EVLİLİK ANLAYIŞI VE EVLİLİĞİN FAYDALARI

Günümüzde evliliklerde önemli kriterler; zenginlik, yakışıklılık ya da güzellik, iyi bir kariyer sahibi olmak gibi hususlardır.
04/01/2016


Evlilik Anlayışı


 


Günümüzde evliliklerde önemli kriterler; zenginlik, yakışıklılık ya da güzellik, iyi bir kariyer sahibi olmak gibi hususlardır. İslâmî prensiplere göre oluşturulan aile, kişinin hem huzur bulduğu bir yuva, hem neslin devamı için bir vesile, hem de kötülüklerden alıkoyan bir kalkandır. Dolayısıyla İslâm’da evlilik anlayışını, şu şekilde sıralayabiliriz:


 


1. Evliliğin gâyesi aileye huzur ve mutluluk, toplumda da iyi bir nesil sağlamaktır. "Onun (varlık ve kudret) alâmetlerinden birisi de size kendinizden eşler yaratmasıdır ki siz onlarla huzur ve sükûnete kavuşursunuz. Ve aranıza sevgi ve rahmet koymuştu.” (Rûm, 30/21)


 


2. Cinsî tatmin gaye değil vasıtadır. İslâm cinsî ihtiyacın tatminini tabii karşılamakla beraber, evliliğin gâyesinin bundan ibâret olmadığını söylemektedir. "Doğuran siyah kadın, doğurmayan güzel kadından daha iyidir", "Evlenin, çoğalın: Çünkü ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizinle (çokluğunuzla) iftihar edeceğim.”1


 


3.  Evlilik şenlikle ilan edilir. İslâm'da evlilik, gereksiz formalite ve merâsimlerden uzak İslâmî bir akittir. Nikâhın ilân edilmesi, yakın dost ve akrabaya ziyafet verilmesi, tef vb. çalınıp şenlik yapılması güzel telâkki edilmiş, teşvik görmüş, böyle bir dâvete icâbet etmemek hoş karşılanmamıştır. 2 Tabii ki nişan, kına ve düğün törenlerinde, İslâm’ın haram kıldığı, yasakladığı oyun ve eğlenceler olmamalıdır.


 


4- Evlilik karşılıklı hak ve vazifeler getirir. Evliliğin gerçekleşmesinden itibaren karı-koca, Allah önünde birbirlerinin haklarına uymakla yükümlüdürler. Bu karşılıklı haklar aile reisliği hâriç, eşitlik esasına dayanır. Evlilik kadının şahsiyetini ortadan kaldırmaz, erkeğin hukukî ve sosyal kişiliği eşinin haklarını gölgelemez. Kadın kendi aile ismini taşıyabilir, kendine ait mallar üzerinde tam ve bağımsız bir tasarruf yetkisini kullanabilir.


 


5. İyi geçinmek hedef, boşanma son çaredir.  Karı-koca birbirlerine iyi niyet ve güzel ahlâk ile davranacaklardır. İslâm dini belirli şartlarla aile birliğinin bozulmasına müsaade etmiştir. Boşanma konusunda kabul edilen sistem, boşanmayı yozlaştıran yahudi uygulamasıyla onu asla kabul etmeyen hıristiyan tatbikatı arasında yer alan orta bir yol görünümündedir. Hz. Peygamber’in, eşlerin birbirlerine iyi davranmaları ve aile birliğini devam ettirmeleri hakkında çeşitli emir ve tavsiyeleri vardır. Birbirleriyle uyuşamayan eşlerin en son başvuracakları çözüm şekli boşanmadır. Bir hadis-i şerifte: "Allah'ın helâl kıldıklarının en kötüsü boşanmadır" 3 buyrulmuştur. Özellikle sebepsiz boşanmalar hiçbir şekilde hoş karşılanmamıştır.


 


6. Prensip olarak tek kadınla evlenilir. İslâm'da aile esas itibarıyla tek evlilik (monogomi) üzerine kurulmuştur. Fakat belirli durumlarda kocanın dörde kadar evlenmesine izin verilmiştir. Ancak bunun bir emir değil; belirli şartlarla başvurulan bir ruhsat olduğu unutulmamalıdır. Böyle bir evliliğe izin veren Nisâ sûresinin 3. âyetinin devamında: "...Şâyet adâleti gözetmekten korkarsanız o zaman bir tane ile veya câriyenizle yetinin. Doğru yoldan ayrılmamak için bu daha elverişlidir" (Nisâ, 4/3) buyrularak tek evlilik teşvik edilmiştir. Uygulamada müslüman toplumların genellikle tek evliliği tercih ettikleri, bazı zengin kimselerin ve tarımla uğraşanların çok evliliğe belirli ölçüde başvurdukları görülmektedir. 4


 


7. Evlilik dışı ilişki kesin olarak yasaktır.   İslâm zinâyı ağır bir suç saydığı ve şiddetle cezalandırdığı için ona giden yollarda tıkanmıştır. Bu tıkama tedbirlerinin başında evliliğin kolaylığı gelir. İslâm’ın israf ve itidal prensipleri çerçevesinde ekonomik olarak da aşılamaz güçlükleri yoktur.5 Zinâ, erkek veya kadının evlilik dışı cinsel ilişkisidir. İslâm dini, insanların mutluluğu için, İslâm’ın emir ve yasaklarına uyulmasını istemiştir. İslâm’ın yasak ettiği haramlardan olan zinâ, büyük günahlardan biridir. Rabbimiz Allah zinâya yaklaşılmamasını emrediyor: “Zinâya yaklaşmayın, çünkü o bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.”( İsrâ, 17/323)  Fert ve toplum hayatında insan mutluluğunu esas alan İslâm, cinsellik konusunda da fertlerin mutlu yaşamasının yolunu göstermiştir. Gayr-i ahlâkî ilişkilerin ortaya koyacağı zararları bildirmiş ve bunlardan sakınılmasını istemiştir.


 


8. Aile fertlerinin karşılıklı hak ve yükümlülükleri vardır. İslâm yanlızca karı-koca arasındaki ilişkileri düzenlememiş, baba ve çocuklar arasındaki karşılıklı ahlâkî mânevî ve hukukî ilişkileri de düzenlemiş, bu konularda kaide ve irşadlar getirmiştir. 6


Özet olarak, evlilik iki kişinin karı-koca olmasıdır. En kutsal müessesedir. İki kişinin aile olmaya karar vermesidir. En eski en yeni toplum birimidir. Eşini mutlu etmektir. Eşini sevmektir, ona saygı duymaktır. Eşini hoş görmektir, onu anlayışla karşılayabilmektir. Eşini anlayabilmektir. Tatlıdilli olabilmektir. Sadakatle hareket etmektir. Hayatı paylaşmaktır. Birbirine destek olmaktır. Yuva kurmaktır, bu yuvada huzur bulmaktır.


 


Evlilik: Sevmekten bıkmamaktır. Eksikleri görmemektir, kusurları örtmektir. Neşeye, sevince, kedere ortak olmaktır. Eşin öfkelendiğinde susmaktır. Eşlerin kişiliklerine saygı duymasıdır. Kendiniz dışında başka birinin her şeyi için çabalamaktır. Doğru insanı bulmuş olmaktır. Doğru insan olabilmektir. Cesurca ve mertçe hareket etmektir. Yüzüstü bırakmamaktır, sahip çıkmaktır. Koruyup kollamaktır, bir çeşit fedailik işidir. Değer vermektir. Değer bilmektir. Ben değildir, bizdir. Olgunlaşmaktır. Türlü çileler çekmeye hazır olmaktır. Sevdiğine katlanmaktır. Birken iki, ikiyken üç olmaktır. Zor olanı başarmaktır. Karşındakinden sıkılmamayı öğrenmektir.


Dolayısıyla evlilik hayatı bir imtihandır. Dünya hayatı, imtihan haytı olduğu unutulmamalıdır. İnanç, ibadet ve güzel ahlâka sahib olup, Allah’ın sevdiği ve râzı olduğu bir kulu olmaya çalışmak gerekir. Çünkü bu şekilde dünya ve âhiret saadeti elde edilir.            


        


Evliliğin Faydaları


 


Toplumun temeli ve çekirdeği olan aile, hiç şüphesiz evlilik yoluyla kurulur. Toplumlar, milletler ve devletler, sağlam aile temeli üzerine inşa edilir. Köklü âile geleneğine sahip olmayan toplumlar, hâkim kültür içerisinde asimle olmaya ve eriyip kaybolmaya mahkûmdurlar. İnsanın sıcak bir yuvaya, hayatını birlikte geçirebileceği bir eşe ve sahip olacakları çocuklara yaratılışı itibariyle muhtaç olduğu açık bir gerçektir.


Bu nedenle evliliğin faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:


 


1- Neslin devamı temin edilir,


 


2- Şehveti teskin eder. Şehevi arzusunu meşru yollarla giderir,


 


3- Bir ailenin yönetimini üstlenen erkek daha sorumlu hareket eder, ailesinin mutluluğu için daha çok çalışır, tutumlu olma gereği duyar, sağlıklı ve düzenli bir hayata sahip olmasını sağlar,


 


4- Dost ve akrabaları çoğalır,


 


5- Aile bir eğitim yuvası işlevini görür. Çeşitli tecrübeler, dayanışma, sabretme, paylaşma vb. değerler aile ortamında kazanılır,


 


6- Evlilik yoluyla paylaşmak, hayatı kolaylaştırır,


 


7- Kazancın bereketini artırır. “Evlenenle, ev alana Allah yardım eder.”, Nikâhta keramet vardır.” atasözleri bu gerçeğe işaret eder. Âyet-i kerimede de, fakirlik korkusuyla evlilikten imtina edilmemesini, Allah’ın kendi fazlı ile onları zenginleştireceği beyan ediliyor. (Nûr, 24/32)


 


8- İnsan fıtratının bir gereğidir,


 


9- Çocuk sevgisini tattırır,


 


10- Aile, sosyal, sağlık ve yaşlılık sigortası gibi biri işlev görür,


 


11- Ferdi (bedeni ve sıhhi), sosyal ve ahlâkî faydaları da vardır,


 


12- Kısaca, evlilik ferdi, ailevi ve sosyal hayata huzur ve mutluluk kazandırır.


 


Süleyman GÜLEK / Vuslat dergisi