إذا دخل أحدكم المسجد فليركع ركعتين قبل أن يجلس
“Sizden biriniz mescide girdiği zaman oturmadan önce iki rekat (namaz) kılısın”
Buhârî’nin diğer bir rivayetinde:
“Sizden biriniz Mescide girdiği zaman, iki rekat namaz) kılmadan oturmasın”
Mescitlerin sosyal hayatta büyük bir yeri vadır. Toplumun maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılandığı eğitim, huzur, kültür, ilim ve irfan yuvalarıdır. Kainattaki muhteşem dizayn’ı gören kulun, bu muhteşem sanat ve azamet karşısında yere yıkılıp kainatın Yaratıcısı’na saygı ve sevgisini arzederek secdeye kapandığı yerlerdir. Allah’ın yeryüzünde en çok sevdiği mekanlardır.
Mescitlerin bu büyük değerinden dolayı Allah Teâlâ kur’an-ı kerim’de mescitlere giderken en güzel elbiseleri giymeyi emrederken, sevgili peygamberimiz (sav.) yukarıdaki hadis-i şerif’te bir kul mescide girdiği zaman mescide olan saygı , sevgi, tazim ve bağlılığını göstermesinin bir ifadesi olarak iki rekat mescidi selamlama (Tahiyyetü’l-Mescit) namazı kılmasını emretmiştir.
Hatta ibn-i Hibban’ın sahihineki bir rivayetten Ebû Zerr (r)’ın mescide girdiği zaman Rasulullah (sav.)’ın “İki rekat namaz kıldın mı?” diye sorduğunu, o’nun da “hayır” demesi üzerine Allah Rasulü (sav.): قم فاركعهما “Kalk, onları kıl” dediğini öğreniyoruz.
Efendimiz (asv)’ın yukarıdaki rivayetlerdeki emirleri vücûp (farz), yani “zorunluluk” ifade eder mi? Bir başka ifadeyle Mescide girdiği zaman iki rekat tahiyyetü’l- mescid namazı kılmayan bir kimse günahkâr olur mu? Fetva imamları bu rivayetlerdeki “emir” sıygasının “vücûp” farziyet ifade etmediğini söylemişlerdir. Çünkü bir başka rivayette Efendimiz (asv.) mescide girip insanların omuzlarının arasından geçen bir kimseye اجلس فقد آذيت “Otur, muhakkak ki (insanlara) eziyet ettin” demiş ancak o adama namaz kılmayı emretmemiştir
Ayrıca İmam Müslim’in, Ukbe b. Âmir (r)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir
ثلاث ساعات كان رسول الله صلى الله عليه وسلم ينهانا أن نصلي فيهن أو أن نقبر فيهن موتانا حين تطلع الشمس بازغة حتى ترتفع وحين يقوم قائم الظهيرة حتى تميل الشمس وحين تضيف الشمس للغروب حتى تغرب
“Üç vakitte Rasulullah (sav.) bize namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: 1-Güneş doğduğu zaman 2-Güneşin en dik vaktinde 3-Güneş batarken
Yine İmam Müslim Ebû Hureyra (r)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن الصلاة بعد العصر حتى تغرب الشمس وعن الصلاة بعد الصبح حتى تطلع الشمس
Rasûlullah (sav.) ikindi namazından sonra güneşbatıncaya kadar, sabah namazından sonra da güneş doğuncaya kadar namaz kılmayı yasakladı .
İmam Müslim İ bn-I Abbas (rhuma) ’ nın şöyle dediğini rivayetetmiştir:
عن ابن عباس قال سمعت غير واحد من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم منهم عمر بن الخطاب وكان أحبهم إلي أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى عن الصلاة بعد الفجر حتى تطلع الشمس وبعد العصر حتى تغرب الشمس
Rasulullah (sav.) ’ in birden ç ok sahabesinden – ki bunların içerisinde bana en ç ok sevimli gelen Ö mer b. Hattab dahil olmak ü zere- Rasû lullah (sav) ’ in sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz kılmayı , ikindi namazından sonra da g ü ne ş batıncaya kadar namaz kılmayı yasakladığını işittim .
Yine İmam Müslim, Ebû Saîd el-Hudr î’ den (r) rivayetle Rasûlullah (sav.) ’ in şöyle dediğini nakletmiştir
لا صلاة بعد صلاة العصر حتى تغرب الشمس ولا صلاة بعد صلاة الفجر حتى تطلع الشمس
İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar hiç bir namaz yoktur. Sabah namazından sonra g ü ne ş doğuncaya kadar hiç bir namaz yoktur .
Yine İmam Müslim, İbn-I Ömer den naklen Rasûlullah (sav.) ’ in şöyle dediğini rivayet etmiştir
إذا بدا حاجب الشمس فأخروا الصلاة حتى تبرز وإذا غاب حاجب الشمس فأخروا الصلاة حتى تغيب
Güneş yuvarlağının parçaları ortaya çıkmaya başladığı zaman, güneş iyice ortaya çıkıncaya kadar namazı erteleyin. Yine güneş yuvarlağının parçaları batmaya başladığı zaman, güneş iyice batıncaya kadar namazı erteleyin .
Bu üç vaktin haricinde, mescide girildiği zaman iki rekat Tahiyyetü’l- Mescit namazı kılınması gerektiği hususunda imamlar arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Ancak kerahet vakitleri dediğimiz bu üç vakit içerisinde mescide giren bir kimsenin Tahiyyetü’l- Mescid namazı kılıp kılmaması gerektiği hususunda, işte imamalar bu noktada ihtilaf etmiştir. Mescide girildiği zman namaz kılınması emri ile kerahet vakitlerinde namaz kılma yasağı her ikisi de umûmi (sınırları geniş) kapsamlı bir rivayettir. Her birisinin sınırları diğerinin sınırlarını aşmaktadır. O halde bunlardan birisinin sınırlarını diğeriyle daraltmak zorunlu hale gelmektedir.
İşte İmam Şâfi’î, Namazın emredildiği rivayeti esas alarak, yasaklandığı rivayeti daraltmış böylece her vakitte mescide giren bir kimsenin tahiyyetü’l- mescid namazı kılması gerektiğini beyan etmiştir. Ancak İmam Mâlik ve İmam Ebû Hanife ise, namaz kılmayı yasaklayan rivayeti esas alarak namaz kılmayı emreden rivayeti daraltmış, böylece kerâhet vakitlerinde mescide giren bir kimsenin tahiyyetü’l- mescid namazı kılmasının mekruh olduğunu beyan etmiştir. Allahu A’lem, doğrusu da bu görüştür. Çünkü bu görüşe göre, normal vakitlerde mescide girip tahiyyetül mescid namazı kılan, kerâhet vaktinde mescide girdiği zaman ise namaz kılmayan bir kimse her iki rivayet ile de amel etmiştir. Ancak her mescide girdiğinde namaz kılan bir kimse (kerahet vakitleri dahil), kerahet vakitlerinde namazın yasaklandığı rivayeti ihmal etmiştir. İki sahih rivayetle karşı karşıya kaldığımız zaman her ikisiyle de amel etmek, birini alıp diğerini reddetmekten daha evlâdır.
H. fehmi Çiçek 15. 06. 2008. Melbourne
Bu râvilerin hepsi Medine’lidir.
Buhâri, Salât 60. Hadis no: 444
Buhârî, Tehccüd 25. Hadis no: 1163
İbn-i Hibban, Salât 6. Hadis no: 1600. Müslim, Salât 288
A’râf: 31
İbn-i Hibban, El-Birr ve’l-İhsan 361
Ebû Dâvûd, Salât 238. Hadis no: 1118.
Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, bab: 51. Hadis no: 831
Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, bab: 51. Hadis no: 825
Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, bab: 51. Hadis no: 826
Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, bab: 51. Hadis no: 827
Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, bab: 51. Hadis no: 829
Bkz. Fethu’l-Bârî 1/640. Salât 60, Hadis no: 444