Duanın Önemi

"İnsana bir zarar dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarardan dolayı bize hiç dua etmemiş gibi davranır. İşte aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle süslü gösterilmiştir."
12/03/2012


Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple butun dinlerde dua mevcuttur. Ustun bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan, zaman zaman üstesinden gelemeyeceği bir çok olay, üzüntü ve sıkıntı ile karşılaşır. Boyle anlarda insan, Allah’a sığınma ve O’ndan yardım isteme ihtiyacı hisseder ve dua eder. Normal zamanlarda dua etmeyen veya Allah’a inanmayan insanlar bile ustesinden gelemedikleri olaylar karşısında, darda kaldıkları ve sıkıntıya duştukleri zamanlarda dua ihtiyacı hissederler. Bu da insanın duaya muhtac olduğunun delilidir.



Yüce Allah, bu durumu Yunus suresinin 12. ayetinde şöyle açıklar:



 وَإِذَامَسَّالْإِنْسَانَالضُّرُّدَعَانَالِجَنْبِهِأَوْقَاعِدًاأَوْقَآئِمًافَلَمَّاكَشَفْنَا عَنْهُضُرَّهُمَرَّكَأَنْلَمْيَدْعُنَاإِلَىضُرٍّمَسَّهُكَذٰلِكَزُيِّنَلِلْمُسْرِفِينَمَا كَانُوايَعْمَلُونَ



 İnsana bir zarar dokunduğu zaman, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken bize dua eder; zararını kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarardan dolayı bize hiç dua etmemiş gibi davranır. İşte aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle süslü gösterilmiştir.” Aynı şekilde, Lokman suresinin 32. ayetinde;



 وَإِذَاغَشِيَهُمْمَوْجٌكَالظُّلَلِدَعَوُاالٰهّلَمُخْلِصِينَلَهُالدِّينَفَلَمَّانَجَّاهُمْ إِلَىالْبَرِّفَمِنْهُمْمُقْتَصِدٌوَمَايَجْحَدُبِآيَاتِنَاإِلَّاكُلُّخَتَّارٍكَفُورٍ



  “(Denizde) onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O’na halis kılan gönülden bağlılar olarak Allah’a yalvarırlar. Fakat O, onları kurtarıp karaya çıkarınca, içlerinden bir kısmı orta yolu tutar. Zaten bizim ayetlerimizi nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez” buyrulmaktadır.



Bu iki ayetten anlaşılacağı gibi, dua etmek, insanın fıtri bir ozelliğidir. Yine bu ayetlerde Yuce Allah bize, duanın sadece sıkıntılı zamanlarda değil, her zaman yapılması gerektiğini de hatırlatmaktadır.



Dua yaptıktan sonra insan, gonlunde bir ferahlık ve rahatlık hisseder, isteğinin yerine getirileceği hususunda umitvar olur. Bu yonu ile dua, ruhi bunalımlara karşı koruyucu sağlık tedbiri konumundadır.



1. Dua, İlâhî Bir Emirdir



Dua etmek, ayet ve hadislerde ovulmuş ve teşvik edilmiştir. اُدْعُوارَبَّكُمْتَضَرُّعًاوَخُفْيَةً



 Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin.” (A’raf, 7/55; bk En’am, 6/63) وَادْعُوهُخَوْفًاوَطَمَعًا



 Korkarak ve umarak O’na dua edin.” (A’raf, 7/56) قُلْمَايَعْبَأُبِكُمْرَبِّيلَوْلَادُعَاؤُكُمْ



 (Ey Peygamberim!) De ki; duanız / ibadetiniz / imanınız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?” (Furkan, 25/77) Peygamberimiz (s.a.s.) فَعَلَيْكُمْعِبَادَالِّٰهلبِالدُّعَاءِ



 Ey Allah kulları! Size dua etmenizi tavsiye ederim.” (Hakim, De’avat, I, 493; Tirmizi, De’avat, 102) تَرْكُالدُّعَاءِمَعْصِيَةٌ



 Duayı terk etmek isyandır, günahtır.” (Heysemi, Ed’ıye, 2, No 17194)  لَاتَعْجِزُوافِيالدُّعَاءِفَاِنَّهُلَايُهْلَكُمَعَالدُّعَاءِاَحَدٌ



 Dua etmekte aciz olmayın, çünkü dua eden hiçbir insan helâk olmaz.” (İbn Hıbban, Ed’ıye, No:871; Hakim, De’avat, I, 494) اذَاسَأَلَاَحَدُكُمْفَلْيُكْثِرْفَاِنَّهُيَسْأَلُرَبَّهُ



 Biriniz dua edip bir şey istediği zaman çok istesin. Çünkü o, Rabbinden istiyor (O’nun nimeti, keremi ve lutfu cok ve boldur).” (İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 889) اِذَادَعَااَحَدُكُمْفَلْيُعْظِمِالرَّغْبَةَفَاِنَّهُلَايَتَعَاظَمُعَلَىالِّٰهلشَيْئٌ



 “Biriniz dua ettiği zaman istediğini çok ve büyük istesin. Çünkü Allah’a hiçbir şey büyük ve çok gelmez.” (İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 896) buyurmuştur. Dua eden kimse, Allah ve Peygamberin emrine uymuş,



ibadet etmiş, Allah’ı anmış ve sevgisini kazanmış olur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) şoyle buyurmuştur: سَلُواالٰهّلَمِنْفَضْلِه۪فَإِنَّالٰهّلَيُحِبُّأَنْيُسْأَلَوَأَفْضَلُالْعِبَادَةِاِنْتِظَارُ الْفَرَجِ



 Allah’ın fazlından isteyin, çünkü Allah kendisinden bir şey istenmesini sever. En faziletli ibadet (dua edip) bir sıkıntının kalkmasını beklemektir.” (Tirmizi, De’avat, 116)



 2. Dua, Bir İbadettir. 



Peygamberimiz (s.a.s.) اَلدُّعَاءُمُخُّالْعِبَادَةِ



Dua, ibadetin özüdür.” (Tirmizi, De’avat, 1)اِنَّاَفْضَلَالْعِبَادَةِاِنْتِظَارُالْفَرَجِمِنَالل



En faziletli ibadet, Allah’tan sıkıntıyı kaldırmasını beklemektir.” (Heysemi, Ed’ıye, 7, No: 17202),اَلدُّعَاءُهُوَالْعِبَادَةُ



Dua, mahza ibadettir” buyurmuş, sonra Mu’min suresinin وَقَالَرَبُّكُمُادْعُونِيأَسْتَجِبْلَكُمْإِنَّالَّذِينَيَسْتَكْبِرُونَعَنْعِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَجَهَنَّمَدَاخِرِينَ



 Rabbiniz buyurdu ki: ‘Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeğe tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir’ anlamındaki 60. ayetini okumuştur. (Tirmizi, De’avat, 1; bk. İbn Mace, Dua, ; Ebu Davut, Salat, 358; Hakim, De’avat, I, 491; İbn Hıbban, Ed’ıye, No: 890)



 Sahabeden İbn Abbas, اَفْضَلُالْعِبَادَةِهُوَالدُّعَاءُ



 En faziletli ibadet duadır” demiş ve yukarıdaki ayeti okumuştur. (Hakim, De’avat, I, 491)



 3. Dua, Allah Katında Çok Değerlidir



 لَيْسَشَيْءٌأَكْرَمَعَلٰىالِّٰهلمِنَالدُّعَاءِ



 Allah katında duadan daha şerefli bir şey yoktur.” (Tirmizi, De’avat, 1; İbn Mace, Dua, 1) anlamındaki hadis bunun delilidir. Cunku, dua eden kimse, Allah’ın varlığını, yuceliğini, kudretini ve kullarına yardım eden olduğunu, acziyetini ve Allah’a muhtac olduğunu kabul ve ikrar etmiş olur.



 4. Dua, Rahmet Kapılarını Açan Bir Anahtardır



 اَلدُّعَاءُمِفْتَاحُالرَّحْمَةِ



 Dua, rahmet (kapılarını acan) bir anahtardır” (Suyuti, I, 486) anlamındaki hadis, dua eden kimsenin Allah’ın merhametine mazhar olacağını ifade etmektedir. İnsan, icinden gelerek “Rabbim! Allah’ım! Nimetlerini ihsan eyle, affeyle, yardım eyle, musibetlerden koru” ve benzeri dilek ve isteklerini Allah’a arz ettiği zaman, Allah, rahmet kapılarını kuluna acar, ona yardım eder.



 5. Allah, Dua Etmeyene Kızar



 مَنْلاَيَدْعُوالٰهّلَيَغْضَبْعَلَيْهِ



 Kim Allah’a dua etmezse, Allah ona gazap eder.” (İbn Hıbban, Zikir ve Dua, No: 890; Hakim, De’avat, I, 491; Tirmizi, De’avat, 2; İbn Mace, Dua, 1) anlamındaki hadis, bu gerceği ifade etmektedir. Çünkü



dua etmeyen insan; hem Allah ve Peygamberin “dua edin” emrine uymamış, hem de buyuklenmiş, kendisini mustağni gormuş demektir. Bu durum, “kulluk” ile bağdaşmaz ve Allah’ın gazabını celbeder. 



6. Dua, Mü’minin Manevî Silahıdır  



اَلدُّعَاءُسِلاَحُالْمُؤْمِنِوَعِمَادُالدِّينِوَنُورُالسَّمَوَاتِوَالْاَرْضِ



 Dua, mü’minin silahıdır, dinin direğidir, göklerin ve yerin nurudur.” (Hakim, De’avat, No: 1812; Heysemi, Ed’ıye, 5, No: 17198) anlamındaki hadis, duanın mu’mini birtakım sıkıntı, kaza ve belalardan



koruyacağını ifade etmektedir. Buradaki “silah” izafi anlamdadır. İnsan “silah” ile düşman saldırılarına karşı kendini korur. Hadiste dua da silaha benzetilmiştir. Çünkü insan dua ederek Allah’tan kendisini görünür görünmez kazalardan, belalardan ve afetlerden korunmasını ister. Eğer şartlarına uygun ve ihlas ile dua edebilirse, Allah onu korur. Boylece dua, mu’minin manevi silahı olur. Dua etmemizi emreden yuce Rabbimizin, Kur’an’ın ilk suresinde bize nasıl dua edeceğimizi bildirmesi, duanın onemini ortaya koymaktadır:  اِهْدِنَاالصِّرَاطَالْمُسْتَقِيمَ



 Bizi sırat-ı müstakime / doğru yola ilet.” (Fatiha, 1/6) İnsanın hayatındaki en değerli an, yuce Allah’a yoneldiği ve onunla baş başa kaldığı zaman dilimidir. Allah ile baş başa kalmanın en guzel vasıtası ise duadır. Dua eden insan, butun varlığı ile Allah’a yonelir ve O’ndan istek ve dilekte bulunur. Ayet ve hadislerde her konu ile ilgili onlarca dua örneklerinin bulunması, duanın dindeki yerini ve önemini ifade eder.