Rüya mı, kabus mu?
Biz rüyası olan bir ümmetiz… Biz rüyasız yaşayamayız… İnancımıza göre güzel rüya nübüvvetten bir cüzdür… Masumiyetin yansımasıdır…
25/12/2017 - 14:04

Güzel insanlar güzel rüyalar görür…
 
Rahmani rüyalarımız yoksa kâbus, kaos, karabasanlardan kurtulamazsınız… Ama öncelikle şeytani rüyalara kendimizi kapatmak durumundayız…
 
Hz. Yusuf (a.s)’ın Mısır diye bir rüyası olmasaydı, Mısır’ın iktidarı kendisine nasip olur muydu?
 
Hz. Muhammed (s.a.v) fethin rüyasını görmemiş olsaydı Mekke’nin kapıları kansız bir şekilde kendisine açılır mıydı?
 
Hz. Ömer (r.a) Kudüs’ün rüyasını gördükten sonra Beytül-Makdise girmek nasip oldu…
 
Atını Atlas Okyanusuna süren Ukbe b. Nafi’nin bir rüyası vardı…
 
80 küsur yaşında Bizans surlarının gölgesinde gömülmeyi vasiyet eden Ebu Eyyübe’l-Ensari’nin kuşkusuz bir rüyası vardı…
 
Fatih Sultan Mehmet’in bir rüyası olmasaydı Konstantiniyye İstanbul olmazdı…
 
Tarık bin Ziyad’ın rüyası olmasaydı geriye dönüş gemilerini yakamazdı…
 
Fetih bir rüyanın nakış nakış işlenişidir.
 
Biz rüya görmeye can attıkça gördüren gördürecektir…
 
Büyük uykuya dalmadan büyük rüyalar görmeliyiz… Küçük rüyalar bizi kesmemeli… Yoksa oldurmalı, güzel rüyalar ortaya çıkarmalıyız…
 
Gaflet girdabında yüzenler rüya göremez…
 
Uyanmalıyız şimdi rüya vaktidir…
 
Hep uykuda kalarak rüyalar gerçekleşmiyor… Riyaların gerçekleşmesi için önce uyanmalıyız… Ve de bir uyandıran yani uyaran olmalıyız…
 
Malcolm X’in dediği gibi:
 
“Bir uyanık bir toplumu uyandırmaya yeterlidir…”
 
Rüyalarımızın gerçekleşmesi bir bedel gerektirir…
 
Adanmışlığımız, aşkımız, arınmışlığımız kadar rüyalarımız gerçek olur…
 
Yakînimiz kadar rüyalarımız yakın olur…
 
Ruhsuzların rüyası olmaz… Kapat gözünü, aç gönlünü görmek istediğini işte o zaman görürsün…
 
Rüyalarımızın peşinde nasıl koşacağımızı biliyor muyuz?
 
Rüyalarımız için cehd, vecd, aşk, ahd, and, feyz lazım…
 
Evet bedelsiz rüya yoktur… Beleş rüyalar boştur…
 
Bizim rüyamız mazluma umut… Kimsesizlere kimse olma… Çığlığa cevap alma arayışıdır…
 
Bizim rüyamız Afrika’da su… Suriye’de sulh… Kudüs’te özgürlük… Arakan’da adalet olmaktır…
 
“Her ülkenin toprağında bir secdem olmalı” diye bir rüyaya yatmalıyız…
 
Bizi rüya olarak görenlerin hatırına, bizi rüyasında görenler aşkına harekete geçmeliyiz…
 
Biz bir zamanlar birilerinin rüyasıydık, peki bizim rüyamız kimler için?
 
Rüyası olduklarımıza borcumuzu ödemek zorundayız…
 
Rüyamız hangi yüzlerde şenlenecek… Bizi geçecek nesillerin rüyasına doğrulmalıyız…
 
Mesele sadece rüya görmek değil iliklerine kadar rüya ile yoğrulmak… Rüyamızla bilenelim, rüyamızla bilinelim…
 
Rüyamız insana dair… Islaha dair… İnşaya dair…
 
Davamızı rüyamız kılmazsak yoruluruz…
 
Yoksa rüya göremeyecek kadar yoğun muyuz yorgun muyuz?
 
Rüya görecek vaktimiz mi yok? Mecalimiz mi?
 
Biz rüya kısırlı ve kusurlu değiliz…
 
Şimdi rüyalarımızı yenileme zamanı…
 
Rüyanı unutma, ruhunu kaybedersin…
 
Dün paramız, pulumuz yoktu ama rüyamız vardı…
 
Yine rüyalara uyanmak umudu ve aşkı ile…