Eğitilmemiş insan ise, zarar görmüş ve zarar veren insandır. Eğitimi yanlış, yanlı ve ideolojik olan insan, kafası kendisinin ama içi başkasının olan insandır. Hayatı kendisinin, ama ölçüleri başkasının olan insandır. Duyguları, düşünceleri ona öğretilen kadardır. Kendisine ait olanı çok fazla olmayan, sürekli yönlendirilen, sorgulaması, düşünmesi olmayan, ona kabul ettirilenden başkasına inanmayan hatta dönüp bakmayan insandır. İdeolojik eğitime maruz kalmış insan, fıtratdan uzaklaştırılmış, başkalaştırılmış insandır. İDEOLOJİK EĞİTİM NEDİR? Belli ideologlar tarafından belirlenmiş, kendisine özgü anlayışı, sistemi, hayat felsefesi ve belli bir hedefi olan, eleştiriye ve alternatife kapalı, dayatmacı, tektipçi bir nesil yetiştirmeyi amaçlayan, fıtrattan uzak bir eğitim sistemidir. İdeolojik eğtimi amaçlayan insanların asıl varmak istedikleri hedef, kendi gibi düşünen, kendi gibi anlayan, kendi gibi inanan ve kendi gibi yaşayan insanlar yetiştirmek. Adeta kendilerinin kolonlanmış birer robot kopyalarını üretmek ve onlara bakıp mutlu olmak. İNSAN NEDİR? Rahman’ın önemseyerek yaratıp kendi ruhundan üflediği, içinde bir çok olumlu özelliği ve olumsuz özelliği barındırabilen iyiye yönelirse ve iyi eğitilirse çok iyi olan, kötüye yönelir ve kötü eğitilirse se çok kötü olan, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan bir varlıktır. İşte bu yüzden eğitim dünyanın en önemli işidir. İnsanın doğru, fitri ve iyi eğitilmesi, geleceğin doğru, fıtri ve iyi olması demektir. Aksi durumda ise insanlığın geleceğinin kötü olması demektir. Bugün dünyada kan döken insanlar hep, fıtrattan uzak eğitilmiş insanlardır. Bugün dünyada zulüm yapan insanlar hep, fıtrattan uzak eğitilmiş insanlardır. Bugün dünyada baskı yapan insanlar hep, fıtrattan uzak eğitilmiş insanlardır. İDEOLOJİK EĞİTİMİ BESLEYEN UNSURLAR NELERDİR? 1– Yanlız kendini Önemseme İdeolojik eğitim, yanlız kişinin öz nefsini esas alır. Rasyonalistir, akılcıdır, ruha önem vermez, hatta reddeder. Bireyin nefsi özgürlüğünü mutlak esas alır. Ben merkezci ve hazcıdır. Geçici olanla ilgilenir, kalıcı ve baki olana itibar etmez. Şahsiyet oluşumunu baz alacağı yerde, nefsi büyütmeyi ve nefsin isteklerini esas alır. 2– Yenilmişlik Psikolojisi (Kompleksler) Kompleksler, zihinde oluşturduğumuz çukurlardır. İnsan mağlup oldukça, yada yenik düştükğüne inandıkça, komleksler oluşur. Kopleksler, hem bireysel hemde toplumsal olur. Bireysel kompleksler en fazla kişinin kendisine zarar verir. Ancak toplumsal kompleksler, o toplumda daha sonra gelecek neslinde komleksli olmasına yol açar. Bu anlamda ideolojik eğitim kopleksli toplumlarda daha çok ortaya çıkar. Kendi içi çukurlarla ve yaralarla dolu insanlar, yeni gelen nesillerde de o yaraların ve çukurların olduğunu zannederler. Komleksli insanların her şeyleri abartılı olduğu gibi, eğitimleride abartılı ve sancılıdır. 3– Tartışılamazlık (Özgüven Eksikliği): İdeolojik eğitim, tartışmaşa, sorgulamaya, alternatife kapalı ‘ideolojik dogmalardan’ oluşan tektipçi bir anlayıştır. İdeolojik eğitimde yukarıdakiler neye karar vermiş ise aşağıdakiler ona tâbi olmaya mecbudur. İdeolojik eğitimin tartışmaya kapalıdır. Adeta kendi gölgesinden korkar. Bu bir öz güven eksikliğinin sonucudur. İnandığı batıl anlayışlara güvenleyenler, onları tartışmaya açmazlar. 4– Topluma Suni Modeller ve Hedefler Sunma: Hakiki olmayan herşey sunidir. İdeolojik eğitim, toplumlara hiçbir zaman gerçek ve doğru modeller ve hedefler sunamazlar. Çünki model ve hedef demek, örnek alınması gereken, arkasından gidilmesi gereken değerler ve kişilerdir. Ancak suni modeller ve hedefler, reel ve kabul edilebilir karşılığı olmayan sonradan üretilmiş objelerdir. Dolayısı ile ideolojik eğitimin sunduğu modeller ve hedefler her zaman kendi gibi tabii ve fıtrî olmaktan uzaktır. İDEOLOJİK EĞİTİMİN NİHAYİ HEDEFLERİ NELERDİR? 1– Kendi Gibi Düşünen Tek Tipçi Bir Nesil Yetiştirmek: İdeolojik eğitimlerin birtek amacı vardır, kendi inanç sitemine inanan, bu inanç sisteminin ilel ebet ayakta kalması için mücadale edebilecek ‘kendigibileştirilmiş’ bir nesil oluşturmak. 2– Düşünmeden ve Sorgulamadan Yaşama: İnsan okur, araştırır, sorgular ve düşünür. İnsan ancak düşününce anlar. Düşünmeyen sorgulamayan insan, kendisi olamaz, başkalarının olur. Kolay yönlendirilir, kolay doldurulur, kolay şekillendirilir. İdeolojik eğitimi hedefleyenler bunu çok iyi bilirler. “Fazla düşünmesin, ancak bizim istediğimiz kadar ve bizim istediğimizi düşünsün”derler. Çünkü nesil düşünmeye başladığında, zihin açılır. Zihin açıldığında sorgulama ve gerçeği bilme isteği ortaya çıkar. Artık kolay şekillenmesi mümkün olmayan, hakikata arzulayan bireyler oluşmalya başlamış demektir. 3– Batıla ve Anlamsıza Tutku ve Bağımlılık: Batıl, içi boş ve anlamsız olan demektir. Bir nesil eğer anlamsız ve içi boş olanla ilgilenirse, anlamlı ve içi dolu olandan uzak duracak demektir. Bu da kolay yönlendirilebilen, kolay ikna edilebilen,içi boş bir neslin yetişmesi anlamına gelir. İşte ideolojik eğitimi hedefleyen zihniyetin nihayi hedefi budur. Tüm hedefler bunun üzerine kurulmuştur. “Anlamsıza yüzünü dönen, anlamlı olana sırtını dönmüş demektir”. 4– İnançsızlaştırma ve Fıtrattan Uzaklaştırma: İdeolojik eğitimler, kendi batıl inanç anlayışının dışındaki inanışlara soğuk ve mesafeli dururlar. ‘Kendigibileştirme’ projesinin bir sonucu olarak yetiştirdiği insanları önce inançsızlaştırma ve sonra fıtrattan uzaklaştırmayı esas alırlar. Onlara göre dini duyguları ve inançları zayıf insanlar, kendine en yakın insanlardır. Çünkü bir insan dinden ve fıtrattan ne kadar uzaklaşırsa, kendi sistemine o kadar yaklaşacaktır. İşte amaçlanan eğitimin asıl hedefide de budur. 5– Kişinin Kendine (Nefsine) Tapması: İdeolojik eğitim, fıtrata, öze, maneviyata ve kalbiliğe kapalırdır. Dolayısı ile nefsiliği esas alan nefsiliği önceleyen, nefis merkezli, ben merkezci (egosantrik) nesillerin yetişmesini amaçlayan bir eğitim sistemidir. Böyle bir eğitimde yetişmiş bireyler için başkası yoktur. Biz yoktur, paylaşmak yoktur. Yardımlaşmak yoktur. Başkasını düşünme yoktur. Ancak kendisi vardır. Ben merkezci ve bencildir. Sonuçta insan artık kendi nefsine tapan bir birey haline gelir. İDEOLOJİK EĞİTİMİNDEN KORUNMA YOLLARI: 1– Öz Kültürü Oluşturma, Fıtratı Koruma: Allah Resulu (s.a.v.) bir hadisi şerifinde: Her doğan çocuk islam fıtratı üzerine doğar. Onu anne babası, mecusi, ateşperes, yada ehlikitap yapar, diyor. Bu sahih hadis meselenin özünü gayet iyi ortaya koyuyor. Eğer bir anne baba doğru bilgi ve doğru bilinç verirse o çocuk bizim olur. Yok ilgilenmez, önemsemez ise o çocuk başkasının olur. Artık kimseye duygusal olarak kızmaya ve söylenmeye hakkımız olmaz. İslam alimlerine göre bir çocuk dört yaşından itibaren ciddi olarak eğitilmeye başlar. Yedi yaşına kadar yaklaşık üç uzun yıl var demektir. Eğer bu üç yılı çok iyi planlı programlı ve sistemli olarak öz kültür ve fıtrat eğitimine ayırılırsa, o çocuklar ilerde başkasının oyuncağı ve uydusu olmayacaktır. Bu konuda anne ve babalara çok ciddi iş düşmektedir. Görevden kaçan sonuçlarına şikayet etmeye hakkı yoktur. Çocuklar okula başladıktan sonra tamamen iç eğitimlerini bırakılmalımı? Tabiki hayır. Eğer mevcut eğitim devam ediyorsa bizimde iç eğitimimiz devam etmelidir. Bilgisayarlarımızda nasıl ki anti vürüs programları oluyor ve sık sık bilgisayarımızı vürüs taramasından geçiriyorsak, çocuklarımızda akşam okuldan gelince karşımıza alıp manevi antivürüs taramasından geçirmeliyiz. Buna üşenen ve bunu yapamayan anne babalar ilerde çocuğunu kaybedebilecektir. Bu yüzden bu hassas konuda tüm anne babalar son derece duyarlı olmalılar. Çocuklarımızın öz eğitimine son derece önem vermeli bu konuda birçok kitaplar okumalı ve araştırmalar yapmalıyız. 2– Komplekslerden Kurtulma ve İrade Eğitimi: Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, komleksli insanlar zinninde ve yüreğinde kendince çukurlar oluşturmuş insanlardır. Bu çukurlar eğer düzeltilmez ise bir ömür boyu kişi ile beraber gelir ve sürekli ona ayak bağı olur. Komlekslerden arınmış bir insan, idealalist olmaya aday bir bireydir. Komlekslerden kurtulmak ancak düzgün ve güçlü bir manevi irade eğitiminden geçerek olabilir. İdeolojik eğitimler insanları kopleksli hale getirirler. Bize düşün ise güçlü bir manevi irade eğitimi ile bu hastalıktan arınmak, topluma hedef sahibi şahsiyetler sunabilmektir. 3– Şahsiyet ve Terbiye Onarımı: Şahsiyet, bir kişinin en güzel en kalıcı, en doğru ve en ona özel elbisesidir. Şahsiyeti olmayan bireyler, silik ve uydu olan insanlardır. Şahsiyeti olan insanlar bozuk ve yanlı tüm ideolojik eğitimlere karşı zırhını giymiş insanlardır. Şahsiyet insanı tüm manevi hastalıklardan ve ruhi yaralanmalardan koruyan bir elbisedir. Olgun bir şahsiyet ancak doğru bir manevi terbiye ile sağlanabilir. Bu bilinçte olan tüm anne ve babalar çocuklarını eğitirken iki şeye çok dikkat etmeliler. 1- Allah sürekli bizi görüyor ve tüm yaptığımıza şahit oluyor bilinci 2- Kendisine verilen ve ona ait olan her şeyi paylaşma bilinci Bu iki önemli konu sürekli diri tutulursa, çocuklarımız -Allah’ın izni ile- fıtrat üzere giden salihlerden ve salihalardan olacaktır inşaşallah. Alah’ın sürekli kendisini gördüğü bilinci ile yaşayan insan her düşüncesine ve her eylemine titizlikle dikkkat eden, ölçüp biçen insandır. Ahiret bilinci bir insan için en önemli otokontrol mekanizmasıdır. Ahirete iman ederek yaşayan insan, bir gün yaptığı her şeyin mutlaka hesabını vereceği bilinci ile yaşayan insandır. İşte bu insan ideal ve düzgün insandır. Paylaşma bilincine gelince; Paylaşmak insanı olgunlaştıran, kişiyi benmerkezcilik hastalığından koruyan, bencil yetişmesine engel olan, insanı nefsilik çukurundan çıkarıp, kalbilik zirvesine ulaştıran yegane erdemdir. Paylaşan insanlar içten olurlar. Paylaşan insanlar samimi olurlar. Paylaşan insanlar özverili olurlar. Paylaşan insanlar ahiretini zenginleştirirler. Paylaşan insanlar Allah’a yaklaşan insanlardır. 