HIRÇIN İNSANLAR
Hırçınlık, tahammülsüzlük dediğimiz bir olgunun dışa tazyikli bir şekilde yansıması olarak görülür. Tahammülsüzlük, kendi gibi olmayan, kendisine ait olmayan, kendisinin bir parçası olmayan şeylere, değerlere, düşüncelere karşı hiçbir zaman sabredemeyen, hoşgörüyle bakamayan bir tabiattır.
21/06/2010 - 12:22

       Hırçınlık bencillikten kaynaklanır. Bencillikse kişinin kendisinini merkeze oturtmasıdır. Etrafındaki kendisine uymayan kendisinin öngörmediği şeyleri yoketmeye, ortadan kaldırmaya, kendi isteği gibi bir hale getirmeye meyyal olan, fazla ölçüde bir sertliği içinde bulunduran, fırsatını buldukça bu tazyikini hiç çekinmeden, karşısındaki insanın ne düşüneceğini dikkate almadan, tamamen kendi isteği hale getirmek için sarfetmekte olduğu enerjinin tanımıdır da diyebiliriz.

 

      Hırçın insanların büyük bir kısmı bilinçaltında huzursuzluk taşırlar. Huzursuzluk ise en kısa manasıyla iç rahatlığı olmayan, psikolojik yapısı daha net temellere oturmamış insan demektir. Yani kendi zihininde ve yüreğinde sürekli endişe ve karamsarlık olan ve kendisine zarar gelebildiğinden korktuğu için hiçbir zaman rahat edemeyen bir psikolojik yapıya sahiptir. Dolayısıyla bu iki özelliğin ortadan kalması için insanın bilinçaltında rahat bir hale geçmesi gerekir. İnsanın zihin yapısındaki yerine oturmamış taşların insanın iç dünyasında yer almamış olmamış olması gerekir.

 

      İnsan bir çok bilgi edinir, bir çok şeyle karşılaşır. Bu değerler zihninde yada kalbinde birtakım yerlere oturur. İşte oturma esnasında problemler varsa, mizacında uygun değilse çelişkiler varsa bu onda iç huzursuzluk meydana getirecektir. İşte bu huzursuzluğunun dışa vurumu da hırçınlık olarak karşımıza çıkacaktır. Eğer o taşlar yerine çok güzel bir şekilde oturur ise kişide iç huzur dediğimiz durum oluşacaktır. Buda birçok problemin aslında kestirmeden halledilmesi anmında gelecektir.

 

      Hırçın insanlarda ve bundan sonra sıralayacağımız tüm problemli hallerden kurtulmanın, mevcut durumu ortadan kaldırmanın genel bir yöntemi vardır. Bir insanda hangi olumsuz bir durum varsa onun zıddı bir durum kişinin yapısında oluşturmaya çalışmalıdır. Bu belki ilk başlarda sıkıntı verici gibi gözükecektir. Ancak her değişimin bir parça sancısının ve adaptasyon sürecinin hiç bir zaman akıldan uzak tutulmamalıdır. Dolayısıyla hedefe ulaşırken, temizlenirken insanın göstereceği sabrın karşılığını arınmışlık ve düzelmişlik olarak bulacaktır. Bu ideal hale gelmek isteyen insanın ana çizgisidir!

 

      Hırçın insanlar gereğinden fazla öfkeli ve asabi insanlardır. Kendince çok haklı olduğuna inandığı bir duruma aşırı bir kızgınlık göstermek istetiğinde, bu durumda hemen bilinciyle kendine müdahale edip nefsine hemen şunu söylemesi gerekir.

“Bu normalde o kadarda  tepti gösterilmesi gereken bir birşey değildir. Ben bu duruma bu kadar fazla hırçınlık göstermemeliyim”.

 

       Kendi iç yapındaki bu huzursuzluğu atabilirse çevremdeki insanlarında huzursuzluğuna sebep olmamış olur.

 

       İşte bu düşünceler, bilinci ile nefsi arasında gidip gelmeler zaman sonra kişiyi başarıya dönüşecektir. Ve kişi zamanla bu huyundan büyük ölçüde kurtulmuş olacaktır. Ancak hemen şunu belirtelim ki insanın bir huyundan tamamen kurtulması onun birdaha hiç çıkmayacağı anlamına gelmeyecektir. Bu anlamda insan sürekli kendisini kontrol etmelidir. İnsan huyları bazen uyuyan virüslere benzerler, aynı şartlar oluşursa tekrar hayata geçebilirler.

 

      Zaten aksi halde insanın tüm hayatı boyunca kendini düzeltmesi ve arındırmasının ve olgunlaşmasının da bir anlamı kalmayacaktır!

 

Rahman’ ın tüm kötü huylardan bizi arındırması dileğiyle…

 

[email protected]