MUHABBETULLAH (ALLAH SEVGİSİ) 4
b-Sevgi bölünürse, tükenir
6-Sevgiye hazırlık;
a-Kalbi temizlemek
Pâk eyle gönül sarayını
Yâr gelecek kondurmaya
Bu ancak gönülden ‘lâ’ demekle mümkündür. Fıtratta bir ilâha teslimiyet vardır. el-İlâh’a teslim olmayanlar, ‘âlihe’ye yönelirler. İnsanın içi boşluk kabul etmez.
25/06/2009 - 09:29

      Hakkıyla “lâ” diyemeyenler, kalpte kir bırakırlar.. Böylesine kirli kalpte gerçek muhabbetullah yeşermez.

            b-Kalbi hazır hale getirmek,

            Kalp “illallah” dedikten sonra, muhabbetullaha hazırlanır.

            c-Kalbin gıdası

İnsan farklı şeyleri sever ve onlara yönelir. Kimisini tadar, kimisini kullanır, kimisiyle birlikte olmaktan haz alır. En fazla neyi seviyorsa, en fazla ona kavuşmaya gayret eder. Sevdiklerine kavuştukca sevinir, kalbi inşirah bulur, doyduğunu hisseder. Ama hiç bir zaman doymaz.

Muhabbetullah kalbin gıdasıdır. Dikkat edin kalpler ancak Allah’ın zikriyle itminan bulur âyeti buna işaret ediyor olsa gerek.

“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 13/28)

 

7-Sevgi mizandır

            a-Allah için sevmek

Allah'ı sevmek, diğer varlıkları sevme­meyi gerektirmez. Ancak yaratılanı yaratan gibi, yaratanı da yaratılan gibi sevmek küfürdür. Hristiyanlar Hz. İsa’yı Allah gibi sevdiklerinden, küfre girmişlerdir.

"İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutarlar, Allah'ı gibi onları severler. İnananlar ise çok Allah'ı severler." (Bakara, 2/165)

Abbâs İbnu Abdilmuttalib (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: "İmanın tadını, Rabb olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygamber olarak Muhammed'i seçip râzı olanlar duyar." (Müslim, İman 56, (34); Tirmizî, İmân 10, (2625).

Hz. Enes, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle buyurduğunu anlatıyor:

"Üç haslet vardır. Bunlar kimde varsa imanın tadını duyar: Allah ve Resûlünü bu ikisi dışında kalan herşeyden ve herkesten daha çok sevmek, bir kulu sırf Allah rızası için sevmek, Allah, imansızlıktan kurtarıp İslâm'ı nasib ettikten sonra tekrar küfre, inançsızlığa düşmekten, ateşe atılmaktan korktuğu gibi korkmak." (Buhârî, İman 9, 14, İkrâh 1; Müslim, İman 67, (43); Tirmizî, İman 10, (2626); Nesâî, İman 3, (8, 96); İbnu Mâce, Fiten 23, (4033).)

 

            b-Allah için sevmemek

“Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.” (Mücadile, 58/22)

“Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe, 9/24)

Ebu Ümâme (radıyallahu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle dediğini rivayet ediyor:

"Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanını kemâle erdirmiştir". (Ebu Dâvud, Sünnet 16, (4681).)

 

            c-Allah sevgisi aynadır

            Bu aynada mü’min, Allah’a nisbetle nerede durduğunu, ihlasını, boyunun ölçüsünü görür. Aynanın parlaklığı kişinin kulluktaki durumuyla orantılıdır.

Sevgisi güçlü olanların bu aynası parlaktır ve güzel şeyler gösterir.

 

            d-Allah sevgisi her sevgi için ölçüdür:

            Neyi ne kadar sevmemiz gerektigini Allah sevgisi belirler. Diger sevgiler, allah sevgisine nisbetle deger kazanır. Anne babamızı Allah emrettiği için severiz. Anne babamıza Allah bizi seveceği için iyilik ederiz.

Çocuğumuz Allah emaneti, hibesi, sürur kaynağı olduğu için severiz. Ona karşı görevlerimizi Allah belirlerdiği için severiz.

Başka şeyleri, başka insanları Allah sevgisine göre severiz. Allah’ın sevmediği, bize sevmeyin dediğini sevmek, muhabbetullaha tersdir.

Allah sevgisinin, diğer mahlûkâtı sevmeye engel olmadığını söylemiştik. Ana, baba, eş, evlâd, dünya ve dün­ya nimetleri de sevilir. Ancak bu sev­gi, Allah sevgisinden daha üstün ol­mamalıdır. Sevgi, insanı sevdiğine bağlar. Ondan ayrılmak ise en büyük ızdırap kaynağıdır. Aşırı derecede dünyayı seven ve ona bağlanan insan, bir gün ondan ayrılacağını düşündük­çe kahrolur. Allah'a ve âhirete inan­mayan ve hayat olarak sadece dünya hayatını kabul eden kâfir için, ölüm en büyük felakettir. Ölümü inkâr, Al­lah'ı ve âhireti inkâr kadar kolay de­ğildir. Kâfir için sevdiklerinden ayrıl­ma ve ızdırap kaynağı olan ölüm,, mü'min için sevdiğine kavuşma anı­dır.

 

8-Yamuk sevgi yamuk tavra sebep olur

            a-Kişi neyi seviyorsa onun kölesi olur

            Kişi neyi aşırı seviyorsa, onun emrine girer, adeta kul-köle olur. Sevgi hürmeti doğurur, tutku ise köleliğe götürür. Birine köle olmak sevginin değil, kendini değersizleştirmenin sonucudur.

Halbuki gerçek sevgide istenen, kendi benliği inkâr, yok etme, fenâya sürüklemek değil, durduğu yeri ve sevginin adresini bilmektir.

 

            b-Yanlış yapanlar yanlışı sevenlerdir

            İnsanların yanlışların kaynağı yanlış sevgilerindendir. Sevdalanadıkları nesneler, kişiler, hedefler onları yanlışa götürmektedir.

Ama Hakkı sevenler, bu sevgiyi eksen alırlar, Ona layık olanı sever, o sevgiyi yitirmemeye çalışırlar.

 

9-Üç Şey Allah’a mahsustur

İnsan bazı şeyleri sevebilir. Bazı şeylerden korkabilir. Birlerinden, bir yerlerden bir şey umabilir. Ama insan aynı anda sevgi, korku ve ümit duygularını yalnızca Allah’a karşı besler.

Bu üç duyguyu aynı anda herhangi bir şeye karşı besleyenler, korkulur ki biraz sonra onun tanrı sanmaya başlar. Zira insandan kaynaklanan bu üç duygu, hep birlikte sadce insanın sahibine aittir.

 

9-Allah’ı seven Rasûlüne itaat eder

“De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.” (Âli İmran, 3/31)

 

10-Allah'ı sevmenin ve Allah tarafından sevilmenin özelliği;

O'na, mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetli olmak, Allah yolunda cihad etmek, ve İslâm'ından dolayı kınayıcı-ı kınamasından korkmamaktır,

“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.” (el-Mâide, 5/54)