İMANIN KAZANIMLARI
“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.”(16/Nahl, 97)
17/06/2013 - 15:46

1-İnsan niçin iman eder?

Çünkü iman, doğal bir ihtiyaçtır. İnsanın fıtratında inanma, bağlanma ve güvenme hisleri temel özelliklerdir.

İnsan, inanmadığı zaman, bağlanmadığı ve güvenmediği zaman  yaşamanın  bir  anlamı  ve  değeri kalmaz.

Her insan bir şeylere inanır, ama kurtarıcı olan iman, hakka/doğruya inanmadır.

İnanmamak veya  şeytana tâbî olmak ve azgınlaşıp kendini Allah’a muhtaç görmemek, hayatının hesabını vereceğini unutmak, kendi kendine yeterli olduğuna inanıp her dakika soluduğu havayı verene nankörlük/küfr etmek, cehenneme dâvetiye çıkarmaktır.

Fakat, doğru bir şekilde iman edip, Allah’ın hidâyetine uymak, cennete adım adım yaklaşmaktır.

“Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple, onun işitmesini ve görmesini sağladık. Sonra da ona gideceği yolu gösterdik. Ya şükreder (bu yoldan gider) ya da küfreder. Kâfirler için elbette zincirler, halkalar ve alevli cehennem hazırladık.”(76/İnsan, 2-4)

“İman edenlere ve doğru hareket edenlere müjdele ki, onlara altından nehirler akan cennetler vardır...”(2/Bakara, 25)

 

2-İslam saadetin diğer adıdır

İslam bu saadeti kendine tabi olanlara veya kendini ciddiye alanlara  yalnızca âhirette mutlu bir hayat sağlamakla kalmaz; bu dünyada da huzur, saâdet ve büyük bir güç kazandırır.

“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.”(16/Nahl, 97)

Mü’min erkek ve kadınlara Allah, bu dünyada iyi bir geçim hazırlar. İman ve sâlih amelin mükâfatı olarak böyle bir hayatı ona kolaylaştırır. Âhiretteki ecri ise daha güzeldir.

Mü’min olup sâlih amel işleyenlere vaad edilen dünyadaki güzel hayat, bir çok şeyle gerçekleşir. Rızâ, gönül huzuru (itmi’nan), iç rahatlığı  (İnşirâh-ı sadr), mutluluğu hissetmek ve rahat geçim. Bunlar, maddî ve dış etkenlere bağlı değil; iç etkenlere, gönle bağlı hususlardır.

Gönüllere tasarruf edebilen de ancak Allah’tır.

İmanla beraber olan sâlih amelin mükâfatı, dünyada tertemiz, hoş bir geçimdir. Nimetlerle donatılmış, varlıklı ve zengin olmak önemli değildir. Bazan zenginliğin tertemiz, hoş bir geçimi engelleyen dünya ve âhiret belâsı olduğu bilinmelidir.

Hayatta yetecek kadar maldan başka, geçimi güzel kılan çok şey vardır. Allah’a bağlanma ve O’nun gözetimine, himayesine ve rızâsına sığınma vardır. Sıhhat, sükûnet, bereket, evde rahatlık ve gönülden sevgi vardır.

Amel-i sâlihle huzur bulmak, onun gönüldeki ve hayattaki izleri vardır. Mü’min olarak sâlih amel işleyenin dünyada nâil olacağı hoş ve güzel geçim, onun âhiretteki sevâbını azaltmaz. Tersine, Allah onun sevâbının, dünyadaki amelinin en güzeli üzerine olacağını va’detmiştir.

Cömert ve Kerim olan Rabbimızın hazineleri, sevâbı ne büyüktür!    (A. Kalkan Müslümanın Akaidi, s: 63-67)

 

2-Müjdeler mü’minler içindir

“Allah, sizden İman edenlere ve sâlih amel işleyenlere, kendilerinden öncekileri halife/hükümran kıldığı gib, onları da yeryüzünde halife/hükümran kılacağını, kendileri için râzı/hoşnut olduğu dinlerini, yine onlar için uygulamaya koyacağını ve korkulu hallerini güvene çevireceğini vaad etmiştir. Çünkü onlar, yalnız bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi şirk koşmazlar.”(24/Nûr, 55)

“Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Gafûr ve rahîm olan Allah'ın ikramı olarak orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır.”(41/Fussilet, 30-32)

“İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.”(13/Ra’d, 29).

3-Allah (cc) onları destekler

“... Allah, onların kalbine İmanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir...”(58/Mücâdele, 22).

Onlara yardımcı olmak Allah’ın bizzat kendi üzerine yazdığı bir görevdir. “Mü’minlere yardım etmek, bize haktır (bize düşen görevdir).” (30/Rûm, 47).

Allah onlar için gerçek mevladır

“Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O'dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!”(22/Hacc, 78)

“Eğer (imandan) yüz çevirirlerse, bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!”(8/Enfal, 40)

 

5-Şeytandan korunurlar

Şeytanî güçler onları ezmeye yol bulamaz

“Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.”(16/Nahl, 99)

“...Ve mü’minlere karşı kâfirlere asla yol vermeyecektir.”(4/Nisâ, 141).

Yani, Allah, kâfirlerin bazı zamanlar üstünlük sağlasalar da, dünyada mü’minlere musâllat olarak, tamamen ortadan kaldıracak şekilde istilâ ve işgal etmelerine yol vermez.

Yani, her durumda düşmanınızla cihaddan korkmayınız. Kuvvetten düşmeyiniz. Siz üstünsünüz, yani İman ediyorsanız, sonunda zafer sizindir. Çünkü İman, kalbe güç verir, Allah’la olan irtibatı artırır ve düşmanlarına aldırış etmemeyi öğretir.

Bazı zamanlarda kâfirlerin, intikam olarak mü’minlere yol bulmaları, İmanlarının hakikatinda meydana gelen gedikten olmuştur.

“Andolsun Tevrat’tan sonra Zebur’da da: ‘Arza mutlaka sâlih (iyi) kullarım vâris olacak’ diye yazmıştık.”  (21/Enbiyâ, 105)

6-Allah (cc) iç huzuru ve doygunluğu onlara nasib eder

“Sonra Allah, Resûl'ü ile müminler üzerine sekînetini (sükûnet ve huzur duygusu) indirdi, sizin görmediğiniz ordular (melekler) indirdi de kâfirlere azap etti. İşte bu, o kâfirlerin cezasıdır.”(9/Tevbe, 26)

“İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.”(48/Feth, 4).

 

7-Korkmak, üzülmek, kedere yenik düşmek onlara uzaktır

“Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.”(3/Âl-i İmran, 139).

“Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.

Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır.

Dünya hayatında da ahirette de onlara müjde vardır. Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.”(10/Yunus, 62-64)

“KUŞKUSUZ, [bu ilahî kelâma] i-man edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hristiyanlardan ve Sâbiîlerden Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır; ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir.”  (2/Bekara, 62. Bir benzeri 5/Maide, 69)

“İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat verenler var ya, onların mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.”(2/Bekara, 277)

8-Allah’ın lütuf ve bağışı mü’minler içindir

“Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vâdini yerine getirmiştir. Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz. Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı. Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu. Ve andolsun sizi bağışladı. Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır.”(3/Âl-i İmran, 152).

9-Mü’minler hayırlı insanlardır

Mü’min, böylesine onurlu olduğu içindir ki, bir mü’mini kasten öldüren, ebedîyyen cehennemde kalır

“Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (4/Nisâ, 93)

“Şu bir gerçek ki, İman edip sâlih amel işleyenler, varlıklar dünyasının en hayırlılarıdır.”(98/Beyyine, 7)

Onun için mü’min ve onun organları satışa konu olamaz. Çünkü o meta değildir. Cenazesi bile değerlidir.

Onlar meymenet, yani uğurlu, hayır ve iyilik sahibidirler.

“ve imana ermişlerden ve birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.İşte böyleleri dürüstlüğe ve erdemliliğe erişmiş olanlardır;”(90/Beled, 17-18)

 

Hüseyin K. Ece

15.06.2013

Zaandam/Hollanda