HELAL’LER VE HARAM’LAR 1 |
İmam Buhari, meşhur sahabelerden Numan b.Beşir (r)’tan rivayet eder:Ben Rasulullah (SAV)’i şöyle söylerken işittim: |
08/03/2012 - 14:37 |
“Helal’ler bellidir. Haram’lar bellidir. Bu ikisinin arasında çoğu insanın bilmediği şüpheli şeyler vardır. Kim bu şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırz (şeref)ini korumuş olur. Her kim de bu şüpheli şeylerin içine dalarsa, sınırların kenarında ot otlatan çoban gibidir. Sınırları aşma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dikkat edin! Her kralın bir sınırı (yasakları) vardır. Dikkat edin! Allah’ın yeryüzündeki yasakları, HARAM’larıdır. Dikkat edin! Cesette bir et parçası vardır. Eğer o et parçası düzgün olursa, bütün bir ceset düzgün olur. Eğer o et parçası bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin! O et parçası “Kalb”tir . ( Buhari, İman 39. Hadis no: 52)
Hz. Peygamber (SAV)’in bir hadisini dinlemek, okumak, öğrenmek ve yaşamak, insanın beynindeki yüzlerce bidat ve hurafeyi temizler. Kalbinde manevi kapıların açılmasına sebep olur. Günlük hayatta bir çok problem ve sıkıntıları yokeder. Âhiret’te de bir çok muhteşem ödüller kazandırır.
İslam ulemasının “Hüküm planında çok geniş manalar içeren dört muazzam hadisten birisi” diye tarif ettiği bu hadisi şeriften çıkaracağımız ibret, ders ve nükteleri şöyle sıralaya biliriz:
Peki, dünyanın en gelişmiş teknolojilerindeki en kompleks bir makineden milyonlarca kez daha fazla sistematik ve kompleks bir organizmaya sahip olan insan vucudunun ve ruhunun kurallarını kim belirleyecek? İşte bu soru dünya toplumlarının yanılma-kırılma noktasıdır. Dünyanın bir çok ülkesinde, bu kuralları parlementerler, bakanlar, belirli bir zümre koymaktadır. Yani insan koymaktadır. İnsanın bilgisi çok dar ve kısıtlı olduğu için ( mesela gelecekte ne olacağını bilemez. Geçmişte ne olduğunu detaylarıyla bilmez. Daha yaşadığımız çağda olanları bile tam bilmez. Evrenin yapısını ve sırlarını hiç bilmez) koyduğu kurallar toplumlara huzur ve mutluluk vermemektedir. Böylece milyonlarca insan acı ve ızdırap içinde kıvranmaktadır. Bütün bu acı ve ızdırapların sorumlusu bu kuralları kendi kafalarına göre koymaya kalkan insanlardır. Çünkü kuralları; makineyi ilk defa icât edip üreten mühendis kor. Makineyi en iyi tanıyan, o makineyi icat eden muhendistir. Dolayısıyla makineyi; icât eden muhendisin koyduğu kurallara göre değil de, kendi kafasına göre kullanarak makineyi bozanlar zalimlerin ta kendisidir.
Hiç şüphesiz ki insanı “Allah” yaratmıştır. Dolayısıyla insanı en iyi tanıyan Allah’tır. “Elâ ye’lemu Men halak “Yaratan (yarattığını) bilmez mi!?” İnsanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını en iyi bilen Allah’tır. İşte bu nedenledir ki, akıllara durgunluk veren muazzam bir sistem içinde insanı yaratmış, ardından bu sistematik yapının en güzel bir şekilde nasıl çalışacağını gösteren âdeta bir kullanma kılavuzu göndermiştir. İşte bu kullanma klavuzu “Kuran ve Sünnet”tir. Helal’ler ve Haram’lardır.
Helal’ler, insan vucudunun (maddi ve manevi yapısının) uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlayan yol işaretleridir. Helal’ler, muazzam bir organizeye sahip olan insan fizyolojisinin ve psikolojisinin düzgün çalışmasını sağalayan kurallardır. Böylece Helal’ler, insanı dünya ve ölüm ötesi hayatta huzur ve mutluluğa götüren “ilâhî” reçetelerdir.
Haram’lar ise, insanın muhteşem bir organize ve uyum içinde çalışan maddi ve manevi sistemini bozup tahrip eden bombalardır. Bilgisayarın içine giren virus gibidir. İnsan vucudunda bir çok hastalıklara sebep olur (Vucudumuzda çıkan hastalıkların çoğu, işlediğimiz bir günahtan dolayıdır). Toplumlarda bir çok problem doğurur. Haramlar, insanın fizyolojik yapısını tahrip ettiği gibi, acıma, şefkat, vefâ, hayâ, cesâret, vicdan, kavrayış, sezgi gibi manevi duygularını da öldürür. O nedenle haramlar ateş gibidir. Aslında haram işleyen bir insan, her şeyden önce kendi kendine zulmetmektedir.Buradan hareketle, neyin helal neyin haram olduğunu öğrenmek, her insan için son derece önemlidir.
(Devam edecek inşaallah) |