Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4624
Toplam 15280773
En Fazla 20355
Ortalama 2610
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Âlimler ne zaman celadet gösterecek?
09/06/2014 - 13:56
 
Yaþar Deðirmenci
Selefi salihîn olsun, ulemâ olsun, tebliðlerinin, irþatlarýnýn, âlimliklerinin bedelini hep ödediler. Makam, mansýp, para, þan, þöhret derdine düþmediler. Takdir, tebrik beklentisi içinde olmadýlar. Davalarýna hizmet ederken de hiç hesap/kitap adamý olmadýlar.

Önemli þahsiyetler, kendilerinden sonra halef ve varis býrakýrlar. Peygamberler de kendilerinden sonra davalarýný devam ettirmek için ulemayý varis ve halef býrakmýþlardýr. ‘Ulema, Peygamberlerin varisleridir’ hadis-i þerifini çok sýk kullanýrýz. Ancak hadisin kastettiði ulema kimlerdir?  Siret, þemail ve vasýflarý nelerdir? ‘Ümmetim için kötü âlim, Deccal’den daha zararlýdýr’ vecizesi de hadistir. Bu iki hadis üzerinde düþünüp, telif etmek gerekir. Peygamber Efendimize varis olmanýn manasýný, sarýk cüppe ve misvakta arayýp, sadakati, emniyeti, ilim, irfan ve fedakârlýðý unutanlar, Peygamberimizi de, miras ve varislerini de tanýyamamýþlardýr. Peygamberimizin mirasý; vahiydir, güzel ahlaktýr, sadakattir, emanettir, cesarettir, celadettir, fedakârlýk ve izzettir. Bu vasýflarla bezenenler O’nun varisleridir. Cehalet, kibir, âcizlik, taassup, taklid, korkaklýk, cimrilik, donukluk ise diðer ulemanýn özellikleridir. Peygamber varislerinin deðil!

Ulema konusunda da ifrat ve tefride düþülmüþtür. Onlarý melek, masum, sahabeden hatta Peygamberden üstün bir konumda görenlerin, Dinimize verdiði zarar diðerlerinin verdiði zararla kýyas edilemez. Ulema (mürþidler de dahil) beþerdir. Ýlim sahibi olma vasfýyla diðerlerinden ayrýlýrlar. Ýlimleri onlarý en güzel sýfat ve özelliklere sahip kýlmýþtýr. Ýnsanýn maruz kalabileceði her arýza, kendilerine de isabet edebilir. Bu sebeple onlarý masum görmemek icap eder.Peygamber varisi iddiasýnda olan âlimler, o yolu ‘hüve hüvesine’ takip ettiði iddiasýný güden Müslümanlarýn, bakýþ açýlarýný, idrak ve anlayýþlarýný, yetiþme ve yetiþtirilme tarzlarýný mutlaka, ‘Allah ve Rasulü’ ölçüsüne arz etmeleri, kendi yaptýklarýný asla ve kat’a ölçü olarak almamalarý, kendi irade, akýl ve sorumluluklarýnýn idraki içinde hareket etmeleri þarttýr. Sünnete tâbi olma yolculuðunun ilk adýmý da budur.

Dinimizin her emri ve yasaðý biz mü’minler için, en hassasiyet göstereceðimiz hususlardýr. Rabbimizin her emri veya nehyi, en ciddiye alacaðýmýz meselemizdir. Namaz, oruç gibi ibadetlere itina gösterip, namazýn sahibini kötülükten alýkoymasý gerektiðinden habersiz davranmak, Müslümanlarýn gayet rahat faize bulaþmalarý, zulüm yapmalarý, hak ve hukuka riayet etmemeleri, karþýsýnda sessiz kalmak, mü’min tavrý olamaz. Kýsa kollu, takkesiz namaz kýlanlarý ikaz edip, haramlara bulaþanlara hiç dokunmama hali de. Rahatlarýný kaçýrabilir endiþesiyle emri bil maruf nehyi anil münkeri yapmamak, etliye sütlüye karýþmamak, bir müddet sonra, marifet sayýlýr hale gelir. Vebal, mesuliyet, mükellefiyet unutulup, belki de ‘fitneye bulaþmama mükâfatý’ beklenir. Bu vebal ve sorumluluk da ‘kazaným’ olarak deðerlendirilirse þaþmamak gerekir. Ümmetten kopuk kazanýmlarýn, þahsî veya müessesevî büyüklüðü ne deðer ifade eder? Ýslâm’ýn topluma vermeye çalýþtýðý mesajýndan habersiz yapýlan faaliyetler, en bariz emirlerinden biri üzerine yapýlan çalýþma, ‘tek gaye’ seviyesinde bir çalýþma olmadýðý gibi, nihai gaye de deðildir. Hiçbir âlim, Ýslam deðildir ki onun kazanýmý Ýslam’ýn kazanýmý olsun. Müslümanlarýn vakýflarýnýn, derneklerinin büyümesinin doðrudan Ýslam’ýn büyümesi olarak görülmesi de doðru deðildir.

Tasavvuf ve ruhanî hayata önem veren, ancak ilmî/fikrî geliþmelerden, milletin ve Ümmetin dertlerinden uzak, kendi dünyasýna kapanmýþ kardeþlerimizin hali apayrý bir mevzu. Meþhur mutasavvýf ve ulemadan Fudayl bin Iyad, Hasan Basri, Cüneydi Baðdadî, Ýbrahim Ethem, Abdullah bin Mübarek, Ýmam-ý Gazali, Ýmam-ý Rabbani hazretleri gibi zatlarýn, hem topluma katýlýp onlarýn müþküllerini hallettiklerini, milletin ve ümmetin dertleriyle dertlenip, derman olmaya çalýþtýklarýný, hem de ilimlerini neþrettiklerini unutmayalým. 

Taviz esasýna dayalý din öðreten ulema, neticede Ýslam’a deðil verdikleri tavizlere insan toplamaktadýr. Kâfire ve küfre karþý net tavýr koymayan, müdahene eden, ‘mü’min/kâfir farkýný gözetmeyen (gözetemeyen) esnek konuþan, yazan ulemanýn, davetçilerin Ýslam’ýn izzetini artýrmadýklarý gibi, kendileri zillete düþerler/düþüyorlar. Üzücü olan,  sorumluluklarýný yerine getirmediklerinin, büyük bir vebal altýna girdiklerinin farkýnda bile deðiller.

Allah’a davet gibi mukaddes bir hizmetin sahiplenenleri, Allah’a daveti gölgeleyecek çaptaki isyanlarý nasýl gizleyebilirler? Ýslâm’ýn dünya ve ahret nizamý olup, beþeriyetin kurtuluþ ve saadeti için gönderildiðini, ibadetin Dinin bir cüz’ü olduðunu, onun dýþýnda da Ýslâm’ýn hükümleri bulunduðunu, topyekûn yaþamamýz gerektiðini, ihmal ettiðimiz hususlarda da gaflete düþmememiz, hassasiyet göstermemizi hatýrlatan ulema, pek kaale alýnmaz.

Ýmam-ý Evzâî: ‘Bir zaman gelecek ki, gönülden dost olabileceðin kardeþ, helâl sayabileceðin lokma ve sünnete uygun yaþayan örnekler görülemez hale gelir. Asýl Müslümanlýk da iþte o zor zamanýn Müslümanlýðý olacaktýr’ der. Hakiki âlimlerimizin zorluðu da bu olsa gerek.

Müslüman her hal ve þartta merhametli insandýr. Savaþa bile rahmet esintileri ile kurallar getiren, ‘Savaþ ahlaký’ diye bir kavramý literatüre sokan bir dinimiz var bizim. Ýnsanlarýn sadece insan olmalarý, onlara merhamet nazarý ile bakmamýz için yeterli bir sebeptir. Hiçbir insan, dini Ýslam olmadýðý için insanlýktan çýkmýþ deðildir. Sosyal münasebetlerimizde, nazik olmayý bize Kitabýmýz Kur’an emretmektedir. Bizim nazik ve tatlý dilli olmamýzý, dinimizin hesabýndan ödenecek bir ‘dünyevîleþme’ye kaydýrmamýz ne kadar doðrudur?

Hýristiyan veya Yahudilerden alabileceðimiz ne olabilir? Eðer onlardan bir þey almayacaðýmýz halde onlarý masaya çekebilmek, onlara ‘Allah katýnda din Ýslâm’dýr’ hükmünü haykýrmak için bunu yapýyorsak, bunun yolu tavizle, dinimizde ve Peygamberimizin tebliðinde olmayan usul, yanlýþtýr, tecviz edilemez. Bizim onlarla iç içe olmamýza, dinimizi sulandýrmamýza sebep olacak münasebetlerimiz tehlikelidir. (Adý ne olarak konulursa konulsun!) Bilhassa dini temsil durumunda olanlarýn, dinimize hizmeti sahiplenenlerin böyle bir tuzaða düþmeleri yahut ‘zamane hocalarý’nýn bu iþleri de yürütür hocalar olmalarý modernizmin sürüklediði sele kapýlmaktýr. Bu metotla, aslýnda ulemanýn Ýslam’a kazandýrdýðý bir þey de yoktur. Dine ilave veya eksiltme deðil, olaný anlama, olanla amel etme gaye olmalýdýr. Dinin eksik-fazla bir yönü olmadýðýna iman etmemizin gereði budur. Dini yenilemek deðil, dini yaþamak gayemizdir. Müslüman, dinini teblið etmekle mükelleftir. Biraz senden biraz benden tarzýnda bir pazarlýða, bir koalisyona hangi Müslüman kendisini yetkili görebilir, kâfirlerle masaya oturup ‘Sizdeki güzellikleri bize verin, bizdeki güzellikleri siz alýn’ diyebilir? 

Savunduðu deðerler uðruna yeri geldiðinde bedel ödemeyen, o deðerleri savunurken samimi olabilir mi? Ýþgali, iþgalciyi, zalimi, zorbayý karþýsýna almayan/alamayan hangi davanýn adamý olabilir? Sözünüzün, yazýnýzýn tesiri; icraatýnýz, faaliyetiniz ve yaþadýðýnýz hayattýr.

Selefi salihîn olsun, ulemâ olsun, tebliðlerinin, irþatlarýnýn,  âlimliklerinin bedelini hep ödediler. Makam, mansýp, para, þan, þöhret derdine düþmediler. Takdir, tebrik beklentisi içinde olmadýlar. Davalarýna hizmet ederken de hiç hesap/kitap adamý olmadýlar.

Tâbiin’in büyüklerinden Vehb bin Münebbih: ‘Okuduðum irþad kitaplarýnda gördüm ki, eðer insan hizmet esnasýnda belâ, sýkýntý ve darlýða düþerse, bilsin ki bu, Peygamberlerin ve salihlerin hallerindendir. Çünkü onlarýn hepsi, hizmette çok sýkýntý çektiler, zorluklara maruz kaldýlar. Eðer insan bol rahatlýða kavuþursa, bilsin ki, büyüklerin yolu rahatlýk ve lezzetler içerisinde yaþamak deðildir. Belki hizmet yolunda zorluklara sabýr ve tahammül ederek makamlarýný daha da yücelere yükseltmektir’ der.

Ýmam-ý Malik iþkence gördü. Ýmam-ý Azam Ebu Hanife hapiste öldü, hatta öldürüldü. Ýmam- Ahmed bin Hanbel falakaya yatýrýldý, kollarý kýrýldý. Ýmam-ý Þafii idama mahkûm edildi, son anda idamdan kurtuldu. Büyük müceddit, Ýmam-ý Rabbani, ‘Ýmamlar güneþi’ lakaplý Serahsi, büyük usulü fýkýh âlimi Þâtýbî, yýllarca zindanlarda kaldýlar. Yakýn tarihimizin mücahid, mürþid, ulemâ sýnýfýnýn çektikleri iþkence ve zulümleri yazmak bile kitaplýk çapta yer tutar.

Kendimize dönüp sorsak, biz ne yaptýk? Hangi zalimle uðraþýp, onun zulmüne mani olduk? Devrimizde Ümmetin maruz kaldýðý iþkencelere, zalimlerin irtikap ettiði zulümlere karþý hangi mücadeleyi baþlatýp, bu mücadeleyi verenlerin yanýnda yerimizi aldýk? Âlimin celadeti, eylemi, ilmiyle amil bir hayatý yoksa, o ne zaman iþe yarayacak, ne zaman Ümmetin derdiyle dertlenecektir?

Yoksa bütün bu olup bitenler bizi ilgilendirmiyor mu?


Bu Makale 4731 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

29/02/2016 - 10:00 Mü’minler izzet ve þerefi nerede arýyorlar?

©

07/04/2015 - 12:35 Modern dünya hepimizi yara bere içinde býraktý

©

17/03/2015 - 11:15 Ýtidal Notlarý

©

13/02/2015 - 16:15 Mü’mince bakýþa olan ihtiyaç

©

26/01/2015 - 14:07 Âlim bedel öder!

©

31/12/2014 - 15:56 Cinnet toplumunun figüraný olmayalým! Mesele yýlbaþý deðil, kimlik kiþilik meselesi

©

03/12/2014 - 16:11 Cihat eðitimi/Eðitimin cihadý

©

04/11/2014 - 19:03 Peygamberlerin yol gösterdiði hicret ve düþündürdükleri

©

13/10/2014 - 16:24 Kardeþlik zamaný!

©

02/09/2014 - 18:35 Dostane bir ikaz!

©

04/08/2014 - 13:32 Ramazan Bayramý sonrasý düþünceler

©

09/06/2014 - 13:56 Âlimler ne zaman celadet gösterecek?

©

06/05/2014 - 10:17 Dinimizi parçalayýp dünyamýza yamadýk!

©

03/04/2014 - 10:09 Mü’min bünyesinde açýlan yara!

©

04/02/2014 - 09:19 Tartýþmanýn galibi yoktur!

©

10/01/2014 - 10:18 Peygamberimize olan hasret ve düþündürdükleri

©

04/12/2013 - 13:13 Bir hadis-i þerif ve düþündürdükleri

©

06/11/2013 - 11:17 Mü’minler aman dikkat!

©

03/10/2013 - 14:06 Haccýn Þuuru

©

12/09/2013 - 12:49 Ýki Üstad Ýki Dergi Necip Fazýl KISAKÜREK Sezai KARAKOÇ Büyük Doðu ve Diriliþ

©

24/08/2013 - 14:12 Unuttuðumuz iki haslet: Dil ve Nezaket

©

08/07/2013 - 12:11 Ramazan ayýný hasret muhabbet ve hürmetle karþýlarken

©

10/06/2013 - 10:42 Üstadýn 30. Seneyi devriyesi münasebetiyle…

©

03/06/2013 - 12:05 Miraç bize ne söyler?

©

13/05/2013 - 18:28 Sessiz çýðlýk: ÖLÜM

©

18/04/2013 - 10:36 ‘Kutlu Doðum Haftasý’ Münasebetiyle

©

10/04/2013 - 11:04 Bir çýnarýn ardýndan

©

17/01/2013 - 11:37 Ümmetin Hastalýðý: Yolsuzluk

©

31/12/2012 - 13:43 Yýlbaþý deðil, kimlik, kiþilik, þahsiyet meselesi

©

20/12/2012 - 11:50 Yüksek binalar ve altýnda ezilen insanlýk!

©

20/11/2012 - 14:20 Hicret hayatýmýzýn neresinde?

©

04/10/2012 - 10:52 Ümmetin Hastalýðý: Dünyevîleþme

©

27/08/2012 - 12:49 Gönül dostlarýna kulak vermek

©

23/07/2012 - 11:44 Hepimiz yolcuyuz

©

25/06/2012 - 11:44 Âyetlerin ýþýðýnda karnemiz!

©

04/06/2012 - 11:45 Müslümanlarýn sorumluluðu ve düþündürdükleri

©

25/04/2012 - 14:32 Cömertliðin önemi ve düþündürdükleri

©

04/04/2012 - 14:27 Vahyin Dilinden
 
 

Site Ýçi Arama

16 Sevvâl 1445 |  25.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Rabbinize (ýsrarla) yalvararak ve gizlice (içten) dûa edin. Muhakkak ki O, haddi aþanlarý sevmez.

( A’râf sûresi - 55)

Bir Hadis

Abdullah Ýbni Amr Ýbni Âs (ra)’ dan rivayet edildiðine göre,

Hz. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:

“Müslüman, dilinden ve elinden müslümanlarýn zarar görmediði kimsedir. Muhâcir ise, Allah’ýn yasakladýðý þeylerden uzak duran kimsedir.”


Buhârî, Îmân 4-5, Rikâk 26; Müslim, Îmân 64-65

Bir Dua

Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurdularki

“Allah’ým! Helal olan nimetlerinle yetinmemi, haramlardan müstaðni olmamý ihsan eyle, fazlý kereminle beni senden baþkasýna muhtaç eyleme.”

(Hâkim, Deavât, No: 1973)

Hikmetli Söz

“Þefkat ve merhamette güneþ gibi ol, baþkalarýnýn kusurunu örtmede gece gibi ol, cömertlikte ve yardým etmede akarsu gibi ol, hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol, ya olduðun gibi görün, ya göründüðün gibi ol.”

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com