Sahabe Kardeşliği Nasıl Yaşadı?
Tarihin manevî açıdan en güzel dönemi, iman, ahlâk ve kulluğun en güzel örneklerinin sergilendiği altın nesil dönemidir.
04/06/2012 - 12:14

“En hayırlı ümmet” gibi en güzel vasfa sahip bu örnek nesil, asra “saadet asrı” denilmesine sebep olacak imanî, Rabbanî, ahlâkî, ulvî, insanî faziletlerle bütün nesiller için ideal bir toplum modeli olmuştur.

Bu seçkin nesil, Allah Resûlünün rehberliğinde Mekke’li muhacirlerle Medineli Ensar’ın öncülüğünde İslâm medeniyetinin temelini atmış, yeryüzüne manevî değerleri yaymayı en büyük görev olarak telakkî etmiştir.

EFENDİMİZİN KARDEŞLERİYİZ

Saadet Asrı Müslümanları iman ve takva yanında, sevgi ve kardeşlik, ülfet ve muhabbet, şefkat ve rahmet, emanet ve adalet gibi ulvî değerlerin öncülüğünü ve bayraktarlığını yapmışlardır. İman ehlini can kardeşi, kan kardeşi gibi kendisine son derece yakın görme anlayışı Kur’ânî ve Nebevî bir anlayıştır.

Peygamberimiz (sav), İslâm’a davetin ilk gününden itibaren İslâm’a gönül verenleri kardeş kabul etmiş; ırk, renk, kabile ayrımını reddederek bütün Müslümanların Allah’ın huzurunda ve hukuk önünde eşit olduklarını ifade etmiştir.

Kendisine yetişemeyen, kendisini göremeyen ümmetini “kardeş” olarak kabul etmiştir. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Peygamberimiz (sav), bir gün kabristana geldi ve Allah’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler yurdu! Biz inşaallah size kavuşacağız. Ama kardeşlerimizi görmeyi temenni ederdim, dedi.

Ashab-ı Kiram:

- Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ya Resûlallah? dediler.

Resûlullah (sav) şöyle cevap verdi:

-Sizler benim ashabımsınız, “kardeşlerimiz” ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir.

Onlar beni görmeden bana inananlardır”.

(Müslim: Taharet 39; Nesaî: Taharet 109; İbn Mace: Zühd 36; Malik, Muvatta: Taharet 38).

KARDEŞLİK SÖZLEŞMESİ

İslam tarihinde iki defa “Kardeşlik Sözleşmesi” yapılmıştır. Bunlardan biri hicretten  önce Mekke’de, diğeri hicretten sonra Medine’de gerçekleştirilmiştir. Mekke’de Kureyşli bazı Müslümanlar, bazı azatlı kölelerle kardeş ilan edilmiştir. Meselâ: Hz. Hamza Zeyd b. Harise ile; Ebu Ubeyde b. Cerrah Salim ile; Ubeyde b. Haris Bilâl-i Habeşî ile kardeş ilan edilmişlerdir.

İslâm tarihinde ikinci kardeşlik akdi Medine’de hicretten beş ay sonra Enes b. Malik’in evinde gerçekleştirilmiştir. Bu kardeşlik akdinde doksan kişi bir araya gelmiş, Muhacirlerle Ensar ikişer ikişer kardeş olmuşlardır. (Buharî: Edeb 67).

Meselâ: Peygamberimiz (sav) Hz. Ali ile, Hz. Ebubekir Harice b. Zeyd ile; Hz. Ömer Utban b. Malik ile, Hz. Osman Evs b. Sabit ile; Selman el-Farisî Ebu’d- Derdâ ile kardeş olmuşlardı. Resûlullah (sav), ashabı arasında kardeşlik akdi yaptığında Hz. Ali (ra)’yi  kendisine kardeş seçip ona: -Sen dünya ve ahirette benim kardeşimsin, ben de senin kardeşinim, buyurmuştur.

(Tirmizî: Menakıb 21; Hadis No 372).

ENSAR KUR’A ÇEKTİ

Mekkeli muhacirler, Medine’ye hicret ettiklerinde Ensar onları evlerinde misafir edip ağırlamak için âdeta yarış etmişlerdir. Gelen muhacirleri aralarında paylaşamamışlar, bu değerli misafirleri evlerinde ağırlamak için aralarında kura çekmişlerdir.

(Buharî: Menakıbu’l-Ensar 6). Her Medineli aile, bir muhaciri misafir etmişti.