Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Allahým, kalblerimiz arasýnda sýcaklýk meydana getir! Kulaklarýmýzý, gözlerimizi, kalblerimizi, eþlerimizi ve neslimizi bizim için bereketli eyle!.." 1
Ýslam'ýn vazgeçilemez temel esaslarýndan biri "Nesil güvenliði"dir. Eþsiz bir hayat nizamý olan Ýslam, ortaya koyduðu "Akýl, din, can, mal ve nesil güvenliði" kuralý ile insanlýk için asla vazgeçilemez olan bu beþ temel unsurun korunmasýný kesin bir dille emretmiþ, bunun temini için kesin hükümler koymuþtur. Bu temel unsurdan biri olan "Irz, namus ve nesil güvenliði", yeni yetiþen neslin mayasýnýn bozulmamasý, aile müessesesinin mukaddes bir müessese olarak korunmasý ve neseb tesbitinin kolaylýðý amacýný taþýmaktadýr. Irz ve namusun korunmasý için aile ve okulda ciddî Ýslâmî ve ahlakî eðitimin verilmesi, gönüllere haya, iffet ve namus gibi ideal ahlakî ve manevî deðerlerin yerleþtirilmesi, tesettür, mahremiyet, aile ve nikâh gibi müesseselerin korunmasý; ayrýca nesil güvenliðini tehdit eden zina, fuhuþ, livata v.b yüz kýzartýcý adi suçlarýn gerçekten caydýrýcý önlemlerle cezalandýrýlmasý neslin mayasýnýn temizliðine ve neseb tesbitine verilen önemi göstermektedir. Ýslam toplumunda tertemiz bir fýtratla -yani Ýslâmî hakikatleri kabul etmeye meyilli olarak- dünyaya geldiði kabul edilen yeni nesil, temiz fýtratý bozulmadan manevî deðerlerle büyütülecek, helal lokma ve Ýslâmî terbiye ile eðitilecek ve böylece Allah'ýn izniyle Kitab’ýmýzýn ifadesiyle "göz nuru olacak bir nesil" yetiþtirilecektir. Kuran-ý Kerim, Rahman'ýn has kullarýnýn; "Ey Rabbimiz!.. Eþlerimizden ve zürriyetimizden gözümüzün nuru olacak kimseleri bizlere ihsan eyle!." 2 diye dua ettiklerini bildirmektedir. Gözlerimizin nuru ve sürûru, gönüllerimizi aydýnlýðý ve mutluluðu olacak genç nesil, dünya ve ahiret mutluluðuna vesile olan nesildir. Dualarýnda sýk sýk "Allahým!.. Eþlerimizi ve neslimizi bizim için bereketli eyle!..” diye niyaz eden Efendimiz (s.a.v.) de "Bereketli Nesil"in önemini ve deðerini vurgulamaktadýr. "Yepyeni bereketli bir nesil" yetiþtirme göreviyle yükümlü Efendimiz (s.a.v.), zulüm ve baský asrý olan karanlýk Orta Çað'da, Cahiliyet Döneminde, dikenler ve ayrýk otlarý arasýnda gerçekten gül gibi tertemiz pýrýl pýrýl bir nesil yetiþtirmiþtir. Ýman ve ihlas sahibi, gönlü ilim sevgisiyle dolu, cihad aþkýyla yanan, Rahmet Peygamberine aþýk, Hakka ve insanlýða hizmet için can atan genç sahabîler Rasûlullah (s.a.v.) gibi mükemmel bir eðitimciden, Kur'an gibi mükemmel bir kitabý, Sünnet gibi mükemmel bir hayat programýný bir þifa iksiri gibi yudum yudum içmiþler, insanlýða ideal ilim, irfan ve medeniyet yolunu göstermiþlerdir. Sevgili Peygamberimiz'in Gençliðe Bakýþý Ýnsanlýðýn Efendisi (s.a.v.) hayatýný gençlere adamýþtý. O, Rahmet Peygamberi olarak gençlere sonsuz sevgi, þefkat ve hoþgörü ile muamele ediyordu. O'nun getirdiði Yüce Dinin iman, cihad, takva, ihlas, ilim, ubudiyet ve medeniyet anlayýþý özellikle gençlerde derhal yankýsýný buluyordu. Gençler, Ýslâm'ý kabul etmeye yaþlýlardan daha yakýn idi. 3 Peygamberimiz (s.a.v.)'den özel manevî eðitim alan Suffe Ashabý seçkin, zeki, çalýþkan, yoksul, bekâr gençlerden meydana geliyordu. Örgün eðitim sayýlabilecek bir eðitim alarak tarihin bu ilk yatýlý okulundan mezun olan Ebu Hureyre, Ebu Said el-Hudrî, Muaz b. Cebel gibi genç ilim adamlarý, genç Ýslâm Devletinde eðitim, yönetim, davet, irþad, maliye gibi görevlerle görevlendiriliyordu. Peygamberimiz (s.a.v.)'in diðer ashabý ise tarihte daha önce bir benzeri görülmeyen Nebevî Halk Okulu Kursiyerleri olarak O'ndan günlük iman, takva ve maneviyat dersleri alýyordu. Efendimiz (s.a.v.)'in ashabýnýn büyük çoðunluðu gençlerden meydana geliyordu. Sadece Ensar arasýnda kendilerine "Kurra" (Güzel Kur'an okuyucularý) denilen yetmiþ tane genç sahabî vardý. 4 Genç sahabîler, Allah Rasûlü'nün yüksek vakarýna ve üstün þahsiyetine raðmen, O'na bütün düþünce ve arzularýný büyük bir içtenlikle rahatlýkla iletebiliyorlardý... Efendimiz (s.a.v.) "Ey gençler topluluðu" 5 diye baþlayan hadis-i þerifleriyle özellikle gençleri uyarýyordu. Gençler O'ndan aldýklarý cihad aþkýyla Uhud Savaþý öncesinde Medine dýþýnda savaþmak için can atý-yorlardý.. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.)'in takdirine layýk olan gençlik; Kitabýmýzda; "Rablerine iman eden genç adamlar" 6 ifadesiyle takdir edilen Kehf Ashabý gibi imanlý, mücahid, ahlak ve fazilet sahibi, Hakký haykýrmaktan korkmayan cesur gençlik idi. O'nun hadis-i þeriflerinde, "Allah'a kulluk içinde yetiþen genç",7 Cenab-ý Hakkýn arþýnýn gölgesinden baþka hiçbir gölgenin bulunmadýðý Kýyamet Günü'nde arþýn gölgesinde gölgelendirilecek ve Cenab-ý Hakkýn özel ikramýna layýk olacak yedi seçkin grup arasýnda Adaletli Devlet Baþkaný'ndan hemen sonra ikinci sýrada zikredilmekte idi. Kur'an ve Hadis ýþýðýnda yetiþmesi arzulanan, gelmesi beklenen gençlik, Kehf Suresinde "iman" vasfýyla birlikte, hadis-i þerifte ise "kulluk" vasfýyla birlikte zikredilen gençlik idi. Kýsaca: Allah'a kulluk þuurunu taþýyan imanlý gençlik... Ýslam Gençliðinin ideal örneði: Mus'ab b. Umeyr (Radýyallahu Anh) Sahabe-i Kiram arasýndaki gençlerden her biri, müslüman gençlik için örnek ve rehber olacak derecede idi. Bunlarýn gençlerin önde gelenlerinden Mus'ab b. Umeyr (r.a.) Mekke'de çok sevilen, yakýþýklý, terbiyeli, cesur bir genç idi. Mus'ab, ailesinin büyük baskýsýna raðmen imaný tercih etmiþti. Ailesinin dayanýlmaz, aðýr iþkencesinden kurtularak Habeþistan'a hicret eden Mus'ab, I. Akabe Biatý ardýndan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) tarafýndan Ýslâm'ý öðretmekle görevli davet ve irþad elemaný olarak Medine'ye gönderilmiþti. Davasý uðruna her çeþit eziyete göðüs geren, Hak Yolda þanlý bir mücadele sergileyen genç dâvâ adamý Mus'ab, çok sevdiði Mekke'yi terk ederek, Medine'ye hicret etmek zorunda kalmýþtý. O, artýk Medine halkýna Kur'an dersi veren eðitimci.. Medine halkýný Ýslâm'a davet eden davetçi idi. Kuba Mescidi yakýnlarýndaki Rânûna Vadisi'nde ilk Cuma hatibi Mus'ab idi. O, Uhud'da bir elinde Rasûlullah'ýn sancaðý, diðer elinde yalýn kýlýç çarpýþan korkusuz mücahid idi. ...ve nihayet Hz. Hamza ile birlikte Þehidler Kervanýna katýlma þerefine erdi. Mus'ab, kendisine Allah Rasûlünü örnek almýþtý. O'nun üstün ahlakýný kendisine rehber edinmiþti. Mus'aba bakan, onun ha-yatýnda Rasûlullah ahlakýný müþahede ediyordu. Uhud'da kahramanca çarpýþan Mus'ab, hem fizikî güzelliði, hem ahlakî özellikleri yönünden Peygamberimiz'e çok benzediði için, Ýbn Kamie tarafýndan þehid edildiðinde Mekke'liler bile onu tanýyamamýþ, savaþ meydanýnda "Muhammed öldü" söylentisi çýkmýþtý. Dinamizm.. Fedakârlýk.. Çalýþkanlýk... Cömertlik... Ahlak.. Hizmet.. Hicret.. Davet.. Teblið.. Cesaret.. Ýþte Mus'abýn kiþi-liðinde örnek müslüman gencin özellikleri.. Bugün -Allah'a hamd olsun- kendisine Mus'ablarý örnek alan imanlý ve þuurlu gençliðimiz, bütün engellemelere raðmen çýð gibi büyümekte, sorumluluðunu ve görevini müdrik olarak hayata damgasýný vurmaya hazýrlanmaktadýr. Beklenen nesil, kaliteli ve seviyeli manevî bir eðitim almalýdýr. Genç sahabîler, Efendimiz'den aldýklarý maneviyat dersi ile insanlýða en güzel dersi verdiler. Onlar, kurduklarý Takva Medeniyeti'ni kýtalardan kýtalara ulaþtýrdýlar. Zira onlara Hz. Peygamber tarafýndan hayata gerçek anlamýný veren sevgi ve rahmet bakýþý, iman ve ahlaka önem verme duygusu, insan, emek ve zamana deðer verme anlayýþý, Allah'ýn kullarýna Hak rýzasý için hizmet etme düþüncesi gibi, “Nebevî ölçüler” aþýlanmýþtý. Öðrenci, öðretmeninin aynasý olacaðýna, izlediði program da hayatýna yön vereceðine göre; genç neslin alacaðý eðitim kaliteli, seviyeli ve ciddî olmalýdýr. Genç adam, kendisini hem teknik, hem sosyal açýdan, hem tarihî hem de dinî açýdan iyi yetiþtirmelidir. Okulda istediði ölçüde alamadýðý, bulamadýðý ama mutlaka elde etmek zorunda olduðu ilmî ve manevî seviyeyi okul dýþýndaki özel çalýþmalarda kitap, seminer, sohbet ve konferanslarda kazanmalýdýr. Allah için gözyaþý dökme hassasiyeti, gecenin bir saatini Allah'a adama arzusu, seccade ile gece dostluðu yapabilme düþüncesi, farz oruç dýþýnda Pazartesi-Perþembe orucu gibi Allah için nafile oruç tutabilme niyeti, dünya müslümanlarýnýn acýklý sahneleri karþýsýnda çaresiz kalmayýp müslüman kardeþlerine hem dua ile hem de maddî destekle katkýda bulunma gayreti, genç adamýn hayat programýnda mutlaka yer almalýdýr. Genç, elde ettiði ilmî seviyenin yeterli olduðu kanaatine varmamalý, ilim yolunda hýrslý, açgözlü ve son derece gayretli olmalýdýr. Ýlim adamýnýn bu psikolojik özelliði, hadis-i þerifte iþadamýnýn psikolojik özelliðiyle karþýlaþtýrýlarak anlatýlmakta, adeta ilmî doyumsuzluk tavsiye edilmektedir: "Ýki açgözlü kiþi vardýr ki doymaz: Biri ilim taleb eden... diðeri mal talep eden." 9 Arzulanan genç nesil, ahlakî ve manevî deðerleri ön plana almalýdýr. Genç adam; sevgi, saygý, rahmet, þefkat, adalet, iyilikseverlik gibi insaný insan yapan evrensel manevî deðerleri ön plana almalýdýr. Çalýþtýðý alanda baþarýlý olan, ama hayat felsefesi itibariyle materyalist ve pragmatist olan genç, istenen hizmeti üretemeyecek, beklenen atýlýmý yapamayacaktýr. Bencil, çýkarcý, açgözlü tamahkâr kiþinin çalýþmalarý daima yararsýz, güdük, neticesiz ve verimsiz kalmaya mahkûmdur. Menfaatiyle imaný çatýþtýðýnda imanýný ön plana alan, manevî ilke ve prensipleriyle maddî kazancý çeliþtiðinde manevî ölçüleri tercih eden; basit dünya çýkarý karþýlýðýnda dinini satmayan genç adam, 10 arzulanan yeni dünya düzenini kurmaya aday gençtir. Kesinlikle satýn alýnamayan, çirkin emeller için kullanýlmayan, fitneye alet olmayan, terör ve anarþiye figüran olmayan, asla tahriklere kapýlmayan, rüzgâra göre yön deðiþtirmeyen, mesleðinde ve alanýnda baþarýlý, ülke insanýný ve davasýný seven, Ýslam kardeþliðine gönül veren, karakterli ve kiþilikli genç günümüz toplumunda aranan ve beklenen gençtir. Arzulanan genç nesil her konuda en güçlü ve en üstün olmaya çalýþmalýdýr Güçlü mü'minin Allah nazarýnda daha hayýrlý ve Allah'a daha sevimli olduðuna 11 inanan imanlý genç, her konuda güçlü ve üstün olmaya çalýþmalýdýr. Genç adamýn hem yumruðu, hem beyni güçlü olmalý, hem manevî hem teknolojik üstün seviyeyi yakalamalý, madden ve manen güçlü olma hedefini taþýmalýdýr. Bulunduðu alanda zirveye eriþmeyi hedeflemeli, bunun yanýnda kulluk görevlerini de kesinlikle ihmal etmemelidir. Genç kardeþimizin, ruhanî yapýsý güçlü, ehil eðitimcilerden alacaðý manevî aþý, onu her çeþit tehlikeli bulaþýcý ideolojilere karþý koruyacak ve her çeþit manevî mikroba karþý ona baðýþýklýk kazandýracaktýr. Görevi ya da ideali gereði gençlikle ilgilenmek zorunda olan aile büyükleri, eðitimciler, yöneticiler olarak genç nesle hiçbir zaman önyargýlý olarak yaklaþmamalýyýz. Gençliðin gönlünü kazanmak istiyorsak gençlikten endiþe etmemeli, gençliðin manevî geleceðinden korkmamalý, olumsuz bazý örneklere bakýp kesinlikle ümitsizliðe kapýlmamalýyýz. Hiç Hak yoldan dönen, ya da dönme teþebbüsünde bulunan genç sahabî olmuþ mudur?.. Elbette hayýr.. Dâvâsýna sonsuz bir ihlasla baðlanan, gönülleri fethetmeye koþan, hayatý bir imtihan olarak telakki eden, dünyayý bir misafirhane olarak kabul eden, Allah yolunda ölümü gülerek karþýlayan, Allah Rasûlünün genç sahabîleri zalim ve taðutlarýn karþýsýnda kesinlikle çekinmemiþ, korkmamýþ, ürkmemiþlerdir. Önemli olan, genç sahabîlerin Sevgili Peygamberi'nden aldýðý manevî aþý gibi, gençliðimizin güçlü dozda manevî aþý alabilmesidir. Genç nesil, günümüzün olumsuz þartlarýnda kendisinin manen erimesi þöyle dursun, manen erimeye ve dejenere olmaya yüz tutan, çaresizlik ve çözümsüzlük içinde kývranan, intihar eðilimi veya psikolojik bunalým yaþayan genç arkadaþlarýný kurtarma azim ve kararlýðý taþýmalýdýr. Genç adam, gönül kazanma ve yürek fethetme görevini en tatlý dille ve en güzel metotla yerine getirmelidir. Günümüz insaný, genç kardeþlerine karþý beslediði bazý olumsuz ön yargýlarý deðiþtirmedikçe Þanlý Peygamber (s.a.v.)'in bu konudaki müsamaha dolu sünnetini idrak edemeyecektir. Genç kardeþlerinde bazý eksiklikler ve kusurlar görenler, bunun sorumlularýnýn sadece gençler olmadýðýný, bu konuda anne-baba, arkadaþ, çevre, okul, sistem ve yönetimin olumsuz katkýsý olabileceðini de görmelidirler. Kendi kusurlarýný gençlere yükleyenler sadece kendilerini aldatmaktadýrlar. Görevimiz; Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) gibi gençliðe kucak açmak, gençlerin maddî-manevî problemleriyle ilgilenmek, temel Ýslâmî prensiplerden taviz vermeden gençliðe destek olmak, gençlerin cesaretiyle yaþlýlarýn deneyimini birleþtirebilmektir. Amacýmýz; hep birlikte ilahî rýzaya, dünya ve ahirette arzuladýðýmýz müstesna mutlu hayata eriþebilmektir. Genç kardeþlerine manevî yönden el uzatanlara, gençlerin sesine kulak verenlere, gençlere gönül verenlere ve gençlerin gönüllerini fethedenlere ne mutlu!..
