ERGENLİK PSİKOLOJİSİ VE DİNİ EĞİTİM - 1
Ergenlik, bir çeşit geçiş ve değişim dönemidir. Ergen genç, hızlı hormonal değişimlerinde etkisiyle çabuk etkilenen, çabuk karar veren, bazen içe dönük, bazen de tam tersi dışa dönük bir yapı içinde olan duygu öncelikli hareket eden bir bireydir.
30/09/2009 - 14:22

Ergen, kendini ortaya koymaya ve ıspatlamaya yatkın, ancak çoğu kez çevresiyle uyum içersinde olamayan heyecanlı bir yapısı olandır. Ergen her türlü etkiye ve rüzgarlara açık olduğu için, etkilenmeyede ve yönlendirmeyede son derece açıktır. Yani kötü niyetli otoritelerin etki alanına girerse muhtemelen kötü, iyi niyetli çevrelerin etki alanına girerse muhtemelen iyi olabilecek hazır bir enerji ve potansiyeldir.

      Toplumlar yaklaşık yüz yılda bir değişirler. Bunu iyi bilen toplum mühendisleri, toplumla ilgili gelecek hesaplarını gençler üzerinden yaparlar. Genç gelecek demektir. Genci ihmal eden, geleceğini de ihmal etmiş ve geleceğini başkasının eline teslim etmiş olur.

      Gençler üzerinde, özelde de üniversite ve lise gençliği üzerinde yapılan araştırmalarda, aynı soruya verilen bu günkü cevapla, bundan 20 yıl önce aynı soruya verilen cevap tamamen aksi istikamette olduğu gözlemlenmiştir. Kısacası gençlerimiz son 20 yılda normal değişim hızından kat kat büyük bir hızla değiştiği, başkalaştığı, kendi öz kültüründen tamamen uzaklaştığı ve başka mecralara aktığı gözlemlenmiştir.

      Bu acı durum nasıl ortaya çıkmıştır?

      Neden bukadar hızlı değişim olmaktadır?

      Bu durum kendiliğinden mi oluşmuştur, yoksa başka güçlerin etkisiylemi olmuştur?

      Acaba bizim gençlerimizle ilgili başka güçlerin bir hesabı, planı ve beklentisi varmıdır?

      Mesela misyonerlik çalışmaları yurdumuzda neden 40-50 yıl önce değilde, son 10-15 senedir hız kazanmıştır?

      Acaba bu misyonerlik çalışmalarını yapanlar, daha önceleri şartların uygun olmadığına inandığı için mi bu günleri beklemektedir? Hem yine misyonerler kendi elemanlarına neden sadece gençlerle ve bayanlarla ilgileneceksiniz, yaşlılarla ve dindar insanlara birşey anlatmayacaksınız diye talimat vermektedir?

      Sorular böylece uzayıp gitmektedir. Bizim kanaatimiz odur ki, bu hızlı değişim masum değildir. Sanki birilerinin, bizim gençlerimizle yani geleceğimizle ilgili ciddi planları vardır. Şu acı gerçeği hiçbir zaman unutmayalım ki, Endülüsün değiştirilmesi ve ortadan kaldırılması için, batılı şer güçler tam 400 yıl çiddi bir çalışma içersinde olmuşlardır. Ve malesef başarılı da olmuşlardır.

      Birşeyi iyi biliyoruz ki şer güçler bir şeye karar vermişlerse, bundan kolay kolay vaz geçmezler.

      Tarihi iyi bilmek geleceği kestirmekte bize çok yardımcı olacaktır.

      Çanakkale’de o zamanın süper (şer) güçlerinin, hasta adam dedikleri Osmanlı Devletine karşı dünyanın en büyük donanması ve silahıyla, ne yaptılarsa,bir türlü mağlub edemeyip, aksine büyük bir hezimetle yenilmesinin hesabını soranlara karşı büyük komutan, bu acı durumu şu şekilde özetler: “Efendim, biz onların maddi yönlerine değil, manevi yönlerine yenildik, onların imanları çok güçlüydü” der. Mağlub komutan, bu durumu havuzlu bir örnekle anlatmak ister. Hep beraber bir havuzun yanında toplanırlar, oraya önce bir balık adam çağrılır ve havuzun içine bir tane tatlı su balığı bırakılır ve balık adamada havuzdaki balığı yakalaması istenir. Balık adam ne kadar uğraştıysa havuzdaki balığı bir türlü yakalayamaz. Bu durum karşısınnda mağlub komutan, havuzun suyunun yavaş yavaş boşaltılmasını ister. Artık havuzun içindeki su boşaldıkça, içindeki balık çok rahat yakalanabilmiştir. Mağlub komutan kendisini sorgulayanlara dönüp, “İşte beni hesaba çektiğiniz durum budur, o balık Osmanlıdır, o suda onların imanlarıdır.

      Onların sularını yani imanlarını boşaltmadığımız sürece onları hiçbir zaman mağlub edemeyiz” der.

      Şimdi soruyoruz, acaba bizim gençliğimizin havuzunda nekadar su kalmıştır?

      Bu kadar hızlı değişim sizce de tabii midir?

 

ERGEN GENÇ KİMDİR?

      Ergenlik, olgunlaşma öncesi bir geçiş aşamasıdır. Ergenlik esasında bir köprüdür gibidir. Her olgunlaşmış insanın geçtiği, kişinin hızlı hormonal değişimle birlikte, yoğun duygular yaşadığı bir durumdur. Bize göre çoğu kez anlamsız davranışlarda bulunsada, gence sorulduğunda ise kendi doğrularını yaptığına inanan bir evredir.

       Ergen bir genç duygu öncelikli hareket eder. Aklı henüz olgunlaşmamıştır, hayatı ve olayları etraflıca değerlendirebilme kabiliyeti henüz istenen düzeyde değildir. İç dünyasındaki kanaatleri ve zanları ile hareket etmeyi daha doğru zanneder. Kimseyi kolay beğenmez, ebeveynlerine karşı aşırı eleştirel ve çoğu kez sert davranır. Kendisinin anlaşılmadığına inanır. Akranları ile daha iyi anlaştığını ve onlarında kendisini daha iyi anladığını söyler. Olaylardan ve anlatılanlardan çabuk etkilenir. Kalıcı ve istikrarlı olamaz, İç dünyası değişkendir. Kompleksleri vardır. Kendini topluma beğendirme ve ispatlama gayreti içersindedir.

                    

GENÇTE GÖRÜLEN PSİKOLOJİK DURUMLAR

 

1– Özenme :

     Özenme psikolojisi, kişinin şahsiyet oluşumunu henüz tamamlayamadığının bir göstergesidir. Özenen genç heveslidir. Hevesleri onu beğendiği duruma ve ortama karşı hızla çeker. Artık aklı bir süre sonra gölgede kalmaya başlar, muhakeme yeteneği sağlıklı işleyemez. Bir insanın iyi ve hayırlı olan şeylere gıbta etmesi iyidir, ancak batıla özenen genç hiçbir zaman kendisi olamaz.

 

2– Bağımlılık :

     Özenme psikolojisi gençte bir süre sonra özendiği şeylere karşı bağımlılık duygusu oluşturur. Bağımlılıklar ise onsuz olamama haline dönüşür ki, uyuşturucu ve madde bağımlılığı tam burada başlar. Bu bağımlılık çoğukez de karşı cinse karşı olur. Tüm bağımlılıklarda duygu ve hisler önde olur, akıl çok geriden gelir, hatta bazen akıl ortada hiç gözükmez bile..

 

3– Kimlik Değişimi :

     Ergen genç, fizyolojik ve psikolojik açıdan hızlı bir değişim içindedir. Bu onun hayatı algılamasını ve yorumlamasını da etkiler. Birçok kez bunaltılar hatta bunalımlar içersinde olur. Kendisini beğenmez, arkadaşlarını beğenmez, ortamları beğenmez, ailesini beğenmez. Kısacası hemen hemen hiçbir şeyi beğenmez. Ancak asıl sorunu kendisiyledir. Kendisini idealize ettiklerinden çok uzakta görür. Hedeflerine bir türlü ulaşamadığı için, gençte tabii olarak kimlik ve onun sonucu  olarakta kişilik değişimine sebep olur.

 

4– Kendini Kabul Ettirme :

     Ergen genç, heyecanlıdır. Ataktır ve birazda serttir. Düşüncelerinin dinlenilmesini, anlaşılmasını ve saygı gösterilmesini ister. Kendisinin birçok konuda üstün olduğuna inanır. Özellikle ebeveyninden daha akıllı ve daha başarılı olduğunu düşünür. Her konuda kendi görüşlerine başvurulmasını ister. Sözleri ve eylemleri kabul edilmediğinde kendini değersiz ve çevresi tarafından yeterince sevilmediğine inanır. Bu durum onda deprasyonada yol açabilir.

 

5– Kuşaklar Arası Bakış Açısı Farklılıkları :

     Ergen gençin kendisine ait bir dünyası vardır. İzin verdiklerinin dışında oraya kimsenin girmesine izin vermez. Yaşı ilerlemiş insanlarla ve özellikle anne ve babasıyla bir çok konuda anlaşamaz. Onları tutucu ve bağnaz görebilir. Zamana uymadıkları konusunda suçlayabilir. Bu durum ebeveynin genci birçok konuda suçlayıcı bir davranışiçine girmesiyle iyice artar. Her nekadar daha sonra bu davranışlarında büyük bir pişmanlık ve üzüntü duyacaksa da ergenlik köprüsünü geçene kadar bu durum devam edecektir.

Böyle bir durumda ebeveynin genci anlama ve onu dinleme yoluna gitmesi en iyi yoldur. Gence sert tepki göstermek mesafenin dahada açılmasına sebep olur.

 

6– Yanlış Arkadaşlıklar ve Sonuçları

      Ergen genç, kendisi gibi olan ve kendisine yakın dostlar arar. Çoğunlukla oturduğu semtteki gençlerle ve okul arkadaşları ile ilişki kurar. Ebeveynlerin ise çocuklarının arkadaşlık kurduğu kişilerden çoğu haberi olmaz. Eğer bu kişiler kötü ahlaklı ve kötü niyetli kimseler ise, ergen gencimizde bunlardan fazlasıyla etkilenir. Onlar gibi giyinmek, onlar gibi düşünmek, onlar gibi yaşamak ister. İşte tehlikenin başladığı yer de burasıdır. İyi bir anne baba çocuklarının arkadaşlık kurduğu insanları gözlemlemeli, zararlı çevrelere karşı çocuklarını uyarmalı ve bu konuda çocuğunu muhafaza etmesi için Rahman’a içten dualar yapmalı ve çocuğunu Allah’a emanet etmelidir.

    

      Çünkü yanlış arkadaşlıklar bir çok yanlış sonuçların oluşmasının sebebidir.

 

 

  [email protected]