şu acı bir gerçektir ki


 


Müslümanların yaşadığı bir toplumda 'bozulma' mâalesef önce hocalardan başlamıştır, bununla birlikte 'düzelme' de önce hocalardan başlayacaktır. Çünkü hocalar 'düzeldiğinde' toplum da bir süre sonra 'köklü' düzelmeler meydana gelecektir..


 


Hocalarımız önce, anlayışlarının, bakış açısının ve yaşantısının ne kadar Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem efendimize benzediğini dikkat etmeleri gerekir.


 


Ve ondan sonra da, O'nun sallallahu aleyhi vesellem 'sünnetlerini' hayatına ne kadar aktardığına bakmaları gerekir.


 


Olumlu anlamda gelişen, değişen, yetişen, anlayan, yaşayan ve anlatan ilim ehli toplumu da tâ 'derinden' etkileyip değiştirecektir Allah'ın celle celaluhu izniyle..


 


Gelecek günlerin bu günlerden daha güzel olması için, yarın bu günden daha çok çalışmalıyız!


 


"İnsana çalıştığından başkası yoktur". İstikrarlı ve istikâmet üzere olan tüm çalışmalar sonuca ulaşır Allah'ın celle celaluhu izniyle..


 


Selâm ile


 


Abdülhamit Kahraman


 


03 Zilkade 1441


24 Haziran 2020