Yuvanızın içinde güzel dil kullanınız.
Âişe Vâlidemizden gelen bir hadis-i şerifte de; “Mü’minlerin imanı en olgun olanı, ahlâkı güzel olan âilesine hoş muâmelede bulunan, onlara karşı sevgi ve şefkatle davranandır.” [1] buyurulur.

11/04/2011 - 13:54

   Bir çok kardeşimizin kendi âile yuvasındaki davranışlarının ve sözlerinin dışarıdakinden daha farklı, daha katı, daha hoşgörüsüz, kelimelerinin daha sert, daha insafsız olduğunu görüyoruz. Bu yolda şikâyetler alıyoruz. Bir konuyu başkalarına uzun uzadıya anlatırken ayni sabrı kendi âilelerine göstermedikleri vurgulanıyor, bazen de itiraf ediliyor.

    Bunun doğru olmadığı her insaf sahibince bilinir. Bir adım geri çekilip kendi yuvasındaki davranışları değerlendiren bir insan bunların içinden yanlış olanlarını kolaylıkla yakalayabilir ve olgunluk derecesine göre kısa bir zaman diliminde değiştirebilir.

    Doğru ve verimli olan da kişinin bu hataları kendisinin tesbit etmesi, iyi niyetli olması ve değiştirmesidir. Başkalarının ikazı acı gelir, gönülde burukluk bırakır, hatalı davranışları değiştirme konusunda isteği azaltır. Ancak kişinin kendi kendisini muhasebedeki kusuru veya ihmali bunu lüzumlu hale getirebilir. Acı olsa da bazen ilaç içmek zorunda kalınabilir.

    Şu gerçeği unutmayınız: Sizin konuşmalarınız ve davranışlarınız, eşinize ve çocuklarınıza birkaç açıdan tesir eder.

   Onların iç dünyalarında sevinç, saadet, coşku veya keder ve üzüntü uyandırabileceği gibi onları kötü kelimeler kullanmaya, hırçın tavırlara, kabalık ve küstahlığa da alıştırır. Ev içinde gerginlik rüzgârlarının esmesine ve yer etmesine sebep olur.

    Bir çocuk yanında, çevresinde kullanılan kelimeleri öğrenir, onları duyduğu ses tonlarıyla, gördüğü el, yüz ve beden hareketleriyle birlikte alır. Hemen hemen her çocuk önce kendi doğup büyüdüğü beldenin şivesiyle konuşur, harfleri o beldenin teleffuzuyla şekillendirir, kelime ve cümleleri ona göre kurar.

    O dikkatli bir alıcıdır. Dolayısıyla aile içinde kullandığınız kelimeler, yaptığınız davranışlar onun temel bilgilerini oluşturur. Siz isteseniz de istemeseniz de zihnine nakşedilir.

    Ayrıca sizin eşinize yani çocuğunuzun annesine, diğer çocuklarınıza, babanıza, annenize, yakınlarınıza ve dostlarınıza davranışlarınız, telefondaki konuşmalarınız onlar tarafından hep kaydedilir ve ciddî oranda şahsiyet ve karakterlerine tesir eder.

    Hanımların beylerine ve büyüklerine karşı kullandığı dilin ve tavrın çocuklar üzerindeki tesiri babalardan daha az değildir. Belki de daha derin, daha kalıcıdır.

    Ne demek istediğimizi daha iyi anlamak istiyorsanız bir anne ve babanın dillerine geleni söyleyerek yaptıkları bir kavgayı çocuk gözüyle seyrediniz. Gözlerinin nasıl korkuyla baktığını, küçük yüreğinin nasıl endişeli attığını tasavvur ediniz. Bu anda onların neler hissedebileceğini, anne ve babasına nasıl duygular besleyeceğini zihninizde canlandırınız. Özellikle kavgalarda haksız buldukları tarafa hürmetlerinin nasıl yara alacağını hesap ediniz. Bunların sık sık yaşandığı bir eve duyacakları soğukluğu da. Gün gelip evden uzaklaşmaya başladıklarında, kaybettiklerini başka yerlerde arama arzularının ne gibi neticeler doğuracağını da.

    Âile içinde saadet rüzgarlarının estiği, güzel kelimelerin, gülücüklerin dolaştığı anları seyredişini de gözünüzde canlandırınız. Onun neşesini ve gözlerindeki canlılığı, yanaklarındaki parlaklığı hayal ediniz. Bu anlardaki iç dünyasına inmeye çalışınız. Sonra da kendi kendinize kararlar veriniz. Çocuğunuzun hatırasında nelerin kalmasını, onun hangi duyguları taşımasını, yaşatmasını istiyorsunuz?.. Gönül dünyasının nelerle beslenmesini arzu ediyorsunuz?

    Âile yuvanızda haddi aşmamak şartıyla konuşkan olunuz, konuşurken güzel kelimeler kullanınız ve kelimeleri düzgün telaffuz ediniz. Karşılıklı konuşmak hem duygu ve düşünceleriniz paylaşmanıza yardımcı olacaktır, hem de yavrularını dil haznelerini genişletecektir.

    Çocuklarla da konuşunuz. Yaşadığınız bir hadiseyi, bir konudaki fikrinizi, duygu ve düşünceleriniz, vermek istediğiniz bilgiyi, aktarmak istediğiniz tecrübeyi onlara bütünüyle ve düzgün bir üslupla anlatınız. Bu onları hem bilgilendirecek, hem kendilerine değer verdiğinizi gösterecek, hem de sizden düzgün dil öğreneceklerdir.

    Onlarında duygu ve düşüncelerini, yaşadıkları bir hadiseyi size anlatmalarına fırsat veriniz. Onları sonuna kadar dinleyiniz. Hatta onları konuşmaya, düşüncelerini, kendilerine tesir eden hadiseleri size atlatmaya teşvik ediniz. Bunun onların ifade kabiliyetlerini artıracağını, kelime haznelerini zenginleştireceğini, kendilerine güvenlerini artıracağını, kelime haznesi zengin çocukların çevresinde yaşananları daha iyi değerlendirmeye başlayacaklarını, kendilerine anlatanları daha iyi anlayıp kavrayacaklarını, zekalarının gelişeceğini ve arkadaşları, yakınları dostları tarafından takdir göreceklerini unutmayınız.

    Çocuklarınızın güzel ahlâklı, sağlam karakterli olmasını istiyorsanız, siz de güzel ahlâklı ve sağlam karakterli olunuz. Ev içindeki söz ve davranışlarınıza dikkat ediniz. Güzel şeyler yapınız ve şunu unutmayınız:

    “Allah güzel, hayırlı şeyler yapanları sever.” (Âl-i İmrân 4/ 134)

______________________________________________________________________

[1]  Sünen-i Tirmizî, İman (1/ 9). Tirmizî hadis için; “sahih” demiştir.