Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2903
Toplam 15271119
En Fazla 20355
Ortalama 2609
Üye Sayýsý 1175
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

Kemâl Kalpten Baþlar

Ebû Hüreyre radýyallahu anh, Rasûlullah aleyhi ve sellem‘in þöyle bu­yurduðunu haber vermiþtir:

"Allah sizin sûretlerinize ve mallarýnýza deðil, kalplerinize ve amellerinize kýymet verir."[1]
20/07/2012

Yine Hz. Ebû Hüreyre’den nakledilen uzunca bir hadiste Hz. Pey­gamber, kalbine iþaret ederek, üç defa “takvâ þuradadýr” buyurmuþtur.[2]

Ýnsan, kemâle âþýk bir varlýktýr. Onun mükerremliði de kemâle olan aþkýndan ileri gelmektedir. O kemâle kalbiyle ulaþýr. Zira bütün düþünce ve davranýþlarýn karara dönüþtüðü, büyüyüp geliþtiði yer kalptir. Vücu­dun en uç noktalarýna kan pompalayýp canlýlýk ve hareket getiren nasýl maddî kalp ise, düþünceleri hareketlendiren, davranýþlarý þekillendiren ve yönlendiren de manevî kalptir. Kalbin tasdik ve kararý olmadan yapý­lan iþler, zevksiz ve gönülsüz iþlerdir. Gönülsüz yenen aþýn ise, ya karýn ya da baþ aðrýtacaðý atasözlerimiz arasýna girmiþtir. Günlük hayatta çokça kullandýðýmýz “Bu iþe gönlüm yattý.”, “Buna içim ýsýnmadý.”, “Bu içime sinmedi.” gibi cümleler kalbin, insanýn hayatýndaki etkisinin ifadeleridir.

Kalbin Özellikleri

Ölüleri nasýl dirilteceðine delil isteyen Hz. Ýbrahim, “Yoksa inanmýyor musun?” sorusuna “Ýnanýyorum, fakat kalbimin iyice yatmasý için.” cevabýný vermiþtir. Bu cevap, kemâlin tatmin yerinin kalp olduðu gerçeðini yan­sýtmaktadýr.[3] Çünkü kalp, diðer organlarda bulunmayan fevkalade ehem­miyetli ve kritik bazý niteliklere sahiptir. Ýnsaný etkilemek iste­yen dost ve düþman güçler, melek ve þeytan, her zaman önce kalbin kapýsýný çalarlar. Mese­leyi temelden halletmek, beden ülkesini merkezden fethetmek isterler. Sonra kalp, akýl ve hislerin savaþ alanýdýr. Stratejik bir bölgedir. Kalp, göz gibi kapaðý, aðýz gibi dudaðý olmayan, yani dýþ etkilere daima açýk olan bir organdýr. Onu kapatmak ve faaliyetten men etmek imkâný yoktur. Has­talýklarýnýn, yanýlgýlarýnýn tedavisi de güçtür.

Kalp, süratle ve sürekli olarak hâlden hâle, þekilden þekile, kabul­den inkâra, inkârdan kabule geçen, dönen bir organdýr. Bir anlamda da “dünyaya kapalý Allah’a açýktýr”. Nazargâh-ý Ýlâhî’dir. Allah katýnda itibar merkezidir. Ýnsanlar görünüþe göre, Allah Teâlâ ise kalpte gizlenen duy­gulara, hareketlerin temelinde yer alan düþünce ve niyetlere göre hüküm verir. Hadisimizde vurgulanan, dikkatlerimize sunulan gerçek budur.

Deðer Ölçüleri

Ýnsanýn deðerlendirilmesinde ölçü olarak kullanýlan kýymetler hadi­simizde fizik yapý ve malî imkân, kalp ve amel olarak iki grup halinde belirlenmiþ bulunmaktadýr. Bunlardan ilk ikisi, sosyal hayatta ve beþeri ölçülerde itibar ve saygýnlýk vesilesi kabul edilse bile, bunlara aldanma­mak, yalancý tesellilerle avunmamak, gerçek deðerlendirme ve kýymet ölçülerine sahip çýkmak, kalp ve amellere dikkat etmek, Müslüman’dan beklenen akýllý, olgun ve Müslümanca bir anlayýþ ve davranýþtýr. Çünkü Müslüman geçici heveslerin ve sonlu deðerlerin deðil, sürekli ve ebedi mutluluklarýn, kýymetlerin peþindedir. Bu da kiþisel olgunluðu, kalbinin tatmini ve saðlýklý çalýþmasýyla mümkündür. Olaylarý, insanlarý ve dün­yayý, kalbinde inanç ölçülerine göre deðerlendirip ona göre bir tepki gösterebilenler, çevresini aþýp dünyayý etrafýnda döndürebilirler. Bu, sahip olunan kalbî kemâlin saðladýðý bir mutlu neticedir.

Kemâlin kýlýðý-kýyafeti ve mesleði yoktur. Çünkü o tamamen kalp iþidir. Kalp ise her insanda vardýr. Mesele, bu varlýðýn hikmetini kavra­yabilmek ve ona göre davranabilmekte düðümlenmektedir. Eskiler te­celli için önce kalbin ona yabancý unsurlardan arýndýrýlmasýný (tahliye), sonra güzelliklerle, ona dost unsurlarla donatýlmasý gereðini (أَلتَّخَلِّيثُمَّالتَّحَلِّيثُمَّالتَّجَلِّي) þeklinde belirlemiþlerdir. Çöp sepeti muamelesine tabi tutulmuþ, her yalancý deðere yer verilmiþ, kirletilmiþ, tabiî çalýþma düzeninden saptý­rýlmýþ, çalýnmýþ bir kalbin, sahibine saðlayacaðý saygýnlýk ancak “kalple­rinde derd bulunan”[4] münâfýklar dünyasýnda, “çevreye uyma anlayýþýnda” söz konusu olabilir. Fakat bu tür sahteliklerin geçerli olmadýðý kemâl ve gerçekler dünyasýnda bir deðer taþýmaz.

Ýnsanlarýn gözlerine hoþ görünmek için dýþ görünüþüne son derece önem veren, bunu insanlýk gereði ve borcu, diðer insanlarýn da hakký olarak deðerlendirenlerin, yegâne yaratýcý Allah Teâlâ’nýn deðer verdiði kalp evlerini temiz tutma gayreti içinde samimiyetle yer almamalarý izah edilebilir gibi deðildir. O halde gerçek olgunluk, biraz da gözlerin, top­lumun tepkilerinden çok, iç’in, gönlün dünyasýna çevrilmesi, kalbin hangi istikamette seyrettiðini gözetlemesiyle elde edilebilecektir. “Halkýn yuh çekmesi ile aferin demesi sende ayný etkiyi býrakmýyorsa, sen henüz olgunlaþma­mýþsýn demektir.” diyen ârifin, kemâl için koyduðu ölçü ne kadar doðru ve kemâlde kalbin yerini ne kadar açýklayýcýdýr.

Ýnsan

Ýnsaný üç K harfinden (Kafa, Kalp, Karýn) ibâret olarak tarif eden mütefekkir, kiþinin etkilenme yollarýný, avlanma odaklarýný, kendini ispat edebilmesi için sahip olduðu deðer merkezlerini topluca dile getirmiþ olmaktadýr. Bu üçün içinde, ýslaha da süreklilik kazandýracak olaný kalp­tir. Bu yüzden de ilahî tebliðler hep insanoðlunun kalbine yöneltilmiþtir. Ýslâm’ýn ilk yýllarýný göz önüne getirelim. Toplumdaki adaletsizlikten ve haksýzlýklardan, efendilerin kaba muamelelerinden kafalarý çatlayanlar, beyinleri zonklayanlar, bunlarýn yanlýþlýðýný görenler, hýnç ve kin du­yanlar; hayat standartlarý bakýmýndan karnýný doyuramayacak, beþerî ihtiyaçlarýný karþýlayamayacak durumda olanlar, Karunlar gibi zengin olanlar, haksýz kazanç yollarýna ve imkânlarýna sahip olanlar varken, Hz. Peygamber bu gruplardan herhangi birini veya birkaçýný çaðýrýp düzeni deðiþtirmeye kalkmamýþ, sanki bütün bu olumsuz durumlarý görmüyormuþ gibi davranarak, hepsine birden “Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinizi birleyin ve sadece ona kulluk edin.”[5]diye hepsinin kalplerine yönelik bir hitapta bulunmuþtur. Görüntüde bu çaðrý, yukarýda sýraladýðýmýz aksaklýklarýn hiç birinin çaresi deðildi. Ama gerçekte, hep­sinin temelli ve sürekli tedavisiydi. Çünkü insanlar, kalpleri kazanýlýrsa yönetilebilirler, kötülüklerden arýndýrýlabilirler, iyiliklere yönlendirilebi­lirlerdi. Çünkü gerçek kemâl, kalpten baþlardý. Ýslâm inkýlabýnýn ortaya koyduðu tarihi sonuç, kemâlin kalpten baþladýðýnýn kesin delilidir. Ýslâm mede­niyetinin, diðer medeniyetlerde bulunmayan özellik ve havasý da her­halde bu kemâlin, bu gönül iþinin izlerini taþýmasýndan kaynaklanmak­tadýr.

Kemâl ya da olgunluk öyle bir sonuçtur ki onu yýllar hatta asýrlar sonrasýndan algýlamak ya da tesirini hissetmek mümkündür. Tarihimizi dolduran kâmillerin kültürümüzde, gönlümüzdeki yerleri, herhalde on­lara Allah katýnda verilen deðerin, ilahi lütfun günümüze kadar uzanan bir neticesidir.

Gönül Kapýlarýna Kilit Vurulmaz

Gönül kapýlarýný kilitleyenler, ayetin ifadesiyle “gönüllerimiz per­deli”[6] diyenler, insan gerçeðine, insandaki kemâle karþý yaratýlýþtan var olan aþka sýrt çeviren gönülsüzlerdir. Ýnsanda olgunlaþma arzusunu öl­dürür, onu dar dünyevî kavramlar arasýna hapsederseniz, göstereceði tepkiye razý olmalýsýnýz. Aslýnda bu, sonucu mutlak maðlubiyet olan bir giriþimdir. Çünkü gönül kapýlarýna kilit vurulamaz. Gönüllerin, tatmin ol­duðu, kemâlin izini ve yolunu yakaladýðý, kokusunu aldýðý, insanýn kal­bini duyduðu, kendini bulduðu ocak ve ortamlarý da kapalý tutamazsý­nýz. Buna insaný razý edemezsiniz. Çünkü insandaki kemâl aþký, her türlü tedbiri aþacak güçtedir. Unutulmamalýdýr ki, Allah’a yönelmiþ gönüllerin önüne sed çekilemez.

Gönlüne hitap edemediðimiz insanlarý, duygularýna ve þehvetine cevap vermek suretiyle kemâle sevk edemezsiniz. Bu, bin bir tecrübe ile sabit sosyal bir gerçektir. Manevi tatmin arayan insanlýk, çeþitli adlarla anýlan gruplar bu gerçeðin canlý þâhitleridir.

Hadisimiz yukarýdan beri iþaret ettiðimiz bütün bu gerçeklerin özüne, insanýn deðerinin kalp ve amellerine baðlý olduðuna, þekli ve sos­yal mevkiiyle asla bir ilgisinin bulunmadýðýna dikkat çekmekte, meseleyi kökten halletmekte, inananlara yardým elini uzatmaktadýr.

Kalp Müstakim Oldukça…

Zorla deðiþik istikametlere, hatta inkâra sevk edilen ve fakat kalbi inancýnda sabit kalan kemâl sahiplerine olduðu kadar Allah Teâlâ’nýn kalbe bakýp hüküm verdiðine de Ammar b. Yasir ne güzel misaldir: Hz. Peygamber’in “Kalbini nasýl hissediyorsun?” sualine, “Ýman üzere sabit his­sediyorum.” cevabýný veren Ammar, Sevgili Peygamberimizden “Seni her sýkýþtýrdýklarýnda ayný þekilde davran!” ruhsatýný almýþ, inen âyet de (en-NahI16/106) onun kalbinin iman ile dolu olduðunu müjdelemiþti. Bu olay da gösteriyordu ki, önemli olan kalbin istikametini koruyabilmesidir. Nitekim bir hadîs-i þerîfte de pek açýk þekilde “Kiþinin kalbi saðlam ve müs­takim olmadýkça imaný da saðlam ve müstakim olamaz.” buyurulmaktaydý.[7]

O halde birer kemâl yolcusu olan Müslümanlarýn her þeyden önce kalplerine dikkat etmeleri, onun nelere meylettiðini, dünyayý nasýl de­ðerlendirdiðini, kendilerine ne türlü davranýþlarý önerdiðini, sevgi ve nefret güçlerini nasýl ve kimlere karþý kullandýðýný sürekli kontrol altýnda bulundurmalarý gerekmektedir. Çünkü “Allah, gözlerin hain bakýþlarýný ve kalplerin gizlediði duygularý bilir.”[8]

Kalbi çalýnmýþ, gönlü iþgal edilmiþ olmaktan Allaha sýðýnýr, “Hidâyet nasip ettikten sonra kalplerimizi kaydýrma, bize katýndan rahmet ihsan et.”[9] niyazýný tekrar ederiz.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Müslim, Birr 33; Ýbn Mâce, Zühd 9; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 285, 539.

[2] Müslim, Birr 32; Tirmizi, Birr 18; Ahmed b.Hanbel, Müsned, II, 277, 360; III, 135, 491.

[3] Bk. el-Bakara 2/260.

[4] Bk. el-Bakara 2/10.

[5] Bk. el-Bakara 2/ 21.

[6]. el-Bakara 2/88; en-Nisa 4/155.

[7] Ahmed b Hanbel, Müsned III, 198.

[8] Ðâfir 40/ 19.

[9] Âl-i Ýmran 3/8.

 

Bu yazý 3133 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

15 Sevvâl 1445 |  24.04.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

De ki: "Þüphesiz benim Rabbim rýzký dilediðine geniþletir-yayar ve kýsar da. Ancak insanlarýn çoðu bilmiyorlar."

( Sebe sûresi - 36)

Bir Hadis

Süheyb Ýbnu Sinan (ra) anlatýyor:

Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurdular:

"Mü'min kiþinin durumu ne kadar þaþýrtýcýdýr! Zira her iþi onun için bir hayýrdýr. Bu durum, sadece mü'mine hastýr, baþkasýna deðil.

Ona memnun olacaðý bir þey gelse þükreder, bu ise hayýrdýr;
bir zarar gelse sabreder, bu da hayýrdýr."


(Müslim, Zühd 64)

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

“Rabbim! Bütün iþlerimdeki ölçüsüzlüðümü, cahilliðimi ve hatamý baðýþla. Sen bunlarý
benden daha iyi biliyorsun.

(Buhârî, Deavât, 60; Müslim, Duâ, 70)

Hikmetli Söz

Nereden geldiðini unutma ki Nereye gideceðini unutmayasýn

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com