Kardeş

kıskançlığı

Dama atılan Pabuçlar
20/11/2015


“Pabuçlarım… Pabuçlarımı bulamıyorum. Yoksa pabuçlarımı dama mı attınız? Hep evimize yeni gelen o çocuk yüzünden.”



Kardeş kıskançlığı… Sevginin paylaşılması ve ilginin eskisi kadar yoğun olmayacağı kaygısı… Ailelerin çoğu zaman ne yapacağını bilemeyip çaresiz kaldığı bir durum.



Bilinmelidir ki kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur; bu, iki ve daha fazla çocuğu olan her ailede yaşanmaktadır.



Çocuklar Kardeşlerini Neden Kıskanır?



Kıskançlık, her insanda az ya da çok var olan bir duygudur. Peki, kıskançlık deyince bize olumsuz çağrışım yapan nedir? Kıskançlığı olumsuz hale getiren, onu nereye yönlendirdiğimiz ile ilgilidir. Eğer insan, kıskançlığı; başarılı bir insana özenme ve bu yolda kendini geliştirme uğruna kullanırsa karşılaştığı sorunların üstesinden gelebilmeyi öğrenir, böylece kıskançlık duygusunu olumlu bir yönde kullanmış olur.



Uzmanlara göre kardeş kıskançlığında önemli olan, çocukta var olan bu duyguyu doğru yönlendirmek ve onunla başa çıkabilmeyi öğrenmesini sağlayarak, onu hayata hazırlayabilmektir.



Çocuğun kardeşini kıskandığını hissettirmesi ile birlikte, kimi aile durumu normal karşılar kimisi ise telaşa kapılabilir. “Çocuğum kardeşini kıskanıyor, kardeşine ya da kendisine zarar verir mi, uyumsuz davranışları daha ne kadar sürecek?” gibi sorunlar aileyi meşgul eder.



 



Peki, çocuklar kardeşlerini neden kıskanır?



Anne baba, bebeğin bakımı için eskiden büyük çocuğa ayırdığı zamanın çoğunu artık yeni gelen bebeğe ayırmak zorunda kalabiliyor. Büyük çocuk ise anne babanın, zamanın çoğunu değil de sevginin çoğunu yeni gelen bebeğe ayırdıklarını düşünebilir. Bu düşünce ise kendisinin ikinci plana atıldığı hissini verir. Bununla birlikte kıskançlığı artıran bazı bir takım nedenler de bir araya gelirse durum üstesinden gelinmesi zor bir hâl alabilir.



Kıskançlığı artıran nedenler nelerdir?



Bazı aileler, erkek çocuk beklentisin den dolayı cinsiyet ayrımı yapmaktadırlar, bunu fark eden çocukta kıskançlık duygusu artabilir.



Büyük çocuğun kardeşi ile kıyaslanması, çocuğun kendisini yetersiz hissetmesine neden olacağından kardeşine olan kıskaçlığı artabilir.



Gözlemler sonucu, yaş farkı azaldıkça kıskançlığın da o kadar arttığı tespit edilmiştir. Bunun nedeni ise iki çocuğun da ilgi yaşında olmasıdır.



Aynı cinsiyete sahip çocuklar arasında da rekabet duygusundan dolayı kıskançlık artabilir.



Belirtileri Nelerdir?



İkinci plana bırakılmış hissi, buna bağlı olarak içe kapanıklık, iştahsızlık, uyku düzensizliği, huysuzluk, hırçınlık, öfke, saldırganlık gibi davranışlar sık gözlenen davranışlardır. Daha anne hamileyken, bebek için yapılan hazırlıklar, annenin yorgunluğu, hastane kontrolleri gibi değişiklikler çocuğun dikkatini çeker. Çocuk artık eskisi kadar sevilmeyeceğini düşünebilir, huzursuz olur. Mutlu çağa geri dönüş olarak tanımlanan; parmak emme, alt ıslatma, bebeksi konuşma gibi davranışlar gösterebilir.



 



Okula devam eden çocuk; mide bulantısı, karın ağrısı gibi bahaneleri öne sürerek evden ayrılmak istemeyebilir. Okula karşı gösterdiği bu ilgisizlik akademik başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.



Çocuk; huzursuzluk, isteksizlik, öfke gibi stres belirtileri ile beraber çevresine karşı saldırgan davranışlar gösterebilir.



Ağır kıskançlık durumlarında, kardeşine zarar verebilir. Her çocuğun tepkisi farklıdır. Bazen de annebabanın sevgisini tamamen kaybetme korkusuyla kıskançlıklarını belli etmeyebilirler. Severken kardeşinin canını acıtabilir, kimse görmeden kardeşinin eşyalarına zarar verebilirler ve çoğunlukla bunu inkâr ederler.



Neler Yapılabilir?



Öncelikle çocukların kardeşlerini kıskanabilecekleri unutulmamalıdır. Bunun olumlu yöne evrildiği durumlar da olabilir. Mesela, kardeşini kıskanan çocuk; rekabet etmeyi öğrenirken, anne babanın sevgisini kazanmak için daha uyumlu olacak, başkalarının haklarını fark etme ve buna saygı duyma, paylaşma gibi davranışları kazanacaktır.



Kardeş doğmadan önce, çocuk ile anlayabileceği tarzda konuşulabilir. Yeni kardeş ile hayatlarının biraz değişeceği, bebeğin bakıma ihtiyacı olduğu ve bu yüzden kendisiyle eskisi kadar zaman geçiremeyecekleri ama bunun geçici bir durum olduğu anlatılabilir.



Bebek ile ilgili bazı işlerde sorumluluk verilebilir. Onun için kıyafet seçme, isim seçme, odasını düzenleme gibi… Çocuğun, bu sürecin içine dâhil edilmesi, kardeşini kabullenmesini kolaylaştıracaktır.



Anne, bebek ile ilgilenirken, baba veya ailenin diğer bireyleri büyük çocukla ilgilenerek onu ihmal etmediklerini gösterebilirler.



Kıyaslama her insanı olumsuz etkiler. Aile, kardeş kıskançlığı yaşayan çocuğun, kardeşiyle kıyaslandığında olumsuz etkileneceğini düşünmeli ve kıyaslamadan kaçınmalıdır.



Misafirlerin, akrabaların, aile büyüklerinin; şaka yollu, kıskançlığı artıracak sözler söylemeleri çocuğu olumsuz etkileyebilir. Bu konuda gerekirse bireyler uyarılabilir.



Yeni doğanın, büyük çocuk tarafından nesne gibi algılanmaması, canlı bir varlık olarak kendisine yakın hissedebilmesi için “Bebek” yerine, ona ismi ile hitap edilmesi faydalı olabilir.



Okul öncesi dönemde olan bir çocuğu, kardeşinin gelmesiyle birlikte, kendi onayı alınmadan anaokuluna göndermek daha büyük sorunlara yol açabilir. Kendisinin evden uzaklaştırıldığını düşünebilir ve okula gitmek istemeyebilir. Çocuk istemedikçe anaokuluna gönderilmemelidir.



Çocuk; kardeşine zarar verici girişimlerde bulunduğunda müdahale edilmeli, kardeşine vereceği zararın sonuçları açıklanmalı, zarar vermesinin yanlış olduğu kesin bir dille söylenmelidir.



3 Anne babalar, kardeş kıskançlığının olabileceğini kabul etmeli, çocuğuyla sağlıklı bir iletişim kurmalıdır. Bu süreçte söylenen her söz, davranışlarla desteklenmeli ve çocuğa model olunmalıdır. Zamanla kardeşini kabullenen çocuk, onunla vakit geçirirken kıskançlık duygusuyla baş etmeyi ve paylaşmayı öğrenecektir.



Pınar Melike Demiralay