FESADIN PSİKOLOJİSİ
Onlara: Yeryüzünde fesad çıkarmayın denildiğinde: Biz sadece islah edicileriz derler. Bilin ki; asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değillerdir. (Bakara/ 11-12
04/02/2009 - 23:37

     Bu ayet, fesad kavamının Kur’an’da yapılan en iyi tanımlarından birisidir. Fesad çıkaran insan masum değildir. Çünkü fesadın kendisi masum değildir. Fesad; yapıyı, insanı, maneviyatı bozmayı amaçlayan büyük bir yaradır. Fesad, fitneyle kardeşdir ve açtığı tahribatlar özdeşdir. Fesad, içi normal ve sakin olmayanların amelidir.

      Lügatlarda fesad : Bozulma, kirlenme, kokuşma, yozlaşma, itikaden sapma, maddi-manevi kirlilik, karışıklık, kışkırtıcılık, ıslahın zıddı olarak görülür. Yukarıdaki ayette ise, fesadın mantığı ve ayetin ikinci kısmında ise psikolojisi verilmektedir.  Ayet “onlara” diye çoğul ifadesi kullandığına göre fesatçılar, genellikle tekil değil, çoğuldur ve topluca hareket ederler. Yine ayetin birinci kısmından anladığımıza göre, başkalarıda, fesad çıkaranların fesadını anlayıp onları ikaz edecektir. Ayetin ikinci bölümünde ise, fesad çıkaranların gerçek niyetleri farkedilip kendilerine yaptıkları fesad haber verildiğinde, hemen savunma mekanizmalarını öne sürerek, kendilerinin islah edici olduğunu ileri sürerler. İnsan, neyin fesad neyin islah olduğunu iyice ayırt edemez ise yalancı fesatçıların oyunlarına gelir. Fesad çıkaranlar, yaptığı işlerin başkaları tarafından farkında olunmadan gerçekleştirmek isterler. Ancak onlar masum olmadıkları içinde eğer ifsadları ortaya çıkıcak olursa, bu sefer hedef saptırarak gerçek yüzlerini örtmeye çalışırlar.

       Genel anlamda “kişisel fesad” ve “toplumsal fesat” olmak üzere iki tür fesad vardır.

Her ikiside birbirini tamalayıcı özellikler arz etsede temelde farklıdır.

 

      1) KİŞİSEL FESAT:

      Kişinin kendisini, nefsinin eline verip şeytanının izinden gitmesidir. Artık insanın Rahman’la arası açılır, nefsi ona karşı fesad yani bozgunculuk çıkararak, imandan uzaklaşmasını sağlar. Hiçbir şey bir anda olmadığı gibi kişinin kişisel fesadıda bir anda olmaz. Tüm bozulmalar ve düzelmeler kademeli olarak gerçekleşir. Hz.Peygamber efendimizin şu hadisi düşündürücüdür :

“Bir koyun sürüsü içine salıverilen iki aç kurdun sürüye vereceği zarar, kişinin mal ve mevki hırsının dinine vereceği zarardan daha şiddetli olamaz (Tirmizi). Bu hadis gösteriyor ki kişi ne yaparsa kendisi yapar. Kişideki hırs onun için ciddi bir fesat olmuştur.

 

      KİŞİSEL FESADI DOĞURAN SEBEPLER

 

1) Özenme psikolojisi :

      İnsan yaşarken birçok şeyle karşılaşır ve bir çok şeye eğilim gösterir. Bu insanda nefsinin çektiği şeyleri elde etme isteğinide beraberinde getirir. Özendiği menfaatlere önce aklı kayar, sonra yüreği kayar, sonra ayağı kayar. Kişi nefsinin fesadına karşı kendisini tutmasını bilirse, içine düştüğü durumu zarar almadan atlatır.                                    

 

2) Zihin yanılmaları:

     Şeytanın insanda görmek istediği önemli yanlışlardan biriside zihin yanılmalarıdır. Zihin göze benzer, göz nasıl görme kusurları içerir ve yanılırsa, zihinde anlama kusurları içerir ve yanılır. Yanılan zihin zanlarla hareket eder ve kişide kişisel fesadı doğurur. İnsanın zihin yanılmalarından kurtulabilmesi için önce dürüst ve adil olması gerekir. Daha sonra doğru bilgiyi elde etmesi şarttır. Doğru bilgi doğru düşünmeye, doğru düşünmede kişiyi doğru imana götürecektir.

 

3) Yanlış arkadaşlıklar edinme:                                        

     Edendimiz (s.a.v.) : “Kişi arkadaşışnın dini üzeredir” der. Bu çok önemli bir sözdür. İnsan kiminle dosluk kurduğunu ve arkadaşınnı onu nereye çağırdığına dikkat etmisi gerekir. Allah’a yakın dost insanı Allah’a yaklaştırır. Şeytana yakın dost insanı şeytana yaklaştırır.

 

2) TOPLUMSAL FESAD:

      Toplum, insanların bir arada yaşayarak belli bir amaç yada ideal etrafında birleşmiş  insanlar topluluğudur. Ancak bu insan topluluğu içinde doğal olarak herkez aynı yerde durmaz ve aynı düşünceyi paylaşmaz. Bu farklılık önceleri çok normalken, sonraları egemen güçlerin etkisi altında kalarak toplumu kendi çıkarları amaçları gibi, toplumun tamamının kabüllenmediği bir mecraya sürükleme niyetine bürünür. Bu çoğu kez toplumda ifsad şeklinde görülür. İşte yazımızın başında belirttiğimiz ayeti kerimenin işaret ettiği anlam budur. 

 

      TOPLUMSAL FESADI DOĞURAN SEBEPLER

 

1) Toplum içinde tam bir kenetlenme olmayışı :

      Toplum içindeki insanların çoğunluğu aynı yere doğru yürümüyorlarsa zihin ve kalp birlikteliği yoksa, o toplumda fesad çıkarıcıların etkili olması doğaldır. Toplumu ifsad etmek isteyen menfaat çevreleri için en uygun ortam böylesi ortamlardır. Kişisel olgunluğu oluşmamış  insanlar  için menfaat en önemli kazanımdır, bunun için her türlü hileyi kolaylıkla yapabilir ve toplumu ifsad edebilirler. Ancak toplum içersinde inanç ve hedef birliği varsa bunu yapmaları kolay olmaz ve sonuçta alamazlar. Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında Medine’de ki yahudiler ve mühafıklar toplumu ifsad etmek için çok çaba sarfetmişlerdi, ancak iman birliği karşısında pek fazla yol alamadılar ve etkileri çok sönük ve sonuçsuz geçti. 

 

2) Münafık ve iki yüzlü insanların güçlü oluşu :

      Güç psikolojisi insana her şeyi haklı ve makul gösteren bir durumdur. İnsan güçlüyse haklı olduğuna inanmaya başlar. Münafık ve ikiyüzlü insanlarda güç oluşmaya başlıyorsa toplumsal ifsadda başlıyor demektir. Çünkü içi bozuk insanlar, içindeki hastalıkları ellerine güç geçirinceye kadar örterler. Sanki öyle birşey yokmuş gibi davranırlar. Allah, kitabında münafıkları anlatırken “Sen onları yüzlerinden ve konuştukları zaman sözlerinden tanırsır” diyor. Bu fesad çıkarmaya temayyüllü insanların iki önemli özelliğini ortaya koyan bir ayettir. Çünkü yüzler, özelliklede gözler “eğer doğru okunabelirse” insanın iç dünyasını ele verir. Toplumda fesad çıkarmaya niyet etmiş insanların bakışları hiçte masum değildir. İmam Gazali’nin de işaret ettiği gibi gözlerle kalp arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Ayetin ikinci kısmı olan, sözlerinde tanırsın ifadesi, fesat çıkaracak kişinin (münafığın) sözleride masum değildir. İçinde birçok birbirini tutmaz çelişkili sözler ve abartılı ifadeler barındırır. Abartı ise, içerde sakladığı tam tersi düşünceleri saptırmak içindir.

 

3) İç dünyası karışık bilinç altı dolu kişiler:

     İnsanın hayatı küçük yaşlardan itibaren aldığı yaralarla doludur. Bu yaralar bir süre devam eder ve insanın hayatından uçar gider diye düşünülür, ancak çoğu kez hiçte öyle olmaz. Çünkü yaşanılan sıkıntı ve acılar bilinç altına atılır. Bilinç altıda bir süre bekleyen acılar fırsat ve uygun ortam bulunca ortaya çıkar. Bu ortaya çıkış iyimser bir niyetle olmaz. Toplumda fesad çıkaran insanlar içi fesad dolu, yaralı olan insanlardır. Çocukluğunda beri acı çeken insanlar ilerki yaşlarında da topluma çok acı çektirecek insanlardır.

 

4) Gelişi güzel, kuralsız yaşamak isteyenler:

     Kuralsız ve gelişi güzel yaşamak, şeytanın insan nefsine verdiği bir fısıltısıdır. İnsan kendisini serbest bıraktıkça, hiç arzu edilmeyen yerlere gelir. Buraya gelirkende çoğu kez yanlız gelmez ve etrafında birçok insanıda sürükler. İşte yapılan bu işlemin adı ifsattır. Rahman insanı yaratırken kurallı ve ilkeli olarak yaşamasına göre yaratmıştır. Ancak insan nefsi, sanki bu dünyadayken cennette yaşıyormuş gibi rahat ve canını istediği gibi hareket ettmek ister. Bu da toplumsal karışıklığa ve ifsada yol açar. Bir işletmede mevcut duruma ve kurallara uymamada ısrar eden insan oradaki tüm çalışanlar üzerinde olumsuz etki yapar. İste bunun adı iftattır. Şeytan toplumda kendi gibi fesad çıkaran insanları görmek ister ve bundan memnun olur. Çünkü şeytanın en büyük ameli kişisel ve toplumsal fesadın çıkmasına katkıda bulunmaktır.

 

      Bize düşen ise, kendimize gelip nefsimizi kontrol altında tutup ferdi ifsatlardan kaçınmak. Toplumu bozup kendi çıkarlarına hizmet etmek isteyen insanlara duyarsız ve gözleri kapalı kalmamak. Toplumsal iyileşmede, şeytanın iktidarının eritip, Rahman’ın iktidarına katkı sağlamak.

      Bozulmaya ve fesada karşı duyarsız kalmayanlara, mücadele edenlere selam olsun..

 

 

  [email protected]