Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2113
Toplam 15270329
En Fazla 20355
Ortalama 2609
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Mü’minlerin Yolu
07/03/2011 - 14:31
 
Abdullah Dai
Kim kendisine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra, Rasul'e karþý gelip muhalefet eder ve mü'minlerin yolundan baþka bir yola uyup giderse, onu döndüðü yolda býrakýr ve cehenneme atarýz. Ne kötü bir yataktýr o!.." (1)

 Böyle buyurdu, yerde de Ýlâh, göklerde de Ýlâh Rabbimiz Allah… (2) Hüküm ve hikmet sahibi Allah… Hükmedenlerin hakimi Allah böyle buyurdu... (3) Hükümde hiçbir ortaðý olmayan (4) hükmün yalnýz kendisine aid olduðu (5) yaratma ve emretmenin kendine mahsus olduðu (6) yegâne ilâhýmýz Allah böyle buyurdu…
"Kim kendisine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra."
 Dosdoðru yol… Hak yolu… Hiçbir batýlýn karýþmadýðý yol… Bütün karanlýklarýn yok olduðu nûr yolu… Peygamberlerin, sýddîklerin, salihlerin ve þehidlerin yolu… Kendilerine nimet verilmiþlerdir bunlar… Bu yol, Allah'ý Rabb, Ýslâm'ý Din, Rasulullah (s.a.s)'i örnek ve önder kabul edip, katýksýz iman ederek bundan razý olmuþlarýn yoludur… Ve bu yol, muttakî Müslümanlarýn yoludur…
 Muvahhid ve muttakî mü'minler, yakîn olarak gayba iman etmiþ, namazýný dosdoðru kýlmýþ, kendilerine verilen rýzýktan Allah yolunda infâk etmiþ Allah'dan indirilen hükümlere inanmýþ, ahrete iman eylemiþ þahsiyetlerdir… (7)
 Dosdoðru yol… Yegâne Rabbimiz Allah'ýn ilkelerini apaçýk beyan buyurduðu, yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s)'in yaþayarak izah ettiði dosdoðru yol… Allah'ýn yolu…
"Bu, Benim dosdoðru olan yolumdur. Þu hâlde ona uyun. Sizi, O'nun yolundan ayýracak (baþka) yollara uymayýn. Bununla size tavsiye etti. Umulur ki, korkup sakýnýrsýnýz." (8)
 Yegâne Rabbimiz Allah, kendisine uymamýzý emir buyurduðu bu dosdoðru yolun ilkelerinin bir kýsmýný þöyle beyan buyuruyor:
"De ki: "Gelin, size Rabbinizin neleri haram kýldýðýný okuyayým: O'na hiçbir þeyi ortak koþmayýn, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endiþesiyle çocuklarýnýzý öldürmeyin Sizin de, onlarýn da rýzýklarýný Biz vermekteyiz. Çirkin  kötülüklerin açýðýna ve gizli olanýna yaklaþmayýn. Hakka dayalý olma dýþýnda, Allah'ýn (öldürülmesini) haram kýldýðý kimseyi öldürmeyin. Ýþte bunlarla size tavsiye (emr) etti, umulur ki akýl erdirirsiniz.
 Yetimin malýný, o ergenlik çaðýna eriþinceye kadar o en güzel (þeklin) dýþýnda yaklaþmayýn. Ölçüyü ve tartýyý doðru olarak yapýn. Hiçbir nefse, gücünün kaldýrabileceði dýþýnda bir þey yüklemeyin. Söylediðiniz zaman yakýnýnýz dahi olsa adil olun. Allah'ýn ahdine vefa gösterin. Ýþte bunlarla size tavsiye (emr) etti. Umulur ki, öðüt alýp düþünürsünüz." (9)
 Rabbimiz Allah, bu hayat ilkelerini beyan buyurduktan sonra: "Bu, Benim dosdoðru olan yolumdur…" diye buyurur.  O'nun dosdoðru yolu, akîdede ve amelde O'na hiçbir þeyi ortak koþmamak ve ahdine vefâ göstermektir... Ahdine vefâ göstermek, O'ndan baþka hüküm koyucu ve kendisine itaat edilerek kulluk yapýlacak hiçbir rab, melik ve ilâh tanýmamak, asla kabul etmemektir... Çünkü Allah, insan kullarýný yalnýzca kendisine kulluk yapmalarý için yaratýrken (10) kendilerinden, kendisinden baþka hiçbir rab kabul etmeyeceklerine dair ahid almýþtý… Rabbimiz Allah, o "Misak" anýný þöyle hatýrlatýyor:
"Hani Rabbin, Âdemoðullarýnýn sýrtlarýndan zurriyetlerini almýþ ve onlarý kendi nefislerine karþý þahidler kýlmýþtý: "Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim? (demiþti de) onlar: "Evet (Rabbimizsin), þahid olduk" demiþlerdi. (Bu,) kýyamet günü: "Biz, bundan habersizdik" dememeniz içindir.
 Ya da: "Bizden önce ancak atalarýmýz þirk koþmuþtu. Biz ise, onlardan sonra gelen bir kuþaðýz. Ýþleri batýl olanlarýn yaptýklarýndan dolayý bizi helâk mý edeceksin?" dememeniz için.
 Ýþte Biz, ayetleri böyle birer birer açýklarýz, umulur ki dönerler." (11)
 Ahde vefâ, Allah'dan baþka hüküm koyucu ve hükmüne tabi olup itaat edici bir rab, yani bir makam ve bir mevki, bir güç ve bir kuvvet tanýmamak, emrine ve nehyine tabi olmamak, hayatýný ona göre tanzim etmemektir…
 Allah'ýn ahdine vefâ göstermek, yalnýz ve yalnýz Allah'ýn emrine tabi olmak, O'nun hükümlerine göre hayatý tanzim edip hükmetmek demektir… Çünkü, hükmetme makamýnda olup da:
"Kim Allah'ýn indirdiðiyle hükmetmezse, iþte onlar, kâfir olanlarýn tâ kendileridir." (12)
"Kim Allah'ýn indirdiðiyle hükmetmezse, iþte onlar, zalim olanlarýn tâ kendileridir." (13)
"Kim Allah'ýn indirdiðiyle hükmetmezse, iþte onlar, fasýklarýn tâ kendileridir." (14)
 Allah'ýn indirdikleriyle, yani Allah'ýn hükümleriyle hükmetmemek, Allah'dan baþka egemen olan taðutlarýn hükümleriyle hükmetmek demek olduðundan, Allah'ýn ahdine vefâsýzlýktan baþka bir þey deðildir… Allah'ýn ahdine vefâ göstermek, O'ndan baþka hüküm koyucu kabul etmemektir… O'ndan baþka hüküm koyucu kabul etmek ve o kabul edilen hüküm koyucunun helâlharam sýnýrlarýna, yani yasak ve serbest hududlarýna riâyet etmek, onu, kendisine Allah'dan baþka rab edinmektir…
 Misak ahdinde:
 "Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?" sorusuna: "Evet (Rabbimizsin), þahid olduk!" diyenler, yeryüzündeki hayatlarýnda Allah'ýn býrakarak, yani Allah'ýn hükümlerini, helâl  haram sýnýrlarýný bir yana koyarak, Allah ile hudud yarýþýna giriþen egemen taðutlarýn hükümlerine göre hayatý düzenleyecek olurlarsa, onlarý, Allah'dan baþka rabler edinmiþ olurlar… Bu inanç ve tavýr, Allah'a þirk koþmak olup, ahdine vefasýzlýk yapmak demektir… Allah'ýn ahdine vefasýzlýk edenler, ondan baþka hüküm koyucu kiþi ve makamlarý tanýyanlardýr… Bu ilâh ve rablaþtýrdýklarý kiþi ve makamlara boyun eðip onlarýn hükümlerine uyanlar, hiçbir ortaðý olmayan (15) ve hükmünde hiç kimseyi ortak etmeyen Allah'a (16) hükümde ortak kabul etmiþlerdir… Yalnýz Allah'a aid olmasý gereken hayatý, (17) Allah ile, Allaha ortak kýlmýþ olduklarý hüküm koyucular arasýnda pay etmiþ ve böylece Allah'a þirk koþmuþlardýr...
Rabbimiz Allah, yalnýzca kendisine ibadet etmekle, yani hükümlerine göre yaþamakla emr olunmuþ olan kullarýný, bu konuda uyarmakta, dikkatli olmalarýný emretmektedir:
"Onlar, Allah'ý býrakýp bilginlerini ve rahiblerini rablar (ilâhlar) edindiler ve Meryem oðlu Mesih'i de. Oysa onlar, tek olan bir Ýlâh'a ibadet etmekten baþka bir þeyle emr olunmadýlar. Ondan baþka ilâh yoktur. O, bunlarýn þirk koþtuklarý þeylerden yücedir." (18)
 Adiyy b. Hatim (r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.), Allah ý býrakarak, Allah'dan baþkalarýný rablar ve ilâhlar edinmeyi þöyle izah buyuruyor:
"Bunlar, herhangi bir þeyi onlara helâl (serbest)kýldýklarý vakit onu, helâl kabul ediyorlar ve herhangi bir þeyi de onlara haram (yasak) kýldýklarý vakit onu, haram kabul ediyorlardý." (19)
 Elmalýlý Muhammed Hamdi Yazýr (rh.a), "Hak Dini Kur'ân Dili" adlý meþhur tefsirinde, "Allah'dan baþka rabler edinmek" konusunda þunlarý beyan eder:
"Allah'ýn emrine, hakkýn hükmüne deðil, onlarýn hükümlerine, onlarýn iradelerine tabi oldular. Onlara, Allah'a tapar gibi taptýlar, hatta Allah'ý býrakýp açýkca Allah'ýn emirlerine ters düþen keyfî arzularýna itaat eylediler. Allah'ýn haram kýldýðý þeyleri onlarýn emirleriyle helâl gördüler. Allah'ýn "yapmayýn" dediði þeyleri yaptýlar, "yapýn" dediklerini de yapmadýlar. Allah'ýn emir ve yasaklarýný deðil de, onlarýn emir ve yasaklarýný dinlediler." (20)
 Müfessir Elmalýlý M. Hamdi, daha sonra þunu beyan eder:
"Daha sonra bu rablýk imtiyazý, ruhban sýnýfýnýn elinden çýkmýþ, parlementerlere geçmiþtir." (21)
 Dosdoðru yol, Allah'ýn ahdine vefâ gösterip, ona hiçbir þeyi ortak etmemektir… Kendisine dosdoðru yol gösterilen ve hak ile batýlýn birbirinden tamamen ayrýldýðýný görüp idrak eden kiþi veya kiþiler, egemen taðutlarý reddedip tanýmayarak Allah'a iman ederse, dosdoðru yolun yolcusu olup kurtuluþ kulpuna yapýþmýþ olur... (22)
 Ýmam Ýbn Kesir (rh.a.) meþhur tefsirinde:
"Kim kendisine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra Rasul'e karþý gelip…" ayetini þöyle açýklýyor:
"Kim, Allah Rasulü (s.a.s.)'in getirmiþ olduðu þeriat yolundan baþkasýna girerse, o, bir tarafta, þeriat bir tarafta olur. Zirâ bu, kendisine hak ve gerçek açýkça belli olmuþ ve ortaya çýkmýþ olduktan sonra kendisindeki bir kasýddan meydana gelmiþtir.
 Allah Teâlâ:
"Mü'minlerin yolundan baþka bir yola uyup giderse…" buyuruyor ki bu, birinci sýfatýn ayrýlmaz bir parçasýdýr. Fakat bazan kanun koyucunun açýk emrine muhalefet olabileceði gibi, bazan da Ümmeti Muhammed'in ittifakýný kesin olarak bildiði konularda onlarý, icmâ' ettikleri, birleþtikleri bir konuda da olabilir. Zirâ onlar (Muhammed Ümmeti), bir konuda birleþtiklerinde hatâdan korunmuþlardýr. (23) Bu, onlara verilen bir þereften ve Peygamberlerine bahþedilen ta'zimdendir. Bu konuda bir çok sahih hadisler varid olmuþtur. Âlimlerden, bunun mânâca tevâtür derecesinde olduðunu ileri sürenler vardýr.
 Ýmam Þâfiî (rh.a) de uzun uzun düþündükten sonra, bu ayetin, icmâ'a muhalefetin haram olduðu konusunda delil olduðuna karar vermiþtir. Bu, istinbâtlarýn en güzel ve kuvvetlilerindendir." (24)
 Ýmam Fahruddin erRâzî (rh.a.), meþhur tefsirinde þöyle açýklýyor:
"Þâfiî'nin bunu delil getiriþi þöyle izah edilir:
 Mü'minlerin yolunun dýþýndan bir yola uymak haramdýr. Binaenaleyh mü'minlerin yoluna uymanýn vacib olmasý gerekir.
 Birinci mukaddimenin izahý þudur:
Allah Teâlâ, "Peygamber'e muhalefet edip, mü'minlerin yolundan baþkasýna tabi olanlar için, bir va'îdi ilâhî' nin söz konusu olduðunu" belirtmiþtir. Hâlbuki sadece peygamber'e muhalefet etmek de, böyle bir va'îdi gerektirir. Binaenaleyh eðer mü'minlerin yolundan baþka bir yola uymak böyle bir ilâhî tehdidi gerektirmemiþ olsaydý, o zaman bu, tehdidde (va'îdde) herhangi bir tesiri olmayan þeyi, bu va'îdi tek baþýna gerektiren bir þeye katma olur ki, böyle bir þey câiz deðildir. Bundan dolayý, mü'minlerin yolundan baþka bir yola ittiba etmenin haram olduðu sabit olur. Bu sabit olunca da, mü'minlerin yoluna uymanýn vâcib olmasý gerekir. Çünkü mü'minlerin yoluna uymamak ifadesi, mü'minlerin yolundan baþkasýna uyma mânâsýný gösterir. Bu sebeble, mü'minlerin yolundan baþkasýna uymak haram olunca, mü'minlerin yoluna uymamanýn da haram olmasý gerekir. Mü'minlerin yoluna uymamak haram olunca, onlarýn yoluna uymak vâcib demektir. Çünkü bu iki zýt tarafýn (ihtimalin) dýþýna çýkýlmaz." (25)
 Mü'minlerin yolu, yegâne önderleri ve hayat örnekleri Rasulullah (s.a.s.)'e (26) karþý gelmeyip muhalefet etmeden tabi olup itaat etmektir… Muvahhid mü'minler, yegâne Rableri Allah'ýn seviyor (27) ve Allah emrettiði için Rasulullah (s.a.s)'e tabi olup itaat etmektedirler…
 Rabbimiz Allah þöyle buyuruyor:
"De ki: "Eðer siz Allah'ý seviyorsanýz, bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir.
De ki: "Allah'a ve Rasulü'ne itaat edin." Eðer yüz çevirirlerse, þübhesiz Allah kâfirleri sevmez." (28)
 Çünkü Rasulullah (s.a.s)'e itaat etmek, Allah'a itaat etmektir:
"Kim Rasule itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiþ olur. Kim de yüz çevirirse Biz seni, onlarýn üzerine koruyucu göndermedik."  (29)
 Rasulullah (s.a.s.), hayat önderidir… Hayat kitabý olan Kur'âný Kerim'i hayata uygulayan ve emrolunduðu gibi davranan yegâne örnek þahsiyettir… Zirve insandýr Rasulullah (s.a.s.)!.. O'na uymak, Sünneti'ne tabi olmak demektir... O'nun Sünneti'ne tabi olan Kur'âný Kerim'e tabi olmuþtur. O'nun Sünneti, Kur'âný Kerim'in hayata uygulanýþ biçimidir… Bundan dolayý, ferdî, ailevî ve sosyal hayatýn, Rasulullah (s.a.s.)'in Sünneti'ne tabi kýlýnmasý gerekir… O'nun Sünneti'ne tabi olan, hayat kitabý Kur'âný Kerim'i hayata uygulamýþ olur… Kur'ân, canlý bir hayat olur... Kur'ân ve Sünnet ile hayatlarýný tanzim eden muvahhid mü'minler, Rableri Allah'ýn rýzasýna uygun yaþarlar... Kendilerine belli olan dosdoðru yol üzere yürürler... Ticaretlerin de, ekonomilerinde, eðitimlerinde, ailelerinde ve sosyal hayatlarýnda Kur'ân ve Sünnet'e tabi olan katýksýz iman edip salih amel iþleyenler, öyle bir çevre, öyle bir toplum, öyle bir bölge oluþtururlar ki hayat, orada yaþamaya deðer… Yalnýzca Allah'a ibadet etsinler diye yaratýlan insan, öyle bir ortamda yaratýlýþ gayesine uygun yaþar ve fýtrat üzere izzet sahibi olur… Ýnsan olduðunun ve kul olduðunun farkýna varýr... Kullara kul olmaktan ve zalim egemen taðutlar tarafýndan sömürmekten kurtulur… Gerçek ve yegâne Rabbi Allah'a kul olur…
 Yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s)'in vahiy yoluyla Allah'dan getirdiði hayat nizamý Ýslâm, dosdoðru yoldur… Eyrisi, saklýsýgizlisi ve noksanlýðý olmayan dosdoðru yol…
"De ki: "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah'a davet ederim. Ben ve bana uyanlar da. Ve Allah'ý tenzih ederim. Ben, müþriklerden deðilim." (30)
 Her yönüyle kâmil bir hayat nizamýdýr Ýslâm, hem de yegâne hayat nizamý… Bütün hayatý kuþatýcý nizam… Bir yaný akîdeyi, diðer yaný ameli gündeme getirir… Akîdeye asla þirk karýþtýrýlmayacaðý gibi, amele de asla þirk ve küfür karýþtýrýlmamalýdýr… Akîdede Tevhid olduðu gibi, amel de de Tevhid olmalýdýr… Akîdevî Tevhidin bozulmasý, akîdeye þirk ve küfür karýþtýrmak ile olduðu gibi, amelî Tevhide de þirk ve küfür karýþýnca amelî Tevhid bozulur… Akîdevî Tevhid, Allah'dan baþka ilâh ve rab kabul etmek, ona inanmak ile bozulur… Amelî Tevhid ise, Allah'dan baþka egemen taðutlarýn hükümlerini kabul edip ona göre amel etmek ile bozulmuþ olur...
 Ýþgal edilmiþ Ýslâm topraklarýndaki egemen zalim taðutlarýn hükümlerine göre, isteyerek amel etmek, yani "ikrâhý Mülci" olmadan ticareti, ekonomiyi, siyaseti, eðitimi ve sosyal yapýyý ona göre düzenlemek, amelî Tevhidi bozar… Böylece amele þirk ve küfür karýþmýþ olur… Kendisine þirk ve küfür karýþmýþ veya þirke ve küfre göre düzenlenmiþ amel, tamamiyle ifsad olmuþ ve bomboþ bir hâle gelmiþtir…
 Ýslâm, hayatý kuþatýcý ve bütün bir nizamdýr… Hayat, ya islâm'a göre tanzim edilir, ya da edilmez… Ýslâm'ýn bir kýsmýný alýp, bir kýsmýný býrakmak, o býraktýðý kýsmýn yerine taðutun hükümlerini geçirmek, elbette iman etmiþ hiçbir mü'minin iþi olamaz… "Ýkrâhý mülci" veya "Zaruret hâli" olmadan böyle davranmak, Ýslâm ile iliþkiyi kesmekten baþka biþr þey deðildir…
"Yoksa siz, kitabýn bir bölümüne inanýp da bir bölümünü inkâr mý ediyorsunuz? Artýk sizden böyle yapanlarýn dünya hayatýndaki cezasý, aþaðýlýk olmaktan baþka deðildir. Kýyamet gününde de azabýn en þiddetli olanýna uðratýlacaklardýr. Allah, yaptýklarýnýzdan gafil deðildir.
 Ýþte bunlar, ahireti verip dünya hayatýný satýn alanlardýr. Bundan dolayý azablarý hafifletilemez ve kendilerine yardým edilmez." (31)
 Âlemlerin Rabbi Allah, yalnýzca ve þirk koþmadan kendisine ibadet etsinler diye yarattýðý insan kullarýna, onlarý bilgilendiren, eðiten, öðreten ve hayatta örnek olan Rasulünü, hayat rehberi Kitabý ile göndermedikçe, onlara dosdoðru yolu apaçýk belli etmedikçe onlarý sorumlu tutmaz!..
 Kendilerine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra, Rasule karþý gelip mü'minlerin yolundan ayrýlan ve hevalarýný ilâhlaþtýrýp onun peþine takýlanlarý (32) Allah, onlarýn döndükleri yolda sapýklýk üzerinde býrakýr ve ahirette de cehenneme atar…
"Ýþte onlar, eðrilip sapýnca, Allah da onlarýn kalplerini eðriltip saptýrmýþ oldu. Allah, fasýk bir kavmi hidayete erdirmez." (33)
"Ýlk defa ona iman etmedikleri gibi, (yine iman etmezler). Biz de onlarýn kalblerini ve gözlerini çeviririz de azgýnlýklarý içerisinde onlarý kör ve þaþkýn terk ederiz." (34)
 Âlemlerin Rabbi Allah tarafýndan, O'nun Rasulü (s.a.s.)'in vasýtasýyla açýklanan dosdoðru yol kendilerine apaçýk beyan edildikten sonra Rasulullah (s.a.s.)'e karþý gelip muhalefet etmek, Allah'a karþý gelip isyan etmektir… Rasulullah (s.a.s.)'in getirdiði hayat nizamý Ýslâm'ý beðenmemek, "çaða uymaz, geri bir anlayýþtýr" inancý ve hareketiyle onu hayata karýþtýrmamak, ona tabi olmamak, ona rýza göstermemek, mü'minlerin yolundan ayrýlmaktýr… Allah Teâlâ, böyle azgýn sapýklarýn kalbine dalâlet mührünü basar ve cehenneme sokar… Bu ceza, onlarýn hür iradeleriyle tercih ettiði suçun karþýlýðýdýr…
 Ayeti kerime, kendisine dosdoðru yol apaçýk belli olduktan sonra, hýrsýzlýk yaptýðý için eli kesilmesine hükmedildiði için, Ýslâm'dan dönüp mürted olarak Mekke'ye kaçan Beþir (Tu'me) Ýbn Ubeyrýk hakkýnda inzâl olmasý, (35) ayetteki hükmün umumî oluþuna ve böyle anlaþýlýp yorumlanmasýna engel teþkil etmez…
 Muvahhid mü'minler, hangi çaðda, hangi asýrda ve hangi diyarda olurlarsa olsunlar, onlar için seçilip beðenilen, Allah'ýn tamamlanmýþ nimeti olan hayat nizamý Ýslâm'a (36) tabi olurlar… Allah'a, Rasul'e (s.a.s.) ve kendilerinden olup iman ile Allah ve Rasulü (s.a.s.)'e itaat eden "Ulu'lemr"'e itaat eden mü'minlerin yolundan ayrýlmazlar…(37) Çünkü mü'minlerin yolu, dosdoðru ve kurtuluþ yoludur!..
   1) Nisa, 4/115. 2) Bkz. Zuhruf, 43/84.3) Bkz. Tin, 95/8. 4) Bkz. Kehf, 18/26. 5) Bkz. Yusuf, 12/40. 6) Bkz. A'râf, 7/54. 7) Bkz. Bakara,2/34. 8) En'âm,6/153. 9) En' âm,6/151152. 10) Zariyat, 51/ 56. 11) A'râf, 7/172-174. 12) Mâide, 5/44. 13) Mâide, 5/45. 14) Mâide, 5/47. 15) Bkz. En'âm, 6/163. 16) Bkz. Kehf, 18/26. 17) Bkz. En'âm, 6/162. 18) Tevbe, 9/31.19) Süneni Tirmizî, Kitabu Tefsiri'l-Kur'ân, B.10, Hds.3292. 20) Elmalýlý M. Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur'ân Dili, Ýst. T.Y. C.4, Sh.360. (Yenda Yayýnlarý). Sadeleþmiþ Nüsha: Sadeleþtirenler: Doç. Dr. Ýsmail Karaçam, Vdð. Ýst. T.Y. C.4, Sh.317. (Azim Daðýtým). 21) Sadeleþmiþ Nüsha: C.4, Sh. 320. 22) Bkz. Bakara, 2/256. 23) Bkz. Süneni Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, B.7, Hds. 2255. 24) Ýbn Kesir, Hadislerle Kur'ân-ý Kerim Tefsiri, Çev. Dr. Bekir Karlýða Dr. Bedrettin Çetiner, Ýst. 1984 C.5, Sh.1927. 25) Fahruddin er-Râzî, Tefsiri Kebir-Mefatihu'l-Gayb, Çev. Prof Dr. Suat Yýldýrým, Vdð. Ank. 1990, C.8, Sh.315. 26) Bkz. Ahzab, 33/21. 27) Bkz. Bakara, 2/165. Mâide, 5/54. 28) Âl-i Ýmrân, 3/31-32. 29) Nisa, 4/80. 30) Yusuf, 12/108. 31) Bakara, 2/85-86. 32) Bkz. Casiye, 45/23. Furkan, 25/43. 33) Saff, 61/5. 34) En'âm, 6/110. 35) Bkz. Ýmam Ebu'l-Hasen Ali b. Ahmed el-Vahidî, Esbâb-ý Nüzûl, Çev. Dr. Necati Tetik  Necdet Çaðýl, Erzurum, T.Y. Sh.187-188. Ýmam Suyutî, Esbâb-ý Nüzûl, Çev. Ýbrahim Seyfi Oymalý, Ýst. T.Y. C.1, Sh.233-235. Abdulfettah el-Kadî, Esbâb-ý Nüzûl, Çev. Doç. Dr. Salih Akdemir, Ank. 1986, Sh.133-134. Ýmam Kurtubî, el-Câmi-u Li-Ahkâmi'l-Kur'ân, Çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 1998, C.5, Sh.478. 36) Bkz. Mâide, 5/3. 37) Bkz. Nisa, 4/59. 


Bu Makale 4815 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

15 Sevvâl 1445 |  24.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

“Kendileriyle huzur bulmanýz için, kendi türünüzden eþler yaratýp aranýzda sevgi ve þefkat var etmesi de Allah’ýn varlýðýnýn apaçýk delillerindendir.”


( Rum sûresi - 21)

Bir Hadis

Hz. Peygamber (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

“Yapýlan bir umre, diðer umreye kadar arada iþlenen günahlara kefarettir. Allah tarafýndan kabul gören haccýn karþýlýðý ise cennettir”buyurmuþtur.


Buhârî, Umre, 1

Bir Dua

“Allah’ým! Bana verdiðin rýzýk konusunda beni kanaat sahibi yap ve o rýzkýmý bereketli kýl. Zayi olan her nimetin daha hayýrlýsýný bana ihsan eyle.”

(Hâkim, Deavât, No:1878)

Hikmetli Söz

Hz.Huzeyfe’ye, “Hz. Peygamber ile olan birlikteliðinizi kýskanýyorum. Siz ona yetiþtiniz, biz yetiþemedik; siz onu gördünüz, biz ise göremedik” dedi. Hz. Huzeyfe (r.a.) þöyle cevap verdi: “Biz de, görmediðiniz hâlde sizin o Peygambere iman etmenizi kýskanýyoruz.”

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com