Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4341
Toplam 15253573
En Fazla 20355
Ortalama 2608
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Sevgili peygamberimizi üzmeyelim (2)
02/12/2010 - 11:04
 
Ümmetiyle sevgi ve þefkatte bütünleþen, sevincini ve üzüntüsünü ümmetiyle paylaþan Allah Rasûlü, gayet tabiî olarak ümmetinden de ayný duyarlýlýðý ve hassasiyeti bekleyecektir.

Onun üzüntüsü ümmeti içindi: Peygamberimiz'in mübarek gönlünü inciten ve O'nu üzen olaylar karþýsýnda ilgisiz ve kayýtsýz kalmamýz düþünülemez. O'nu bir Peygamber olarak üzen her olay, O'nu rahatsýz eden her yanlýþ uygulama, ümmetini de ayný þekilde üzmeli ve rahatsýz etmelidir.

Ümmetiyle sevgi ve þefkatte bütünleþen, sevincini ve üzüntüsünü ümmetiyle paylaþan Allah Rasûlü, gayet tabiî olarak ümmetinden de ayný duyarlýlýðý ve hassasiyeti bekleyecektir. Dolayýsýyla Þanlý Peygamberi en çok üzen konularý iyi bilmemiz ve O'nun izinden yürümemiz gerekmektedir. Peygamberimiz'i üzen bazý konulara bundan önceki makalede temas etmiþtim. Bu makalede de ayný konuya devam etmek istiyorum. Katýlýk, ölçüsüzlük, önyargýlý davranmak Peygamberimiz'i üzen en önemli hususlardan biri, kiþiler hakkýnda ön yargýlý davranmak ve insanlarýn iç âlemi hakkýnda karar vermektir. Her þeyde itidali, orta yolu ve dengeli olmayý tavsiye eden Efendimiz, ölçülü ve itidalli olmayý emretmiþ, dinde ve dünyada ifrat ve tefrite düþmeyi reddetmiþtir. Ölçü, ilke ve prensip dini olan Ýslam, her çeþit ölçüsüzlüðe ve aþýrýlýða karþýdýr. Aþýrýlýk, kabalýk, taassub ve fanatizm Ýslâm'la taban tabana zýttýr. Ýslâm; sevgi, saygý, hoþgörü ve anlayýþ dinidir. Ýslâm, sýnýrlarý ilahî ve nebevî ölçülerle son derece hassas bir þekilde çizilen ulvî bir hayat sistemidir. Peygamberimiz'in diliyle kendisine "Sevgilinin oðlu Sevgili" denilen Genç sahabî Üsame b. Zeyd anlatýyor: Rasûlullah bizi bir seriyye halinde düþman üzerine gönderdi. Sabahleyin Cüheyne kabilesine ait Hurukat denilen yere vardýk. Orada düþman tarafýndan bir adamý yakaladým. Adam öldürüleceðini anlayýnca, "La ilahe illallah" dedi. Buna raðmen ben onu öldürdüm. Ama içime bir kuþku düþtü. Bu durumu Peygamberimiz'e arz ettiðimde çok üzülmüþtü. Allah Rasûlü bana: "O, La ilahe illallah, dedi ve sen onu öldürdün, Öyle mi? dedi. Ben de: Ya Rasûlallah!.. O, silahtan korktuðu için bunu söyledi, dedim. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v): "Sen, onun bunu içtenlikle söyleyip söylemediðini bilmek için, onun kalbini yarýp içine baktýn mý ?" 1 dedi. Üsame, sözüne devam ederek diyor ki: "Peygamberimiz, bana bu cümleyi o kadar tekrar etti ki, ben o zaman keþke yeni müslüman olmuþ olsaydým, diye temenni ettim." Bu olayda görüldüðü gibi Allah Rasûlü'nün bizden istediði þey, insanlarýn kalplerindeki düþünceleri okumaya kalkýþmamak, insanlara karþý tavýr ve davranýþlarýmýzda önyargýlý olmamak, elimizde açýk delil, yeterli kanýt ve doðru sözlü þahit olmadan kesin hüküm vermemek, katý ve acýmasýz olmamak, daima hüsnü zanla davranmak, özellikle Kelime-i Tevhidi söyleyen müslüman kardeþimize kardeþçe davranmaktýr. Ýslâm Kardeþliðine aykýrý ön yargýlý, katý ve kaba anlayýþ tarzý Allah Rasûlünü derinden üzecektir. Kelime-i tevhidi söyleyen ve kendisini müslüman olarak takdim eden kiþiyi müslüman olarak kabul etmek zorundayýz. Ancak bu kabul, o kiþinin yamukluk ve yanlýþlýklarýný onaylamak anlamýna gelmemelidir. Müslümanýn kardeþinin Kur'an ve Sünnet açýsýndan yanlýþ ifade ve uygulamalarý karþýsýnda uyarý hakký ve görevi bulunmaktadýr. Komploculuk, hainlik, davet ve irþad elemanlarýna tuzak kurulmasý: Peygamberimiz'i derinden üzen konulardan biri, davet ve irþad elemanlarýna komplo kurulmasý, yetiþmiþ eðitim elemanlarýna haince saldýrýda bulunulmasýdýr. Müjdeleyici, uyarýcý, davetçi ve eþsiz eðitimci olarak görevlendirilen Peygamberimiz, insan unsuruna çok önem veriyor, yetiþmiþ kadrolara apayrý bir deðer veriyordu. Gözbebeði gibi bakýp titizlikle yetiþtirdiði Suffe Ashabý onun çok sevdiði ihlaslý, çilekeþ, fedakâr ve vefakâr gençlerden meydana geliyordu. Bu genç elemanlar genç Ýslâm Devleti'nde davet, irþad, maliye, diplomasi, eðitim ve yönetim gibi görevlerle görevlendiriliyordu. Hicretin 4. yýlý Safer ayýnda Medine'ye gelen Ebu Berâ (Amir b. Malik), Peygamberimiz tarafýndan Ýslam'a davet edilince, Ebu Berâ olumlu veya olumsuz bir cevap vermemiþti. Ebu Berâ, Peygamberimiz'den Necid bölgesini Ýslam'a davet etmek ve kendilerine Kur'an öðretmek üzere bölgeye yetecek sayýda seçkin irþad ve eðitim elemanlarýnýn görevlendirilmesini istemiþti. Bu teklifi olumlu bulan Efendimiz, Suffe Ashabýndan Münzir b. Amr baþkanlýðýnda 70 kiþilik mümtaz Kur'an ve irþad heyetini bu bölgeye gönderdi. Ebu Berâ'dan bunlarý kollayýp koruyacaðýna dair söz aldý. Davet, irþad ve eðitim kafilesi, yolda Bi'ri Meûne denilen kuyu civarýnda konakladýlar. Ýçlerinden Haram b. Milhan'ý Peygamberimiz'in kendilerine verdiði mektupla birlikte Amiroðullarý kabilesi baþkaný Amir b. Tufeyl'e elçi olarak gönderdiler. Mektubu alan Amir b.Tufeyl, hainlik yapýp Peygamberimiz'in mektubunu getiren Haram B. Milhan'ý öldürdüðü gibi, Rý'l, Zekvan ve Usayye kabilelerinden topladýðý çapulcularla irþad kafilesini kuþatýp ok yaðmuruna tuttu. Davetçilerle onlara tuzak kuranlar arasýndaki çarpýþma sonunda yaralý olarak kurtulan Ka'b b. Zeyd ile esir düþen Amr b. Ümeyye hariç kafilenin tamamý þehid oldu. Faciayý Efendimiz'e Amr b. Ümeyye bildirdi. Peygamberimiz, bu acýklý olaya son derece üzülmüþ, hain katilere çok kýzmýþtý. Peygamberimiz, eðitim elemanlarýna hain ve gaddar komplo kuran, davet ve irþad için gönderilen bu deðerli þahsiyetleri acýmasýzca öldüren Rý'l, Zekvan ve Usayye kabilelerine bir ay süreyle sabah namazlarýnda kunut duasý okuyarak beddua etmiþti. Enes b. Malik, bu durumu: "Rasulullah'ýn Bi'ri Maûne katillerine kýzdýðý kadar hiç kimseye kýzdýðýný bilmiyorum", ifadesiyle anlatmaktadýr. 2 Yetiþmiþ eðitim elemanlarýnýn bir komploya kurban gitmesi, davet ve irþad elemanlarýnýn bir suikast sonucu harcanmasý, gerçekten üzücü bir olaydý. Efendimiz, bu feci olay dolayýsýyla derin üzüntüsünü açýkça ortaya koyacak, böylelikle yetiþmiþ insan unsurunun önemini ümmetine bir kez daha duyuracaktý. Yolsuzluk, rüþvetçilik, millet malýna el uzatýlmasý Allah Rasûlünü son derece rahatsýz eden konulardan biri, haksýz kazanç yollarýna baþvurulmasý, haram lokma yenilmesi, rüþvet alýnmasý, yolsuzluk yapýlmasý ve ümmetin malýna el uzatýlmasýdýr. Millet malýný Mâlüllah (Allah'ýn malý) olarak tavsif eden Efendimiz, "Allah'ýn malýna haksýz yere el uzatanlar için kýyamet günü azap verileceðini" bildirmekte, 3 rüþvet alana da rüþvet verene de lânet etmektedir. 4 Peygamberimiz, Ezdoðullarý'ndan Ýbn Lütbiyye adý verilen bir kiþiyi zekât toplamakla görevlendirmiþti. Ýbn Lütbiyye, topladýðý zekât mallarýný Efendimiz'e takdim ettikten sonra: Þu mallar sizin için, þunlar da bana hediye olarak verildi, dedi. Kendisine verilen rüþveti hediye olarak adlandýrmýþtý. Bu davranýþa çok üzülen Efendimiz, bu tepkisini bütün ashabýna duyurmak istiyordu. Olaðanüstü bir toplantý yaparak minbere çýktý. Hutbede Allah'a hamd ve senadan sonra þöyle konuþtu: "Ýçinizden birini Allahýn bana emrettiði bir görevle zekât toplamakla görevlendiriyorum. O adam da gelip: Bu mallar, sizin için verildi, bunlar da bana hediye olarak verildi, diyor. O kimse anababasýnýn evinde otursaydý, eðer kendisine hediye verildiði doðru ise bu hediye(!) ona gelecek miydi?" "Allah'a yemin olsun ki, sizden biriniz ümmetin malýndan haksýz yere bir þey alýrsa, kýyamet günü bu aldýðý þeyi sýrtýnda taþýyarak gelecektir. Sakýn sizden birini kýyamet günü sýrtýnda haksýz yere el koyduðu böðüren bir deve veya sýðýr ya da meleyen bir koyun taþýyarak görmeyeyim?" Efendimiz, daha sonra koltuk altýndaki beyazlýk görünecek derecede ellerini kaldýrarak üç defa: "Allahým!.. Teblið ettim mi?" dedi. 5 Peygamberimiz (s.a.v), rahmet ümmetinin diðer ümmetler önünde yüz kýzartýcý suçlarla kendisini mahcup etmemesini istiyordu. O, ümmetinin haksýzlýklar, adaletsizlikler ve hayasýzlýklardan uzak, iyilikler ve güzelliklerle dolu, haram lokma yemeyen, lekesiz, tertemiz bir toplum olmasýný arzu ediyordu. Irkçýlýk, bölücülük, bölgecilik Peygamberimiz'i üzen konulardan biri de ýrkçýlýk ve kabilecilik hastalýðýdýr. Henüz cahiliyye döneminden yeni çýkmýþ olan insanlar arasýnda zaman zaman nükseden bu hastalýk Peygamberimizin diliyle "Cahiliyye hasleti" olarak tanýmlanmýþtýr. Irk birliði yerine inanç birliði ilkesini ön plana alan, mü'minlerin kardeþ olduðunu ilan eden Kur'aný Kerim 6, Allah katýnda en deðerli kiþinin Allah'tan en çok korkan kiþi olduðunu bildirmektedir. 7 Efendimiz, Veda Hutbesi'nde bu manayý ifade etmek üzere þöyle buyurmaktadýr. "Beyazýn siyaha, siyahýn beyaza, araplarýn arap olmayanlara, arap olmayanlarýn araplara hiçbir üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak ve ancak takvâdadýr." 8 Peygamberimiz bu gerçeði sadece sözle ifade etmekle kalmamýþ, uygulamada bu kardeþliði bütün canlýlýðýyla hayata yansýtmýþtýr. Onun huzurunda Habeþistanlý Hz. Bilal, Ýranlý Hz. Selman, Rum diyarýndan gelen Hz. Suheyb Ýslâm kardeþi olarak ilân edilirken; Hz. Peygamber'in amcasý Ebu Leheb, Allah kelâmýyla lânetlenmiþtir. Ýnsanlarý ýrklarýna, renklerine ve milletlerine göre tasnif etmek ve bu nedenle ayrýcalýklý muameleye tabi tutmak, psikolojik ve sosyolojik bir sapmadýr. Irkçýlýk adý verilen bu hastalýðý Ýslâm þiddetle reddetmektedir. Cahiliyye Döneminin kalýntýsý olan bu hastalýk, Allah Rasûlü tarafýndan tedaviye tabi tutulmuþ, özellikle Medine döneminde bu hastalýðýn ortadan kalkmasý için büyük çaba harcanmýþ, sonunda batýl ve yýkýcý ýrkçýlýk düþüncesi yýkýlmýþ, Medine Ýslam Toplumu'nda gerçek Ýslâm Kardeþliði anlayýþý hakim kýlýnmýþtýr. Deðerli sahabî Ebu Zerr el-Gýfarî, bir gün Peygamberimiz'in müezzini Bilâli Habeþi'ye tartýþma esnasýnda kýzarak cahiliyye devrinde kalma bir alýþkanlýkla: -Ey siyah kadýnýn oðlu!.. (Ye'bne'sSevdâ!.) diye hitap etmiþti. Siyah tenli, kývýrcýk saçlý, nur kalpli Bilâl, -siyah renkli her insan- gibi bu söze çok üzülmüþtü. Bu durum Peygamberimiz'e intikal edince, Efendimiz buna çok üzülmüþ, Ebu Zerr'e bunun bir cahiliyye hasleti olduðunu söylemiþti. Bu olayý bir de olayýn kahramaný Ebu Zerr'den dinleyelim: Ben bir gün bir arkadaþýmý annesi sebebiyle -annesinin siyah renkli olmasý- sebebiyle ayýplamýþtým. Bunun üzerine Efendimiz bana: "Sen onu annesi sebebiyle mi ayýpladýn? Sen hâlâ cahiliyye kokusu taþýyan bir kiþisin," dedi. Ben de: -Ya Rasûlallah!.. Yoksa ben bu yaþýma raðmen bu saatte hâlâ cahiliyye hasleti mi taþýyorum? dedim. Efendimiz de: -"Evet", dedi. 9 Cahiliyye hastalýðý olan ýrkçýlýk, Ýslâm Kardeþliði prensibiyle çeliþen, Ýslâm'a taban tabana zýt olan ve Allah Rasûlü'nü üzen sakat bir anlayýþtýr. O'nu üzen bu yýkýcý, batýl anlayýþ ve sakat düþünce O'nun ümmetine yaraþan bir anlayýþ ve düþünce biçimi olamaz. Irkýmýz, kendi isteðimizle seçip aldýðýmýz, kendi çabamýzla kazandýðýmýz bir özellik olmadýðýna, sadece ilahî bir takdir olduðuna göre, ýrkýmýzla övünmemiz, kendi ýrkýmýzý en üstün ýrk olarak görmemiz, baþka ýrklarý ve milletleri hor ve hakir görmemiz çok anlamsýzdýr. Allah, yarattýðý her ýrka diðer ýrklardan farklý özellikler ve güzellikler vermiþtir. Bir ýrký diðerinden üstün görmek ve bunu bir hayat felsefesi, bir ideoloji olarak benimsemek yanlýþ bir tutumdur. Þanlý tarihimiz ve millî mefahirimizle iftihar etmek elbette hakkýmýzdýr. Ama daha da güzeli dedemizle, babamýzla ve geçmiþimizle iftihar etme yerine, evladýmýzla ve yetiþtirdiðimiz yeni nesille iftihar edebilmektir. Önemli olan, geçmiþte sergilenen þeref levhalarýný deðil; kendi amel ve eylemlerimizi ortaya koyabilmektir. Ýslâm Kardeþliði prensibi dikkate alýndýðýnda; Sultan Fatih bize ne kadar yakýnsa Salâhaddin Eyyûbî de o kadar yakýndýr. Sultan Alparslan ne kadar bizimse, Ýmam Þamil de o kadar bizimdir. Mehmet Akif de Muhammed Ýkbal de ayný derecede bizim dâvâmýzýn temsilcileridirler. Arapçýlýk, Türkçülük, Kürtçülük, Çerkesçilik... gibi etnik ayrýmcýlýk düþüncesi, cahiliyye dönemi kalýntýsý, psikolojik hastalýktýr. Irkçýlýk, toplumu kamplara bölen, tarihte yýllarca süren savaþlara neden olan yýkýcý bir düþünce biçimidir. Peygamberimiz'i son derece üzen ýrkçýlýk hastalýðýndan kurtulmanýn yolu, Kelime-i Tevhidi söyleyen herkesi kardeþ olarak kucaklamak, birleþme noktasý olarak Ýslâm Kardeþliðini kabul etmektir. Gelin, O'nun ümmeti olalým!.. Allah Rasûlü'nün þefaatine eriþmek, O'nun huzurunda yüzümüz kýzarmasýn istiyorsak, O'nu üzecek ve O'nu incitecek davranýþlar sergilememeliyiz. O'nun ümmeti olarak O'nun bizlere vasýyet ettiði Kur'an ve Sünneti candan sahiplenmeli ve yeniden bütün dünyaya Ýslâm Sevgi Medeniyeti'ni aþýlamalýyýz. Özellikle gençliðe çaðrýda bulunuyoruz. Gelin!.. Ýslâm'la, Ýslâm'a mensup olmakla onur duyalým. Ýslâm'ýn izzet ve þerefini yeniden canlandýralým. Her konuda en güçlü, en önde biz olalým, medeniyet öncüleri olalým. Her þeyden önce gönül birliðini, sevgi beraberliðini gerçekleþtirelim. Kur'an ve Sünnet etrafýnda halka olalým. Tek kelimeyle: Gelin, gerçek anlamda O'nun ümmeti olalým!...

1: Müslim: Ýman 158; Ebu Davud: Cihad 95; Ýbn Mace: Fiten 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 4/439; 5/207 * 2:Buharî: Menakýb: 6; Müslim: Mesacid 294; Fedâilü's-Sahabe: 186; Tirmizî: Menakýb 73; Nesaî: Tatbik 26; Darimî: Siyer 79; Ýbn Hiþam, Siret: 2/183; Ýbn Kayyim, Zadül-Mead: 2/109. * 3:Buharî: Humus 7; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 6/364 * 4:Tirmizî: Ahkâm 9; Ebu Davud: Akdýye 4; Ýbn Mace: Ahkâm 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 2/164. * 5:Buharî: Hýyel 15, Zekât 3, Hibe 17; Müslim: Ýmare 24, 26, 28; Ebu Davud: Ýmare 11; Nesaî: Zekât 6; Darimî: Zekât 31, Siyer 51; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 2/426; 5/227 

 

[email protected]


Bu Makale 4437 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

04/07/2014 - 16:00 ÝTÝKÂF, MANEVÝYAT KAMPIDIR

©

04/12/2013 - 13:41 CÝHAD VE BARIÞ PEYGAMBERÝ

©

04/10/2013 - 14:33 Asr-ý Saadette Kardeþlik Örnekleri

©

04/06/2012 - 12:14 Sahabe Kardeþliði Nasýl Yaþadý?

©

02/01/2012 - 13:36 EHL-Ý SÜNNET VE HADÝS

©

09/05/2011 - 14:03 Tek Çözüm Yolu Kuran ve Sünnet Yoludur

©

06/01/2011 - 11:19 Peygamberimiz ve genç nesil

©

02/12/2010 - 11:04 Sevgili peygamberimizi üzmeyelim (2)

©

14/10/2010 - 18:21 SevgÝli Peygamberimizi Üzmeyelim (1)

©

24/09/2009 - 11:52 ÝSLÂMÎ DURUÞ

©

24/07/2009 - 12:00 Öncü Kuþaðýn Öncüsü HAZRETÝ EBUBEKÝR SIDDÎK r.a.

©

27/06/2009 - 11:44 Umre Yolcusuna Notlar

©

01/06/2009 - 15:51 MANEVÎ PROGRAM

©

02/05/2009 - 15:11 Ýlim Yolculuðu

©

07/04/2009 - 14:50 Ýslami Ölçülere Uygun Düðün

©

09/03/2009 - 15:38 Onlar, Rasûlullah (sav)’a Âþýk Ýdiler

©

17/11/2008 - 23:37 Kur'an Âyetlerinde seçici Davranma Fitnesi

©

30/05/2008 - 22:54 Gençleri Nasýl Kazanabiliriz.

©

01/03/2008 - 00:58 GERÇEK MÜ’MÝNÝN ÖZELLÝKLERÝ
 
 

Site Ýçi Arama

10 Sevvâl 1445 |  19.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Ey iman edenler, Allah'ýn Resûlü'nün huzurunda öne geçmeyin ve Allah'tan sakýnýn. Þüphesiz Allah, iþitendir, bilendir.

( Hucurât sûresi - 1)

Bir Hadis

Ebu'd-Derdâ (ra) anlatýyor:

Resulullah (sav) buyurdular ki:

“ Bir þeye karþý (aþýrý) sevgin seni kör ve saðýr eder.”



(Ebu Davud, Edeb 125)

Bir Dua

"Rabbim, fesat çýkaran (bu) kavme karþý bana yardým et."

Hz. Lut'un Duasý (Ankebut Suresi 30)

Hikmetli Söz

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciðerim, Onu dindirmek için kamçý yerim, çifte yerim! Adam aldýrmada geç git!, diyemem aldýrýrým. Çiðnerim, çiðnenirim, hakký tutar kaldýrýrým!


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com