Çocuklara Tesir Eden Unsurlar

Hadisi şerifte;"Hz. Beşir Resulüllah’a çocuklarından birisine verdiği bir mal için şahit olmasını isteyince Resülullah ona bütün çocuklarına verdin mi diye sorar O da hayır ya Resülullah der, bunun üzerine Hz. Beşir’e ,"Beni zülmüne şahit kılma." Demiştir.
11/03/2009


-1)Aile müessesi:

*Aile bu konuda en önemli merciidir. Bunun sebepleri ise;

a)Ana ve babanın mesüliyet duyguları. Hadisi şerifte;“Hepiniz çobansınız, hepiniz emri altındakilerden mesülsünüz.”

b)Bazı ayet ve hadisler ana ve babayı bu konuda görevlendirmiştir. Ayeti kerimede;”Ey iman edenler; kendinizi ve çoluk çocuğunuzu ateşten koruyunuz.”Hadisi şerifte,”Çocuklarınıza yedi yaşından itibaren namazı emredin. On yaşına ulaştıklarında hafifçe döverek korkutun...”

c)Çocuğun gelişme dönemini en fazla aile içerisinde tamamladığı gibi en çok vakti da ailede geçmektedir.

*Ailenin islami terbiye müessesi olabilmesi nasıl gerçekleşir?

a)Karı ve kocanın dindar şahsiyette olmaları gerekir. Hadisi şerifte siz dindar kadını seçerseniz elleriniz dert görmez.” Yine Hadisi şerifte,” Dininden ahlakından emin olduğunuz birisi size dünürcü olursa onu talebini olumlu karşılayınız,onu evlendiriniz.”

b)Aile kurmakta maksat terbiyeli inançlı nesil yetiştirmek olmalıdır. Hadisi şerifte;“Siz sevimli ve doğurgan kadınlarla evlenin, çünkü ben kıyamet gününde ümmetimin çokluğuyla övünürüm.” Yine hadisi şerifte;”Siyah bir kadın doğurgansa doğurmayan beyaz güzelden daha hayırlıdır.”

c)Allahü Tealanın emirlerini yerine getirmelidirler. Ayet ve Hadisi şeriflere göre hareket etmelidirler.

d)Karı ve Kocanın islami terbiye metotlarını iyi bilmeleri gerekir. Bundan maksat Peygamber (sav) örnek almalıdırlar. çünkü Peygamber çok sabırlıydı, yumuşaktı, kızmazdı, acıyandı, merhametliydi ve her şeyi yerinde ve zamanında gerektiği şekilde yapardı.

*Terbiyede ailenin önemi nedir?

1)Doğacak çocuğu islami edep üzere doğurmak.

a)Doğduğu zaman sağ kulağına ezan sol kulağına kamet okumak. Bunun sebebi şudur, doğan çocuğun dünyada işiteceği ilk şeyin Allah’ın isminin olmasının sağlanmış olmasıdır. Hadisi şerifte;“Peygamber (sav)’i Hz. Hasan doğduğunda kulağına ezan okurken gördük denilmektedir.”

b)Doğan çocuğun ağzına hurma ezmesi yahut tatlı bir şey koyarak çocuğun anasından emmesini sağlamak.

c)Güzel bir isim koymak ve akika kurbanı kesmek. Buda yedinci günde yapılması sünnet olur. İsim koymada haram, mekruh, helal, müstehap olanlar bulunduğu için, çocuğa uygun ve müstehap, yani güzel bir isim seçilmelidir. Hadisi şerifte;“Her çocuk akika kurbanıyla rehindir.” “ Her çocukla akika vardır, kurbanı kesin, kanını akıtın, çocuğu eziyetten kurtarın.” Akika kurbanı erkek ve kız ikisine de vardır.

d)Çocuğu erkek ise sünnet etmek.

2)Gelişme çağında çocuğun fıtratını korumak, muhafaza etmek.

a)Çocuğu küfür çevrelerinden korumak, etkilenmesini önlemek gerekir.

b)Basın, televizyon ve değişik yayınlara karşı her zaman duyarlı olunmalıdır.

3)Çocuğa gelişme dönemlerinde istek ve ihtiyaçlarına karşı olgunlukla yaklaşılmalıdır, bununla beraber olgunlaşma ile terbiye sınırları dini motifler dengelenmeli ve çözümsel olmalıdır.

4)Çocuklar arasında mutlak adalet şarttır, eşit davranmak esastır. Hadisi şerifte;“Hz. Beşir Resulüllah’a çocuklarından birisine verdiği bir mal için şahit olmasını isteyince Resülullah ona bütün çocuklarına verdin mi diye sorar O da hayır ya Resülullah der, bunun üzerine Hz. Beşir’e ,“Beni zülmüne şahit kılma.” Demiştir.

5)Zaruri ihtiyaçlarla aşırı ihtiyaçlar arasında çocuk açısından bir denge oluşturmak gerekir. Zaruri ihtiyaçlar; yemek, içmek, elbise, korunmak, şefkat, rahmet vb. insanın gerekli gördüğü ihtiyaçlardır.

6)Çocukla baba arasında bulunan engelleri kaldırmak gerekir. Gençler belli dönemlerde başkalarına aşırı ihtiyaç duyarlar, bu durumda babadan karşılık bulamayan çocuk dışarıya kaymaya yönelecektir. Edineceği arkadaşı onun için iyi yada kötü örnek olacaktır.

7)Terbiye ederken üslubumuza özen göstermeliyiz, kötü örnek olmamalıyız. Hadisi şerifte;“Kadının birisi çocuğunu, -gel oğlum sana hurma vereceğim şeklinde çağırınca- çağrısını işiten Peygamber (sav) -ey kadın eğer söylediğini vermez isen Allah katında yalancı yazılırsın-” Der.

8)Terbiyede devamlılık çok önemlidir. Çünkü çevremiz her an gençlerimizi etkilemektedir.

9)Terbiye ile beraber eğitim birbirlerini tamamlayan unsurlardır. Peygamberimiz (sav) terbiye ederken aynı zamanda eğitimde verirdi.

10)Çocuğu zararlı olan şeylerden engellemeli ve karşılığında faydalı olacak imkanlara teşvik etmeliyiz. Hadisi şerifte;“Kişi arkadaşının dini üzeredir.”denirken buna dikkat çekilmiştir.

-2)Camii müessesi:

Cami eskiden olduğu gibi günümüzde de bazı ülkelerde toplumu yönetme ve yönlendirme görevini yani terbiye görevini üstlenmektedir. Tarihte pek çok ilim adamları, komutanlar, mücahitler hep camilerde yetişmişlerdir.

Peygamberimiz zamanında camii mana itibarıyla namaz kılma yeri, medrese, yönetim merkezi, elçileri kabul noktası, savaş karargahı, konferans salonu, istişarelerin yapıldığı yer vb. olarak her türlü dünya ve ahiretle ilgili kullanımı olan bir mekandı.

Camilerde birçok alimler fıkıh, feraiz, akaid, felsefe vb. dersler yapılmaktaydı.

Kur’an’ı Kerim eğitimi de genellikle camilerde okutulur ezberlettirilirdi.

Maalesef günümüz için böyle bir görev camiler için söz konusu değildir. Camiler bu durumda asıl manada işlevliklerini yitirmiş olup sadece ibadet mekanları haline dönmüşlerdir.

*Camilerde neler yapılabilir;

a)K. Kerim eğitimi birinci manada yapılması günümüz ortamınca çok uygun olandır, böylece camilerde K.Kerim’in okunması da sağlanır.

b)Camiye namaza gelenler sadece namazda sımsıkı olarak saf tutmaktan ziyade birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeleri, birbirleriyle kenetlenmeleri sağlanır.

c)Camiye gelen her vatandaş hangi makam ve mevkiden olursa olsun eşit olarak Allah’a karşı alınlarını secdeye koyarak farksızlıklarını ifade ederler.

d)Camilerde yapılan vaaz ve irşatlara dikkatle, itina ve özen göstererek istifade edilir.

e)Camiye giden her baba dini bir sorumluluk gereği küçük büyük her yaştan çocuklarını yanına alıp camiye gitmelidir. Camilerin temizliğinden daha önemlisi camilerin cemaatla dolu olmasıdır.

-3)Okul ve medreseler:

Tarihin akışı içerisinde her asırda çeşitli okul ve medreseler oluşturulmuştur. Bunlar bazen çeşitli menfaatler için olduğu kadar insanların dünya ve ahiret mutluluklarını amaç edinmişlerdir. Bu itibarla tarihten günümüze devam eden bu müesseselerden hakkıyla yararlanmak her insanın hakkıdır. 

Şunu iyice bilmek gerekir ki islam dini hiçbir zaman ilimle çatışmadığı gibi ilim öğrenmeği de her müslümana farz ve sorumlu tutmuştur. Şayet bir yerde din ve ilim çatışmış gibi söylenirse burada ya çatışan ilimde bir sıkıntı vardır ya da din adına konuşan kimsede sıkıntı var demektir.

*Bu durumda okullardan ciddi manada yaralanmak gerekir, şöyle ki;

a)Yabancı okulların taşıdığı ciddiyette eğitim verecek okullar oluşturulmalıdır. 

b)Peygamberimiz (sav)’in başlattığı süffe topluluğu misali okuma imkanı olmayan fakir öğrencilere kucak açılmalıdır. Her müslüman genç asgari seviyede araştırma yapabilecek durumda eğitim almalıdır.

c)Maddi ilimlerde olduğu gibi manevi ilimlerde de ihtisas yapmış elemanlar yetiştirilmelidir. Gerekirse başka ülkelerden ilim almak suretiyle istifade edilmelidir. Hadisi şerifte;“İlim Çin’de dahi olsa gidin alın.”Gereğince

ve“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu”?İlkesinden hareketle okullarımıza ayrı bir özen göstermeliyiz.

d)Okullarda ki eğitimde, akılla irfan, dinle vicdan, dünya ile ukba (ahiret) beraber işlenmelidir. Aksi halde amacı olmayan hiçbir eğitimin sonucu hayır getirmediği bir gerçektir.

e)Bugün ülkemizde ki okulların içerisinde bulunduğu durum maalesef esef vericidir. Maddi olanaksızlıklar başta olmak üzere gençlerimizin okullarda menfi manada etkilendikleri görülür. Bu etkilenmelerin başında ahlak sorunu, örf ve adetlerden soyutlanma sorunu, aileden kopma sorunları gelmektedir. Ailelerin sorumsuzluğu, öğretmenlerin ilgilenememesi, idarelerin gevşekliği hatta etkisizliği, tarihini yitirmiş nesil oluşturmuştur. Nesillerin tarihiyle bütünleştirilmesi okullarda dikkate alınmalıdır. 

f)Okul denilince aklımıza ille de özel binalardan yapılmış mekanlar gelmemelidir. Çocuklarımıza eğitim verebileceğimiz her yer evimiz, sokağımız, çarşımız, iş yerimiz, parkımız dahil her yer okul olmalıdır. Her veli mesüliyetini taşıdığı kimselerin sorumluluklarını kendisi üstlenmelidir, başka nedenleri kendi eksikliğine bahane yapmamalıdır. Her yer okul, her kes öğretmen olmalıdır. Bütün bunlar yapılırken ibadet şuuru ve samimiyeti ön planda tutulmalıdır.