Evinizin, kendinizin ve çocuklarınızın maddî, manevî temizliğine dikkat edininiz.
Ebu Mâlik el-Eş arî nin(ra) rivâyet ettiği bir hadis-i şerife kulak veriyoruz:

"Temizlik imanın yarısıdır. El-Hamdü Lillah mizan doldurur. Sübhanellahi Vel-Hamdü Lillahi yerle gökler arasir kazandırır.
17/01/2013 - 12:09

  Namaz nurdur. Sadaka hesap gününde iyi niyete açık delildir. Sabır ve sebat ışık saçıcıdır. Kur an okuyup amel edenler için lehinde, ondan uzak duranlar veya yüz çevirenler için alehinde delildir.

  Her insan belli bir istikamete doğru koşar. Canını bedel karşılığı satar; bu satışın sonunda ya onu azad edip hürriyetine kavuşturur yada helaka süsükler." [1]

   Bu hadis, bir çok açıdan üzerinde durulması gereken bir hadistir. Diğerlerini merak ve gayretlerinize terk ederek temziliğin, nezahetin İslâmdaki dağerine vurgu yapan ve dillerde en fazla dolaşan "Temizlik imanın yarısıdır" veciz ifadesinin üzerinde duruyoruz.  Her fıkıh kitabı tahâretle ilgili bilgilerle başladığını da unutmuyoruz..

Bu hassasiyeti paylaşmak için daha öncelere gidiyoruz. Rabbimizin, Rasûlü ne ilk emirlerinden olan şu emirleri ibret ve tefekkürle değerlendirilmelidir:

   “Ey örtüsüne bürünen!

   Kalk ve insanları hakka uyandır.

   Sadece Rabb ını yüce tanı.

   Temiz tut elbiselerini.

   Yüz çevir, uzak dur, terket putları, bütün kötülükleri ve bâtıl zihniyetleri.

   Çok görüp başa kakma yaptığın iyilikleri!

   Ve Rabb in için sabret, göster sebatını .”  (Müddesir 74/ 1-7)

   Bu âyetlerde tebliğ emri var, tevhid vurgusu var, dış temizlik var, iç temizlik var, güzel ahlâka irşad var ve inanılıp gönül verilen davada sabr ve sebat var.

   Hıra Dağı nda nazil olan âyet-i kerîmeler "Yaratan Rabbinin adıyla oku!"emriyle başlıyordu. Bunu "İslâm ın ilk emri Oku! emridir," diye biraz eksiğiyle sık sık tekrarlıyoruz.

   Ancak bilmemiz gereken bir gerçek daha vardır. Hıra da nazil olan bu ilk âyet-i kerimelerden sonra bir süre vahyin gelişi durmuş, daha sonra yukarıda zikredilen Müddesir Sûresinin ilk âyetleri nazil olmuştur. Yeni emirler ve irşad gelmiştir. Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" emrinden sonra tebliğde bulunma emri, maddî ve manevî temizlik emirleri nazil olmuştur. Dolayısıyla iç ve dış temizlik İslam ın ilk emirlerindendir. Zikredilen hadis-i şerifte de bu vurgunun varlığına iyi dikkat ediniz.

  Tevhid inancının safiyet ve berraklığında, ona zarar verecek kirlerden, bulanıklıklardan uzak durmanın son derece mühim olduğunda şüphe yoktur. İki cihan saadeti temelde buna bağlıdır. Onunla iç içe zikredilen dış temizliğin ehemmiyeti de gözlerden ve gönüllerden kaçmamalı, ihmale uğramamalıdır. Bedenimizin, elbiselerimizin, evimizin, eşyamızın temizliği de bu temizlik çerçevesindedir. Bu âile fertlerimizin sağlık ve sıhhati, huzur ve saadeti için de son derece lüzumludur.

  Kısaca mü minin bedeni, elbisesi, evi, iş yeri, bulunduğu ortam temiz olmalıdır. Görenin gönlüne ferahlık verecek derecede temiz.

  Elbise veya ev temizliği denilince de lüks ve pahalılık anlaşılmamalıdır. Sadeliğin kendine ait bir güzelliği ve olgunluğu vardır. Temizlik, pahalılık ve lüksten çok farklı bir şeydir. Temizlik mü minin şi ârı olmalıdır. İslâmın emri budur.

  Rasûlullah(sav) Efendimizin çevresinde bulunan ashabına söylediği şu sözler bizleri dış görünüşe dikkatte, tertip, düzen ve temizlik konusunda irşad edicidir:

    “Siz kardeşlerinizin yanına geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyin. Binekleriniz, üzerlerindeki eğerleriniz, semerleriniz, yükleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diğer insanların içinde vücuttaki güzel ben gibi göze çarpıcı ve güzel olun. Şüphesiz Allah çirkinliği, kötülüğü sevmez; çirkinleşmeyi de sevmez.” [2]

  Bir mü’min her zaman ve her yerde, giyiminin düzgünlüğü, endamının uyumluluğu ve davranışlarının olgunluğu takdir toplamalıdır.

   Esasen mü’min her şeyiyle güzel olmalıdır. Davranışlarıyla, cana yakınlığıyla, kullandığı kelimelerle, ifade gücüyle, taşıdığı niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle… Sadelikte güzelliği yakalayışıyla, zevk anlayışıyla, fıtrata güzel gelen şeyleri seçiciliğiyle, yakalayışları ve vurgularıyla takdir edilir, dostluğu istenilir ve arkadaşlığı arzu edilir bir insan olmalıdır.

   Aynı şey evi için de geçerlidir. Evler düzenli, temiz ve hijyenik olmalıdır. Elbette çocukların hali ve çocuklu evlerin durumu bilinir. Ancak bu ihmale sebep gösterilmemeli, evde sıhhatli bir ortamın daima varlığı korunmaya çalışılmalıdır. Bu, kendimiz ve çocuklarımız için son derece lüzumludur.

   Bir şeyi daha düşününüz. Daha dün temizlik nedir bilmeyen, taharet nedir anlamayan, halen de asıl ruhunu yakalayamayan batılılardan temizlik ve düzenlilik dersi alır, onlara imrenir hale geldiğimizi. Daha doğrusu neler kaybettiğimizi ve ne hale düştüğümüzü.

  Evlerimiz bizim ve çocuklarımızın en çok vakit geçirdiği, oturduğu, yattığı, kalktığı, gülüp oynadığı, yuvarlandığı, namaz kıldığı, yemek yediği yerdir. Yuva bizim yuvamızdır. O, bizlere yakışır şekilde olmalıdır. Bu eşyanın varlığıyla değil bizim duygu ve hassasiyetimizle ilgili bir konudur.

___________________________________________________

 (1)  Sahih-i Müslim, Tahâra (1/ 203).

 (2)  Bu hadisi Ebu Dâvud Sünen’inde, Libas (4/ 349-350), İmam Ahmet, Müsned’inde (4/ 180), Hâkim, Müstedrek’te, Libâs (4/ 183)’de rivâyet eder. Hâkim Ebu d-Derdâ dan(ra) rivayet ettiği bu hadis için; "İsnadı sahihtir" der. Zehebî de onu tasdik eder.