ANNE BABAYA  İHSANDA BULUNMAK

Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor: “Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam bir gün: ‘Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün.’ dedi. ‘Kimin burnu sürtülsün ey Allah’ın Rasulü?’ diye sorulunca şu açıklamada bulundu: ‘Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı hâlde cennete giremeyenin.”
02/10/2017


Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de biz kullarından ısrarla salih ameller yap- mamızı istemektedir. Bunu, Kur’an-ı Kerim’de “salih amel” kavramının 93 defa geçmesinden anlıyoruz. “Salih amel” kavramının geçtiği ayetlerin çoğunda Rabbimiz (c.c.) “iman edip” ifadelerinden sonra “salih amel işleyenler” şeklinde bir sıralama yapmakta; rızasına, kurtuluşa, cennete kavuşacakların iman ettikten sonra salih amel yapanlar olduğunu farklı sure ve ayetlerde tekrar tekrar vurgulamaktadır. Mesela şu ayet buna bir örnektir: “Allah, iman edip salih ameller işleyenler hakkında, ‘Onlar için bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vardır’ diye vaatte bulunmuştur.” (Maide, 5/9.)



Sürekli salih amel işlemek konusunda bizlere düşen görev Allah Teala’nın beyan buyurduğu ve Rasulünün de (s.a.s.) Kur’an’ın tatbikatı olan sünnetindeki salih amelleri öğrenip ömür boyu bunları yaşamak olmalıdır. Şimdi bu bağlamda ilk olarak çok büyük bir salih amel olan “anne ve babaya ihsanda bulunmak” üzerinde duralım.



Önce salih amelin ne kadar kıymetli olduğunu beyan eden ayetlerden birisini okuyalım: “Mümin olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa, 4/124.)



Bir “salih amel” olarak anne babaya ihsanda bulunmak



Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de kimlere ihsanda bulunmamız gerektiğini beyan ederken ilk sırada anne babaya yer verir: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36.)



Şu ayette de infakta bulunulacak kişiler arasında anne baba ilk sırada zikredilmiştir: “Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Hayır olarak ne harcarsanız o, anne-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.” (Bakara, 2/215.)



Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Hakim’inde anne babaya ihsanda (yani iyilikte) bulunmanın önemini şöyle beyan buyurmaktadır: “Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip kırk yaşına varınca şöyle der: “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” (Ahkâf, 46/15.)



Rabbimiz (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de anne babaya teşekkür mahiyetinde ihsanda bulunulmasını ve onlara itaatin sınırlarını şöyle beyan etmiştir: “İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: ‘Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.’ ‘Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.” (Lokman, 31/14-15.)



Şu ayette de anne babaya itaatin sınırlarına değinilmiştir: “Biz, insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şayet onlar seni, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.” (Ankebut, 29/8.)



Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’inde anne babaya özellikle yaşlılık çağlarında nasıl ihsanda bulunmamız gerektiğiyle ilgili şöyle buyurmuştur: “Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf!’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.  Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: ‘Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” (İsra, 17/2324.)



Rabbimiz (c.c.) bizlere, anne babalarımız için nasıl dua edebileceğimizi İbrahim suresinin 41. ayetinde öğretmiştir:



“Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anne-babamı ve inananları bağışla.”



Anne babaya ihsanda bulunmakla ilgili hadis-i şerifler de vardır. Onlardan biri şudur:



Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle dedi: Bir adam Rasulüllah (s.a.s.)’a gelerek: “Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir?” diye sordu.



Rasulüllah (s.a.s.): “Annen!” buyurdu.



Adam: “Ondan sonra kimdir?” diye sordu.



Rasulüllah: “Annen!” buyurdu.



Adam tekrar: “Ondan sonra kim gelir?” diye sordu.



Rasulüllah: “Annen!” buyurdu.



Adam tekrar: “Sonra kim gelir?” diye sordu.



Rasul-i Ekrem: “Baban!” cevabını verdi. (Buhari, Edeb 2; Müslim, Birr 1.)



Şu hadis-i şeriften öğrendiğimize göre meşru işlerde anne babaya itaat etmek ve onlara iyilik yapmak Allah Teala’nın en çok sevdiği salih ameller arasındadır:



Ebu Abdurrahman Abdullah İbni Mes'ud (r.a.) şöyle dedi:



Peygamber aleyhisselam: “Allah’ın en çok beğendiği amel hangisidir?” diye sordum.



“Vaktinde kılınan namazdır.” diye cevap verdi.



“Sonra hangi ibadet gelir?” dedim. “Ana ve babaya iyilik ve itaat etmek.” buyurdu.



“Daha sonra hangisi gelir?” diye sordum.



“Allah yolunda cihat etmek” buyurdu. (Buhari, Mevakit 5, Cihad 1, Edeb 1, Tevhid 48; Müslim, İman 137139.)



Rabbbimiz (c.c.) katında anne baba hakkının ne kadar yüksek olduğunu şu hadis-i şeriften de iyice anlıyoruz:



Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor: “Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam bir gün:



‘Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün.’ dedi.



‘Kimin burnu sürtülsün ey Allah’ın Rasulü?’ diye sorulunca şu açıklamada bulundu:



‘Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı hâlde cennete giremeyenin.” (Müslim, Birr, 9.)



Merhum İbrahim Canan bu hadis-i şerifle ilgili şöyle bir açıklamada bulunmuştur:



Hadiste Hz. Peygamber (aleyhissalatü vesselam) anne ve babaya iyi muamelenin ehemmiyetini dile getirmiş olmaktadır. Anne ve babası veya ikisinden biri evladının sağlığında ihtiyarladıkları takdirde, bu evlada, cennetin yolu onlar sayesinde son derece kolaylaşmış olmaktadır. Zira onlara gereken alâkayı, hizmeti gösterip onları memnun kılmak zor bir iş değildir. Bu kadarını yapamayarak kendini helak eden kimseler, burunları sürtülmeye layıktırlar. (İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, 2/483.)



 



Prof. Dr. Selçuk ÇIKLA / Diyanet Aylık Dergi