Çocuk Kalbi Ve Kur'an

Çocuğun en fazla ihtiyaç duyduğu şey, sevgidir. Çocuk, sevmek ve sevilmek ihtiyacındadır.
25/03/2010


Hz. Peygamberin mübarek ifadesiyle tertemiz bir yaratılışla dünyaya gelen çocuğun kalbinde nifaktan eser yoktur. Bu sebeple çocuğun kalbi son derece saf, berrak ve doğaldır. Tıpkı Kur’an’ın berraklığı, saflığı ve doğallığı gibi. Bu sebeple Kur’an’la çocuk kalbi arasında inanılmaz bir etkileşim vardır. Fıtratı bulandırılmadığı ve kalbi kirletilmediği sürece çocuk, Kur’an’ı sever. İşte bu sevgi ve doğallık kirletilmeden ve bulandırılmadan, çocuğun Kur’an’la buluşturulması son derece önemlidir. Allah’ın kalplerine yerleştirdiği fıtrî bir sevgi ile çocuklarını çok seven ve onlar için her şeyi yapabilecek bir yapıda yaratılan anne ve babaların, çocukları için yapabilecekleri en büyük hayır, hiç şüphesiz çocuklarını Kur’an’la buluşturmak olacaktır.



 



Kur’an öğrenen çocuğun en büyük kazanımı ruhunun en çok ihtiyaç duyduğu sevgidir. Çünkü o, Kur’an’ı öğrenmekle sevginin kaynağına ulaşmıştır. O kaynaktan tertemiz yüreğine doyasıya sevgi transfer edebilmenin hazzına erişecektir.



 



Çocuklar da hayatın gerçekleriyle iç içe yaşarlar. Kur’an okuyabilen çocuk, hayatın getirdi-ği çeşitli sıkıntılarda ve özellikle yakınlarının ölü-mü gibi durumlarda hemen sarsılmaz ve daha çabuk toparlanabilir. Dedesi veya ninesi hastalanan veya ölüm döşeğinde olan bir çocuğun, onların başında Kur’an okumasının çocukta meydana getireceği olumlu psikolojiyi tahmin etmek bile çok güçtür. Çocuk, çok sevdiği kişilere karşı böyle manevi bir azık verebilmenin mutluluğunu yaşar. Çocuğun Kur’an öğrenmesi ona, Allah’ın daima kendisi ile beraber olduğu şuuru kazandırır ve böylece çocuk kendisini, Allah’ın yardımına nâil olmuş hisseder ve Allah’ın kendisini koruduğu inancına sahip olur.



 



Kur’an okumak, çocuğun fıtratında var olan iman ihtiyacının sağlıklı bir şekilde karşılanmasının temelini oluşturacağı için, artık onun ruhunda boşluk meydana gelmeyecektir. İç huzuruna kavuşacak, imanı benliğine sindirecek, dünya ve ahiret saadetine ulaşabilecektir.



 



Fıtratı tertemiz olduğu için, Kur’an’la buluşan kalbi, imanın yerleşimine ve kök salmasına son derece elverişlidir. Bu bakımdan severek ve sevdirilerek Kur’an öğrenen ve okuyan çocuğun tertemiz kalbi, artık bir daha -Allah’ın izniyle- kolay kolay imandan kopmayacaktır. Çünkü henüz imana aykırı unsurların işgaline uğramadan imanın karargâhı hâline gelmiş, takva üzere kurulan bir temele sahip olmuştur. İlk baştan takva üzere kurulan temel gibi sağlam temel bulunabilirmihiç.



 



"Bir şem’a ki, Mevlâ yaka üflemekle sönmez" artık. "Allah, şu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir, bazılarını da alçaltır." (Müslim, Müsafirun, 269) hadis-i şerifi gereğince, artık o uçabileceği kanatlarına kavuşmuş, Kur’an’la yükselmeye başlamış demektir. Onun kalbi artık, "Kalbinde Kur’an’dan bir şey bulunmayan kimse bir bina yıkıntısı gibidir." (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 18) hadis-i şerifi gereğince viraneye ve harabeye dönüşmeyecektir, mamur olacaktır.



 



Kur’an okuyan çocuk, kalbini kirletebilecek işgalci unsurlara karşı âdete sağlam bir kaleye sığınmış olmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in okumasını öğrenmekle kalmayıp, bunun yanında mümkün mertebe anlamını ve tefsirini de öğrenmeye çalışmak elbette çok önemlidir. Fakat göz ardı edilmemesi gereken bir husus daha vardır: Mânâsı anlaşılmadan öğrenilip okunsa da Kur’an’ın saf ve temiz kalpler üzerinde inanılmaz bir etkisi vardır. Bu durum, Kur’an’ın mucizeliği ile ilgilidir. Bu anlamda Kur’an’la buluşan çocuk kalbi için Kur’an, çocuğun geleceği açısından, onun inanç ve gönül dünyasında âdeta mânen koruyucu bir işlev görmektedir.



 



Hasılı çocuk kalbi saf ve temizdir. Kur’an, en belirgin etkiyi, saf ve temiz kalplerde icra eder. Kur’ân’ın berraklığı ile çocuk kalbinin safiyet ve berraklığının buluşması bir başkadır.